Yeni liseye geçiş sınavının ardından düzenlemeler devam ederken bir yandan da sistemin neler getirip götürdüğü konusunda özellikle eğitimciler arasında yorumlar devam ediyor. Türkiye’de ilk kez liseye geçiş sistemleri üzerine çalıştay düzenleyen Bahçeşehir Koleji, Antalya’daki çalıştayın ardından bu kez İstanbul’da “Liseye Geçiş Konferansı” düzenledi. Konferansta sunumlar yapan Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, Hacettepe Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Gelbal, Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat’ın moderatörlüğünde düzenlenen konferansta yeni sistemi ele aldı.
Yeni sistemin olumlu ve olumsuz yönlerinin tartışıldığı konferansa konuşmacı olarak katılan Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz konuyla ilgili olarak , “Tek bir sınav yaparak çocuklarımızdan İsviçre çakısı gibi sonuçlar bekleyemeyiz. Burada asıl önem vermemiz gereken şey ortaokul ve lise eğitiminin kaliteli hale getirilmesi” dedi.
“Sadece sınav konuşmak, eğitim için yeterli değil”
Prof. Dr. Şirin Karadeniz aynı zamanda sistemle ilgili olarak sadece sınavların konuşulmasını eleştirerek, “Liseye geçiş için ortaokulu güçlendirmeden yani ortaokulda bir çocuğu hem akademik hem sosyal hem bilişsel hem de fiziksel anlamdaki gelişimi tüm yönleriyle ele almadan, sadece sınav sistemlerinin konuşulmasını istemiyoruz. Akademisyenler olarak da bugün burada en fazla değineceğimiz konu eğitimle ilgili sadece sınav konuşuyor olmamız. O sınava göre de bir eğitim modeline gitmeye çalışıyoruz. Oysa sınav bunun içindeki bir bileşen. Bunun için dönüp bu çocukları 21. yüzyıl becerileriyle nasıl donatırız, nasıl daha mutlu bireyler yaparız diye bakmamız gerekiyor çünkü eğitim kendini gerçekleştirme sürecidir. Bu süreçte sadece sınavları konuşmak gelecek için son derece zararlı. Özellikle sürekli bir şeyleri değiştirerek konuşmak gençlerimizin psikolojini son derece olumsuz etkiliyor. Bu yüzden bir an önce bakanlık ve konunun uzmanları olarak kararımızı vermeliyiz. Bunu yaparken de okullar arası kalite farkını azaltmak gerektiğini de bilmemiz gerekiyor. Sınava dayalı bir sistemi ortadan kaldıracaksak eğer ortaokulları ve liseleri eğitim anlamında daha iyi bir seviyeye getirmeliyiz, bu çocuklarımız için çok daha iyi olur. Asıl sorunumuz tek sınavla hem kaliteyi ölçmek hem çocuklar ne yapıyor diye bakmak hem de yerleştirmeyi yapmak. Bu haliyle İsviçre çakısı gibi bir sınavdan çok beklentiye girilmesi bizim asıl sorunumuz” şeklinde konuştu.
Bu tarz organizasyonlara özellikle öğrenciler için çok önem verdiklerini söyleyen Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan da, “Bizler kurum olarak akademisyenlerle birlikle çalışmayı ve onların fikirlerine başvurmayı çok önemsiyoruz. Böylece eğitimimizi ve eğitim ortamlarımızı şekillendirirken akademik bir bakış açısından yararlanıyoruz. Müdürlerimiz, müdür yardımcılarımız, öğretmenlerimiz, mentor öğretmenlerimiz ve rehber öğretmenlerimizle birlikte çocuklarımızın geleceği için bu konferansı düzenledik. Değişen sistem hakkında öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin doğru bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor.’’ ifadelerini kullandı.
"Fen ve teknoloji liselerimiz için üçlü değerlendirme yapıyoruz"
Dr. Aslan ayrıca kurum olarak geçen yıl ilk kez Apply FenTek uygulaması başlattıklarını belirtti. Uygulamanın ayrıntılarına değinen Dr. Aslan, "Bir lise kabul modeli olan Apply FenTek’i Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liselerimiz için geliştirdik. Bu uygulamayla öğrencileri sadece sınav puanına bakarak almıyoruz. Öğrencilerin sekizinci sınıfa kadar yaptıkları çalışmaları içeren portfolyolarını inceliyoruz. Onların kariyer hedeflerine bakarak, mülakatlar gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
Konferansta konuşan BAU Rektör Danışmanı Turgay Polat, "Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu sistem konusunda kesinlikle geri adım atmamalıdır çünkü bu TEOG'la gelen felaketin geri dönüşü olur" dedi. Konferans sonunda yeni sistemin artıları ve eksileriyle ilgili görüşlerini aktaran Polat, "Yeni sistemin en çok desteklediğim yanı öğrencilerin yüzde 90'ının merkezi bir sınavla uğraşmayacak olması. Şu anda bir panik havası var ama aslında sistem gayet net; öğrenciler kendi mahallelerindeki hedefledikleri okullara sınavsız girecekler. Sınav stresi yaşamak yerine kendilerini geliştirebilecek, dil öğrenebilecek, sosyalleşebilecekler. Bu noktada velilere de çocuklarını zorla sınava sokmamalarını öneriyorum. Her çocuk sınavla girilecek okullarda okumak istemeyebilir" diye konuştu.
