RAMAZAN - 24 Ağustos 2009 Pazartesi 14:01

Oruç erken doğumu tetikler mi?

A
A
A
Oruç erken doğumu tetikler mi?

Op. Dr. Figen Taşer Güney, hamilelik döneminde oruç tutmanın sağlıklı bir seçim olmadığını belirterek, "Vücudun susuz kalması durumunda salgılanan bazı hormonlar, rahim kasılmalarına sebep olarak, erken doğum riski oluşturabilmektedir" dedi.

Memorial Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Op. Dr. Figen Taşer Güney, "bebeğimin daha sağlıklı gelişmesi için çok yemek yemeliyim" düşüncesinin büyük bir hata olduğunu ifade ederek, "En büyük hata burada başlar. Aslında doğru olan, gebelik döneminde dengeli ve sağlıklı beslenmektir. Bu dönemde beslenmenin temeli az miktarda ve sık aralıklarda gıda alımıdır. Ana besin gruplarının gün içinde dengeli dağılımı önem taşır. Gebelik sürecinde artan protein, enerji, vitamin ve mineral ihtiyacı göz önüne alınarak beslenme programı bu şekilde hazırlanmalıdır" şeklinde konuştu.

Hamilelikte bol sıvı alımının önemine dikkat çeken Güney, yeterli miktarda su alınmaması ve bağırsak hareketlerinin de gebelik öneminde azalması sebebiyle kabızlık ve buna bağlı olarak hemoroid (basur) eğiliminin artmasına neden olduğunu söyledi. Az sıvı alımının ayrıca idrar yolu enfeksiyonlarının gelişimine de neden olabildiğini kaydeden Op. Dr. Figen Taşer Güney, "Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) durumunda salgılanan bazı hormonlar, rahim kasılmalarına sebep olarak, erken doğum riski oluşturabilmektedir. Hamilelik döneminde protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral gibi temel besin maddelerinin gün içinde dengeli değişimi sağlanmalıdır. Ana öğünler dışında ara öğünler oluşturulmalı, sık aralıklarla az miktarda gıda alınmalıdır. Gebelikte sağlıklı beslenmenin temeli budur ve oruç tutulduğunda bu mümkün olamayacaktır. 

Op. Dr. Figen Taşer Güney, hamilelikte vücutta gebelik hormonları ve karında büyüyen rahmin oluşturduğu baskı nedeniyle, mide - bağırsak sistemi (Gastroentestinal sistem) ile ilgili problemler yaşanabileceğini vurguladı. İlk aylarda artan gebelik hormonu etkisiyle bulantı ve kusma şikayetlerinin de sık olduğunu kaydeden Güney, "Kusma sık olursa elektrolit kaybına yol açarak halsizliğe neden olur. Bu nedenle hamileliğin ilk aylarında sık aralarla kuru gıda alımı önerilir. Kraker, peynirli tost, leblebi
mideyi rahatlatabilir. Kusma nedeniyle potasyum kaybı olur. Bu nedenle muz, üzüm, kuru kayısı ile bu potasyum kaybı önlenmeye çalışılır. Bu dönemde nadiren hastanede serum ile tedaviye ihtiyaç duyan anne adayları da olmaktadır. Oruç, özellikle ilk aylarda yaşanan bu durumu daha da artırabilir. Mide boş kaldığı için bulantı ve kusmalarda artma görülür" açıklamasında bulundu.

Oruç nedeniyle az sıvı alınmasının rahim kasılmalarına neden olabildiğini anlatan Op. Dr. Figen Taşer Güney, bu nedenle erken doğum riskinin ortaya çıkabileceğini söyledi. Güney, anne adayının oruç nedeniyle gün içinde yeterince sıvı alamamasının zaman zaman tansiyon düşmeleri ve hatta bayılmalara neden olabileceğini ifade ederek, açıklamalarına şöyle devam etti;

"Gün içinde sıvı alınamaması annenin kan hacmini azaltacağı için bebeğin idrar çıkışı da azalır ve bebeğin içinde bulunduğu kesenin suyu azalabilir. Oruç tutan annelerde bebek hareketlerinin azaldığı gözlemlenmiştir. Dolayısıyla bazen bebeğin iyilik halini gösteren hareketlerinin azalması, tanıda yanılmalara yol açabilir. Oruç tutan annelerde daha fazla kilo artışı olabilir. Metabolizma hızı açlığa bağlı olarak düşer. Az kalori harcanır ve akşamları aşırı yemek alımı, kilo artışı ve hatta gebelik şekeri
riskinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sadece gebelik değil emzirme döneminde de annelerin, özellikle bebeğin tek besininin anne sütü olduğu ilk aylarda beslenmelerine dikkat etmeleri ve özellikle bol sıvı almaları önemlidir. Bu nedenle gebelik ve emzirme döneminde oruç tutulması önerilmez. Annelerin bu riskleri bilerek karar vermeleri ve mutlaka doktorlara danışmaları gerekmektedir. Yüksek tansiyon, gebelik şekeri gibi rahatsızlığı olan annelerin kesinlikle oruç tutmamaları gerekmektedir.


Op. Dr. Figen Taşer Güney, mutlak oruç tutmak isteyen anne adaylarına da şu önerilerde bulundu;

"Gündüz saatlerinde mümkün olduğunca dinlenin. İftar ve sahur arasında, gıdaları dengeli şekilde dağıtın, sık aralıklar ve küçük porsiyonlarla protein, karbonhidrat ve bol sıvı alın. Kızartma gibi sindirimi zor, çok şekerli, tuzlu ve yağlı gıdalardan uzak durun. Ara öğünler için meyveyi tercih edin. Sahuru ihmal etmeyin. Sahurda az yağlı - hafif gıdaları tercih edin. Yemek yedikten sonra hemen yatmayın."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya: “BTÖ’ye yönelik düzenlenen ‘Bozdoğan-30’ operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüpheli yakalandı” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bölücü Terör Örgütüne (BTÖ) yönelik düzenlenen “Bozdoğan-30” operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, İl Jandarma Komutanlıklarınca Adıyaman, Ağrı, Aydın, Burdur, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Kilis, Osmaniye, Rize, Siirt, Şırnak, Tekirdağ ve Van’da operasyonlar düzenlendi. Jandarma tarafından 19 ilde düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları, terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne yardım ve yataklık etme suçlarını işledikleri tespit edildi. Emniyet Müdürlükleri tarafından ise İstanbul, Mersin, Ankara, Antalya, Aydın, Denizli, Elazığ, İzmir, Kilis, Manisa, Mardin, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’da operasyonlar düzenlendi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İstanbul merkezli Ankara ve Şanlıurfa’da düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, bölücü terör örgütünün “Basın Yapılanması” içerisinde faaliyet gösteren, terör örgütüyle bağlantılı ve terör örgütü lehine yayın yapan haber sitelerinde faaliyet yürüterek propaganda içerikli program ve haberler yaptıkları, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yatıkları ve terör örgütünün basın komitesi içerisinde faaliyet yürüterek, örgüte yönelik yayın yapan kanallarda muhabirlik yaptıkları tespit edildi. Emniyet ekipleri tarafından diğer illerde yapılan operasyonlarda ise şüphelilerin, nevruz etkinliklerine katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları, 2022 yılı içerisinde ülkemize illegal yollardan geçtikleri tespit edilerek yakalanan terör örgütü mensuplarına ülkemize geçişleri sırasında yardım ettikleri, geçmiş dönemlerde terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kayıtları bulundukları tespit edildi. Operasyonlar sonucunda çok sayıda ruhsatsız tabancaya, çok sayıda av tüfeğine, plastik el bombası ve çok sayıda dijital materyal ve örgütsel dokümana el konuldu.
Bayburt Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı. Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar. Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi. Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu. Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı. Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.