SPOR - 07 Mart 2023 Salı 13:14

Nihat Tufan, Alanyaspor’a asbaşkan oldu

A
A
A
Nihat Tufan, Alanyaspor’a asbaşkan oldu

Corendon Alanyaspor’da vefat eden Asbaşkan Oktay Cebeci’nin yerine yönetim kurulu üyesi Nihat Tufan görevlendirildi

Spor Toto Süper Lig’in 25. haftasında deplasmanda oynayacağı MKE Ankaragücü maçının hazırlıklarına başlayan Alanyaspor’da bayrak değişim yaşandı. Vefat eden Asbaşkan Oktay Cebeci’nin yerine yönetim kurulu üyesi Nihat Tufan görevlendirildi. Alanya’nın tanınmış iş adamları arasında yer alan Rest Property Emlak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Tufan, kulübün önceki gün gerçekleştirilen haftalık olağan toplantısında yeni asbaşkan seçildi.

Kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Kulübümüz yönetim kurulu üyelerinden Sayın Nihat Tufan, bugün yapılan yönetim kurulu toplantısında asbaşkanlık görevine getirilmiştir. Kendisine yeni görevinde başarılar dileriz" ifadeleri kullanıldı.

"Futbolun iyileştirici gücünü yansıtacağız"

Turuncu-yeşilli kulüpteki yeni görevi için heyecanlı olduğunu dile getiren Nihat Tufan, şöyle konuştu:
"Beni bu göreve layık gören başta başkanımız Hasan Çavuşoğlu olmak üzere tüm yönetim kurulu arkadaşlarıma teşekkür ederim. Alanyaspor’un hak ettiği yere gelmesi için başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimizle birlikte çalışacağız. Bu görev benim için farklı ve heyecanlı bir deneyim olacak. Ülkemizin içinden geçtiği zor günlerde futbolun birleştirici ve iyileştirici gücünü sahaya ve tribünlere yansıtmak için var gücümüzle çalışacağız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İsrail’in Gazze katliamının kitabını yazdı: “Yüzyılın Soykırımı (Gazze Destanı)” Gazeteci-Yazar ve Halk Şâiri Ali Kayıkçı, İsrail’in Gazze katliamını anlatan “Yüzyılın Soykırımı (Gazze Destanı)” isimli kitabını çıkardı. Gazeteci-Yazar ve Halk Şâiri Ali Kayıkçı (Âşık Derebahçeli); asırlık kanayan yara “İsrail-Filistin zulmü”nün son altı aylık bölümü olan (7 Ekim 2023-8 Nisan 2024) devresine ait olayları, “Yüzyılın Soykırımı (Gazze Destanı)” adı altında, 111 köşe yazısı-destan ile kitap hâline getirdi. “Siyonizm’in Müslüman dünyasını sömürme projesi” 344 sayfadan oluşan eser hakkında bilgi veren Gazeteci-Yazar ve Halk Şâiri Ali Kayıkçı, “Televizyon haberlerinden duyduğumuz, gazete sayfalarından detayları hakkında bilgiler okuduğumuz İsrail-Filistin hadiselerinin târihî geçmişi, yaklaşık bir asrı aşan çeşitli siyasî, dînî ve etnik temellere dayanmakta ve doğu-batı kültür ekseninde baş gösteren çatışmalar içerisinde yıldan yıla şekillenerek gelişmektedir. Başta ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi devletler; bu kutuplaşmanın içerisinde yer alarak Siyonizm ve İsrail lehine kararlara imza atarak ve icraatlar geliştirerek Tel-Aviv için çalışmakta, İslâmiyet ile birlikte Filistin aleyhine olan her bir işte Yahûdîlere arka çıkmakta ve alan açmaktadırlar. Milletlerarası hukukmuş, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları imiş; karşı taraf Yahûdî ise Hıristiyansa, Mecûsî, Deist, Ateist ise, geç bunları diyorlar ve kendilerinden başka hiç kimseye adâletle davranmıyor, hak tanımıyorlar. İşte İsrail-Filistin târihi, işte 7 Ekim sonrası Gazze’de, Batı Şeria’da, Refah’ta ve Kudüs’te yaşananlar. İşte kadın, çocuk, yaşlı demeden katledilen; cami, okul, kilise, hastane demeden yakılıp-yıkılan binalar; işte aç-açık bırakılan, bir damla suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hâle getirilen binler, yüzbinler ve sözüm ona Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) denilen ‘Cehennemin 5 Atlısı’nın atraksiyon meydanı sahneler. Bunları bir bir görüp yaşadığımız içindir ki; içimden kopup gelen sese, gözlerimden dökülen yaşlara tercüman olabilmek bakımından kâğıt-kaleme sarılarak âdeta ân’ı yaşamaya çalıştığım hadiselerin bende bıraktığı izlerin özetidir bu destanlar. Ve de ‘Terör devleti İsrail’in Filistin’i yok etme plânı, aslında Siyonizm’in Müslüman dünyasını bütünüyle hâkimiyeti altına alıp sömürme projesinin ilk adımından başka bir şey olmadığını haykıran köşe yazılarıdır bu destanlar” dedi. “Yüzyılın Soykırımı (Gazze Destanı)”, Ali Kayıkçı’nın “şiir” dalında kaleme aldığı 27’ci eseri. Bugüne kadar “şiir dalı”nda 27 esere imza atan Kayıkçı, yayınladığı kitap sayısı ile de 61’e ulaşmış bulunuyor.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde “Arap Dili Neye Yarar: Medrese’den Fakülteye Bir Muhasebe” isimli söyleşi gerçekleştirildi Kastamonu Üniversitesi’nde “Arap Dili Neye Yarar: Medrese’den Fakülteye Bir Muhasebe” etkinliği düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagatı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şükran Fazlıoğlu, “Arap Dili Neye Yarar: Medrese’den Fakülteye Bir Muhasebe” etkinliğinde öğrenciler ile bir araya geldi. Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen söyleşiye İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Atalan, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda söz alan Prof. Dr. Şükran Fazlıoğlu, akademik hayatında Arapça dilini ve Arapça öğretimini anlamaya çalıştığını belirterek, Arap dili öğretiminde geçmişte yaşanan deneyimlerin günümüze taşınmasının önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Fazlıoğlu, İlahiyat Fakültelerinde Arapça eğitiminde kısmen sorunlar yaşandığını dile getirerek, bu sorunların çözülmesi için sorunu anlamak ve müfredatı doğru analiz edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Arap dilini anlamak için müfredatın tümünü anlamak gerektiğine değinen Prof. Dr. Fazlıoğlu, bu süreçte önemli bir yere sahip olan medreselerdeki öğrencilerin varlığı ve Kuran’ı Kerimi anlamaya hazırlamak amacıyla faaliyet gösterdiğini söyledi. Fazlıoğlu, Arapça dili öğretimindeki müfredatını incelemenin uygun olacağını söyledi. Prof. Dr. Fazlıoğlu, medreselerde Arapça dilinin öğretiminde temel amacın dil, sahih bir din ve varlık anlayışı için zorunlu olduğunu vurgulayarak, dil ilimleri, yüksek ilimlerin tahsili için okutulan alet ilimleri, faydalı ilimlerin şeri ilimlere yol gösterdiğini kaydetti. Dil öğretiminde çok çeşitli kaynaklardan faydalandığını dile getiren Prof. Dr. Fazlıoğlu, kaynakların çeşitliliği sağlam bir altyapı oluşmasına zemin hazırladığını ifade etti. Medreselerdeki Arapça öğretiminde devamlılığın önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fazlıoğlu, dilin Osmanlı medreselerinde ilk dönemden yani bir öğrencinin bir talebenin medreseye adımını atmasından itibaren sonuna kadar dilin hep müfredatta yer aldığını vurguladı. Fazlıoğlu, bu yöntemin öğrencinin dili öğrenmeye çalışmasında yol gösterebileceğinden bahsetti. Prof. Dr. Fazlıoğlu, Arapça metni anlama, metni ve ana metin etrafında oluşan edebiyat yapısını anlama anlamlandırma, bunlardan hükümler çıkarmak amacıyla günümüzde Arapçanın neden fakültelerde öğretildiğini söyledi. Etkinlik, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Atalan’ın Prof. Dr. Şükran Fazlıoğlu’na hediye takdimi ve Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Çiğdem Gülmez’in çiçek takdimi ile İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Yurdagür’ün plaket takdiminin ardından sona erdi.