EKONOMİ - 31 Ocak 2015 Cumartesi 15:55

TÜGİAD Başkanı Yücelen: 'Her yıl 7,2 büyümeliyiz'

A
A
A
TÜGİAD Başkanı Yücelen: 'Her yıl 7,2 büyümeliyiz'

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen, Türkiye’nin 2023’teki en önemli hedefinin dünya ticaretinde ilk 10’a girmek olduğunu belirterek, “Türkiye eğer 2023 hedeflerini tutturmak istiyorsa her yıl yüzde 7,2 büyümek zorunda. Biz ise yüzde 2,6 büyüyoruz” dedi.


TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen, Yönetim Kurulu üyeleri ve TÜGİAD Çukurova Şube Başkanı Armağan Öner ile birlikte Mersin’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ekonomisinin 2014 performansını ve 2015 beklentilerini kamuoyu ile paylaştı. Değerlendirmelerinin başında Mersin ile ilgili verileri paylaşan Yücelen, son 9 yılda her 100 yatırımcıdan 2’sinin Mersin’i tercih ettiğine işaret etti. Bölge şehirleriyle kıyaslanınca yatırım cazibesi olarak sıkıntılar olsa da Mersin’in diğerlerinin önüne geçtiğini ifade eden Yücelen, TÜGİAD olarak Mersin’de sosyal sorumluluk projesi olarak ‘112 ID Acil Sağlık Hizmetleri’ adı altında proje hazırladıklarını da bildirdi. Özellikle işitme engellilerin acil sağlık hizmetlerinden yararlanması için geliştirdikleri proje ile işaret dili sorununu ortadan kaldırmayı amaçladıklarını kaydederek, “İşaret dilinin kolay öğrenilmesini sağlamak, açtıklarında önlerinde bir rehber olmasını sağlamak ve ambulans gibi hizmetlerden işitme engellilerin daha rahat yararlanması için yazılım geliştirdik. Bilgisayar ve akıllı telefonlarla kullanılabiliyor. Mersin’den başlatılacak sonra tüm Türkiye’deki 112 müdürlüklerine dağıtılacak. AB ile birlikte yaptığımız bir proje” diye konuştu.

“EKONOMİ KURAMIYLA İLGİLİ YENİ BAKIŞ AÇILARI ORTAYA KONMASI GEREKİYOR”
Daha sonra dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendiren Yücelen, dünya ve Türkiye ekonomisinin 2014 yılında sıkıntılı bir dönem yaşadığına dikkat çekti. Türkiye’de herkesin ekonomiye finansal hizmetler sektörü gözüyle baktığı, KOBİ’lerin, imalatçıların, imalat yapan ihracatçıların sıkıntılarıyla ilgilenmediği eleştirisini yapan Yücelen, dünya ekonomik büyümesinin yüzde 2,6 ile beklentilerin altında çıktığını, dünya mal ticaretindeki büyümenin de yüzde 1,6 ile yine beklentilerin altında gerçekleştiğini söyledi. Bu rakamın Türkiye için bir fırsat olduğunu, ancak tüm hedefler 2023 hedefleri başlığı altında toplandığı için bu fırsatın iyi kullanılamadığını vurgulayan Yücelen, dünya ekonomisinde ilk kez tüm merkez bankalarının farklı yönde hareket etmeye başladıklarını, ayrı politikalar izlendiğini kaydederek, “Eskiden daha rahat öngörülebilen gelişmeler olurken, artık öngörüler zayıflamaya başladı. Türkiye’de para politikasını yönlendirenler artık sadece belli kurumlara bağlı gitmiyor. Artık ekonomi kuramıyla ilgili yeni bakış açıları ortaya konması gerekiyor. Yoksa dünyanın gerisinde kalıyoruz. Aktif önlemler almakta bile gecikebiliyoruz. Dünyada geçmiş dönemlerde ‘ne olursa olsun büyüyelim’ denen bir anlayıştan bugün ‘üreterek, ihracat yaparak büyüyelim’ noktasına gelindiği bir dönemde tüm dünyanın artık tekrar üreten ekonomiler olmaya başladığı bir dönemde bizim de bunun üzerinde durmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“BİZ KONUTU TASARRUF ARACI OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Küresel gelişmelerin olumlu ve olumsuz etkilerinin Türkiye lehine doğru yönetilmesini isteyene Yücelen, Türkiye ekonomisinde 2014’ün tasarruf yılı ilan edildiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Ama maalesef tasarrufla ilgili finansal enstrümanlarda çok büyük eksikliğimiz vardı. Konut alımlarında yüzde 15’lik yardımla bu tasarrufların konut alanına kaydırılması gibi bir politika belirlendi. Biz konutu tasarruf aracı olarak görmüyoruz. Bunun bir ilaç olmayacağını düşünüyoruz. Biraz daha enstrümanları genişletici, derinliği artırıcı tedbirlere ihtiyaç var ama halen çok sığ. İleride konut stoku gibi o birikimleri sağlayanların ilerideki beklentilerini tatmin etmeyecek kadar değerinin düşmesi gibi sonuçlarla karşılaşılacağını şimdiden söylüyoruz. Türkiye’de ekonomi sıkıntılı dönemlerde stok üretiyor. Biz bugün fonlara eğilmezsek havanda su dövmüş oluruz.”
Türkiye’nin, geçen yıl kamu mali disiplini korumada başarılı olduğunu belirten Yücelen, petrol fiyatlarındaki düşüşün petrol ithalatçısı olan ve yıllardır çile çeken Türkiye’yi pozitif ayrıştırdığına, ancak bundan tam yararlanamadığına işaret ederek, “Dünyadaki tüm olumsuz gelişmelerden yüzde 100 etkilenen ekonomimiz, maktu vergilerden dolayı akaryakıt fiyatları istenen seviyede düşmedi. İhracatçımız, halkımız bundan faydalanamadı. İhracatçımız petrol fiyatlarındaki düşüşü kullanabilecekken hiçbir şekilde faydalanamıyor” şeklinde konuştu.

“2023’TE İLK 10’A GİRMEK İSTİYORSAK HER YIL YÜZDE 7,2 BÜYÜMELİYİZ”
Türkiye’nin kredi notlarını korumayı başarmasının imaj açısından önemli olduğuna vurgu yapan Yücelen, enflasyonda 2014’te iyi gelişmeler olmamasına rağmen, 2015 ortalarında yüzde 5’in dahi altına düşebileceğini dile getirdi. Öte yandan, Türkiye ekonomisinin, 2013’te hiçbir şekilde istedikleri bir oran olmayan yüzde 3 düzeyinde büyüdüğünü, 2014 büyümesinin ise yüzde 2,6 tahmin edildiğini belirterek, şunları söyledi:
“2015’te büyümeyi yüzde 3 öngörüyoruz. ABD, Asya, Afrika ülkeleriyle kıyaslayınca dünyadaki payımızın azalmakta olduğunu görüyoruz. 2023’te en önemli hedefimiz dünya ticaretinde ilk 10’a girmek. Dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak dünya ticaretinden aldığımız payı iki katına çıkarmak durumundayız. 0,70-80’lerde pay alırken bunu yüzde 1,5’lara çıkarmalıydık. 2023’te hedefe ulaşmak için bırakın daha hızlı büyümeyi dünyadan daha az büyüyoruz. Türkiye eğer 2023 hedeflerini tutturmak istiyorsa her yıl yüzde 7,2 büyümek zorunda. Biz ise yüzde 2,6 büyüyoruz. Artık tüm mücadeleler ekonomi üzerinden yürüyor. Türkiye gibi lider olma iddiası taşıyan bir ekonomide ve ülkede biz özellikle ekonomik açıdan sağlam yürüyor olmalıyız. Dünyaya örnek olmalıyız. Bunun için yeni bir ekonomik modele ihtiyacımız var.”
Ekonomide mali disiplinden taviz vermemek gerektiğinin, ancak halihazırda çığ gibi büyüyen, yürüyen bir ekonominin çarklarının arasına bir çomak sokup durdurmaya çalışmanın da anlamlı olmadığının altını çizen Yücelen, “Özellikle sadece mali politikalar için reel sektörün kurban edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Türkiye uzun zamandır çoğunlukla iç tüketime ve ithalata dayanıyor. Tasarrufları bile konut satışları üzerinden artırmaya kalkarsanız iç tüketim büyür. Doğal olarak bizim iç tüketimimiz de ithalata bağlı olduğundan ithalatımız büyür ama bu, ekonomimizin büyüdüğü anlamına gelmez. Sonra ekonomimizde imalat sanayinin katma değeri yüzde 26’dan yüzde 15’e düştü diye hayıflanırız, artık üretemiyoruz diye hayıflanırız. Son 4 yılda kamu ve özel yatırımlarda küçülmüşüz, tüketimde büyümüşüz. Tüketim hiç eksiye düşmüyor. Halen bugün ekonomiyle ilgili bir şey söylenirse tüketici üzerinden mesajlar veriliyor. Maalesef özel sektörün yatırımları 2014’te geriledi. Koşullar ve yatırım teşvikleri yeterli değil. Tüketici güven endeksi açıklandı ve son yılların en düşük seviyesinde. Bu bizim için kritik bir göstergedir” dedi.

“KOBİ’LERE 3-5 KURUŞ PARA VERMEYLE EKONOMİ BÜYÜMÜYOR”
2015 yılı için alınması gereken önlemleri, beklentilerini ve önerilerini de açıklayan Yücelen, hükümetin açıkladığı yapısal dönüşüm paketine gönderme yaparak, artık paketlerle kaybedecek vakitleri olmadığını vurguladı. Artık özellikle teşvik sitemindeki zihniyetin değişmesi gerektiğini söyleyen Yücelen, “Bu yapısal dönüşüm paketinde de yer alan stratejik sektörlerin seçilip, bulunup desteklenmesi gerekliliği şakaya gelmeyen ve acele edilmesi gereken bir konu. Teşvik ediyoruz diye tüm KOBİ’lere 3-5 kuruş para vermeyle ekonomi büyümüyor. Biz her patronluğu girişimcilik görmüyoruz, içinde inovasyon olmalı. Dünyada bizi öne geçirecek sektörler desteklenmeli. Stratejik sektörler belirlenmeli, onlar desteklenmeli” diye konuştu.
Bugün cari açığın düzeldiğini ifade eden Yücelen, özellikle emtia fiyatlarının düşmesinin, cari açığın 8 milyar dolar gerilemesini sağlayabileceğine dikkat çekerek, “Cari açık iyileşirse yüzde 7,2 olacak, cari açık 5,2’ye düşecek. Bu da yatırım harcamalarımızı artıracak ve minimum büyümemizin yüzde 4 civarında olmasını sağlayacak. Biz de yine o 7,2 büyüme rakamını unutup övüneceğiz. Dünyayı geçtik diye kendimizi alkışlayacağız. Geleceğimize bir şey koymuş olmayacağız” şeklinde konuştu.
2015’te genel seçim ve sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili politik riskler olduğuna da dikkat çeken Yücelen, 2015’te önemli reformlar yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye ekonomisindeki büyüme, cari açık ve enflasyonu artırmadan hızlandırılmalı. Türkiye'nin 2023 hedeflerini tutturabilmesi adına, kendisini ve ekonomi politikalarını, büyüme modelini yeniden kurgulaması, yeni pozisyon alması, verimliliğe ve yüksek katma değere odaklı bir yapısal değişimi gerçekleştirmesi gerekmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce bıçağı coğrafi işaretle tescillendi DÜZCE(İHA) – Düzce’de üretimi yapılan, ünü ve belirgin nitelikleri itibariyle Düzce’ye özdeşleşmiş ürünlerin coğrafi işaretle tesciline yönelik Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvurular sonucu Düzce Bıçağı Resmi Coğrafi İşaret Bülteninde yayınlanarak coğrafi işaret belgesi tescillendi. Düzce Valisi Selçuk Aslan, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak ve Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun’un katılımıyla Düzce Bıçağının Coğrafi İşaret Tescil belgesi Muhammed Zeki Durak tarafından Vali Selçuk Aslan’a takdim edildi. Düzce Bıçağı; çelik malzeme kullanılarak tasarlanan bıçağın dayanıklılığının artırılması, yüzeyinin işlenmesi, sap takılması ve kılıfın yapılması suretiyle Düzce ilinde el işçiliğiyle ve kişiye özel tasarlanarak üretilen bıçaktır. Ustanın veya bıçak sahibinin tercihine göre kişiselleştirilen Düzce Bıçağı kullanım amacı ve uygulanacak yüzey süsleme sanatına uygun çeliğe karar verilerek tasarlanır. Tasarlanan bıçağın kullanım amacına ve uygulanacak yüzey süsleme sanatına bağlı olarak paslanmaz çelik, karbon çeliği, takım çeliği ve Şam çeliği (Damascus) kullanılır. Düzce Bıçağının yüzeyi ustanın tercihine göre, gravür, kakma, kabartma (rölyef) gibi süsleme sanatları ile işlenir. Ayrıca bıçakların sap ve kılıflarına minyatür, tezhip ve ebru gibi süsleme teknikleri de kullanılabilir.
İstanbul Türk Eximbank, 285,7 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi anlaşması imzaladı Türk Eximbank, Asya Altyapı Yatırım Bankası garantisi altında ING, Standard Chartered ve Société Générale ile sendikasyon kredisi imzaladı. Türk Eximbank, Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) garantisi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı karşı garantisi altında 7 Mayıs tarihinde 285,7 milyon doları tutarında bir sendikasyon kredisi anlaşması imzalandı. ING, Standard Chartered ve Société Générale ’in katılımı ile imzalanan 10 yıl vadeli kredi; Euro ve ABD Doları cinsinden kredi dilimleri ile ‘first-loss’ ve ‘parri passu’ garanti yapılarını içeriyor. Verilen bilgiye göre, AIIB tarafından bir finans kuruluşuna sağlanan ilk garantili işlem özelliği taşıyan fon kapsamında, ihracatçı firmaların yenilenebilir enerji üretimi ve işletme faaliyetlerinde enerji/su verimliliğine yönelik yeşil yatırımlarına uzun vadeli finansman imkanı sunulacak. Bununla beraber, faaliyetlerinde kadın çalışan veya kadın yöneticileri destekleyen işletmeler önceliklendirilecek. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, "Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın garantisi altında temin ettiğimiz ve tamamı yeşil yatırım odaklı ilk borçlanma işlemimiz olma özelliği taşıyan bu fon ile ihracatçılarımızın yenilenebilir enerji yatırımlarını ve karbon salınımlarının azaltılmasına yönelik yeşil dönüşüm faaliyetlerini destekleyeceğiz. Söz konusu kredi ve bu kapsamda ek olarak yakın zamanda sağlayacağımız toplam 1,2 milyar ABD doları tutarında uzun vadeli finansmanla ülkemizin ve ihracatçılarımızın yeşil dönüşümüne verdiğimiz önemi ve desteği bir kez daha vurgulayacağız" şeklinde konuştu. AIIB’nin Yatırım Operasyonları (Bölge 2) Bankacılık Departmanı Genel Müdürü Najeeb Haider, "ING, Société Générale ve Standard Chartered Bank’ın işbirliği ile AIIB’nin garantisi altında sağlanan ilk kredi işleminin çığır açan bir başarıyla tamamlandığını değerli iş ortağımız Türk Eximbank ile duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Söz konusu iş birliği AIIB’nin yeşil yatırım projelerine sağladığı finansman işlemlerinde yenilikçi finansal araçlardan yararlanmaya yönelik stratejik odağının bir örneğidir" dedi. ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “ING Grubu olarak sürdürülebilir finansman alanında uzun yıllardır güçlü temeller inşa ediyor, global uzmanlığımızı ve deneyimimizi ülkemize aktarıyoruz. Farklı danışmanlık rolleri ve finansmanlar ile yeşil ekonomiye geçişi destekliyor, iş hayatında kadının güçlendirilmesine önem veriyoruz. Bu kapsamda, ING’nin Sürdürülebilirlik Koordinatörü olarak görev aldığı bu değerli iş birliği ile ihracatçılarımızın yeşil dönüşümüne ve daha kapsayıcı bir gelecek hedefine katkı sağlamaktan mutluyuz” diye konuştu. Standard Chartered Global Head of Structured Export Finance Direktörü Faruq Muhammad, “Hazine ve Maliye Bakanlığı ve diğer kredi kuruluşlar ile yakın bir işbirliği içerisinde çalışarak, Türk Eximbank’ın yenilenebilir enerji projeleri için AIIB ilk defa garanti sağladığı bir yeşil işlemde koordinatör, Mandated Lead Arranger ve ajan olarak görev yapmaktan dolayı gurur duymaktayız. Önde gelen bir finans kuruluşu olarak ve en çok ihtiyaç duyulan alanlara yatırım yaparak sürdürülebilir finansmana erişim olanaklarını artırmaya kararlıyız. Önemli bir iş ortağımız olan Türk Eximbank ile ilişkilerimizi güçlendirmekten de memnuniyet duymaktayız" dedi. Societe Generale Development & Structured Export Finance, Asya, Amerika ve Türkiye Direktörü Laurent EURIN, "Bir yandan Société Générale için stratejik bir iş ortağı olan Türk Eximbank’a Türkiye’ye yönelik kritik finansman görevinde desteğimizi sağlarken diğer yandan birçok önemli özelliği bir araya getiren bu dönüm noktası niteliğindeki eşsiz işleme AIIB’nin desteği ve işlemin pozitif etki ve yeşil altyapıya olan adanmışlığı sayesinde katkıda bulunmaktan gurur duymaktadır. Société Générale’nin DNA’sında yenilikçi yapıları teşvik etmek bulunmaktadır ve bu işlemin, AIIB’ nin “partial debt guarantee” yapısı kapsamında gerçekleştirilen ilk finansman işlemi olması bizi son derece gururlandırmaktadır. Özel sektör bankaları ile stratejik uluslarüstü finansman kuruluşları arasında gerçekleştirilen bu yapı "blended financing" kapsamında ve artan yeşil altyapı finansman ihtiyaçlarını desteklemek üzere kuşkusuz önemli bir kilometre taşıdır. Türk Eximbank ve AIIB’ye, gelecekte bir çok benzerine öncülük edecek bu ortak başarı için kurumumuza duydukları güvenden dolayı teşekkür ederiz" açıklamasında bulundu.