Yahudi asıllı Polonyalı Kazimierz Piechowski'nin İkinci Dünya Savaşı'nda bir Nazi çalıştırma kampından kaçış öyküsü "Kaçış - the Runaway" isimli filme konu edildi. Ankara Film Festivali kapsamındaki gösterim için Türkiye'de bulunan Piechowski, İHA'nın sorularını yanıtladı.
Yahudi zannedilerek tutuklanan 9 Türk'ün de Polonya'da bir toplama kampına gönderildiği hatırlatılınca, Piechowski, "Evet o dönem 24 milletten insanlar mahkum edilmişti" dedi.
Çalışma koşullarının zorluğunu anlatırken, Piechowski, "en küçüğünü 4 kişinin yürütebildiği el arabalarıyla yük taşırdık. Motorlu ya da mekanik bir sistem yoktu. Bazı arabalar o kadar büyüktü ki, 10-11 kişi ancak itebiliyordu" şeklinde konuştu.
'Peki savaşın acı yüzüyle tanışan biri olarak bugünkü savaşları, Ortadoğu'daki şiddeti nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Polonyalı gazi, "Filmimi seyretme fırsatı bulduysanız görmüşsünüzdür, milyonlarca mahkumun öldüğü bir yerde yaşadım. Bu film bir mesaj içeriyor. Ana mesaj da şu: Keşke hiç savaş olmasa, herkes barış içinde yaşasa ve bir soykırım daha gerçekleşmese yanıtını verdi.
Gazze'nin giderek açık bir hapishaneye dönüşmesi neticesinde ortaya çıkan Filistinli çocukların trajedisi hatırtıldığında, Piechowski zulmün dini ve ırkı olmayacağını şöyle belirtti: "Bence tüm çocuklar birdir. Müslüman, Arap, Hıristiyan tüm çocuklar bizimdir. Masum ve savunmasız olduklarından daha da zor durumdalar."
'İkinci dünya savaşının kurbanları olan Yahudilerin bugün başkalarına acı vermekle suçlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Piechowski'nin yanıtı kesin oldu: "İkinci Dünya Savaşı'nda en çok kaybı Yahudilerin verdiğini dikkate almak gerekir. 6 milyon kişi öldü. Ama bu gerçek onlara hiçbir zaman şimdi ya da daha sonra başkalarına karşı aşırı güç kullanma hakkı vermez."








