GÜNDEM - 11 Mayıs 2019 Cumartesi 17:17

Milyonlar verilse de kendisiyle yaşıt kaktüslerini satmadı

A
A
A
Milyonlar verilse de kendisiyle yaşıt kaktüslerini satmadı

55 yıldır 2 bin 500 çeşit kaktüs yetiştiren aynı zamanda da koleksiyon yapan İzmirli 80 yaşındaki Ünal Vural, kendisiyle yaşıt olan ‘Altıntop’ cinsi kaktüsüne milyon dolarlar teklif edildiğini ancak manevi değerinden dolayı satmayıp koleksiyonunda sakladığını söyledi.

İzmir’in Urla ilçesinde yaşayan Ünal Vural, 55 yıldır kaktüs yetiştirip, koleksiyonunu yapıyor. “Kaktüs imparatoru”, "Kaktüs dede" gibi lakapları olan Ünal Vural, 2 bin 500'e yakın kaktüs çeşidini yetiştirdiğini ve topladığını söyledi. Vural, İzmir’deki seralarında ve depolarında sakladığı kaktüslerin sayısını ve miktarını bilmediğini ama en kıymetlisinin kendisi ile aynı yaşta olan ve 80 yaşındaki 'Echinocactus Grusonii' (Altınop) çeşidi kaktüsünün olduğunu söyledi. Vural, 80 yaşındaki Echinocactus Grusonii kaktüsüne milyon dolarlar teklif edilse dahi satmadığını ifade etti. 

Urla'da 30 bin metrekarelik arazisinde uzun yıllardır kaktüs üretimi yaptığını anlatan Vural, kaktüs ile sukulent türlerinin üretimini ve satışı yaptığını söyledi. Türkiye'deki en büyük kaktüs işletmeciliğini elinde bulunduran Vural, milyonlarca kaktüsü serasında yetiştiriyor.

“İranlılar; Iraklılar ve Kıbrıslılar satın almaya geliyor” 

Türkiye’de bu anlamda bir numara olduğunu dile getiren Ünal Vural, “Bir hayli seraya sahibim bir hayli de bitkiye sahibim. Türkiye’de bu hususta bir numarayım, mütevazi olamam. Türkiye’nin en büyük işletmesi bizde, tamamen yerli üretimdir. Baya da başarılıyız, belli oranda Türkiye’de dağıtımını yapıyoruz. Oldukça satışımız var. Yurt dışından gelen çok oluyor. İranlılar, Iraklılar, Kıbrıslılar oldukça meraklılar. Aslında bütün dünya şu anda kaktüs merakı var. Hatta bunun haricinde şu anda dünyada kaktüs noksanlığı var, bilhassa büyük bitkide çok büyük noksanlıklar var. Çünkü kolay kolay yetişmiyor. 40-50 senede meydana getirebiliyorsunuz, sattığınız anda bir daha onu aynı yerine koymak mümkün değil. Diğer yeşil bitkiler gibi değil, bir çınar ağacını bugün satarsınız, ertesi gün dikip iki gün sonra yine aynı boyda çınar ağacı koyarsınız. Ama bir kaktüsü 40-50 senede meydana getirirsiniz. Onun için bir kaktüsü yetiştirmek zor tabi ki” dedi.
Doğada 10 bin çeşit kaktüsün bulunduğunu, hepsini edinmenin mümkün olmadığını ifade eden Vural, 2 bin 500 civarında kaktüs çeşidi olduğunu ve çeşitte oldukça ileri olduklarını söyledi.

En çok talep ‘Altıntop’a 

En çok talebin dayanıklılığı ile ön plana çıkan ‘Altıntop’ denilen Echinocactus Grusonii’ye olduğunu belirten Ünal Vural, “Zaten kaktüs dediğimizde aklımıza ilk gelen ‘altıntop’ cinsidir. Renginin güzelliği, dikenin bolluğu, dayanıklılığı, uzun ömürlü 300 sene bile yaşayabilir, bir sene boyunca su vermeyin bana mısın demez, o derece dayanıklıdır. Kaktüs denince altıntop akla gelir. Ama binlerce çeşit de diğer kaktüsler var. Ufacık bir kaktüse bakıyorsunuz, koskoca çiçek açıyor. Renkler çok çarpıcı, değişik ve güzel. Aslında şu anda daha çok kaktüsten ziyade skulentler dikensiz gurup satılıyor. Bunların yetişmesi kolay 2-3 senede yetişiyor” ifadelerini kullandı.

“İyi tekliflerde bulunanlar oldu ama satmadım” 

Türkiye’nin en yaşlı kaktüslerini elinde bulunduran Vural, kendisine milyon dolarlar teklif edilse de kaktüslerini satmadığını dile getirdi. Her birinin ayrı bir manevi değeri olduğuna işaret eden Vural, “Hepsi bir değer. Onları kesinlikle satmıyoruz. Zaten onları satmak hata olur. Çünkü müşterinin çoğu onları görmeye geliyor. Burası bir müze gibi düşünün. Altıntop cinsi 45 senedir bende, 35 sene de eski arkadaşımdaydı. Tam 80 yaşında. Milyon dolar filan çok büyük para. Bize manevi değeri çok yüksek. Onun için de almak isteyen baya çok kişi oldu, iyi tekliflerde bulunanlar da oldu. Ama bir şeyi verirseniz bir daha yerine koyamazsınız. 1 milyon dolar lafı çıktı korkmaya başladım, çalmaya kalkarlarsa ne yapacağım” diye konuştu.

“Onlar benim evladım gibi üzerine titriyorum” 

Kaktüsleri evladı gibi gördüğünü anlatan Vural, “Ben sabahın 6 buçuğunda geliyorum. Oturuyorum onları seyrediyorum, bana mutluluk ve huzur geliyor. Hepsini sevesim geliyor. Kaktüsü pek sevemezsiniz çünkü her tarafı diken, gerçi bizim ellerimiz alışıktır. Evlatlarımız gibi, onların üzerine titriyoruz. Yeni çeşitler elde etmeye uğraşıyoruz” dedi.

5 binden 200 bin TL’ye kadar kaktüs var 

Serasında 5 binden 200 bine kadar çıkan fiyatlarda kaktüslerin bulunduğuna işaret eden Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların manevi değeri bulunuyor. Ayrıca her birinden tohum alıyoruz. Görsel olarak da gelen müşteriye onları gösteriyoruz. Onları görüp başka diğer kaktüsleri alıyorlar. Onun için onları satmak bizim için cazip değil, satmayı düşünmüyorum. Ama küçük kaktüsleri bol bol satıyoruz. Açıkçası bir sera kurup, içinde geniş yürüyüş yolları, kafeteryalar, kaya bahçeleri, kum tepeleri ve devasa kaktüslerin olduğu, ayrıca onun yanında maymunların, iguanaların, kuşların olduğu bir projem var.”  

Mihrap Düzöz - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman ADIMEK’in yıl sonu sergisi açıldı Adıyaman Belediyesi Kadın ve Gençlik Merkezi (ADIMEK) kursiyerlerinin yıl boyunca hazırladığı el emeği göz nuru eserler, ‘Üreten Kadın Güçlü Kadın’ sergisiyle vatandaşların beğenisine sunuldu. Adıyaman Belediyesi’nin kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımını artırmak amacıyla sürdürdüğü eğitim çalışmaları meyvelerini veriyor. Kadın ve Gençlik Merkezi bünyesindeki usta öğreticiler ve kursiyerler tarafından hazırlanan ürünler, düzenlenen görkemli bir sergiyle kapılarını açtı. Açılış törenine Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin yanı sıra Adıyaman Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, STK ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Programda yöresel kıyafetli çocukların müzik eşliğinde sunduğu çiğköfte yoğurma gösterisi katılımcılardan büyük alkış aldı. Serginin açılış konuşmasını yapan Başkan Tutdere, Adıyaman’ın her geçen gün daha dirençli ve modern bir kent haline geldiğini vurguladı. 2025 yılının son günlerinde umut dolu mesajlar veren Tutdere, "Belediye olarak şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için mesai mefhumu gözetmeksizin çalışıyoruz. Gün geçtikçe iyileşiyor, çocuklarımız ve halkımız için daha güzel bir Adıyaman’ı hep beraber inşa ediyoruz. Zor günler geride kalıyor; artık geleceğe tüm farklılıklarımızla ve umutla bakıyoruz. 2026 yılının, sorunlarını büyük ölçüde aşmış bir Adıyaman’ın yılı olacağına inanıyorum. Bir taraftan altyapı seferberliği yürütürken, diğer taraftan halkımızı kültür ve sanatla buluşturuyoruz. ‘Halkın belediyesi’ olarak her platformda vatandaşımızla iç içe olmak en büyük mutluluğumuz. Bugün burada sadece bir sergi değil, büyük bir felsefeyi ve emeği görüyoruz. Kadınların ne kadar üretken ve büyük bir güç olduğunun en somut kanıtı bu stantlardır" diye konuştu.
İstanbul Sultangazi’de kuyumcu vurgunu: Altınları alıp kayıplara karıştı İstanbul’un Sultangazi ilçesinde yıllardır kuyumculuk yapan bir şahıs, iddiaya göre mahalle sakinlerinden ’emanet’ adı altında topladığı yüklü miktarda altınla ortadan kayboldu. Şikayet üzerine kuyumcu sahibi polis ekiplerince gözaltına alınırken, mağdur sayısının ve vurgunun miktarının artabileceği belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, Sultangazi ilçesinde uzun yıllardır esnaflık yapan Atilla K., iddiaya göre vatandaşların yatırım amacıyla kendisine bıraktığı emanet altınları ve bir süre önce üzerine kayıtlı taşınmazları elden çıkarak kayıplara karıştı. Pazartesi günü dükkanın açılmaması ve telefonların cevapsız kalması üzerine dolandırıldıklarını anlayan vatandaşlar emniyete giderek şikayette bulundu. Dükkan önüne gelen onlarca mağdur, birikimlerinin çalındığını öğrenince büyük şok yaşadı. "Merdiven silerek biriktirmiştim, oğlum hasta" Mağdurlar arasında yer alan ve temizlik işçiliği yaparak birikim yaptığını belirten Güldane Yıldız, "Ben buraya 12 çeyrek altın ve bir yarım altın verdim. Bana telefon açıp adamın kaçtığını söylediler. Ben de koştum buraya geldim. Bunun sonu ne olacak? Altınlarımı geri versinler. Merdiven silmiştim, temizliğe gitmiştim. Benim çalışanım yok, oğlum hasta. Kiracıyım, 13 bin TL kira veriyorum, böyle olur mu? Sonumuz ne olacak, nereye başvuracağız, nereye gideceğiz? Ben gelip sorduğumda arada "Abla tamam, altınların burada duruyor, saklıyorum" diyordu. Allah’ım ya Rabbim, ne olacak, biz battık vallahi. Altınları getirip bize verecek, öyle olmaz. Ben fakir bir kadınım, kiracıyım. Merdiven silip evlere temizliğe gittim" dedi. Firari kuyumcu yakalandı Vatandaşların suç duyurusu üzerine harekete geçen Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kısa sürede Atilla K.’yı yakalayarak gözaltına aldı. Mağdur sayısının ve vurgunun miktarının artabileceği belirtiliyor. Gözaltında bulunan Atilla K.’nın emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.