TAHA ACAR
NİĞDE
Niğde merkez Burhan Mahallesi'nde yüksek binaların arasında kendi haline terk edilmiş Kesikbaş Türbesi'nin Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin hem talebesi hem de hocası olan Şems-i Tebrizi Hazretlerine ait olduğu iddia edildi.
Ünlü araştırmacı yazar Mehmet Önder'in Şems Tebrizi Hazretlerinin mezarının Niğde'de olma ihtimalini değerlendiren araştırmacı yazar Gökhan Özbek, Hz. Mevlana'nın 'Dinin Güneşi' olarak hitap ettiği Tebrizi'nin 1247 yılında şehit edildiğini ve başının ise Niğde'ye defnedildiğini ileri sürdü. Kesikbaş Türbesi olarak bilinen türbenin sahipsiz olmasının, yıkık ve virane bir halde olmasının hem vicdanları yaraladığını hem de Pakistan'ın Tebrizi'nin mezarı ile UNESCO Kültürel Miras Listesi'ne girmeye çalışmasına üzüldüğünü belirten Özbek, "Hazreti Mevlana ile Hazreti Şems-i Tebrizi arasındaki muhabbet en üst seviyelerdeydi. Bilimsel kaynaklarda Şems-i Tebrizi'nin öldürülüşünde başının gövdesinden ayrıldığı belirtiliyor. Mevlana Hazretlerinin ise Tebrizi'nin mezarının zarar görmesini önlemek için kabrini başka bir yere yaptırdığına dikkat çekiliyor. 13. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan bu iddialarda Tebrizi'nin Türkiye'nin çeşitli yerlerinde mezarının olduğu belirtildi ancak zaman içerisinde sadece Niğde'de olduğu belirtilmeye başlandı. Mevlana'nın Tebrizi'ye olan sevgisi, ölümünden sonra da onu görme isteği, kabrini ziyaret etme isteği mezarının Niğde'de olma ihtimalini de güçlendirmektedir. Burada Konya ile Niğde arasındaki mesafenin de yakın olduğunu göz önünde bulundurursak diyebiliriz ki Şems-i Tebrizi Hazretlerinin mezarı Niğde'dedir" ifadelerini kullandı.
13. yüzyıldan itibaren Niğde'deki türbenin Kesikbaş Türbesi olarak adlandırıldığına dikkat çeken Özbek, "Neticede burada önemli bir şahsiyetin yattığı bilinmekte. Bizi asıl üzen konu, bu türbe kime ait olursa olsun yıkık ve virane bir halde olmasıdır. Burası Tebrizi'nin mezarı olabilir de olmayabilir de. Üzücü olan, sonuç olarak 700 yıllık bir yapının böyle harabe bir halde kalmasıdır" diye konuştu.
Mahalle sakinleri de yıllardır bu türbeyi Şems-i Tebrizi Hazretlerinin türbesi olarak bildiklerini, içerisinde yatan her kim olursa olsun türbenin tadilatlarla ayağa kaldırılması gerektiğini söyledi.
