POLİTİKA - 28 Nisan 2020 Salı 16:03

MHP Genel Başkanı Bahçeli: 'İslamofobi faillerini uzaklarda aramaya hacet yoktur'

A
A
A
MHP Genel Başkanı Bahçeli: 'İslamofobi faillerini uzaklarda aramaya hacet yoktur'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İslamofobi faillerini uzaklarda aramaya hacet yoktur. Elbette herkesin inanç, ifade, yaşayış ve tercih özgürlüğüne saygı duyulmalıdır. Fakat hiç kimse de Müslüman mahallesinde salyangoz satma küstahlığına, bunu da aklama ve haklı çıkarma kütüklüğüne heves etmemelidir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı basın açıklamasıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bahçeli, yeni tip korona virüse karşı verilen mücadelenin sorumluluğunun ve sonuçlarının siyasetten ekonomiye, sosyal hayattan milletler ve devletler arası ilişkilere kadar pek çok alanda derin izler bırakmasının ve farklı bir dünyanın kapılarını aralamasının muhtemel olduğunu belirtti. İnsanlık tarihinde bu denli yaygın ve yoğun bir hastalık vakasına bugüne kadar rastlanmadığını vurgulayan Bahçeli, “Türkiye, Covid-19 hastalığının bulaşıcılığını önlemek, bu dönemi tatsız ve talihsiz bir fasıl olarak geride bırakmak için müttehit ve müttefik halde mücadelesini sürdürmektedir. Hakikaten ülkemiz salgına yönelik muazzam bir direnç ve duruş göstermektedir. Vatan ve vicdan hassasiyetini kaybetmemiş her Türk vatandaşı bu gerçeği bihakkın teslim ve teyit edecektir. Devlet-millet dayanışması aktif ve atılgan, alınan tedbirler doğru ve düzgün, atılan adımlar isabetli ve iradeli, açıklanan kararlar yerli ve yerindedir. Aynı şekilde hükümet basiretli ve başarılıdır. Türkiye Cumhuriyeti, seferberlik ruhuyla hem ülke içinde hem de ülke dışında yerleşik tüm vatandaşlarımıza anında yardım elini uzatırken merhametli ve müşfik yüzünü zorda kalan her ülkeye çevirecek kadar da duyarlı ve dirayetlidir. Olağanüstü bir krizin nasıl yönetileceği, Covid-19 kuşatmasının nasıl ve hangi stratejik mülahazalarla yarılacağı elbette vatanseverlik duygusuyla ve millete hizmet aşkıyla ispatlanmaktadır” açıklamasında bulundu.

Salgının hemen hemen bütün ülkelerin zaaf ve zayıflıklarını açığa çıkardığını belirten Bahçeli, Türkiye’de ise sağlık, güvenlik ve ekonomi başta olmak üzere her alanda tarihi ve tesirli önlemler alındığını, salgına karşı muhkem, muteber ve müteyakkız ölçülerde direniş sergilendiğini kaydetti. Bahçeli, Türkiye’nin salgına yenilmesini, acıklı ve aciz durumlara düşmesini bekleyen, dileyen, hatta bu maksatla inceden inceye faaliyette bulunan çevrelerin var olduğunu aktardı. CHP zihniyetinin yapılanı yıkmak, hakikati çiğnemek, var olanı yok etmek üzerine kurduğu muhalefet anlayışıyla tam bir garabet ve hezimete dümen kırdığını ifade eden Bahçeli, şu ifadeleri kaydetti:

“Aziz Atatürk’ün partisi Türkiye’ye diş bileyen, Türk milletine dirsek çeviren ayıplı ve ahlaksız bir siyasetin uçurum dibine yuvarlanmıştır. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi istismar ederek, Aleviliği bir din gibi göstermeye, bu şekilde takdim ve tarife kalkışan ucuz CHP zihniyeti milletimizin sinir uçlarıyla, inançlarımızın hassasiyetleriyle oynayacak kadar şuur kaybına uğramıştır.CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevinden başka her işe burnunu sokarak, her şeye karışarak, her telden çalarak zehirli emellerini birer birer tedavüle sokmaktadır.Alevilik; İslam diniyle mündemiç bir değer, bununla birlikte kültürel yaşayış ve yorum mirasıdır. Bunun aksini iddia etmek şöyle dursun, imasını dahi yapmak yüce dinimize hakaret ve hıyanettir. Alevi de bizim Sünni de bizimdir. Cami de bizim Cemevi de bizimdir.Ayrımcılık yapanlar asırlar geçse de Yezid’in safından hala ve henüz çıkmayanlardır.Bugünkü hassas ve nazik dönemde CHP’nin kasti ve bir hedefe matuf provokasyonları Türkiye düşmanlarına, İslam karşıtı cephede biriken müptezellere verilmiş kozdur, açık çektir. CHP’nin PKK’yla olan işbirliği ortadadır."

"CHP’nin FETÖ’ye sempatisi gizli ve saklı değildir”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın geçen haftaki cuma hutbesinde yaptığı konuşmayı hedef alan grupların olduğuna işaret eden Bahçeli, “Dini akidelerimize muvafık şekilde paylaştığı vaazına başta CHP zihniyeti olmak üzere Ankara ve İzmir Barolarının izansız, insafsız ve itibarsız tepkileri hayasızlığın siyaset ve hukuk kılıfına bürünmesi olarak görülmelidir. İslamofobi faillerini uzaklarda aramaya hacet yoktur. Elbette herkesin inanç, ifade, yaşayış ve tercih özgürlüğüne saygı duyulmalıdır. Fakat hiç kimse de Müslüman mahallesinde salyangoz satma küstahlığına, bunu da aklama ve haklı çıkarma kütüklüğüne heves etmemelidir. Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alarak, ‘sesi çağlar öncesinden gelen şahıs’ olarak itham etmesi, nefret dilinden bahsetmesi, İzmir Barosu’nun aynı tıynetin yörüngesine girmesi Yüce Allah’ın kelamıyla birlikte Efendimize ve dinimize vahim bir saldırıdır. Asıl nefret dili, asıl ilkel ve çağın gerisinde kalmış üslup aynısıyla sözü edilen baroların ruhuna yuvalanmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, Diyanet İşleri Başkanı’nın malum ve gündeme gelen, aynı zamanda manevi bir gerçek olan sözlerine aynen iştirak etmektedir. Nitekim biz çağlar öncesinden gelen nurlu sesin yaşaması ve yaşatılması konusunda yeminli millet ve maneviyat sevdalılarıyız. Hiçbir hadsiz Türk milletinin manevi değerlerini, milli emanetlerini sorgulayamaz, tartışmaların içine çekemez. Sorgulama ve çekmeye çalışanlar ise tarih, millet ve iman nezdinde bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Allah indinde son din İslam’dır. Bu sarih hakikati bilmek istemeyen, bilip de itiraf edemeyenler Müslüman Türk milletinin karşı kutbu, karşı cephesi, inanç ve iman muhalifleridir. Bunlara da ne söylendiği, nasıl bir tanım getirildiği maşeri vicdanda mahfuzdur. Milletimizin kabul ve inançlarıyla çelişenler, bununla da yetinmeyip saygısızlık ve sabotaja yeltenenler, Cumhur İttifakı’nın yüksek iradesiyle, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ihlaslı mukavemetiyle bozguna uğramaktan başka seçenekleri olamayacaktır. Hayat tarzına hürmet bahanesiyle, milli ve manevi bünyemize enjekte edilmek istenen sapıklıklara göz yumulmasını beklemek beyhude bir çabadır.Herkes aklını başına almalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi dinimize, diyanetimize, milli ve manevi değerlerimize yönelmiş her eli kırmaya, her emeli karşılamaya hazır ve muktedirdir” dedi.

Neşra Durmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlamasıyla ilgili bir mesaj yayımladı. Arpaguş, üç ayların insanın hayatını yeniden göz geçirmesi, Allah’a yönelerek kulluk konusundaki eksikliklerini gidermesi ve günahlardan af dilemesi için fırsat olduğunu belirtti. "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" İçerisinde nice feyiz, bereket ve hikmetler barındıran mübarek üç aylara kavuşmanın sevincinin yaşandığını ifade eden Arpaguş, "Bugün itibariyle mübarek ayların ilki olan Recep ayına girmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızda müstesna bir yere sahip olan, zihin ve gönül dünyamızda derin manalar taşıyan bu özel zamanlara bizleri ulaştırdığı için Yüce Rabbimize hamd ediyoruz. Bu kıymetli vakitlerin her anını hakkıyla değerlendirebilmeyi bizlere nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Yüce Rabbimiz dünya hayatını bizim için bir imtihan sahası kılmış ve bizlere en büyük sermaye olarak ömür nimetini bahşetmiştir. Hiç şüphesiz ömür nimetinin her bir anı paha biçilemez bir hazine değerindedir. Ne var ki insan çoğu kez gaflete düşerek bu nimetin değerini yeterince fark edememektedir. İşte üç aylar ve bu ayların içinde barındırdığı mübarek gün ve geceler, vaktin kadrini bilmemize ve zaman bilincini yeniden kuşanmamıza vesile olan bir maneviyat iklimidir. Hayatın hızlı akışı içinde ruhların dünya meşgalesi ile yorgun düştüğü bir vasatta idrak edilen üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. "İbadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız" Aynı zamanda Arpaguş, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Peygamber Efendimiz, ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bize bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır’ diye dua ederek bu mübarek zamanların önemine dikkat çekmiş; bu aylarda ibadetini artırmış ve müminleri de buna teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu müstesna zamanlar vesilesiyle her birimiz ibadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Niyetlerimizi, sözlerimizi ve davranışlarımızı gözden geçirerek daha samimi bir Müslüman ve daha iyi bir insan olma azmimizi pekiştirmeliyiz. Geçmişimizin muhasebesini yaparak hayatımıza çeki düzen vermek ve eksiklerimizi gidermek için bu mübarek vakitleri bir fırsat bilmeliyiz. Bu vesileyle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin üç aylarını tebrik ediyorum. İbadet, taat ve dualarımızı kabul buyurmasını, iyiliklerimizi katından bir rahmetle bereketlendirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."
Adana Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı Adana’da bir kargocu, müşterisine teslim edeceği kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı. O anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi. Olay, 18 Aralık’ta merkez Seyhan ilçesine bağlı Narlıca Mahallesi’nde meydana geldi. İnternetten bir ürün sipariş eden Sinem Şahin (20), kargosunu teslim alacağı gün evde olmadığı için kargocudan ürününü müstakil evinin giriş kapısına bırakmasını istedi. Eve geldiğinde kargosunun kapı yerine bahçenin ortasında olduğunu fark eden Şahin, durumdan şüphelendi. Güvenlik kamerası kaydetti Evinin güvenlik kamerasını inceleyen Şahin, kargocunun, adrese geldiğinde aracından inmeden kargoyu bahçeye fırlattığını gördü. Görüntüleri sosyal medyada paylaşan Sinem Şahin’in videosu viral oldu. Şahin, "Kargomu getirmek için kargocu beni aradı, evde olmadığımı söyledim ve kapıya bırakmasını rica ettim. Kargomu eve gelince kapı yerine bahçede görünce güvenlik kamerasına baktım ve kargocunun temassız teslimat yaptığını gördüm. Videoyu paylaşınca çok fazla izlendi. Kargocuyla da görüştüm ve videonun tuttuğunu, eğlenceli bir video olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı. Ürününün kırılacak bir ürün olmadığını ancak kargocuların dikkatli olması gerektiğini de belirten Şahin, "Kargomda kırılacak bir ürün yoktu ancak kırılacak bir ürün de olabilirdi. Kargocuların daha dikkatli olması gerek" dedi.
Antalya Antalya’dan toplanıp, Avrupa’ya gönderiliyor İlaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektöründe kullanılan defne yaprağı, Antalya’nın Akseki ilçesindeki orman köylüsüne geçim kaynağı oldu. Akseki’nin Sinanhoca Mahallesi’nde her yıl aralık, bazı yıllar ocak-şubat aylarında yaklaşık 4 haftalık dönemde hasadı yapılan defne yaprağı, yaklaşık 100 aileye önemli ölçüde gelir sağlıyor. Meydanda toplanıp tartımı yapılan defne yaprakları kilosunu 25 liradan firmalar tarafından yerinde alınıp işlenmek üzere götürülüyor,işlenmiş ürünler ise Avrupa’ya ihraç ediliyor. "3 bin dönümlük arazi üçe bölünüyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğünden alınan izin ile yaklaşık 3 bin dönümlük arazideki ormanlık alanı 3’e bölüp köy sınırları içerisinde kendiliğinden doğal ortamda yetişen defne ağaçlarının 3 yılda bir hasat yapılıyor. Hasat zamanında çoluk çocuk şafak vakti evlerinden çıkıyor. Dik yamaçlarda, kayalıkların arasındaki ağaçlardan defne yaprağı toplayan köylüler, traktör römorklarına yükledikleri defne çuvallarını, köy meydanında istifliyor. "Antalya’nın defne yaprağı ihracata gidiyor" Köylüler topladıkları defne yapraklarını köy meydanına getiriyor. Meydanında toplanan tartımı yapılan defne yapraklarını kilosunu 25 liradan satın alan çeşitli İzmir firmaları, işlemek üzere İzmir’e götürüyor. Özellikle ilaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektörlerinde kullanılan defne yaprakları ya da işlenmiş ürünler Amerika ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Yılın bu döneminde köylülerin büyük çoğunluğu defne kesimiyle uğraşıyor. 5 kişilik bir aile ortalama 60 bin lira gelir elde ediyor "Bu yıl 150 ton defne" Sinanhoca Mahallesi Muhtarı Erol Büyükarslan, bu orman arazisinde yetişen defne ağaçlarının kalite oranının yüksek olduğunu söyledi. Sinanhoca bölgesinin defne yaprağının Türkiye’deki en iyi defne yaprakları arasında yer aldığını dikkat çeken Büyükarslan, köylüler için önemli bir gelir kaynağı olan defne yaprağında geçen yıl 350 ton ile rekor kırmıştık. Bu sezon ise 150 ton defne yaprağı toplandı. Bunun nedeni ise bu yıl kesim yapılan bölmede defnenin daha az olmasından kaynaklandığını söyledi. Büyükarslan, "Kilosunu da bu yıl çok iyi fiyata verdik. 25 liradan ihale ederek satışını gerçekleştirdik. Geçen yılda 19 lira 30 kuruştan satmıştık. Köy halkı bu yılda çok iyi bir gelir elde etti. Defne, alıcı firmalar tarafından işlendikten sonra yurt dışına ihraç edilerek ülke ve ilçe ekonomisine de önemli katkı sağlıyor" dedi. "İşletme müdürlüğü gözetiminde toplanıyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri ise belediyeye ait özel ağaçlandırma sahalarının 1987 yılında koruma altına alındığını belirterek, 3 bölgeye ayrılan alanda defne kesimi yapıldığın vurguladı. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan ürünün yöre sakinleri için de önemli bir gelir kapısı olduğunu ifade eden yetkililer, işletme müdürlükleri gözetiminde defne yaprağı toplandığını belirtti. Defne kesimi yaparak aile bütçesine katkı sağlayan Hasan Hüseyin Arslan, her yıl dönüşümlü olarak defne kesimi yaptıklarını ve köylü olarak kesime hep birlikte girdiklerini, her yıl başka bölgelerde kesim yaptıklarını söyledi. Arslan,"Kesimi de zor. Köyde 70-80 aile çor çocuk defne kesimi yapıyoruz. Bizim için çok önemli bir geçim kaynağı" diye konuştu. "Defne Yaprağının şifaları" Defne yaprağı taze veya kurutulmuş halde kullanılabiliyor, ancak daha güçlü aroması nedeniyle kurutulmuş olarak kullanımı daha yaygın olarak kullanılıyor. Defne yaprakları, tanenler, flavonoidler, alkaloidler, linalol, öjenol, metil kavikol ve antosiyaninler gibi anti-inflamatuar, diüretik, antioksidan, sindirim ve anti-romatizmal özelliklere sahip maddeler içerirken mutfakta kullanımının ötesinde, yüzyıllardır tıbbi özellikleri nedeniyle tercih edildiği biliniyor. Ayrıca çaylarda, yağlarda ve doğal ilaçlarda da kullanılırlar.