SAĞLIK - 11 Ağustos 2017 Cuma 11:13

Sedef hastalarının yaşadığı kaşıntı hissi depresyon ve anksiyeteyi tetikliyor

A
A
A
Sedef hastalarının yaşadığı kaşıntı hissi depresyon ve anksiyeteyi tetikliyor

Dermatolojik hastalıkların çoğu, başkaları tarafından görülebilir olmaları nedeniyle hastanın yaşam kalitesini hem kişisel, hem de toplum nazarında kötü etkiliyor. Lezyonların genel karakteri, görüntüsü, kaşıntı hissi kişinin ev ve iş yaşamındaki sosyal işlevlerini bozuyor.

Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Doğan, sedef hastalığının tutulum şiddetine göre fiziksel kısıtlılıklara yol açmasının yanı sıra, kişide damgalanma, reddedilme, cinsel çekiciliğin azalması korkusu, işe girişlerde, terfilerde sorun yaşama çekinceleri gibi birçok soruna da neden olduğuna dikkat çekti.

İkizlerde ve ailelerde yapılan çalışmaların, sedefin genetik temelli ve çok faktörlü olduğuna işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Bilal Doğan, eskiden sadece deri hastalığı olarak nitelendirilen Sedef’in, artık sistemik bir hastalık olarak kabul edildiğini ve tedavisinde de psikolojik desteğin büyük önem taşıdığını belirtti.
Prof. Dr. Bilal Doğan, Psoriasis yani Sedef Hastalığı ile ilgili şu bilgileri verdi:

"Sedef hastalığı, cilt üzerinde pullu plaklarla seyreden, aynı zamanda birçok sistemik patolojilere neden olduğu son yıllarda gösterilmiş olan, tekrarlayan, alevlenme ve iyileşmelerle hayat boyu devam eden, uygun tedavilerle yaşama olan kötü etkileri oldukça azaltılabilen kronik bir hastalıktır.

Eskiden sadece deri hastalığı olarak nitelendirilirken, artık sistemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Sedef hastalığı toplumun yaklaşık yüzde 1-2’sinde gözlenir. Bu oran ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilmektedir. Örn: Kuzey Avrupa’da yüzde 3, Asya’da yüzde 0,1 olarak bildirilmektedir, Afrika’da ise çok daha nadirdir. Ailede sedef hastalığı varsa bu oran yükselmektedir.

İkizlerde ve ailelerde yapılan çalışmalar, sedefin genetik temelli ve çok faktörlü olduğunu göstermektedir. Olguların yaklaşık yüzde 30’unda birinci derece akrabalarda da sedef hastalığı saptanmıştır. Çocukluk çağında ortaya çıkan olgularda bu oran yüzde 70’lere çıkmaktadır.Kadın ve erkeklerde eşit oranda gözlenir. Ortaya çıkışı sıklıkla 15-30 yaş aralığındadır.

Sedef hastalığının şiddeti oldukça değişkendir. Tek bir plak ya da bütün vücudu kaplayan lezyonlar olabilir. Tedavi için en iyi seçenek bir dermatoloğa başvurmaktır.

Sedef nedeniyle tedavi planlanan hastalara, hangi tedavi seviyesinde olursa olsun psikolojik destek verilmelidir. Bu destek, hastaların gereksinim duyduğu ilaç dozunun azalmasına ya da hastaların daha hızlı iyileşmesine önemli katkı sağlıyor. Depresyon ve anksiyete, sedef hastalarının çoğuna eşlik eden sorunlardır ve bunların en büyük nedenlerinden biri de kaşıntıdır. Bu tür psikolojik sorunların tedavisi aynı zamanda dermatolojik tedavi sonuçlarını da pozitif olarak etkiliyor. Hastaların psikolojik olarak da iyi durumda olmalarını sağlamak, sedef hastalığı tedavisinin olmazsa olmazlarından biridir. Sedef hastaları, genellikle, çeşitli nedenlerle bir psikiyatriste gitmek istemiyor. Bu durumda hastalara ilk desteği; gerek psikoterapik yaklaşım, gerekse ilaç tedavileri ile biz dermatologlar vermekteyiz. Hastalığın tedavisinin en iyi şekilde devam etmesi açısından, gerekli durumlarda bir psikiyatrist tarafından muayene ve tedavi olmaları konusunda hastayı ikna ederek yönlendirmek de çok önemlidir.

Sedef hastalığı artık sadece bir deri hastalığı değil, sistemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Eskiden bir tek eklem tutulumu ve psikolojik etkileri net olarak bilindiğinden, sadece fizik tedavi ya da romatoloji ve psikiyatri branşları ile işbirliği içindeydik. Fakat artık kalp hastalıklarında, metabolik sendromda, bazı barsak hastalıklarında da ilişkisi gösterildiğinden kardiyoloji, endokrin hastalıkları, iç hastalıkları, gastroenteroloji gibi branşlar ile de yakın bir şekilde işbirliği içine girmeye başlamış bulunmaktayız.

Birçok eğitim hastanesi ya da üniversite hastanesinde, sedef hastalığının tedavisi ve takibi ile özel olarak ilgilenen bölümler bulunuyor. Bu bölümlerde hastaların kayıtları düzenli olarak tutuluyor. Hastalar buralarda, mevcut olan en iyi tedaviyi en az risk ile alabilme olanağına sahipler.

Sedef hastalığı yönetiminde en önemli konu, hastanın güvenini kazanmaktır. Hasta doktoruna güvendiğinde, dermatoloğu tarafından planlanan tedavi ve takiplere gönüllü olarak sadık kalıyor. Bir tedavinin etkili olup olmadığı hakkında karar verebilmek için de ilacın belli bir süre kullanılması gerekmektedir. İlacın bu süreden önce bırakılmaması gerekliliği konusunda hastanın bilgilendirilmesi oldukça önemlidir".
Sedef hastaları yaz aylarında su tüketimini artırmalı
Prof. Dr. Bilal Doğan, yaz aylarında Sedef Hastalarının yaşadığı psikolojik sıkıntıların daha da arttığını, özellikle bu dönemlerde hastalığın bulaşıcı olmadığını sık sık gündeme getirmek gerektiğini söyledi:

“Öncelikle sedef hastalığının bulaşıcı olmadığını hatırlatmak istiyorum. Fakat toplum bu hastalığa sanki bulaşıcıymış gibi yaklaşmaktadır. Bedenin kısmen açılmasını gerektiren, özellikle yüzme gibi sportif aktivitelerinde hastalar, çevrenin sadece bakış bile olsa tepkilerinden utanabiliyorlar, damgalanma, toplum dışına itilme korkusu yaşayabiliyorlar. Bu da beraberinde özgüven duygusunda belirgin zedelenmeye yol açıyor.”

Yaz aylarında güneşin etkisi ile artabilecek kaşıntı hissinin azaltılması için kaybedilen suyun yerine konması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Doğan hastalar için önerilerde bulundu:

Su tüketiminizi artırın

Nemlendirici kullanın

Deride kızarıklık oluşturmayacak şekilde, dermatoloğunuzun önerisi doğrultusunda, belirli sürelerle güneşlenin

Tatilin gevşetici ve daha az stresli ortamının keyfini çıkarın". 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da 30 köy yolu ulaşıma kapandı Bartın’da 3 gündür devam eden kar yağışı nedeniyle 30 köy yolu ulaşıma kapandı. Hasankadı Beldesi’nde evinde kar nedeniyle mahsur kalan bir hastanın ise yardımına sağlık ekipleri yetişti. Bartın’da aralıklarla yağan kar, kırsal kesimlerde hayatı durma noktasına getirdi. Kar nedeniyle il merkezine bağlı 1 köy, Ulus ilçesine bağlı 29 köy olmak üzere toplam 30 köy yolu kar ve tipi nedeniyle ulaşıma kapandı. İl Özel İdaresine ait iş makineleri ile gece gündüz yürütülen çalışmalarla yolların yeniden ulaşıma açılabilmesi için çalışma yürütülüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren İl Genel Meclisi Başkanı Turhan Kalaycı, "İlimizin yüksek kesimlerinde ciddi bir kar yağışı oldu. Halen devam eden kar yağışı öncesinde gerekli hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Sabah saatlerine kapanan yol sayısı 80’e çıktı ama yürütülen çalışmalarla bu sayıyı 30’a düşürdük. Devam eden yağışla açılan yollar yeniden kapanabiliyor. Ulaşımın sağlanabilmesi için gece gündüz karla mücadelemizi sürdürüyoruz" dedi. Evinde mahsur kalan hastanın yardımına yetiştiler Bartın’ın merkez Hasankadı Beldesi Doğancılar Mahallesi’nde nefes darlığı ve kronik akciğer rahatsızlığı bulunan 66 yaşındaki hastanın yardımına ise Acil Sağlık Hizmetleri ekipleri yetişti. Evinde mahsur kalan hastayı kurtarmak için harekete geçen sağlık ekipler, yola devrilen ağaç ve tipi gibi engelleri aşarak hastaya ulaştı. Ekipler, hastayı branda sedye ile güvenli şekilde ambulansa kadar taşıyarak, oksijen desteği sağladı. İlk tıbbi müdahalenin ardından hasta, Bartın Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirilerek tedavi altına alındı. Zamanında hastaneye yetiştirilen hastanın sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi.
Rize Rize Valisi Baydaş 1 yıllık asayiş bilançosunu açıkladı Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, yıl boyunca yürütülen asayiş ve diğer kurumlara ait çalışmalara ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş 2025 yılı boyunca Rize’de yürütülen güvenlik, asayiş, uyuşturucuyla mücadele, trafik, düzensiz göç, sahil güvenlik, 112 çağrıları ve kamu hizmetleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Asayiş olaylarında 2024 yılına nazaran düşüş olduğuna dikkat çeken Vali Baydaş "2024 Ocak-Aralık ve 2025 Ocak-Aralık dönemlerini karşılaştırdığımızda, kişilere karşı işlenen suçta bir azalma görüyoruz. 2024’te 2 bin 368 olay meydana gelmişken, 2025’te olay sayısı 265 azalarak 2 bin 103’e düşmüştür. Bu yaklaşık yüzde 11’lik bir azalmaya tekabül ediyor ve bu tabloyu memnuniyetle müşahede ediyoruz" dedi. Mal varlığına karşı işlenen suçlara da değinen Vali Baydaş, "Mal varlığına karşı işlenen suçta da azalma devam etmektedir. 2024’te 549 olay meydana gelmişken, 2025’te bu sayı 173 azalarak 376’ya düşmüştür. Hem kişilere karşı işlenen suçlarda hem de mal varlığına karşı işlenen suçlardaki bu düşüş, kolluk birimlerimizin, emniyetimizin ve jandarmamızın dikkatli takibi ve önleyici çalışmalarıyla mümkün olmuştur" ifadelerini kullandı. Rize’de terörle mücadele kapsamında 2025 yılı içerisinde 31 operasyon gerçekleştiğini kaydeden Baydaş "Terörle mücadele kapsamında 2025 yılı Ocak-Aralık döneminde, 25’i kırsal alanda jandarma sorumluluk bölgesinde, 6’sı şehir merkezinde olmak üzere toplam 31 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonların 4’ü FETÖ, 3’ü DEAŞ, 2’si PKK, 1’i DHKP-C, MLKP ve diğer terör örgütleri kapsamındadır. Bu 31 operasyonla ilgili faaliyetler 2025 yılında da aralıksız şekilde sürdürülmüştür" şeklinde konuştu. Olayların yüzde 100’e yakını aydınlatılıyor Rize’de suç olaylarının tamamına yakının aydınlatıldığının altını çizen Baydaş "Evet, olaylar yaşanıyor ama burada aydınlatma oranı çok önemli. Kişilere karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranımız yüzde 99,67. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise bu oran yüzde 97,72. Bu küsuratlı kısım devam eden soruşturmalardan ve delil toplama süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu işlemler tamamlandığında oranlarımızın yüzde 100’lere ulaşmasını hedefliyoruz. Bu alanda arkadaşlarımızın üstün gayretine özellikle teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. "360 bin 112 acil çağrısının 141 bini asılsız" 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıları da değerlendiren Vali Baydaş, bu çağrılarından asılsız olanların büyüklüğüne dikkat çekerek "112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıların toplamı 360 bin 904’tür. Maalesef bu çağrıların 141 bin 250’si asılsız çağrı" ifadelerini kullandı.