POLİTİKA - 22 Temmuz 2014 Salı 08:32

Sağlık Bakanı'ndan 'Gazze'ye doktor' açıklaması

A
A
A
Sağlık Bakanı'ndan 'Gazze'ye doktor' açıklaması

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gazze'ye Türkiye'den doktor gönderilmesine ilişkin 'STK ve yeryüzü doktorları bu anlamda güçlü bir kampanya yapabilirler. Biz de ona destek verebiliriz' dedi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gazze'ye Türkiye'den doktor gönderilmesine ilişkin, "Oraya gidecek doktorlarımız bizim doktor açığımıza negatif bir etkisi olmaz. STK ve yeryüzü doktorları bu anlamda güçlü bir kampanya yapabilirler. Biz de ona destek verebiliriz" dedi.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, sağlık muhabirleri ve gazetecilerle iftarda biraraya geldi. Rixos Otel’de gerçekleşen iftarda Müezzinoğlu, son 12 yılda sağlıkta dönüşüm yaşandığını anlatarak, "Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı yasa tasarımı genel kurula indi. Yoğun bir gayretle yasalaştırma arzumuz olmasına rağmen Meclisin olağanüstü yoğunluğu nedeniyle Eylül Ekim ayına ertelendi. İnanıyorum ki Eylül Ekim ayı gibi de bu tasarımımızı kanunlastıracağız. Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ile afzu ettiğimiz sağlık üretiminde Türkiye'nin artık üretken bir noktaya gelmesi, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki üretimlere Türkiye'nin de katkı sağlamasını amaçlıyoruz" diye konuştu. 

Sağlık Enstitüleri Başkanlığı adı altında 6 Enstitünün önümüzdeki 3 yıl içinde kurulmasını hedeflediklerini kaydeden Müezzinoğlu, "Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesini kurmayı amaçlıyoruz. Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesiyle 59 tane aktif durumda eğitim araştırma hastanemiz var uzman yetiştiren bu eğitim araştırma hastanelerimizin dinamiklerini çok daha güçlü hale getirmeyi arzu ediyoruz. Bakanlığın Sağlık Politikalar Kurulunu önümüzdeki 1 ayın içinde aktif ve vizyonel bir konuma taşımayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Müezzinoğlu, bir gazetecinin uyuşturucu madde olan bonzaiyle ilgili Emniyetin ölümlerin iki yıl içerisinde artış göstereceğine dair raporuyla ilgili sorması üzerine, bonzainin uyuşturucuyla mücadele olarak kamuoyuna yansıtılması gerektiğini ve toplumun algısında sempatiklik oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı. Müezzinoğlu, şunları kaydetti: 

"Uyuşturucu ile ilgili mücadelede geçtiğimiz pazartesi günü 6 bakan arkadaşımızla bir toplantı yaptık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, Adalet Bakanımız, Gençlik ve Spor Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız, İçişleri Bakanımız ve benik olduğum bir toplantı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızı da ilave ettik. 7 bakanlık ve TBMM Sağlık Komisyon Başkanımız da yine o toplantıda vardı. Aldığımız karar ilgili müsteşar yardımcılarını yetkilendirdik. Bir hafta sürecince her bakanlık kendi dinamikleriyle ne yapıyor, bir bütün olarakta zayıf halkaların nerelerini görüyor bu değerlendirmelerini yapsınlar dedik. Bu akşamda yine bu müsteşar yardımcısı görevli arkadaşlarımızla bu toplantıdan sonra yine Sağlık Komisyon Başkanımızında olduğu toplantıya geçeceğiz. Buradan yeni bir yol haritası ve bir planlamanın çalışmalarını ümid ediyorum 10-15 gün içinde bitiririz. Uyuşturucuyla mücadeleyi çok konuşmaktan ziyade güçlü bir yol, haritası ile mucadeleyi gerek hükümet gerekse kamuoyunun duyarlılığıyla güçlü bir şekilde götürmemiz lazım. Burada önleyici tedbirleri güçlü alamazsak rehabilitasyon kısmındaki yük her geçen gün artar. Önce koruyucu ve önleyici tedbirleri güçlü almanın yol haritasını belirleyip sonra Sağlık Bakanlığı olarak AMATEM'ler oradaki dinaminleri daha güçlü hale getirmeyi ama ondan sonraki 10-15 günlük işte dönemde çok hassas. Önemli olan bu maddeyle muhataplığı minimuma indirebilmek. Muhatap olanlara sahip çıkmak ve yeniden onunla muhtaplığını yalnız tedaviyle değil sosyla yaşamın içine güçlü bir şekilde onları katabilmekle ilgili güçlü bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz. Biz hiçbir insanımızı ve gencimizi bu ülke insanını ve gencini istismar edenlerin eline teslim etmeyeceğiz. Bu anlamdaki mücadelemiz güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecek. Haziran ayı içerisinde TBMM'de yaptığımız değişimlerde uyuşturucu ile ilgiki gerek üretimde gerek satışta cezaları neredeyse iki misli arttırdık. Bu degerlendirmelerde zayıf noktalar varsa yasal düzenlemenin hemen Eylül-Ekime yasal düzenleme boyutunda bunları da Meclis kısmını ilgilendiriyorsa o tedbirleri de alırız ama Haziran ayındaki cezai müeyyideler henüz daha kamuoyuyla ve uygulamaya caydırıcılığı da algımıza yansımamış olabilir." 

Sağlık -Sen'in sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesine iliskin çalışması hatırlatılarak, sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesine ilişkin çalışmaların sorulması üzerine Müezzinoğlu, "Sayın Başbakanın sözünü hatırlarsınız bu dönem Meclise yetişmez ama yıl sonuna kadar dedi. O konudaki çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte devam ediyoruz. İnşallah bu sene onu yasalaştırmış oluruz" karşılığını verdi. 

Sağlık Bilimleri Üniversitesi konusunda yapılanmanın nasıl olacağını soran gazeteciye Bakan Müezzinoğlu, "İstanbul'da Marmara Üniversitesi'nde merkezi orası olacak. Bizim diğer bütün eğitim araştırma hastaneleriyle olacak. Buraları otomatikman sistematiğine Türkiye geneline yayılmış bu yapıların dinamiklerine destem vereceğiz. Oralarda doçent kadroları, profesör kadroları olacak. Oralarda eğitim standardı bir basamak daha yükselecek. Buradaki hedefimiz tıp öğrencisi yetiştirmek değil. Daha fazla stratejik sorumluluklar, stratejik görevler üstlenmek. Bu üniversite YÖK'ten bağımsız bir üniversite değil. Tamamen YÖK'e bağlı olacak" şeklinde konuştu. 

Ramazan Bayramı için örnek bir beslenme menüsü tavsiyesi soran gazeteciye Müezzinoğlu, şunları söyledi: 

"Bayram ister istemez rutinimizi bozuyor. Ramazanda rutinimizi farklı bir boyuta taşıdı. Özellikle Ramazan Bayramı 1 ay sürecince oruç tutanların farklı bir beslenme şekli oldu. Bayram sabahı itibariyle de yine normalleşme dönemine gireceğiz. Ramazan Bayramı'nın toplumda bir başka adı da Şeker Bayramdır. Daha çok tatlının, çikolatanın, baklavanın ikramın bol olduğu bir bayram. Olabildiğince dikkatli olmanın dışında söylenebilecek cümle yok. Sabah hafif bir kahvaltı. İkram edilenin yarısını almak. Iki dilim baklava geldiyse bir dilimle idare etmek. Olabildiğince su ve sulu gıdaları öncelik vermek. Güneşte fazla kalmamak. Akşamları da ikramları olabildiğince sonlandırmaya çalışmak." 

Sağlık Bakanlığı'nın personel alırken önceden kamuoyunu bilgilendirip bilgilendirmeyeceğini soran gazeteciye Müezzinoğlu, " Maliyenin verdiği kadroları bakanlık olarak planlıyoruz. O planlamamız çerçevesinde kamuoyuna deklare ediyor ve KPSS ile bunları alıyoruz" dedi. 

Israilin Gazze'ye müdahalesiyle ilgili Filistin'e sağlık alanında yardımların olup olmayacağı sorusuna Bakan Müezzinoğlu "İnsanlık suçunun açıkça yaşandığı bir ortamda lanetlemek gerekiyor. İslam ülkelerinin, Arap ülkelerinin duruşu sağlıklı olsa İsrail bunları yapamaz. İslam dünyası net tavır alamadı. Birinci sorumluluk İslam dünyasına düştüğü kanaatindeyim" diye konuştu. 

Müezzinoğlu, ilaç yardımlarının yapılıp yapılmayacağına ilişkin, "Sağlık Bakanlığı olarak yurt dışına yardım yapamayız. Bunu TİKA aracılığı ile yapıyoruz. TİKA bunu başarmaya çalışıyor" dedi.
Türkiye'nin sınır ötesi olarak aşı vurma kampanyasının da olmadığını anlatan Müezzinoğlu, "Muhalif gruplar nerede olursa olsun oradaki insanların aşılanması ile ilgili Dünya Sağlık Örgütünün dinamikleri içinde Türkiye muhakkak var oluyor" diye konuştu. 

Bir gazetecinin, "Gazze'ye, Türkiye'nin doktor gönderme gibi bir durum var mı?" sorusuna ise Bakan Müezzinoğlu, "Sivil toplum örgütlerimiz, yeryüzü doktorlarımız böyle bir kampanya yapabilir. Bizim oraya gidecek doktorlarımız bizim doktor açığımıza negatif bir etkisi olmaz. STK ve yeryüzü doktorları bu anlamda güçlü bir kampanya yapabilirler. Biz de ona destek verebiliriz" cevabını verdi. 

Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin tahmin isteyen gazeteciye Müezzinoğlu, "Şahsi kanaatim ilk turda bitecektir. 11 Ağustos sabahından sonra Türkiye'nin ve bu büyük ülke, büyük milletin tarihi geleceğinde güçlü bir yeni virajı almış olacak" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye kompozit üssü olacak Dünyada ‘çağın malzemesi’ olarak adlandırılan kompozitte Türkiye atağa kalktı. Hedef, Türkiye’yi kompozit üssü haline getirmek. Türkiye’de yaklaşık 3 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip kompozit sektörü, 5 yıl içinde 7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmayı hedefliyor. Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanı Barış Pakiş, "Kompozitte elde edilecek başarılar, ülkemizin ihracatını direkt olarak etkileyecektir. Çünkü, kompozitten elde edilen ürünler yüksek katma değere sahip” diye konuştu. Pakiş, ‘çağın malzemesi’ olarak nitelendirilen kompozitin, havacılıktan savunma sanayine, otomotivden tekne üretimine, yapı malzemelerinden tarıma, enerji sektöründen altyapı çalışmalarına, gıda depolamadan banyo malzemelerine kadar onlarca sektörde kullanıldığına dikkat çekerek, "Türkiye ’kompozit konusunda dünyada öne çıkan ülkeler arasında. Hafif ve mukavemeti yüksek bir ürün. Bu sayede, kullanılan tüm sektörler için büyük avantajlar sağlıyor. Yanmaz ürün de üretilebiliyor, görselliği yüksek ürün de. Dünya çapında birçok üretim alanında kompozit ürünlere olan talep hızla artıyor. Uçaklar, otomobiller bu ürünle hafifleyip, daha az yakıt harcarken savunma sanayinde çok kritik bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Gelecekte hidrojen depolama kısmında da karşımıza çıkacak en önemli malzemeler arasında kompozit yer alıyor. Bu malzeme Türkiye’de de ciddi şekilde kullanılıp, üretiliyor. Kompozit pazarında Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, ABD, Çin ve Brezilya güçlü konumda. Tüm dünyada global kompozit pazarının, 2026 yılında yüzde 7,5 büyüyerek 126,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin bu ticaretten aldığı pay ise yüzde 1 ile 1,5 arasında değişiyor. Biz, bu pastadan daha fazla pay almak istiyoruz. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi bir ‘kompozit üssü’ haline getirmek. Aslında bu ortama da sahibiz. İlgili bakanlıklarımız da kompozit sektörüne ciddi şekilde eğilmiş durumda. Kompozit konusunda iki ana ham madde var ve Türkiye olarak bunlara sahibiz. Bunları işleyecek yerli-yabancı üretici şirketlerimiz de var. Tüm bunlar birleşince ‘neden daha iyi noktalara gelmeyelim?’ diyoruz. Kompozitte elde edilecek başarılar, ülkemizin ihracatını direkt olarak etkileyecektir. Çünkü, kompozitten elde edilen ürünler yüksek katma değere sahip. Bu da ihracatımızın hızlı bir şekilde artmasına yardımcı olacak. Sektörümüz, üretim teknolojileri bakımından da çok iyi noktalarda. Aynı zamanda ülkemizin istihdamına da ciddi katkı sunuyoruz. Türk kompozit endüstrisinin uluslararası buluşma noktası olması hedefiyle 10-12 Ekim 2024 tarihleri arasında ‘Meet4Composite’ fuarı düzenlenecek. Gelecek 5 yıl içinde sektörümüzün büyüklüğünü 7 milyar dolar seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Yaşlı Destek Programı’na başvurular başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak projelerin değerlendirileceği Yaşlı Destek Programı’na (YADES 2024) başvuruların başladığını belirterek, bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdıklarını bildirdi. Göktaş, yaşlı nüfus oranının yüzde 10,2’ye yükseldiği Türkiye’de, bakanlığının yaşlılara sunulan hizmetlerin sayısının artırılması ve ihtiyaçlara göre çeşitlendirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Göktaş, “Bu kapsamda bakanlığımızca aile temelli aktif ve sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesi politikasını YADES programıyla sürdürüyoruz. Yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin sunumunda kurum bakımı hizmetleri yanında, evde bakım, gündüz bakım gibi koruyucu önleyici alternatif hizmet modellerini de yaygınlaştırıyoruz. Ayrıca yaşlılar ve yakınlarının öncelikli tercihi olan gündüz bakım ve evde bakım destek hizmetlerinin geliştirilmesi için projeler yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu yıl 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık” Bakan Göktaş, 2016’da uygulanmaya başlanan ve genel bütçeden aktarılan kaynakla sürdürülen YADES ile yerel dinamikleri harekete geçirerek, yaşlılık alanında farkındalık oluşturmayı, yaşlıların ev ortamlarında ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesini amaçladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “65 yaş üstü vatandaşlarımızın korunması ve desteklenmesiyle bakım desteği ve psikososyal desteğe ihtiyacı olanların yaşadıkları mekanlarda gerekli bakımlarının yapılarak yaşamlarının kolaylaştırılmasını sağlamak üzere, 8 yılda toplam 45 milyon TL finansman desteği sağladık. Bu kapsamda 8 yılda 42 belediyede yürütülen 74 projeyle 87 bin 987 hanede 128 bin 691 yaşlıya ulaştık. Yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak yeni projelerin değerlendirileceği YADES 2024 başvuruları ise başladı. Bakanlığımızca bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık.” Proje teklifleri 3 Haziran’a kadar valiliklere teslim edilecek YADES 2024 programı kapsamında ayrılan ödeneğin bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslar kapsamında belediyelerin hazırlayacakları ve valiliklerce teklif edilecek projeler için kullandırılacağını kaydeden Göktaş, belediyelerce hazırlanacak projelerin sürelerinin bir yıl olacağını, onaylanan projelerin, belediyeler tarafından uygulanacağını ve denetimlerin ise valilikler aracılığıyla yürütüleceğini ifade etti. Bakan Göktaş, programa başvuracak belediyelerin hazırlayacakları proje tekliflerini, en geç 3 Haziran saat 17.00’ye kadar valiliklere teslim etmesi gerektiğini bildirdi.
Sivas Güneş çarpması olarak düşünülüyor, asıl tehlike fark edilmiyor İlkbahar’ın gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda artış devam ediyor. İnsanların hayatını kaybetmesine sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), İç Anadolu Bölgesi’nde hızla yayılıyor. Kene ısırıklarına ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Numune Hastanesi’nde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, “Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor” dedi. Baharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) virüsüne sebep olan kene ısırığı vakaları görülmeye başlandı. Kırsal kesimlerde daha sık rastlanan ve tedavi olunmadığında ölüme neden olabilen kene ısırığı hakkında uzmanlar sıklıkla uyarılarda bulunuyor. Hastalığın belirtilerini sıralayan uzmanlar, belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneriyor. Sivas Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, KKKA virüsüne ilişkin bilgiler verdi. Virüsü taşıyan kenelere Sivas ve çevresinde çok sık rastlandığını ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Çok çeşitli kene türleri var ama bizim bölgemizde endemi oluşturan Kırım Kongo bulaşına sebep olan Hyalomma burada daha ön planda. Keneler yaklaşık 20 civarında hastalık bulaştırma potansiyeline sahip. Bunun başında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) geliyor. Kırım Kongo bulaşı, kenelerin insanları ısırmasıyla oluşuyor. Hayvanlarda ise belirti vermeden sessiz enfeksiyon şeklinde seyredebiliyor. Kasaplarda da kesim sırasında bulaş söz konusu olabiliyor” dedi. “Temas riskini azaltmak gerekiyor” Vücutta kene görülmesi halinde yapılması gerekenleri anlatan Murtaza Öz, “Keneyi çok ürkütmemek lazım. Üzerine kolonya dökülmesi ve yakma gibi şeyler yapılmamalı. İlk yapılması gerek bir sağlık kuruluşuna gitmek. Çıkarıldıktan sonra o bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı ve alkol ile dezenfekte edilmeli. Özellikle kene teması için risk faktörü taşıyan tarım ile uğraşan insanlar uzun kollu ve açık renkli giyişiler giyebilir. Pantolonu çizmenin veya çorabın içine geçirebilir. Temas riskini azaltmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Güneş çarpması değil kene ısırığı Hastaların bir kısmının kene ısırığını fark etmediğini ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Kene ısırığını fark edenler de genellikle duş aldıklarında fark edebiliyor. Hastalarımız rutin tarama yapmıyor. Bunun dışında hasta bağ, bahçeden geldikten sonra özellikle güneş çarpması olduğunu ifade ediyor. ‘Beni güneş çarptı’ diyor, keneyi fark etmiyor. Bulantı, kusma, baş ağrısı gibi şikâyetler başlıyor. Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor. Bu da sıkıntılı bir durum. Güneş çarpması diyerek hastalığın hem ilerlemesine neden oluyor hem de tedavinin gecikmesine neden oluyor” ifadelerine yer verdi.