EKONOMİ - 12 Mayıs 2023 Cuma 11:25

NASA ve Tesla’nın tedarikçilerinden Mega Metal, yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor

A
A
A
NASA ve Tesla’nın tedarikçilerinden Mega Metal, yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor

Nitelikli ve yüksek teknolojili bakır tel tedarikçilerinden Mega Metal, yurt içinde ve ABD’de yapacağı yeni üretim, teknoloji yatırımlarıyla kapasitesini ve ürün gamını artırmaya devam ediyor. Şirket 3 yıl içinde 50 milyon dolarlık yatırıma hazırlanıyor.

Kayseri’deki fabrikasında elektrik, elektronik, iletişim, enerji üretimi ve dağıtımı, elektroteknik, yenilenebilir enerji, ev aletleri, savunma ve otomotiv endüstrisinde kullanılan yüksek teknolojili elektrolitik bakır tel üretimi gerçekleştiren Mega Metal, üretim kapasitesini artıracak yeni yatırımlara hazırlanıyor. Aralarında NASA, Tesla, Airbus, Samsung gibi dünya devlerinin olduğu çok sayıda uluslararası şirketin tedarikçisi olan şirket, güneş enerjisi yatırımlarıyla da karbon emisyonunu sıfırlayıp sürdürülebilir üretim için önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. Şirketin Avrupa’nın en büyük ve en güçlü bakır tel üreticisi olduğunu belirten Mega Metal Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Turgut, “Hem iç pazarda hem de yurt dışında çok güçlü markalar, müşteri portföyümüzde bulunuyor. Şu anda özellikle Avrupa’da pazarın yüzde 70’inden fazlasını biz domine ediyoruz. Çünkü Avrupa’da bizim dışımızda bu kadar yüksek teknolojiyle üretim yapabilen ikinci bir şirket yok. Saç telinin standart çapı 0.10 mm, biz 0.05 mm kalığında saç teli üretiyoruz. Bu alanda Avrupa ve Türkiye’deki bütün üreticilerin toplam kapasitesi, tek başına bizim kapasitemize ulaşamıyor. Kayseri’deki tesislerimiz kurulduğu günden bu yana bir dakika bile durmadı, yüzde 100 kapasiteyle çalışıyoruz” dedi.

Bakırın yanına gümüş tel de eklendi

Yıllık 48 bin ton üretim kapasitesine ulaşan şirket, ürün gamını da çeşitlendiren teknoloji yatırımlarına devam ediyor. Kayseri’deki tesislerinde üretimini yaptıkları bakır telin yanı sıra gümüş kaplı tel de üretmeye başladıklarını, daha yüksek ısıya dayanıklı gümüş kaplamalı teli de ürün portföyüne eklediklerini belirten Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gümüş kaplamalı tellerin kullanım alanı farklı, biz sahip olduğumuz teknolojiyle bu ürünü tüm sektörlerin ihtiyaç duyduğu nitelikle üretebiliyoruz. Örneğin gümüş teller, son yıllarda büyük bir teknolojik dönüşüm geçiren sağlık sektörünün çok temel bir ihtiyacı ve Türkiye’de bizim dışımızda bir üretici yok. Avrupa’da da iki tane şirket var ancak onların da uzun vadede sektördeki konumlarında endişe verici ivmelenmeler söz konusu olabilir. Hedeflerimiz arasında ürün portföyümüze nikel kaplı telleri de eklemek var. Nikel kaplamalı teller, ABD pazarı için büyük bir potansiyele sahip, bu pazardaki örgütlenmemizi tamamladığımızda üretime başlayacağız.”

NASA ve Tesla’nın tedarikçilerinden Mega Metal, yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor

50 milyon dolarlık yatırıma hazırlanıyor

Turgut, şirketin kapasite sınırına dayandığını ve büyümesini sürdürmek için yeni yatırımlar yapması gerektiğini söylüyor. Kayseri’deki fabrika alanında yeni üretim hatları için yer kalmadığını bu nedenle Marmara Bölgesi’nde yer aradıklarını belirten Turgut, “Kayseri lojistik olarak çeşitli zorluklara sahip, maalesef Kayseri’yi limanlara bağlayan bir demiryolu hattı yok. Oysa Mersin ya da İskenderun’a bağlayan bir demiryolu hattı, bölgenin ihracatına çok ciddi bir katkı sağlayacak. Bu nedenle hem ihracat hem de iç pazar için Marmara Bölgesi’nde bir yer arıyoruz. Böylece hem yurt dışındaki müşterilerimize mal temin etme süremiz kısalacak hem de yurt içindeki müşterilerimize daha yakın olacağız. Yerli müşterilerimizin çoğu da ülkenin batısında üretim yapıyor” dedi. Şirketin bir diğer hedefi ise ABD’de üretime başlamak. Yılda 6 bin ton kapasiteli özel teller üreten bir şirketle görüşme halinde olduklarını ve yakın zamanda imzaların atılacağını belirten Turgut, “Hem yeni fabrika hem ABD yatırım hem de güneş santralleri için yaklaşık 50 milyon dolarlık bir yatırım takvimimiz var” dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Başkan Yazıcıoğlu: “Ecdadımızın mirasına sahip çıkıyoruz” Tokat’ta 537 yıllık geçmişe sahip Hâtûniye Camii’nin restorasyon çalışmaları devam ediyor. Sultan II. Bayezid’in annesi, Fatih Sultan Mehmet’in hanımı Gülbahar Hatun adına 1485’te inşa edilen ve Osmanlı Mimarisinin en güzel örneklerinden biri kabul edilen Hâtûniye Camii’nin restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, devam eden çalışmalar ve süreç hakkında Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan’dan bilgi aldı. Teknik ekibiyle birlikte halk arasında Meydan Camii olarak bilenen Hâtûniye Camii’nde devam eden restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Başkan Yazıcıoğlu, restorasyon sürecinde, caminin iç ve dış mekânında kapsamlı onarımların devam ettiğini belirtti. Vakıflar Haftası’nı kutlayan Tokat belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, “Tarih ve kültür şehri Tokat’ımızda ecdadımızın bize miras bıraktığı değerleri gelecek kuşaklara aktarmak için ilgili kurumlarımızla iş birliği içerisindeyiz. Gülbahar Hatun İmareti Hâtûniye Camii restorasyon çalışmalarını Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan ve teknik ekibimizle ziyaret ederek süreç hakkında bilgi aldık. Bu vesileyle dayanışma geleneği ve yardımlaşma kültürümüzün en güzel örneklerinden biri olan Vakıflarımızın Vakıflar Haftası’nı tebrik ediyor, tarihi eserlerimizde emeği olan tüm Vakıf çalışanlarına teşekkür ediyorum” dedi. Restorasyon çalışmalarını ziyaretinden sonra Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan’ı Müdürlük binasında ziyaret ederek, Vakıflar Haftasını kutladı.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Halkla araya mesafe koymanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Halkla araya mesafe koymanın, duvar örmenin, sokakla, çarşıyla, pazarla, mahalleyle, bağı zayıflatmanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur” dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 senesinin ilk genişletilmiş il başkanları toplantısında dava arkadaşlarıyla birlikte olmaktan gurur duyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İl Başkanları Toplantısı’nın sonuncusunu 30 Kasım tarihinde yaptıklarını 31 Mart seçimleriyle ilgili ön hazırlıklarını değerlendirdiklerini kampanya döneminde il ziyaretleri vesilesiyle görüştüklerini yakın istişare halinde olduklarını hatırlattı. Ziyaret ettiği 52 ilin halkın nabzını tutmanın yanı sıra seçim çalışmalarını da sahada görme fırsatı bulduklarını ifade eden Erdoğan, “Yine bu ara dönemde Seçim İşleri Başkanlıkları ve Seçim Koordinasyon merkezi temsilcilerimizle münhasıran bir araya geldik. 31 seçim çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettirirken teşkilatlarımızla irtibatımızı daima en üst seviyede tuttuk. 31 Mart mahalli idareler seçimleri rekabet seviyesi yüksek bir atmosferde demokrasi şöleni havasında gerçekleşti. Bölücü örgüt uzantılarının seçmeni baskı altına alma girişimleri dışında ülkemiz genelinde sandığa gölge düşürecek hiçbir olay yaşanmadı. Seçim öncesinde hatırlayacağınız üzere çok farklı kampanyalar vardı. Bu son seçim olacak, kehanetinden, ekonomiyle ilgili piyasaya sürülen teşkilata kadar pek çok algı operasyonuna maruz kaldık. Bunların hepsini boşa çıkardık. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca propagandaya rağmen 85 milyon olarak sandığın gücünü ortaya koyduk. Türkiye’nin demokrasi standardının nereden nereye geldiğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik” diye konuştu. “Vesayet odaklarının asla uyumadığını, asla pes etmediğini, uygun ortam ve fırsat kolladığını hepimiz çok iyi biliyoruz” Demokrasi asla ve asla sıfır toplamlı bir oyun olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasinin kazandığı bir yerde kaybeden olmaz. Sandığın itibarının arttığı bir denklemde galip 85 milyonun tamamıdır. Sivil siyaseti güçlendiren her sonuç Türk demokrasisinin istikbali adına eşsiz bir başarıdır. Bakınız biz 75 yıllık çok partili demokrasi hayatına iki darbe, iki muhtıra, iki darbe girişimi sığdırmış bir milletiz. Neredeyse 10 yılda bir demokrasimiz vesayet odaklarının saldırısına uğradı. En son 15 Temmuz’da 253 insanımızın canı pahasına tarihimizin en alçak darbe teşebbüsünü püskürttük. Bunların haricinde milli iradeyi gasp etmeye yönelik gizli açık daha nice girişimle karşılaştık. Vesayet odaklarının asla uyumadığını, asla pes etmediğini, uygun ortam ve fırsat kolladığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Son yıllarda FETÖ’cülerin ve marjinal yapıların da propagandasıyla bazı toplum kesimlerinde çok partili demokrasiye ve sandığa karşı istifhamların zemin bulmaya başladığını görüyorum. Gerek 14 Mayıs seçimleri gerekse 31 Mart mahalli idareler seçimleri demokrasi düşmanları tarafından körüklenen bu algıyı yerle bir etmiştir. 14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı seçimi yüzde 0,5 farkla ikinci tura kalırken 31 Mart seçimlerinde milli irade farklı şekilde tecelli etmiştir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak her iki seçim sonucunu da büyük bir olgunlukla karşıladık. Milletin iradesini öpüp başımızın üstüne koyduk. Sandık sonuçlarından dolayı milleti suçlama, kabahati millete atma gibi yollara tevessül etmedik. Nitekim 14 Mayıs’ta ortaya çıkan belirsizlik 28 Mayıs seçimleriyle giderildi. Millet yasamada olduğu gibi ülke idaresinde de mührü bize takdim etti, Cumhur İttifakı’nı açık ara lider yaptı. 31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde yine milletimizin takdiriyle Türkiye haritası daha fazla renge boyandı. 2019 seçimlerine göre daha çok sayıda siyasi parti il ilçe ve belde düzeyinde belediye başkanlığı kazandı. Bu tablo karşısında başkaları gibi 14 Mayıs gecesi sahnelenen ‘öndeyiz’ müsamerelerine başvurmadık. Parti olarak her ne kadar hedeflerimizin uzağında kalsak da 31 Mart seçim sonuçlarını müspet karşıladık. Bizim için önemli olan Türkiye’nin ve Türk demokrasinin kazanmasıdır. Biz siyaseti önce milletin önce memleketim şiarıyla yapıyoruz. Sandığın itibarına itibar katan her neticeyi partimizin oyları ne olursa olsun Türkiye’nin 75 yıllık çok partili demokrasi mücadelesinde aşılmış yeni bir eşit olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. “AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın olgun duruşu 31 Mart sonrasında siyasetin genel havasını da değiştirmiştir” AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın olgun duruşu 31 Mart sonrasında siyasetin genel havasını da değiştirdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Siyasi atmosferde oluşan yumuşama ikliminde siyasetçilerin mesajları kadar toplumda siyaset kurumuna yönelik güvenin artmasının da önemli payı vardır. Bu iklimin geçici bir bahar esintisi değil, Türk siyasetinin hakim karakteri haline gelmesini ümit ediyoruz. Samimiyetimizi ve yapıcı tavrımızı bugüne kadar muhafaza ettik. Türkiye’yi partiler arasındaki gerilim hattına mahkum etmek isteyenlerin başta 1 Mayıs olmak üzere çeşitli oyunlarına gelmedik. Muhalefetteki muhataplarımızın da dirayetli davrandığını görüyor bundan da ülkemiz siyaseti adına memnuniyet duyuyoruz. Siyasetçilerin sorumluluk bilinciyle hareket ederek bundan sonra sandığın itibarına gölge düşürecek sivil siyaset güveni sarsacak beyanlardan uzak duracaklarına inanıyorum. Bu seçimlerde sandığa giderek oyunu kullanan vatandaşlarımın her birine demokrasiye ve milli iradenin üstünlüğüne olan bağlılıkları sebebiyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Siz kurmay kadromuzun nezdinde teşkilatımızın her bir mensubuna, her bir dava arkadaşıma otuz bir Mart seçimleri, dönemi boyunca gösterdiğiniz gayret dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Rabbim hepinizden razı olsun” ifadelerini kullandı. “Son Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda geleneksel istişare kampımızı çok yakın bir tarihte toplama kararı aldık” Sonuçlara dair kapsamlı iş muhasebeyi partinin yetkili organlarını da yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, “Bugüne kadar merkez yürütme kurulumuzla, merkez karar ve yönetim kurulumuzla, AK Parti Meclis grubumuzda, fikirlerine kıymet ver dostlarımızla, kanaat önderlerimizle, partimizde daha önce görev almış yol ve dava arkadaşlarımızla siyaset bilinci akademisyen ve sivil toplum temsilcileriyle farklı vesilelerle bir araya geldik görüştük, konuştuk, düşüncelerini aldık. Bugün de il başkanlarımız ve teşkilat kademelerimizin diğer mensuplarıyla bir aradayız. İnşallah istişare halkamızı genişletmeye devam edeceğiz. Son Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda geleneksel istişare kampımızı çok yakın bir tarihte toplama kararı aldık. Önce milletvekillerimizle, ardından da inşallah belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Komplekse kapılmadan, eleştirilere kulaklarımızı asla tıkamadan bu süreci büyük bir özgüven ve şeffaflıkla yönetiyoruz. Bir defa şu gerçeğin gayet farkındayız. Hata değil yanlışta ısrar etmek kaybettirir. Siyasetin inişli çıkışlı serencamında esas mesele hep istikamet üzerinde kalabilmektir. Nereden geldiğinizi unutmazsanız hedeflerinizden de kopmazsınız. Bakınız biz siyasi hayatımız boyunca elde ettiğimiz her başarıyı zaferle bitirdiğimiz her mücadeleyi önce Allah’ın yardımına, sonra da milletimizin desteğine, duasına ve yanımızda olmasına borçluyuz” açıklamalarında bulundu. “Ne teşkilatlarımızın, ne belediyelerimizin ne de gönlümüzün kapılarını milletimize hiçbir zaman kapatmadık” AK Parti milletin kurduğu, tabelasını, milletin astığı, siyaseti daima millet için ve milletle birlikte yapmış bir parti olduğunu belirten Erdoğan, “Siyasette rotamızı bugüne kadar hep milletimiz çizdi, biz de milletin belirlediği yoldan hiçbir zaman sapmadık. İstişarelerimizi milletimize, derdimizi milletimize anlattık. Sorunlarımıza milletimizle birlikte çözüm aradık. Başarılarımızın sevincini yine milletimizle paylaştık. İhtiyaç duyduğumuzda her zaman milletimizi yanımızda bulduk. Millet bize bakınca kendini gördü, kendi meselelerini gördü. Ama aynı zamanda sıkıntılarına çözüm üretecek güçlü bir irade gördü. Toplumumuzun farklı kesimleriyle gönül köprülerimizi sağlam tuttuğumuz için Bugünlere kadar alnımızın akıyla gelebildik. Ne teşkilatlarımızın, ne belediyelerimizin ne de gönlümüzün kapılarını milletimize hiçbir zaman kapatmadık” dedi. “AK Parti milletin partisidir ve inşallah ebediyen öyle kalacaktır” AK Parti’nin milletin partisi olduğunu ve inşallah ebediyen öyle kalacağını ifade eden Erdoğan, “Biz şafak vakti evine ekmek götürmek için yola koyulan emekçilerin yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan rızık peşinde koşan çiftçilerin, helal lokmasına, haram bulaştırmayan esnafın, tüccarın, sanayicinin, vatanımız uğruna gözünü kırpmadan şehadete koşan kahramanların, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının teminatı olan gençlerimizin, ellerini değdikleri her yeri güzelleştiren bereketlerinden kadınlarımızın ülkemizin başarıları olarak gören tüm mazlumların velhasıl hangi kökene, hayat tarzına, görüşe mensup olursa olsun büyük ve güçlü Türkiye sevdalısı her bir yüreğin partisi olmayı sürdüreceğiz. Milletle kurduğumuz gönül köprülerini kimse yıkamaz. Siyaset milletin içinde, milletle omuz omuza sırta vererek yapılır. Halkla araya mesafe koymanın, duvar örmenin, sokakla, çarşıyla, pazarla, mahalleyle, bağı zayıflatmanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur. Bu konularda eksiğimiz hatamız, problemimiz, millete karşı bir kusurumuz varsa çok açık söylüyorum; mutlaka kendimizi düzeltmemiz gerekiyor. Partimizin ve davamızın geleceği her türlü şahsi kaygının her türlü kişisel hesabın üzerindedir” değerlendirmelerinde bulundu. Kampanya döneminde 52 ili ziyaret ettiğini bunun dışında diğer vilayetlerde farklı vesilelerle defalarca gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ziyaretlerimde şahit olduğum değişmez manzara şuydu; AK Parti’nin gerçekten inanmış, kendini adamış milyonlarca neferi var. Hepsi birer özveri abidesi olan bu kardeşlerimizin hakkını ödeyemeyiz. Karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek gece- gündüz demeden koşturan samimi AK Parti neferlerinin emeğini kusura bakmayın ama kibirleri boylarını aşan muhterislere kesinlikle kurban edemeyiz. Siyasetçisiyle kaprisli, bürokratıyla, lobisiyle, çıkar gruplarıyla kimse partimize gönül verenlerin fedakarlığını şahsi heves ve hesapları için zayi edemez. Biz buna göz yummayız, rıza göstermeyiz. Bu partinin genel Başkanı ve hepsinden öte bir neferi olarak böyle ağır bir vebali biz şahsen taşıyamayız. ’Olanda hayır vardır’ düsturuyla 31 Mart seçim sonuçlarını partimiz, hareketimiz ve davamız açısından hayra tebdil etmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktan kesinlikle çekinmeyeceğiz. Buradaki hiçbir arkadaşımın da bundan şüphe duymamasını istiyorum” şeklinde konuştu. “İstişare ve yenilenme sürecimizin sonunda AK Parti olarak yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam etmekte kararlıyız” "İstişare ve yenilenme sürecimizin sonunda AK Parti olarak yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam etmekte kararlıyız" sözlerinin kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “AK Parti’nin alamet-i farikası kendini daima yenileme, tazeleme, büyütme, geliştirme, yeni şartlara adapte etmek kabiliyetine haiz olmasıdır. Başlatmayı kararlaştırdığımız kongre sürecimizi bunun en önemli vesilesi olarak görüyoruz. Sizlerden bu süreci zehirlemek, aramızda nifak tohumları ekmek için pusuda bekleyen fitne tüccarlarına karşı dikkatli olmanızı bekliyorum. Biz 50 yıla varan siyasi mücadelemizde attığımız adımları bugüne kadar dedikodulara göre belirlemedik. Bundan sonra da belirleyemeyiz. Bizim temel bir kriterimiz vardır. O da hakka ve halka hizmet etmektir. Milletimizin nazarında ibra olan bizim gözümüzde de başarılıdır. Milletin sınıfta bıraktığı biz de baş tacı edemeyiz. İnşallah bu süreci ’kılı kırk yaran’ bir kuyumcu titizliğiyle yürüteceğiz. Kırarak, dökerek, dağıtarak değil, tam tersine toparlayarak birleştirerek, bütünleştirerek, kucaklayarak ilerleyeceğiz. Saflarımızı genişletecek, sıklaştıracak, partimizi daha da büyütmenin gayretinde olacağız. Yeni isimlerle, yeni değerlerle, yeni hizmet erleriyle kadrolarımızı tahkim ederken, partimizin emektarlarına ahdi vefasızlık göstermeyeceğiz. “ “Bizim AK Parti güç devşirecek isimlere değil, AK Parti’ye güç katacak ufuk, vizyon, dinamizm, heyecan katacak şahsiyetlere ihtiyacımız var” "Bizim AK Parti’den güç devşirecek isimlere değil, AK Parti’ye güç katacak ufuk, vizyon, dinamizm, heyecan katacak şahsiyetlere ihtiyacımız var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla partimizin çatısı altında AK Parti rozetiyle ülkeye ve millete gerçekten hizmet etmek isteyenlere kapımızı kapatmıyoruz. Ama siyaseti kariyer basamağı olarak görenlerle yol yürünemeyeceğini de geçmiş tecrübelerimizin ışığında çok çok iyi biliyoruz. Partinizi zirveye taşıyacak isimlerle kongrelerimizi birer yeniden diriliş, yeniden şahlanış vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Özünde bir gönül seferberliği olan kongremiz ancak böyle bir vizyon, kuşatıcılık ve hassasiyetle yürütülmesi durumunda bekleneni verebilir. Kardeşlerim unutmayın biz Türk siyasi hayatına damga vurmuş bir partiyiz. Biz üye sayısı itibariyle Türkiye’nin en büyük ailesiyiz. 21 yıllık iktidarlarımız bu dönemde bizden önce yapılan hizmet ve eserlerin katbekat fazlasını ülkemize kazandırmış bir hükümetiz. Nasıl Türkiye’nin Son 21 yılına mührümüzü bastıysak inşallah geleceğine de yine biz yön vereceğiz. Şu an burada bulunan her bir kardeşim Türkiye yüzyılının inşasına emeğiyle, alın teriyle, mücadelesiyle katkı sunan bir millet sevdalısıdır. Bu milletin özü, aslı sizsiniz. Milletimiz bizden daha çok çalışmamızı, güç ve enerji toplamış bir şekilde yeniden yola revan olmamızı bekliyor. Şimdi her zamankinden daha fazla birbirimize tutunacağız, daha fazla sarılacağız, daha fazla kucaklaşacağız. ’Niyet hayır, akıbet hayır’ diyoruz. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin diyorum” diye konuştu.