DÜNYA - 27 Mayıs 2025 Salı 19:32 | Son Güncelleme : 27 Mayıs 2025 Salı 19:35

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: "Avrupa, yeniden Nazi bayrağı benimsedi"

A
A
A

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Avrupa, bu sefer Rusya’ya stratejik bir yenilgi yaşatmak amacıyla tamamen başarısızlığa mahkum bir maceraya atılarak yeniden bir Nazi bayrağı benimsedi ve bir kez daha sonuca varamayacak. Başarılı olamayacak" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. İki bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Fidan ile dünya genelinde siyasetçiler ve siyaset bilimcileri açısından oldukça popüler ve itibarlı bir platform haline gelen Antalya Diplomasi Forumu sırasında da görüştüklerini ve düzenli bir şekilde temas halinde olduklarını ifade etti.
Bugünkü görüşmede Türkiye ile Rusya arasındaki ortaklığın güçlendirilmesi ve işbirliği alanlarının genişletilmesi yönündeki ortak kararlılığı teyit ettiklerini ifade eden Lavrov, Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliğini Batı’nın zorlaştırma girişimlerine rağmen ilerletmeye devam ettiklerini kaydetti. Lavrov, "Devlet Başkanımız, dışarıdan gelen tüm engellemelere rağmen Türkiye ile pozitif bir şekilde önemli projelerin hayata geçirilmesini ve ikili işbirliğimizin geliştirilmesi noktasındaki niyet ve kararlılığı, Kremlin’de Sayın Fidan’la yaptığı görüşmede ciddi ve çok net bir şekilde bir kez daha teyit etti" dedi.

Türkiye ile Rusya arasındaki ikili işbirliğinin tarihi temeller üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Lavrov, "25 Mayıs’ta Rusya ile Türkiye arasında temel ilişkiler anlaşması imzalanmasının 33’üncü yıl dönümünü kutladık. Önümüzdeki günlerde, 3 Haziran tarihinde Sovyet Rusyası ile Atatürk Türkiyesi arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 105’nci yıl dönümünü kutlayacağız. Bugün çok farklı ikili konuları ele aldık. Özellikle üst düzeyde varılan mutabakatların yerine getirilmesi konusunda. Nasıl adımlar atacağımız noktasında önemli bir toplantı yaptık. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı devam ediyor ve bu inşaatı devlet şirketi Rosatom devam ettiriyor. TürkAkım ve Mavi Akım doğal gaz boru hatlarının güvenliğinin sağlanması konusunu da Kiev rejiminin kesintisiz provokasyon ve tehditleri bağlamında ele aldık. 52 milyar doları aşan ticaret hacmimizin istikrarlı bir şekilde artışını not ettik. İlişkilerimizi çeşitlendirip diğer önemli iş birliği alanlarının açılması konusunda çaba göstereceğiz" dedi.
Ticari ve Ekonomik İşbirliği Konularında Türk-Rus Karma Ekonomik Komisyonu’nun 19’uncu toplantısının haziran ayı sonunda Moskova’da yapılacağını ifade eden Lavrov, iki ülke arasındaki ticari ve mali işbirliğinin bu önemli toplantıya katkı sağlaması gerektiğini belirtti. Rus turistlerin Türkiye’yi tercih ettiklerini vurgulayan Lavrov, "Bir rekor kırıldı ve anladığım kadarıyla Rus turistlerin sayısı, diğer ülkelerden gelen turistlerin sayısını aştı. Rekor kırdık. Bu açıdan, gösterilen misafirperverlik için minnettarız" dedi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı ile Türkiye’nin Tarım ve Orman Bakanlığı arasındaki işbirliğinin pekiştirilmesine katkı sağlamaya hazır olduklarını ifade eden Lavrov, "Orman yangınları ile mücadelede önemli bir iş birliğimiz olabilir" dedi.

"Suriye’nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve siyasi birliğinin korunması konusundaki pozisyonlarımız örtüşüyor"

Görüşmede, uluslararası arenada, uluslararası konularda yaklaşımların teyit edildiğini ve özellikle Suriye konusunda yakın diyalog içerisinde olmaya hazır olduklarını ifade eden Lavrov, "Suriye’nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve siyasi birliğinin korunması konusundaki pozisyonlarımız örtüşüyor. Suriye hükümetinin geçiş döneminde karşı karşıya olduğu meydan okumaları aşması için biz de gerekli yardımları sağlayabiliriz" dedi.

"Filistin konusunda Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları birbiri ile örtüşüyor"

Lavrov, "Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki konular üzerinde yakın bir diyalog içerisinde olabiliriz. Libya’da örneğin durum gergin olabiliyor ve biz, her iki ülke olarak şiddetin durdurulması için Libya’daki taraflar üzerindeki nüfuzumuzu kullanabiliriz. Filistin konusunda Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları birbiriyle örtüşüyor. Gazze’de olup bitenlerin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Batı Şeria’daki durumların da kabul edilebilir olduğunu düşünmüyoruz. Hem Rusya hem Türkiye olarak Filistin devletinin kurulmasından yanayız. Çok sayıda Filistinli öldürüldü ve yaralandı. Bu sayı maalesef artıyor. Biz sahip olduğumuz tüm imkanlarımızı kullanacağız bu şiddetin durdurulması için özellikle bölge ülkeleri ile temaslarımız sırasında ve Birleşmiş Milletler’de elimizden geleni yapacağız. Daha önce varılan mutabakatların yerine getirilmesi ve özellikle ateşkesin tesis edilmesi için çaba göstereceğiz. Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Rusya olarak irtibat halinde olacağız. Türkiye’nin şu anda dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı nezdindeki çabalarla da derin bir felaketi durdurmak için elimizden geleni yapacağız" dedi.

Güney Kafkasya’daki duruma da değinen Lavrov, "Kafkasya’da 3+3 şeklinde bir formatımız var. Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve üç önemli komşu Rusya, Türkiye ve İran formatında çalışıyoruz. Bu formatın faydalı olduğu görüldü ve bunu sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

"Batı’nın kışkırtmaları sonucu Kiev makamları her türlü provokasyona geliyor"

"Devlet Başkanının kabulü sırasında dün de ifade edildiği üzere, Ukrayna konusunu da görüştük. Özellikle 16 Mayıs tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen Ukrayna ve Rusya arasında doğrudan müzakerelere dair değerlendirmelerde bulunduk" ifadelerini kullanan Lavrov, "Bu görüşmeler, Sayın Putin ile Sayın Trump arasındaki telefon görüşmesinin ardından başlatılmış bir girişim olmuş ve bu, Sayın Erdoğan ve Sayın Fidan tarafından desteklenmiştir. Türkiye’nin de katkı yapmaya hazır oluşunu takdir ediyoruz" dedi.

Rusya’nın Ukrayna konusundaki tutumunun iyi bilindiğini ve bunun Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından da sık bir şekilde dile getirildiğini vurgulayan Lavrov, "Müzakerelerin başarısı, bu müzakerelerde ihtilafın temel sebeplerini ortadan kaldırabilmesine bağlı olacaktır. Biz Sayın Fidan ile çok faydalı bir görüş alışverişi gerçekleştirdik ve bunun çok faydalı olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Lavrov, Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğinin sağlanması konusunda da Türkiye ile irtibat halinde olduklarını ifade ederek, "Son üç yılda bu husustaki müzakerelerden sonra yapılan anlaşmalar maalesef yerine getirilmemiştir fakat Batı’nın kışkırtmaları sonucu Kiev makamları her türlü provokasyona geliyor. Yine de Türkiye ile diyaloğumuz devam edecek ve Rusya-Türkiye ilişkilerinin geleceği parlaktır. Ben bunun üzerinden hareket ediyorum ve bundan eminim" diye konuştu.

Ukrayna’nın Rusya ile esir takası üç gün sürdürdükten sonra Rusya’yı saldırı ile suçladığını ve bunun Rusya’nın savaşmaya devam etmek istediği yönündeki eleştirilere neden olduğu konusunda bir soru alan Lavrov, ateşkes süreçlerini bozan tarafın Ukrayna olduğunu savundu. Paskalya ateşkesi ve 9 Mayıs Zafer Günü kutlamaları vesilesiyle ilan edilen ateşkeslerin Ukrayna tarafından Rus topraklarına yapılan saldırılarla ihlal edildiğini vurgulayan Lavrov, "Daha önce de Rusya-ABD arasında devlet başkanları arasındaki telefon görüşmelerinde varılan mutabakatlar çerçevesinde karşılıklı olarak enerji tesislerine saldırı olmaması konusunda bir ateşkes ilan edildi ama bütün bunlara rağmen Ukrayna rejimi, bütün bu ateşkes dönemlerinde kasıtlı bir şekilde gerek enerji tesislerimize, gerek sivil tesislere, evlere, kreşlere, okullara, Rusya’nın sivil halkını hedef alan saldırıları devam ettirdi. Maalesef sivil halk arasında kayıplarımız ve yaralılarımız var. Batı eliti, ABD dahil olmak üzere özellikle Avrupa Birliği’ndeki Batı eliti bunu görmezlikten geliyor, bunu görmüyordu" dedi.

"ABD’deki mevcut iktidarı, Biden hattına yani savaş hattına itmek istiyorlar"

Batı elitlerinin Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmak istediklerini vurgulayan Lavrov, "Gerçekleri görmek istemiyorlar ya da ilgili ekipler, haber bültenlerin onlara gerçekleri nakletmiyor. Şimdi ABD’deki mevcut iktidarı, Biden hattına yani savaş hattına itmek istiyorlar. Yani bütün bu güçler gerçekten ne olduğunu aslında çok iyi anlıyor. Biz, bu saldırılara cevap verdik. Suçlu olan taraf, gerekli cezayı almalıdır. Zelenskiy ve komutasındakiler, bizim neye karşılık verdiğimizi çok iyi anlıyor. Biz sadece ve sadece askeri tesislere ve askeri amaçlarla kullanılan tesislere darbe indirdik" dedi.

"Biden dönemine kıyasla, ABD tarafıyla iyi ve normal bir diyalog içerisindeyiz"

Rusya’nın müzakere heyetinin başkanı Medinsky’nin değiştirilmesine ilişkin iddialar hakkında bir soruya cevabında Lavrov, "Bazı dedikodular söz konusu. ABD, Rusya’nın başmüzakerecisini değiştirmek istiyor. Biden dönemine kıyasla, ABD tarafıyla iyi ve normal bir diyalog içerisindeyiz. Eğer ABD tarafı bize bir mesaj göndermek istiyorsa bize direkt bir şekilde bunu iletebilir, bunun dedikodusunu yapmaya gerek yok. Belki de şüpheyle yaklaşıyorsunuz fakat Sayın Medinsky, başka bir ülkenin devlet başkanı tarafından değil, doğrudan Sayın Devlet Başkanı Putin tarafından tayin edildi. Sayın Putin ve Sayın Trump, son telefon görüşmesinde esir takası ve sonraki dönem konusunda bir mutabakata vardı. Detaylar ilgili istihbarat birimi tarafından onaylanmıştır" dedi.

Avrupa’nın Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakereleri baltalamasının söz konusu olup olmadığı konusunda bir soru alan Lavrov, "Brüksel’in böyle bir teşebbüsü olduğunu görüyorum. Bu süreci baltalamak istiyorlar. Benzeri görülmemiş, inanılmaz adımlar atıyorlar. Aslında sinirliler çünkü anlıyorlar ki Fransa, İngiltere, Almanya ve Polonya başkanlığındaki savaşı isteyen bu güçler, korkuyorlar. Çok korkuyorlar çünkü Ukrayna’ya destek verecek güçleri, imkanları, potansiyelleri yok. Günün birinde Trump’ın bu işe siz başladınız ve artık siz devam edin demesinden çok korkuyorlar. Sayın Trump’ın Rusya-Ukrayna arasındaki müzakerelerin devam etmesini istiyor. Kendisi bu konuda Putin ile anlaştı. Bu şahıslar, bahsettiğiniz şahıslar, tabii olarak bunu baltalamak engellemek istiyor. Çünkü eğer savaş biterse, siyasi kariyerleri sona erecek. Egoist çıkarları ve bunu ulusal çıkarlarının üzerinde tutmaları uluslarının acı çekmesine neden oluyor. Mesela enerji fiyatları arttı ve kendi halklarının buna razı gelmesini istiyorlar. Makul insanlar da iktidara gelebilir ama bunu da istemiyorlar. Çünkü Avrupa Birliği idaresi, Brüksel’deki Avrupa Komisyonu, kendi fonksiyonunu çok spesifik bir şekilde hayata geçiriyor. Zaten teknik bir makam. Sadece üye ülkelerin aldığı kararları takip ediyor. Üye ülkelerin istemediği bir kararı empoze edememesi gerekiyor ama bunu yapmaya çalışıyorlar" dedi.

Lavrov, Türkiye’nin Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin devamına ev sahipliği yapması konusunda ise, "Bana sorarsanız, İstanbul’daki platformu çok iyi. Türkiye’nin misafirperverliği çok iyi" ifadelerini kullandı.
Trump’ın Putin’e yönelik açıklamalarının değişkenliğine ilişkin bir soru üzerine Lavrov, "Dünya liderlerinin farklı konuşmaları, farklı açıklamaları olabilir. Mesela, son zamanlara kadar Avrupa tek sesle hiçbir ateşkes yapılmamalı, Rusya mağlup edilmeli ve Ukrayna’ya silah desteği artırılmalı diyorlardı fakat şimdi önkoşul olmadan derhal bir ateşkes yapılmasını talep ediyorlar. Macron da buna, ateşkes sırasında Ukrayna’ya ateşkes sırasında silah satışına devam edeceklerini ekliyor. Avrupa’nın tüm retoriği bu şekilde" dedi.

ABD Başkanı Trump’ın sonuç görmek isteyen bir lider olduğunu ve Putin ile vardıkları mutabakatların, İstanbul’daki görüşmenin ve Rusya ile Ukrayna arasındaki mutabakatların sözde değil somut ve çözüm odaklı unsurlar içermesi gerektiğine inandığını vurgulayan Lavrov, "Ancak Başkan Trump, bu girişimlerin Avrupa’daki bazı çevreler tarafından sabote edilmesine yönelik teşebbüsleri gördüğünde, Rusya’nın şehirlerini, sivil tesisleri ve Putin’in helikopterine saldırı teşebbüsleri gördüğünde, farklı his ve duygulara kapılabilir. Adil hedeflere ulaşmak istiyorsa, bu baltalama teşebbüslerini görünce farklı açıklamalar yapabilir. Önemli olan, Avrupa’nın barışa doğru olan ilerlemeyi, Türkiye ve ABD’nin desteklediği barışa doğru bir ilerlemeyi baltalama teşebbüslerini sona erdirmesi gerektiğidir. Avrupa Birliği’nin bu tür girişimlerini engellemek gerekiyor" dedi.

"Aslında Fransa, Rusya’ya karşı savaşıyor"

Almanya’nın Ukrayna’ya verdiği füzelerde menzil engelini kaldırması konusunda Almanya’ya karşı bir misilleme olup olmayacağı konusundaki soruya ise Lavrov, "Füze menzilinin engelinin kaldırılması konusundaki açıklama, Avrupa kıtasında iktidara gelen şahısların ne kadar tecrübesiz olduğunu gösteriyor. Bunların ne denli yeteneksiz olduğunu gösteriyor. Kendi adına, ABD adına, İngiltere adına, Fransa adına konuşma yapıyor sonra da yardımcısı televizyona çıkıp böyle bir şeyin söz konusu olmadığını açıklıyor. ABD askeri karargahında böyle bir şeyin söz konusu olmadığı söylendi. Sonrasında Merz, bir açıklama yaptı ve ‘Bu yeni bir karar değil, eski iktidar tarafından alınan bir karar söz konusu’ dedi. Burada gördüğümüz şey, Ukrayna’nın Rusya topraklarında saldırı ve darbe vurması ile ilgili engellerin bir önceki iktidar döneminde kaldırılmış olduğu. Dün Fransa Dışişleri Bakanı, Fransa’nın Rusya halkına karşı savaşmadığını ve sadece Ukrayna’nın askeri güçlerine yardımcı olduğunu söyledi. Bu yanlış bir bilgi, aslında Fransa Rusya’ya karşı savaşıyor. Çünkü Kiev’in Nazi rejimi, Fransa’nın imkanlarını kullanarak Rusya topraklarına saldırıyor, sivil tesislerine saldırı düzenliyor. Eğer Fransız siyasetçiler, ülkelerini seviyor ve onun değerlerini temsil ettiklerini düşünüyorlarsa o halde Fransız halkının ‘Hürriyet, eşitlik ve kardeşlik’ şiarına uymaları gerek. Bu şiarı aslında tüm ihtilaflar için kullanıyorlar fakat sadece Ukrayna konusunda kullanmıyorlar. Ukrayna, Rus dilini yasaklayan bir karar alınan tek ülke. Hiçbir ülkede, hiçbir bölgede, hiçbir devlette bir dilin yasaklanmasına yönelik bir kanun yoktur. Avrupa Birliği’nin genişlemeden sorumlu komisyon üyesi, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerine başlamak için gerekli hazırlıkları yaptığını açıkladı. Demek ki o Avrupalı siyasetçiler, Rus dilinin yasaklanmasını bu hazırlıklar içerisinde görüyor" dedi.

"Avrupa, yeniden Nazi bayrağı benimsedi"

Lavrov, "Avrupa, bu sefer Rusya’ya stratejik bir yenilgi yaşatmak amacıyla tamamen başarısızlığa mahkum bir maceraya atılarak yeniden bir Nazi bayrağı benimsedi ve bir kez daha sonuca varamayacak. Başarılı olamayacak. Mevcut Almanya’nın başbakanının ağzından Almanya’nın Avrupa kıtasındaki en büyük askeri güç olacağını duymak, hem de bunu İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferin 80’inci yıl dönümünde işitmek fazlasıyla manidar" ifadelerini kullandı.
ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmasının Türk-Rus ilişkilerine nasıl etkileyeceği yönündeki bir soruya cevabında Lavrov, "Suriye’ye yönelik yaptırımlar, bizim her zaman kınadığımız bir adım oldu. Biz bunların kaldırılması için çaba gösterdik. Normal olarak, Beşar Esad’ın rejimi aleyhinde uygulanan bu yaptırımlar gerçekte tüm Suriye halkına zarar verdi. Geçtiğimiz yıl Şara’nın iktidarı ele geçirmesi sonrasında biz yaptırımların kaldırılması konusundaki çağrılarımızı ısrarlı bir şekilde sürdürdük. Aynı şekilde Afgan halkının el konulan paralarının da iade edilmesini talep ediyoruz, bu konudaki pozisyonumuz da aynı. Trump’ın böyle bir adım atmasını takdir ediyoruz çünkü sivil halk zarar gördü. Avrupa Birliği de insani amaçlarla ve Amerika tarafının yaptırımları kaldırdığını görünce, yaptırımları kaldırmayı değerlendirmeye aldı. Sayın Putin, Sayın Şara ile bir telefon görüşmesi yaptı ve sonra kendisine bir mektup gönderdi. Yeni koşullarda ekonomi ve diğer konuların nasıl görüşüleceği ve nasıl ilerletileceği konusunda görüşmeye hazırız. Bizden bir heyet, ocak ayında Suriye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Nisan ayında Antalya’daki Diplomasi Forumu marjında Sayın Hakan Fidan’ın da katılımıyla Suriye Dışişleri Bakanı ile bir görüşmemiz oldu. Suriye’nin bölünmemesi ve şiddetin yeniden patlak vermemesi, bizim için önemli bir hedef" dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta eksi 28 derece: Göletler dondu, çatılarda buz sarkıtları oluştu Muş’ta gece saatlerinde hava sıcaklığının eksi 28 dereceye kadar düşmesiyle göletler dondu, binaların çatılarında metrelerce buz sarkıtları oluştu. Muş’ta etkili olan dondurucu soğuklar, kent genelinde günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Gece saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altında 28 dereceye kadar düşmesiyle birlikte göletler tamamen donarken, çatılarda buz sarkıtları oluştu. Aşırı soğuklar nedeniyle vatandaşlar araçlarını korumak için brandayla örtme yoluna giderken, soğuk hava özellikle sabah ve gece saatlerinde yaşamı zorlaştırdı. Kent genelinde birçok noktada buzlanma meydana gelirken, yetkililer sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Çam ve diğer ağaçların dallarında oluşan kar örtüsü kartpostallık görüntüler oluşturdu. Dondurucu soğuklara rağmen çocuklar parkları mesken tutarak karın keyfini çıkarırken, ortaya çıkan manzaralar kente ayrı bir güzellik kattı. Soğuk havanın önümüzdeki günlerde de etkisini sürdürmesi bekleniyor. Parkta gezen vatandaşlardan İrfan Acar, kendisi için karın bereket anlamına geldiğini dile getirdi. Yağan karın toprağı ve ağaçları besleyerek gelecek yılın verimini artıracağını belirten Acar, zahmet çekilmeden bereket elde edilemeyeceğini vurgulayarak, "Köyde tarımla uğraşıyorum. Memurluktan emekli olduktan sonra günümüzü tamamen tarıma verdik. Ağaç dikiyor, büyütüyoruz. Beş yıldır emek vererek ağaç yetiştiriyoruz. Millet bu karı gördüğü zaman hep ‘soğuk’ diyor, kışın sertliğini görüyor. Ben ise bu karı gördüğümde hoşlanıyorum. Çünkü bu kar bize su olacak; ağaçlarımızı ve toprağımızı besleyecek. Biz zahmeti çekmeden, onun ertesi yılki bereketini göremeyiz. İnsanlar ‘soğuk oldu, donuyoruz, doğal gaz geldi’ diyor. Tamam ama bu kar da yağsın ki biz seneye bunun nasibini yiyelim. Üretelim; ceviz üretelim, badem üretelim, her şeyi üretelim. Ama üretmek için de bu kar lazım. Ben bu soğuğu keşfetmek için bazen doğada geziyorum. Allah nasip ederse, seneyi de görürsek, bir şeyler üretirsek toplumumuz da bu karın bereketinden faydalanır. Dün gece eksi 28’i gördük. Saat 22.00 gibi dışarı çıktım, yarı yolda eve dönerken ellerim dondu. Kendimi bir markete attım, eldiven aldım. Eksi 28 derece gerçekten çok soğuk. Allah var, eve kendimi nasıl attım bilmiyorum. Göletler donuyor. Her ne kadar dayanmak zor olsa da ben soğuğu da seviyorum. Muş’un iklimi çok ağır ama kendimizi koruduğumuz müddetçe güzel günler yaşarız. Önemli olan bu zorluğun da tadını çıkarabilmek" dedi. Kar yağışını fırsata çevirerek gönüllerince eğlenen çocuklardan Kasım Bozkurt, havanın soğuk olmasına rağmen karın keyfini çıkardıklarını söyledi. Bozkurt, "Yaz aylarında parklarda, kaydıraklarda oynardık. Şimdi ise kar yağdığı için kızağımızı alıp karın üstünde kayıyoruz. Her ne kadar hava soğuk olsa da karın keyfini çıkarıyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte kayıyor, oyunlar oynuyoruz. Karın üstünde oynadıktan sonra ıslanıyoruz. Islak elbiselerle eve gittiğimizde ise annem, ben ıslandım diye bana kızıyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul Artaş Holding, yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu Artaş Holding, satışa sunduğu 3 yeni projesinde gelen yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu. Gayrimenkul sektörünün önde gelen şirketlerinden Artaş Holding, satışa sunduğu 3 yeni projesine gelen yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu. Anadolu Yakası’nda Yamanevler bölgesinde konumlandırılan Avrupa Residence Oryapark, Şişli’de yükselen Avrupa Residence Şişli-2 ve Güneşli’de inşa edilmekte olan Avrupa Konutları Güneşli projeleri, alıcıların beğenisine sunuluyor. Avrupa Residence Şişli-2 İstanbul’un hareketli ve prestijli bölgelerinden biri olan Şişli’de yükselen Avrupa Residence Şişli-2, 6 konut bloğundan oluşuyor. Projede, bölgenin ticari dinamizmini destekleyen mağaza alanlarının yanı sıra ailelerin ihtiyaçlarını karşılayacak özel bir kreş de yer alıyor. Projede 1+1’den 3+1’e kadar farklı daire alternatifleri de bulunuyor. Şehrin önde gelen alışveriş merkezlerine, popüler caddelerine ve sosyal yaşam noktalarına yakınlığıyla dikkat çeken projenin; Mecidiyeköy metro ve metrobüs hatlarına yürüme mesafesinde bulunduğu aktarıldı. Mecidiyeköy, Levent, Zincirlikuyu ve Maslak gibi İstanbul’un önemli iş ve finans merkezlerine yakın bir konumda bulunan projenin, Beşiktaş İskelesi ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne de kısa sürede ulaşılabilen bir konumda yer aldığı kaydedildi. Avrupa Konutları Güneşli İstanbul’un yükselen yaşam ve yatırım akslarından biri olan Güneşli’de hayata geçirilen Avrupa Konutları Güneşli, 1+1’den 4+1’e kadar uzanan toplam 1.556 konuttan oluşuyor. Projede 24 ticari ünite de yer alıyor. 72 bin 148 metrekarelik geniş bir arsa üzerinde konumlanan proje, yaklaşık 345 bin metrekarelik inşaat alanıyla bölgenin en büyük projeleri arasında bulunuyor. Proje; yansıma havuzlarıyla çevrili verandalı ve bahçeli daireleri, kapalı yüzme havuzu, spor alanları, yürüyüş parkurları ve çocuk oyun alanlarıyla dikkat çekiyor. Ulaşım imkanlarıyla da öne çıkan projenin, Basın Ekspres Yolu, E5 ve TEM otoyollarına yakın bir konumda yer aldığı belirtildi. Eğitim kurumları, sağlık merkezleri, ticari alanlar ve alışveriş merkezlerinin yakınlarında bulunan Avrupa Konutları Güneşli; İkitelli-Ataköy metro hattına da yakın bir konumda yer alıyor. Avrupa Residence Oryapark Avrupa Residence Oryapark, Avrupa Konutları Yamanevler’in ardından Anadolu Bölgesi’nde dikkat çekecek projelerden biri olarak yer alıyor. Konut, ofis ve cadde mağazalarını aynı projede bir araya getiren Avrupa Residence Oryapark’ta 1+1 ve 2+1 tiplerinde toplam 317 rezidanstan bulunuyor. Yamanevler ve Çakmak metro istasyonlarına yakın bir konumda bulunan projenin, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri, sağlık tesisleri ve ana ulaşım akslarına da yakın bir konumda yer alıyor. Ayrıca proje; 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 6 kilometre, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ise 7 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. 22 ve 34 katlı iki bloktan oluşan projede, bloklara doğrudan bağlantılı kapalı otopark alanları da bulunuyor. Avrupa Residence Şişli-2 projesi ile Avrupa Konutları Güneşli projesi 2027’de, Avrupa Residence Oryapark projesi 2026’da teslim edilecek.
İstanbul Novo Nordisk’ten obezite farkındalığı için "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" kampanyası Novo Nordisk, obezitenin hekime başvurularak tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekmek amacıyla "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" farkındalık kampanyasını başlattı. Novo Nordisk Türkiye, obezite hakkında toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" kampanyasını başlattı. Kampanya, kilo yönetiminde bireysel çabalarla çözüme ulaşmak yerine, obezitenin karmaşık biyolojisini en iyi bilen hekimlere danışılması için çağrıda bulunuyor. Şirket, bu kampanya ile obezitenin bir kilo ve irade sorunu olmanın ötesinde, tedavi gerektiren ciddi ve kronik bir hastalık olarak ele alınması için farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Kampanya kapsamında, kilo yönetimi konusunda toplumu bilimsel ve güvenilir bilgilerle buluşturmak amacıyla hayata geçirilen kilovesaglik.com web sitesine de yönlendirme yapılıyor. Platform, obezite ve fazla kilonun nedenleri, sağlık riskleri ve tedavi yaklaşımlarına dair güncel ve kanıta dayalı zengin içerikler sunuyor. Obezite verileri dünyada ve Türkiye’de alarm veriyor Bundan 30 yıl önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bir hastalık olarak tanımlanan obezite, bugün kalp-damar hastalıklarından tip 2 diyabete, bazı kanser türlerinden kas-iskelet sistemi ve ruh sağlığı sorunlarına kadar 200’den fazla hastalıkla ilişkili, ciddi, kronik ve ilerleyici bir hastalık olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde obezite görülme sıklığı son yıllarda hızla artarken, Türkiye de bu tablodan ciddi şekilde etkileniyor. Türkiye’de yetişkin her 3 kişiden 1’i obeziteyle, 1’i ise fazla kiloyla yaşıyor. Yetişkin nüfusun yarıdan fazlasının fazla kilolu veya obeziteli olduğu bu tabloda, obezite hem bireysel sağlık hem de sağlık sistemleri açısından giderek büyüyen bir yük oluşturuyor. Araştırmalar, obezite veya fazla kilo ile yaşayan bireylerin çoğunlukla diyet, egzersiz, bitkisel takviyeler gibi kendi buldukları çözümlerle kilo yönetimini sürdürmeye çalıştığını gösteriyor. Buna karşın, etkili kilo yönetimi için hekime danışanların oranı oldukça düşük. Bu durum hem başarısız kilo verme girişimlerine hem de obeziteye bağlı hastalıkların ilerlemesine neden olabiliyor. Uzmanlara göre, obezite yalnızca yaşam tarzı değişiklikleriyle çözülemeyecek kadar karmaşık biyolojik mekanizmalara dayanıyor. Etkili ve sürdürülebilir bir kilo yönetimi için bu mekanizmaları en iyi bilen uzmanların desteği gerekiyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Obeziteyi yalnızca alınan ve harcanan kalori üzerinden açıklamak bugün için yetersizdir. Açlık ve tokluk sinyalleri, hormonlar, genetik yatkınlık gibi birçok biyolojik mekanizmanın yanı sıra psikolojik ve çevresel birçok faktör kilo kontrolünde belirleyici rol oynamakta. Bu nedenle obezite, bireyin iradesiyle kısa sürede çözülebilecek bir durum olmaktan çıkıyor. Eşlik eden hastalıkların ve hasta öyküsünün değerlendirilmesiyle birlikte hekim kontrolünde uygulanacak medikal tedaviyi içeren uzun soluklu bir takip gerektiriyor. Erken dönemde başvurulan profesyonel destek hem kilo yönetiminde başarıyı artırıyor hem de obeziteyle ilişkili diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde kritik rol oynuyor." Obezite tedavisinde 20 yıllık uzmanlığa sahip Novo Nordisk’in Türkiye Genel Müdürü Bike Başaklar, şunları söyledi: "Novo Nordisk olarak 100 yılı aşkın süredir diyabet ve obezite alanlarına odaklanan, ’daha sağlıklı bir gelecek’ vizyonumuz ve vakıf şirketi olma özelliğimizle uzun vadeli toplumsal değer oluşturmayı amaçlayan bir sağlık şirketiyiz. Yaklaşık 20 yıl önce, obezitenin yalnızca yaşam tarzı tercihlerinden ibaret olmadığını, arkasında karmaşık ve güçlü bir biyoloji bulunduğunu bilimin rehberliğinde ortaya koyarak, bu alanda sorumluluk almaya karar verdik. Obeziteyi kronik ve ciddi bir hastalık olarak ele alan bu yaklaşımla, bugün obezite tedavisinde bilimsel dönüşümün öncülerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. ‘Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş’ kampanyamızla obezitenin bireylerin hekim desteği almadan çözülemeyecek bir sağlık sorunu olduğuna ve sağlığa kavuşmak için doktora danışılması gerektiğine dikkat çekiyoruz." Kampanya; influencer iş birlikleriyle dijital mecralarda, outdoor uygulamalarla spor salonları, alışveriş merkezleri ve metro ekranlarında hayata geçiriliyor. Şirket, bu çok kanallı iletişim yaklaşımıyla Türkiye’de obezite ve tedavisi hakkında farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Detaylı bilgiye kilovesaglik.com web sitesi üzerinden ulaşılabilecek.