ASAYİŞ - 22 Aralık 2017 Cuma 02:53

Manisa'daki asker zehirlenmelerinde raporlar ortaya çıktı

A
A
A
Manisa'daki asker zehirlenmelerinde raporlar ortaya çıktı

Manisa 1. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığında yaşanan ve 1 askerin hayatını kaybettiği yüzlerce askerin etkilendiği besin zehirlenmesiyle ilgili Türkiye Halk Sağlığı Kurumu raporları açıklandı. Rapora göre askerlere yedirilen etlerin 27 saat dışarıda beklediği ortaya çıktı.

Manisa 1'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası’sında (Batı Kışla), çok sayıda askerin zehirlendiği ve er Hüsnü Özel’in hayatını kaybettiği gıda zehirlenmesi olayıyla ilgili tamamlanan soruşturmada iddianame ortaya çıktı. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında kışlaya yemek temin eden firma çalışanları ve askeri birliğin mutfak ve yemek sorumlu muvazzaf askerlerin de bulunduğu 35 kişi hakkında iddianame hazırlayarak dava açtı. 86 sayfalık iddianamede tamamı tutuksuz yargılanan 28 kişinin “taksirle ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak” suçundan 15 yıla kadar hapsi istenirken, 7 kişinin de “görevi ihmal” suçundan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Davaya konu olan 86 sayfalık iddianamede Adli Tıp Kurumu ve çeşitli kurumların hazırladığı raporlara yer verildi. 

Manisa 1. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığında 23 Mayıs, 16 ve 17 Haziran 2017 tarihlerinde yaşanan ve er Hüsnü Özel'in hayatını kaybettiği, yüzlerce askerin de etkilendiği besin zehirlenmeleriyle ilgili Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun raporları ortaya çıktı. Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada raporlar mahkemeye sunuldu. Kışlada hayatını kaybeden er Hüsnü Özel’in ölümünün besin zehirlenmesi olduğu ve ölümünden bir gün önce de hastaneye gittiği ancak “durumu iyi” teşhisiyle taburcu edildiği otopsi raporlarında yer alırken, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun raporunda askeriyeye dağıtılan yemeklerde ‘salmonella suşları’ bakterisi tespit edildi. Raporda Resmi Gazete'de yayınlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğe göre yapılan değerlendirmede de, askeriyenin kendi imkanları ve depolarıyla karşıladığı kışlanın suyunda da koliform bakteriye rastlandığı ve içme sularının yönetmeliğe uygun olmadığı açıklaması mahkeme kayıtlarına geçti. Zehirlenmeye yol açan hindi etinin sıcak suda çözdürüldükten sonra oda sıcaklığında 27 saat bekletildiği de görüntü kayıtları ile belgelendirildi.

Öte yandan, İzmir Adli Tıp Kurumunun otopsi raporunda er Hüsnü Özel’in kan kültüründe staphylococcus hominis, beyin ve sağ ile sol akciğer sürüntü kültürlerinde enterobacter cloacae ürediği belirtildi. Raporda er Hüsnü Özel’in besin zehirlenmesi dışında herhangi bir etkenle zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı ifade edilirken, askerin ölüm etkeninin kesin olarak tespit edilemeyen besin zehirlenmesi ve gelişen komplikasyon sonucu meydana geldiğinin oy birliğiyle kabul edildiği öğrenildi.

"İhmal olabilir" raporu

Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından oluşturulan heyetin raporunda ise er Hüsnü Özel’in ölümünün gıda enfeksiyonuna bağlı olduğu ifade edilirken, hastane acil servisinde kendisini tedavi eden doktorun ihmali olabileceği belirtildi. Raporda, “Ölen şahsın kışlada olması, genç yaşta olması, kronik hastalığı olmayan eğitimlere katılabilecek durumda sağlık yeterliliğine sahip olduğu, yapılan muayenelerce tespit edilmiştir. Ayrıca askerlik ve askerlik sırasındaki eğitim belli bir fiziksel kapasiteye sahip olmayı gerektirir. Bu yeterliliğe sahip kimselerin dış etkenler tarafından müdahale edilmedikçe bu şekilde ani bir ölüm gerçekleşmesi mümkün değildir. Şahsın ölüm zamanı gıda zehirlenmesinin olduğu bir dönemde meydana gelmesi ve kendisinin de buna maruz kalması, ayrıca otopside kan ve doku örneklerinin mikrobiyolojik analizinde stafikokus hominus, enterobakter clocac bulunması, askerin ölümünde bir gıda enfeksiyonuna bağlı olduğu kanaat edilmiştir. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun raporunda da belirtildiği gibi şahsın geçirdiği hastalıkla ölümü arasında nedensel bir bağ vardır. Ancak acilde ilk muayeneyi yapan ve biyokimyasal tahlilleri alan, tedavisini ve takibini yapan hekimin kusurlu olduğu konusunda (acilde bekletilme süresi, lenfopeni ve diğer vital bulgular göz önüne alınıp genel durum düzeldikten sonra mı bırakılmış, vital durumla taburcu arasında nasıl bir değişme olup olmadığı) şüpheler taşımaktadır. Ayrıca ölen askerin otopsi sonucunda her ne kadar gıda ve diğer insanlarda görülen bakterilerin olmayıp çevrede ve toprakta oluşabilecek mikropların kanda ve dokuda görülmesi, ayrıca akciğerde antrakoz görüntüsü olması, askerin iki defa enfeksiyon nedeniyle antibiyotikli tedavi görmesi ölen askerde bağışıklık sisteminin düşüklüğünü göstermektedir. Ayrıca alvolerin dolu olması şahısta viral solunum yolu enfeksiyonu da olduğu kanıt olarak düşünülebilir. Ancak bağışıklık düşüklüğü nedeniyle gıda zehirlenmesinin esas nedeni olmayıp, bağışıklık sistemi düşüklüğüyle birlikte bu ölümün meydana geldiği kanaatindeyim” ifadeleri yer aldı.

Yemeklerde bakteri bulgusu

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ege Ordusu Gıda Kontrol Müfreze Komutanlığının 29 Mayıs tarihli mikrobiyolojik gıda analiz raporunda da, askerlerin yedikten sonra besin zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldığı hindi etinde salmonella, E.Coli ve koliform bakterileri bulunduğu açıklandı. Yine askeriyeye dağıtılan salçalı spagettiye ait inceleme raporunda salmonella, koagülaz pozitif stafilakok, E.Coli ve koliform bakterilerinin tespit edildiği belirtildi.

İddianamede askerlerin zehirlendiği hindi etinin soğuk hava deposundan çıkarılma ve tüketilme süreçlerinin de usullere uygun olmadığı belirtildi. Askeriyenin mutfağındaki kamera kayıtları ve yemek hazırlanma süreçlerinin incelendiği raporda hindi etinin 22 Mayıs’ta soğuk hava deposundan çıkarıldığı, etin 4 derecede uygun sürede çözülmesi gerekirken, sıcak sudan geçirildiği ve oda sıcaklığı ortamında bekletildiği belirtildi. Teftiş raporunda ayrıca zehirlenmeye neden olan hindi etinin, soğuk hava deposundan çıkarıldıktan 27 saat sonra yemeğinin yapıldığı ve askerlere servis edildiği; bu durumun çözdürme ile muhafaza işlemlerine uygun olmadığı açıklandı. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda ise hindi etinin 7 saat boyunca su içerisinde bekletilip çözdürülmeye çalışıldığı ve kırmızı et ile aynı kıyma makinesinde parçalandığı ifade edildi.

Ayrıca Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 35 kişi hakkında ‘taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma, görevi ihmal’ suçlamasıyla açılan davada tamamı tutuksuz sanıklar, 8 ila 15 yıl arasında ceza istemiyle yargılanıyor.

Olayın geçmişi

Manisa 1. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığında 23 Mayıs, 16 ve 17 Haziran 2017 tarihlerinde yaşanan besin zehirlenmelerinde Hüsnü Özel isimli bir asker hayatını kaybetmiş yaklaşık 400 asker ise etkilenmişti. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla da firmanın 21 çalışanı gözaltına alınmıştı. Çalışanlardan 6’sı tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Tutuklu yargılanan sanıkların tamamı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 

Aykut Yeniçağ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt İdrar yanması şikayetiyle geldi geyik boynuzu taşı ameliyatı oldu Siirt’e idrar yanması şikayetiyle hastaneye gelen Fatih Aslan’da çıkan geyik boynuzu taşı 1 buçuk saatte temizlendi. Siirt’te 34 yaşındaki Fatih Aslan, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Yapılan muayene ve testlerin ardından piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve enfeksiyon tedavisi tamamlandı. Üroloji uzmanı doktor Miraç Ataman, gerçekleştirilen operasyon, hem tıbbi açıdan hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir başarı olduğunu söyledi. Ataman, "34 yaşındaki erkek hastamız, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleri ile acil servise başvurdu. Yapılan değerlendirme sonucunda piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve yatış yapılarak enfeksiyon tedavisi başarıyla tamamlandı. Tanı sürecinde yapılan Bilgisayarlı Tomografi (BT) görüntülemesinde böbreğin tamamını kaplayan, sert yapıda(950-1450 HU), literatürde staghorn olarak adlandırılan ve halk arasında ‘ geyik boynuzu taşı ’ diye bilinen büyük taş saptandı. Staghorn taşlar böbreğin tüm boşluklarını doldurup, tekrarlayan enfeksiyonlara ve uzun vadede böbrek fonksiyon kaybına yol açabildiğinden tedavisi hayati önem taşımaktadır. Biz de bu vakamızda, Perkütan Nefrolitotomi (PCNL) yöntemiyle böbreğe küçük bir cilt kesisi üzerinden girerek endoskopik cihazlarla taşları parçalayıp çıkardık. PCNL, özellikle çapı 2 cm’den büyük ve kompleks taşlarda altın standart kabul edilmektedir. Normalde staghorn taşların temizlenmesi uzun süren ve çoğu zaman birden fazla seans gerektiren zorlu bir süreçtir. Modern altyapısı sayesinde, ciltten tek giriş yolu açılarak yaklaşık 1,5 saatlik bir seansta böbreğin tüm taş yükü başarıyla temizlendi" dedi. Hasta Fatih Aslan, hastaneye idrar ağrısıyla geldiğini belirterek, "Böbrekte ciddi bir taş olduğu ve bu taşla doktor ilgilendi Allah razı olsun. Böyle bir taşın en az 3 ameliyatla alınacağı söylenildi. Tek seansta hallolması epey mutlu etti" diye konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de üniversiteli gençler çevreci projede görev aldı Edremit ilçesinde üç yıl önce hayata geçirilen Kazdağları Bal Ormanı projesine çok sayıda kişi ve kurum destek oluyor. Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksekokulunda İş-Kur Gençlik Programında istihdam edilen 30 öğrenci de Bal Ormanında kestaneler ile ağaç fidanlarını toprakla buluşturdu. Burhaniye Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı İlhan Deveci’nin öncülüğünde Bal Ormanında 26 kilo kestaneyi toprakla buluşturan ve 40 fidanı diken öğrenciler mutluluk yaşadı. Burhaniye Meslek Okulu Müdür Yardımcı İlhan Deveci, bu güne kadar 40 bin fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydederken hedefin 120 bin olduğunu söyledi. Projede görev alan öğrencilere teşekkür eden Müdür Yardımcısı İlhan Deveci, "Burhaniye Meslek Yüksekokulu olarak 30 öğrencimizi İş-Kur kapsamında istihdam ediyoruz. Bu Bakanlığımızın gençlere dönük bir projesi. Öğrencilerimiz toplumsal faaliyetlerde görev alıyorlar. Ülkelerine katkı sağlamak için caba sarf ediyorlar. Bu gün de onlarla burada kestaneleri toprakla buluşturduk. Fidanları diktik. Bal ormanı ve Balköy projesine katkıda bulundular. Onları iş hayatına hazırlıyoruz. Onu yaparken de sosyal sorumluluk projelerde önemli faaliyetlerde bulunuyorlar. Öğrencilerime teşekkür ediyorum" dedi. Projeye katılan öğrencilerden Elanur Zariç de, "Bu gün Bal ormanına fidan dikmek için geldik. Kestane tohumlarını toprakla buluşturduk. Fidanlarımızı diktik. Öğretmenlerimizin desteği ile ormanımıza katkıda bulunduk" İrem Çelik ise, "İş-Kur Gençlik programından geliyoruz. Ormanımıza katkıda bulunmak istedik. Şu an fidanlarımızı diktik. Kestane tohumlarını da toprakla buluşturduk" dedi. Esma Yılmaz da, "Burhaniye Meslek Yüksekokulundan geliyoruz. Biz İş-Kurda çalışıyoruz. Harçlığımızı kazanıyoruz. Bu gün arkadaşlarımızla birlikte buraya fidan dikmeye geldik. Kestanelerimizi ektik. Çok mutluyuz. Hocalarımızada çok teşekkür ediyoruz" dedi.