GÜNDEM - 11 Mayıs 2023 Perşembe 10:56

TOGG CEO'su Karakaş: 'İtalya’da üretiliyor demek Togg’a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır'

A
A
A
TOGG CEO'su Karakaş: 'İtalya’da üretiliyor demek Togg’a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır'

Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Togg'un CEO'su Gürcan Karakaş dev fabrikanın kapılarını gazetecilere açtı. CEO Gürcan Karakaş, "İtalya'da üretiliyor demek, TOGG'a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır" dedi.

Togg'un Gemlik kampüsünde gazetecileri ağırlayarak fabrikanın üretim hatlarını gezdiren Karakaş, ardından hazırlanan parkurda gazetecilere test sürüşü yaptırdı. 3 saat süren ve Bursa'nın çeşitli bölgelerinden geçen Togg'lara vatandaşların ilgisi de oldukça fazla oldu. Her renkten onlarca Togg'u peş peşe yollarda görenler cep telefonlarına sarılıp görüntü almaya çalıştı. Togg Teknoloji Kampüsü’nün kapasitesi yılda 175 bin. 2030 sonu itibarıyla 1 milyon üretim hedefi bulunuyor. 2023 yılında 28 bin adet üretim olacak ve 2026 yılında yeni akıllı cihazların aileye katılmasıyla birlikte kapasite yıllık 100 bin adede ulaşacak. Togg, 2024 yılı sonu-2025 yılı başında Avrupa pazarına giriş yapacak. İlk olarak İskandinav ülkelerinde pazara girecek Togg, ardından Almanya ve Fransa pazarına giriş yapacak. Sedan model akıllı cihaz 2024 yılının son çeyreğinde, C-X Coupé ise 2025’in ilk yarısında yollara çıkmaya hazır olacak.

TOGG CEO'su Karakaş: 'İtalya’da üretiliyor demek Togg’a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır'

"İtalya'da üretiliyor söylemini fantezi olarak değerlendirdik"

Gazetecilere fabrikanın montaj ve boya hatlarını gezdiren Karakaş, Togg ile ilgili tartışılan konulara da açıklık getirdi. Togg’un ‘İtalya’da üretiliyor’ söylemini önce fantezi olarak değerlendiklerini ve ne anlama geldiğini anlamadıklarını dile getiren Karakaş, “başlangıçta bu fantezinin espri olduğunu düşündük. Yayılmaya ve büyümeye başlayınca ne yapılmak istendiğini anlayamadık. Kendim açımdan düşündüğümde bu projeye emek veren aylardır, yıllardır gece gündüz çaba gösteren iş ortaklarımızla beraber 8-10 bin kişiye karşı bir saygısızlık olarak görüyorum. Yok saymak dalga geçer boyutuna getirmek zahmet olmuş, etik değil” dedi.

"Böyle değerli bir projenin siyasi söylemlerden uzak, desteklenmeye devam edileceğini düşünüyoruz"

Muhalefetin zaman zaman gündeme getirdiği yatırımla ilgili seçim sonrası bir endişe duyup duymadıkları yönündeki bir soruya da Karakaş, “Türkiye’ye değer katan her proje ne kadar değerliyse bizim projemizde o kadar değerli. Bakanlarımızın araçlarımızı severek kullanmasına memnun oluyoruz. Togg özel sektörün kurduğu bir yatırım tabi ki devlet desteği var, yok değil. Bu tür projelerde değil, mevcut projelerde de devlet teşviki var. Şu an Türkiye’de otomobil dünyasında teşviksiz kurulmuş bir proje yok. Bu çok doğal ve normaldir öyle de olması gerekir. Özellikle yeni nesil teknolojilerde yer almak istiyorsanız. Bize geç kaldığımız eleştirisi yapılıyor. Biz geç filan kalmadık. Öyle bir zamanda giriyoruz ki otomotiv sektörünün dönüşümünün hızlandırılması için Togg’un değerli olduğunu düşünüyoruz. Böyle değerli bir projenin siyasi söylemlerden uzak, desteklenmeye devam edileceğini düşünüyoruz” diye cevap verdi.

TOGG CEO'su Karakaş: 'İtalya’da üretiliyor demek Togg’a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır'

Toplamda 2 bin 200 çalışan ile tek vardiyada günlük 30 araç ürettiklerini belirten Karakaş, Temmuz sonu itibariyle üretim adetinin günlük 80’in üzerine çıkacağını yıl sonunda da toplam 28 bin adet üretim sayısına ulaşacaklarını dile getirdi. Togg ön siparişiyle araç almaya hak kazananların araçlarının teslimatının devam ettiğine işaret eden Karakaş, NFT ile özel koleksiyon araçlardan alım yapan 2023 kişiye 29 Ekim’e kadar, diğer tüm hak sahiplerine de yıl sonuna kadar araçlarını teslim edeceklerini söyledi.

Yüzde 100 yerli proje

Togg’un fikri ve sınai mülkiyet haklarının yüzde 100 Türkiye’ye ait olan ve bu bakış açısıyla da doğal olarak yüzde yüz yerli bir proje olduğuna işaret eden Gürcan Karakaş, “Günümüzde yerliliği kullandığınız parça sayıları değil, mülkiyet hakları belirliyor. Togg, ilk akıllı cihazı C-SUV için tedarikçilerinin yüzde 75’ini Türkiye’den sağladı. Bu oran değer olarak bakıldığında yüzde 51’e karşılık geliyor. Togg’un hedefi gelecek üç yıl içinde yüzde 68’lik bir yerlilik oranına ulaşmak” diye konuştu.

Siro Silk Road ile yerlilik oranı yüzde 70'e çıkacak

Üretim yok montaj yapılıyor eleştirilerine de cevap veren Karakaş, “konvansiyonel araçların yüzde 70’ini motor ve şanzıman oluşturur. Eğer bunları üretemiyorsanız bir katma değer oluşturamazsınız. Elektrikli araçlarda ise yüzde 85’ini batarya, yazılım ve güç elektroniği oluşturur. Biz Farasis Energy ortaklığında kurduğumuz Siro Silk Road Temiz Enerji Depolama Teknolojileri ile batarya üretimini de Türkiye’de yaparak yerlilik oranını yüzde 70’lere çıkaracağız. Siro ile Türkiye’nin yanında bölgede 120 ülkeye de ihracat yaparak, otomotivin yanı sıra mikromobilite, endüstriyel uygulamalar, deniz taşıtları, yenilenebilir enerji için sabit enerji depolama uygulamalarıyla geniş bir alanda var olacağız” dedi.

TOGG CEO'su Karakaş: 'İtalya’da üretiliyor demek Togg’a emek veren 10 bin kişiye saygısızlıktır'

Haziranda 81 ilde şarj edilebilecek

Togg’un yüzde yüz sahibi olduğu Trugo markasıyla Türkiye’de kullanıcılara kesintisiz ve sorunsuz bir şarj deneyimi yaşatmak hedefiyle de çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Karakaş, “Togg’un şu an itibarıyla 34 ilde kurulu 109 şarj cihazı var. Haziran ayı itibarıyla 81 ilde olmayı hedefliyoruz. Şarj etme kapasiteleri 180 kW ve 300 kW olan cihazlarla hizmet sunuyoruz. Şarj cihazlarını trafik yoğunluğu yüksek güzergahlarda 25 kilometrekarede, az yoğunlukta bölgelerde 50 kilometrekarede bir kuruyoruz. Yüksek hızlı şarj cihazlarıyla bir bataryanın doluluk oranı 28 dakikadan daha kısa sürede yüzde 80 doluluk oranına ulaşabiliyor. Şarj ağı konusunda aynı zamanda Shell ile de iş birliği yapıyoruz. Trugo’nun hedefleriyle uyumlu olarak öncelikle 400 Shell istasyonu belirlendi. Belirlenen bu lokasyonların 320’sinde Trugo, 80’inde ise Shell & Turcas cihazların kurulumundan sorumlu. Söz konusu 400 lokasyonda kurulacak yüksek performanslı şarj cihazı sayısı yaklaşık 600 adet. Bu cihazların da kurulumları sürüyor” diye konuştu.

Samet Doğru - Uğur Uslubaş

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.