SAĞLIK - 24 Ocak 2020 Cuma 11:36

“Ruhsal bozukluklar; yalnızlık ve haz odaklı bir yaşam şeklinin sonucu”

A
A
A
“Ruhsal bozukluklar; yalnızlık ve haz odaklı bir yaşam şeklinin sonucu”

Son günlerde toplumda hızla artan ruhsal bozukluklar için Prof. Dr. Cebrail Kısa “Yalnızlığa sürüklenen ve hazza odaklı bir nesil, bir yaşam şekli gelişti” ifadeleri başlığı altında ruhsal bozukluklara günümüzde birçok etmenin sebep olduğunu söyledi.

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Cebrail Kısa “Yıllar içinde özellikle kaygı bozuklukları ve depresif bozukluklar başta olmak üzere yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk (takıntı hastalığı) ve madde, alkol ya da teknoloji bağımlılığı gibi ruhsal sorunlarda önemli artışlar olduğu görülmektedir” dedi. Prof. Dr. Kısa, ruhsal sorunlarda görülen önemli artış içinse “Kavramsal bağlamda insana ve yaşama bakışın değişimi ve yaşam şartlarının etkileşimsel/ilişkisel bağlamda giderek zorlaşmasıdır. Sakin yerleşim birimlerinden, kalabalık ve yarışmacı yerleşim birimlerine taşınan, geçinebilmek için çok çalışan, bir başkasıyla yarış halinde olan, yaşam keyfini bırakıp sürekli sınavlara giren yalnızlığa sürüklenen ve hazza odaklı (alışveriş, kumar, spor, sanal ortam gibi) bir nesil yani bir yaşam şekli gelişti. Ayrıca yazılı ve görsel medyanın yaygınlaşması ve ruh sağlığı alanında yeterli meslek becerileri olmayan kişilerin yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeleri de insanların ruh sağlığı ile ilgili endişeleri artırmakta ve ruhsal sorunları özellikle kaygı bozukluklarının gelişimini tetiklemektedir. Bunun dışında çevresel, genetik ve beslenme gibi birçok faktörü de ruhsal bozuklukların gelişiminde ya da görülme oranlarının artışındaki diğer nedenler olarak görebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Hayattaki bazı evreler ruhsal bozukluk sebebi”

Yaşamın her döneminde ruhsal bozukluklar görülürken daha hassas ve zorlu yaşam şartlarının olduğu bazı evrelerde ruhsal sorun yaşanma oranlarının arttığını belirten Prof. Dr. Kısa “Bu dönemlerde yaşanan ruhsal sorunlar daha ağır olabilir. Özellikle de kadınlar için ergenlik dönemi, evden ayrılma, evlilik, gebelik ve doğum sonrası dönem ve işsizlik gibi dönemler. Erkekler için de ergenlik dönemi, evden ayrılma, askerlik dönemi, evlilik ve işsizlik gibi dönemleri sayabiliriz. Aslında bir bakıma büyük değişimlerin olduğu (hormonal, çevresel, ya da etkileşimsel) ve bu değişimlere uyumun zorlaştığı yaşam dönemlerinde ruhsal sorunların yaşanması artabilir. Ülkemizde özellikle de sınav dönemlerinde (neredeyse hayatın her döneminde artık sınavlar var) ruhsal sorun oranları artmaktadır” diye konuştu.

“Sıkışmış toplum bireylerine, gerekli destek sağlanmalı”

Sıkışmış toplum bireylerinin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Cebrail Kısa “Ruhsal bozukluk nedenleri arasında kaotik toplumsal dinamiklere (ana okul ve eğitim sorunları, çocuk yetiştirme, çalışan ebeveynler, sürekli sınav hazırlıkları, evlenme, iş bulma, boşanma ve velayet sorunları gibi) sıkışmış toplum ve bireylerinin üzerindeki yükü kaldıracak ve yükle baş etmesinde destek verecek sosyal devlet yapılanmasına ihtiyaç vardır. Kadın cinayetleri bir bakıma ülkemizde boşanma ve velayet sorunlarının çözümlenmemesi ile ilişkilidir. Bu kaotik sosyal dinamikler içine en fazla sıkışmış olan sınavlar gelecek korkusu ve de ebeveynlerin kaygıları nedeniyle gençlerdir. Gençler kendilerine dayatılmış olan, yalnızlaştıran, spor ya da müzik gibi hobileri bıraktıran ve gelişimlerine engel olan dershane ve sınav kısır döngüsünden çıkamamaktadırlar. Bir yandan da yoğun hormonal, fiziksel ve duygusal değişim içindedirler. Gençlik bir bakıma yalnızlık, sürekli sınav kaygısı, yemek ve teknoloji üçlemesine sıkışmaktadır” dedi.

“Yalnızlık ve bireyselleşme tutkusu tehlikeli”

Prof. Dr. Kısa, günümüzde özellikle gençlerde görülen yalnızlık ve bireyselleşme tutkusu için “İnsan yaradılış bağlamında bir başkasıyla sakinleşebilen ve bir başkasıyla yaşayabilen bir canlıdır. Başkalarıyla ilişkiye ihtiyaç duyan bu ilişkilerde güven, değer ve sevgi arayan bir canlıdır. Yalnızlık ve bireyselleşme egoist olmak bağlamında ele alındığında kendi içinde önemli tehlikeler ihtiva etmektedir. Yalnızlaşan kişiler ya da gençler için etkileşimsel nesneler yemek, spor, alkol, madde ya da teknoloji olmaktadır. Yalnızlık bir bakıma zaman içinde bu nesnelere olan ilgiyi artırmakta ve sanki sadece bu nesnelerden haz alınır algısı oluşturmaktadır. Bu da son zamanlarda çok gündemde olan spor, egzersiz, yeme, madde, alkol, alışveriş ve teknoloji bağımlılığı sorunlarının gelişimine neden olmaktadır” dedi ve konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Hayat kısa ve ancak başkalarıyla güven ve sevgi etkileşimi içinde yaşamını devam ettirebilen canlılarız. Sağlıklı yaşamak için derin bir nefes alın ve içinizle bağ kurun. Mesleğiniz, dostlarınız ve hobilerinizle birlikte iyi yaşayın. Ancak bu şekilde ruh sağlığınızı koruyabilirsiniz”
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih’te hareketli gece: Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla saldırıp kapıyı ateşe verdi Fatih’te iddiaya göre, psikolojik sorunları olan bir kişi sesten rahatsız olduğu için üst komşusunun kapısını önce balyoz ve matkapla kırmaya çalıştı, başarılı olamayınca 4 kişinin bulunduğu evin dış kapısını ateşe verdi. Polis, itfaiye ve özel harekat polisleri olaya müdahale ederek saldırganı etkisiz hale getirdi. Olay, saat 01.30 sıralarında Fatih İskenderpaşa Mahallesi Feyzullah Efendi Sokak’ta yaşandı. İddiaya göre, 5 katlı binanın 4’üncü katında oturan psikolojik sorunları olan bir kişi, üst komşularının çıkardığı sesten rahatsız olunca eline aldığı balyoz ve matkapla üst komşusunun kapısına vurarak açmaya çalıştı. 5’inci katta oturan komşuları neye uğradıklarını şaşırarak panik içinde polise haber verdi. Kapıyı balyoz ve matkapla açamayan saldırgan başarılı olamayınca kapıyı ateşe verdi. Özel harekat polisleri saldırganı etkisiz hale getirdi Olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri balyoz saldırgana müdahale etmekte güçlük çekince olay yerine polis özel harekat ekipleri sevk edildi. Özel harekat ekiplerinin çalışmasıyla saldırgan etkisiz hale getirilirken dairede bulunan 4 kişi itfaiye ekiplerince evin camından merdiven aracıyla tahliye edildi. Binadan dışarı çıkmak istemeyen saldırgan polis özel harekat tarafından etkisiz hale getirilerek sedye ile binadan dışarı çıkarıldı. Sedye ile dışarı çıkarılan saldırgan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Alt komşularının saldırısına uğrayan 4 kişi, saldırgandan şikayetçi olmak ve ifade vermek için polis merkezine götürüldü. Saldırı anında dairede olan ev sahibi Muhammet Enes, “Alt kattaki komşu eve matkapla içeri girmeye çalıştı, evin kapısını yaktı. Balyozla kapıya vurdu. Polisi aradık polis geldi. Camdan bağırıyorum ben polislere, yardımcı olsanıza adam kapıyı yakıyor. Adamı almıyorlar. Özel harekat geldi, tek bir adam ancak alabildi. Saldırgan benim alt komşum, daha önce hiçbir tartışma yaşamadık. Ruh hastası kendisi kuruluyor. Daha önce de biz polis çağırmıştık. Çevik kuvvet gelmişti kapıyı koçbaşıyla kırmıştı. Kapısını biz mi kırdık zannediyor artık. 2-3 akşamda bir geliyor. Daha önce 4-5 defa şikayetçi olduk. Birinci kattaki komşu onu da rahatsız ediyor, saldırıyor. O da şikayetçi oldu ama almıyorlar” dedi. Yanan kapı içeriden cep telefonu kamerasıyla anbean görüntülendi Görüntülerde, evde yaşayan 4 kişinin yaşadığı panik anları ve dışarıdan yanan kapının dumanlarının daireden içeri girdiği anlar görülüyor. Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen saldırganın daha önce de aynı daireye matkapla saldırdığı iddia edildi. Hastaneye kaldırılan saldırganın hastanedeki işlemlerinin ardından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldüğü öğrenilirken ekiplerin olayla ilgili çalışmaları sürüyor.
Aksaray Aksaray’da kontrolden çıkan otobüs bahçe duvarına çarptı: 8 yaralı Aksaray’da önüne aniden bir otomobilin geçmesi üzerine fren yapan tıra, arkadan gelen yolcu otobüsü çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. Kazada otobüs sürücüsüyle birlikte toplam 8 kişi yaralandı. Kaza saat 02.00 sıralarında Aksaray - Adana Karayolunun 6. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara’dan Diyarbakır’a giden Muhammet T. (45) idaresindeki 42 EKB 68 plakalı demir profil yüklü tır, önüne aniden geçen Şammas A. (29) yönetimindeki 68 AE 610 plakalı otomobili son anda fark ederek ani fren yaptı. Ani fren yapmasıyla birlikte tırın arkasından seyreden İstanbul - Adıyaman seferini yapan Murat T. (43) idaresindeki 02 AG 525 plakalı yolcu otobüsü tıra arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. 21 yolcunun bulunduğu otobüs kazasında otobüs şoförü ve 7 yolcu olmak üzere 8 kişi yaralandı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan 3 yaralı ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırılırken, hafif yaralanan 5 yolcuya olay yerinde ayakta müdahale yapıldı. Hastanede tedavi altına alınan otobüs sürücüsü ve 2 yolcunun da durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, tır ve otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Yaşanan kazayı anlatan tır sürücüsü Muhammet T., “Şahin bir gitti bir geldi derken, ben tanımıyorum sürücüsünü ama önüme durdu. Durunca da ben fren yaptım. Çok sert fren yapmadım aslında yavaştım ben, otobüs de vurmuş arkamdan. Ben Ankara’dan Diyarbakır’a gidiyordum” dedi. Otobüste bunulan yolculardan Kadir Göçer (54) ise “Şahin taksi tırın önünde ani fren yaptı. Tır şoförü de ona vurmamak için ani fren yapıyor. Otobüste ona vurmamak için sağa kırınca duvara vuruyor. İyi ki de duvara vurmuş. Direk tıra vursaydı çok kötü olurdu” diye konuştu. Kazanın ardından yolcular otobüs firması tarafından olay yerine tahsis edilen servis minibüsü ile terminalde bulunan başka bir otobüse taşındı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.