GÜNDEM - 09 Haziran 2022 Perşembe 17:51

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay 110. Uluslararası Çalışma Konferansı’na katıldı

A
A
A
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay 110. Uluslararası Çalışma Konferansı’na katıldı

Türkiye İşçi Delegesi ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “Uluslararası platformlarda temsil hakları Kıbrıslı Rumlarca reddedildiği için Kıbrıslı Türk işçi veya işveren örgütlerinin seslerini bugün burada duyamıyoruz. Uluslararası toplumu, hiçbir hukuki ve meşru dayanağı olmayan bu kısıtlamalara son vermeye çağırıyoruz” dedi.

Türkiye İşçi Delegesi ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, İsviçre'nin Cenevre kentinde Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 110’uncu Çalışma Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşma yapan Atalay, salgının ilk dönemlerinde maske, eldiven, solunum cihazı ve aşı bulamayan gelişmiş ülkelerin paralarının bir işe yaramadığını, temel hizmetleri yerine getiren emekçiler olmadan, gündelik yaşamın devam edemeyeceğini gördüklerini söyledi. Türkiye’de milyonlarca vatandaşın salgından etkilendiğini ifade eden Atalay, “Binlercesi hayatını kaybetti. Bu süreçte sendikalar olarak hükümet ve işveren tarafı ile birlikte iş ve ücret kayıplarını önlemek için gayret gösterdik. Devletimiz tüm test, aşı ve sağlık masraflarını karşıladı. Ülkemde salgın sürecinin doğru ve başarılı bir şekilde yönetildiğine inanıyor, devlet başkanından, sağlık çalışanlarına kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Covid-19 sonrası yaraların sarılması gerekirken, Ukrayna’da başlayan savaşın gelecek kaygılarını arttırdığını vurgulayan Atalay, “Enerji güvenliğini, gıdaya ve suya erişimde yaşanan sıkıntıları ve yüksek enflasyonu konuşmaya başladık” şeklinde konuştu.

“İşverenler, bakış açılarını değiştirmediği sürece demokrasiden söz edemeyiz”

Emekçilerin alım gücünün günden güne azaldığını kaydeden Atalay, “Sendikal örgütlenmeye karşı olan bazı işverenler emeği sömürmeye devam ediyor. Geçmişten beri gıda ve enerji gibi kritik öneme sahip sektörlerin özelleştirilmemesi gerektiğini dile getiriyoruz. Bu salonda yer alan işveren örgütlerinin üyesi olan işyerlerinin büyük bölümünde daha rahat örgütleniyoruz. Ancak diğer işyerlerinde ve ülkemdekilerin yüzde doksanında sendikalaşma nedeniyle işten çıkarmalar ve sendika karşıtı faaliyetler devam ediyor. İşverenler, sendikalara ve işçilere karşı bakış açılarını değiştirmediği, kar hırslarını bir kenara bırakmadığı sürece, demokrasiden ya da sendikal hakların tam anlamıyla varlığından söz edemeyiz” diye konuştu.

“Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracak yeni düzenlemelere ihtiyaç var”

Kayıt dışı sorunu çözülmeden sosyal diyalogun tesis edilmesi, iş kazalarının önlenmesi, iş güvencesinin sağlanması ya da diğer sorunların çözülmesinin mümkün olmadığını belirten Atalay, “Önümüzdeki yasama döneminde, sendikalarla müzakere edilerek, darbe anayasasının sendikal haklar üzerindeki olumsuz etkisini ve örgütlenmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracak yeni düzenlemelere ihtiyacımız vardır. Asgari ücretlinin, emeklilerin ve tüm işçilerin alım gücünün korunması, emeklilikte yaşa takılanların durumu, taşeron işçilerin kadroya alınması, geçici işçilerin çalışma sürelerinin düzenlenmesi ve kadroya alınması acil çözüm bekleyen sorunlardır. Ayrıca, kamu çalışanlarının işçiler gibi toplu pazarlık yapabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” dedi. Türkiye’nin savaştan kaçan milyonlarca Suriyeli mülteciye, Ukrayna’dan ve diğer ülkelerden gelenlere ev sahipliği yapmaya devam ettiğini ifade eden Atalay, “Ancak Ege’de, mültecilerin botlarını batıranlar, dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlemeye devam etmektedirler. Uluslararası topluluk bu duruma sessiz kalmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

“Temsil hakları reddedildiği için Kıbrıslı örgütlerin seslerini duyamıyoruz”

Üç gün önceki oturumda Kıbrıs Rum Kesimi işçi delegesinin adada “Türk işgali” şeklinde bir terim kullandığına dikkat çeken Atalay, “1963'ten 1974'e kadar Kıbrıslı Rumların, Kıbrıs Türküne karşı silahlı bir etnik temizlik kampanyası yürüttüğünü hatırlatmak isterim. 50 yılı aşkın süredir Kıbrıs sorununun çözülememesinden muzdarip olan Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıslı Türklerin Annan Planı'nı 2004'te kabul ettiğini, çözüm bulunamadığından şikayet eden Rumların ise reddettiğini asla unutmamak gerekir. Uluslararası platformlarda temsil hakları Kıbrıslı Rumlarca reddedildiği için Kıbrıslı Türk işçi veya işveren örgütlerinin seslerini bugün burada duyamıyoruz. Uluslararası toplumu, hiçbir hukuki ve meşru dayanağı olmayan bu kısıtlamalara son vermeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Bazı ülkelerin egemen ve demokratik ülkelerin savunma amacıyla satın alamadıkları silahları parasız olarak terör örgütlerine verdiğini kaydeden Atalay, “İnsanlar can verirken, kazananlar silah tüccarları oluyor. Genel Direktörün ifade ettiği gibi savaşı başlatanlar ve teröre destek olanlar sosyal adaleti engelliyorlar. İnsan hakları, demokrasi ve sosyal devlet gibi yıpratılan değerler yeniden her ülke için öncelikli hedefler haline gelmelidir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursalı taksici yaşlı çiftin araçta unuttuğu 5500 Euro’yu teslim etti Bursa’da 9 yıldır taksicilik yapan 1 çocuk babası Semih Korkmaz yaşlı çiftin aracında unuttuğu 5500 Euro’yu teslim etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyor. "Tekrar olsa bir kuruşuna bile dokunmadan teslim ederim" diyen taksi sürücüsü 9 yıl önce de aracında puset içerisinde bir kadının bebek unuttuğunu; bebeği de uzun uğraşlar neticesi annesine ulaşıp uyanmadan teslim ettiğini anlattı. Merkez Osmangazi ilçesine bağlı Güneştepe Mahallesi taksi durağında 16 T 1345 plakalı taksinin hem sürücüsü hem de sahibi olan 39 yaşındaki Semih Korkmaz geçtiğimiz Cuma günü akşamı Nilüfer ilçesindeki bir hastaneden aldığı özürlü ve 60 yaş üzeri Sinan ve Meral Şeker çiftini Yıldırım ilçesindeki Yeşil Türbesi önünde bıraktı. Yaşlı çiftin taksiden inmesi için yardım da eden Korkmaz yola devam etti. Bir süre sonra bir müzik sesi duyan Korkmaz aracın radyosunun kapalı olması üzerine aracı durdurup müziğin nereden geldiğini bulmak isterken aracın arka koltuğu ile kapı arasına düşen el çantasını farketti. Çantayı açmadan şoförler odasını arayıp bilgi veren Korkmaz bir süre sonra çalan telefona cevap verip Şeker çiftinin bakıcıları olduğu bayanın söylediği istikamete gitti. Çantayı teslim ettiğinde içinde 5500 Euro para olduğunu öğrenen Semih Korkmaz, çalışmaya devam etti. Bir süre sonra Şöförler Odası tarafından ulaşılan genç adam yaşlı çiftin kendisine teşekkür etmek için ödüllendirmek istediğini öğrense de yaşlı çiftin vermek istediği parayı kabul etmedi. İHA Muhabirine konuşan Semih Korkmaz, "Tekrar olsa yine çantaya el sürmeden sahibine teslim ederim" dedi. 9 yıldır taksi sürücüsü olduğunu anlatan Korkmaz 9 yıl önce de mesleğe yeni başladığı dönemde yine bir hastane önünden aldığı bir bayanın aracında puset içindeki 1 yaşlarındaki erkek bebeğini unutup gittiğini söyledi. Korkmaz, bayanın yolculuk boyunca telefonla konuştuğunu ücreti ödeyip araçtan indiğini, kadının inip diğer yolcunun araca binmesiyle birlikte puset içinde bebek olduğunu öğrendiğini belirterek, "Uzun uğraşlar neticesi kadın bana ulaştı. O zaman sosyal medya da yoktu. Şehir kameralarından plakayı bulup yine şoförler odası aracılığı ile bana ulaştılar. Çok şükür bebek uykudan uyanmadan annesine ulaştırmıştım. 9 sene sonra da bu olay başıma geldi. Şimdi diyorum ki iyi ki benim başıma gelmiş. Başkasının başına gelse bilemem. Çünkü 5 parmağın 5’i bir değil. Biz Allah korkusu olan insanlarız. Yine olsa yine aynısını yaparım, kendimle gurur duyuyorum" dedi.
Gaziantep Gaziantep Büyükşehir’den "Kalemden Kalbe" Hüsn-i hat sergisi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Kalemden Kalbe" Hüsn-i Hat Sergisi, Kahraman Emmioğlu Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen açılış töreniyle sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda hem desteklerini hem de kültürel etkinliklerini aralıksız şekilde devam ettiriyor. Sergi 24 Aralık’a kadar ziyarete açık Hattat Ahmet Elbeşir’in eserlerinden oluşan sergi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iştiraki Kültür A.Ş. tarafından hazırlandı. Sergi, 24 Aralık tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. Açılışın ardından Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, sergiyi gezerek eserleri inceledi ve Hattat Ahmet Elbeşir’den çalışmalar hakkında bilgi aldı. Aile konulu ayet ve hadisler sanatla buluştu Sergide, aile kavramını merkeze alan Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler, Hüsn-i Hat sanatıyla estetik bir bütünlük içinde yorumlanıyor. Seçkin eserler, hem manevi derinliği hem de sanatsal zarafetiyle dikkat çekiyor. Celî Divânî üslubuyla kaleme alınan çalışmalar, İslam medeniyetinde ailenin taşıdığı ahlaki, manevi ve toplumsal değeri güçlü bir biçimde yansıtırken; geleneksel sanatların köklü dilini çağdaş bir bakışla yeniden görünür kılıyor. Sergide ayrıca, Halil Uyan’ın tezhip çalışmaları ve Metin Yılmaz’ın ebru eserleri, hat sanatını tamamlayarak estetik atmosferi derinleştiriyor. Bu bütüncül yaklaşım, izleyiciyi içe ait bir okuma ve düşünme sürecine davet eden güçlü bir sanat dili ortaya koyuyor. Kültür A.Ş. tarafından hayata geçirilen sergi, geleneksel sanatların korunması, yaşatılması ve çağdaş izleyiciyle nitelikli bir bağ kurulması açısından önemli bir kültür hizmeti niteliği taşıyor. "Bu değerlerin biz kıymetini bilmemiz lazım" Sergi açılışında konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Feray Yılmaz, Aile Yılı dolayısıyla önemli bir sergi yapıldığını aktararak, "Hat sergisi aslında sadece kalem ve kağıdın buluşması değil, burada da gösterildiği gibi gönülden kalpten kaleme. Yani bizim aslında içerisinde sabrın, her tür hikmetin, adaletin, özverinin, çabanın, gayretin her şeyi bulunduran çok önemli bir sanat hat sanatı. Bugün de ayetlerin had sanatıyla buluştuğu çok kıymetli eserleri hep birlikte inceleyeceğiz. Bu değerlerin biz kıymetini bilmemiz lazım" dedi. "Türk-İslam sanatlarının zirvesinin yaşandığı bir sergi olacak" Kültür A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Hacı İbrahim Yakar ise açılıştaki konuşmasında sanatçı ve eserler hakkında bilgi vererek, "Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Aile o kadar çok önemli bir kavram ki kavramın ve toplumdaki etkisine binaen 10 yıla salih kılındı Cumhurbaşkanımız tarafından. Hep bahsettiğimiz olay toplumun en küçük nüvesi, çekirdeği aile. Ayet ve hadislerden meydana gelen hat çalışmasını istedik sanatçımızdan. Sergi burada kalacak ve inanıyoruz ki bu sergi önce Allah’ın ayetleri ve Efendimiz’in hadisi bakımından daha sonra hat sanatı bakımından Türk-İslam sanatlarının zirvesinin yaşandığı bir sergi olacak. Çok heyecanlıyım bu anlamıyla" diye konuştu. Açılışta ayrıca Hattat Ahmet Elbeşir ve Tezhip Halil Uyan’da konuşarak eserler ve serginin önemi hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından kurdele kesilerek sergi ziyarete açıldı.
Ankara Zorlu testleri geçen ’modern makineli tüfek’ seri üretime hazır Türkiye’nin ilk piyade tipi modern makineli tüfeği, kalifiye edilerek seri üretime hazır hale geldi. Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE), ’Millî Piyade Tüfeği’ projesinden edindiği tecrübe ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda yeni silah sistemlerini geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, MKE mühendislerince tamamen yerli ve millî imkanlarla tasarlanıp geliştirilen Türkiye’nin ilk piyade tipi modern makineli tüfeği (MMT), kalifiye edilerek seri üretime hazır hale geldi. Altında MKE imzası bulunan MMT, toplamda 250 bine varan atış sayısı ve 40 farklı zorlu NATO testini başarıyla geçti. 1 yıldan daha kısa sürede kalifikasyon süreci tamamlanan MMT, 7.62 mm x 51 kalibre NATO standardında mühimmat ile kusursuz bir şekilde atış yapabiliyor. Mehmetçiğin sahada yeni vurucu gücü Yaklaşık 8 kilogram ağırlığa ve 1000 metre etkili menzile sahip olan MMT, dakikada kesintisiz 750 fişek atım kapasitesiyle de kahraman ordumuzun harp sahasındaki vurucu gücüne güç katacak. Yüksek ateş gücü ve dayanıklılığı ile öne çıkan MMT, NATO standartlarında üretilen makineli tüfekler arasında muadillerine göre daha hafif olma özelliği ile de dikkat çekiyor. Gaz piston hareketli ve döner başlı kilitleme mekanizmaya sahip olan MMT, farklı çevre ve zorlu iklim şartlarında etkin şekilde kullanılabiliyor. 6 kademeli ayarlanabilir (teleskobik) dipçik ve ergonomik tasarımı ile Mehmetçiğe konforlu bir kullanım sunan tüfeğin fişekleri de yine MKE’ye bağlı fabrikalarda yerli ve millî imkanlarla üretiliyor.
Denizli Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabeler Denizli’de sergilendi DENİZLİ (İHA) – Denizli’de UNESCO’nun ilan etmiş olduğu Uluslararası Dünya Türk Dili Ailesi Günü kutlamaları kapsamında ‘Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler’ sergisi düzenlendi. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu koordinasyonunda düzenlenen "Türklerin Tarih Boyunca Kullandığı Alfabeler" sergisinin açılışı, İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt ile Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray tarafından gerçekleştirildi. Etkinlikte Türkler tarafından kullanılan ilk alfabe olan Köktürk alfabesinden günümüze kadar tarih boyunca kullanılan ve Türk devlet ve topluluklarının kullandıkları Latin ve Kiril alfabelerine kadar bütün alfabeler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin." sözünün yazıldığı poster eşliğinde sergilendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açış konuşmasını Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray gerçekleştirdi. Açış konuşmasının ardından İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları 3. sınıf öğrencisi Merve Aksakal "Türklerin Kullandığı Alfabeler" adlı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumun ardından Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler ülkelerinin yöresel dans gösterilerini sergiledi. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğrencisi Sholpan Bakhyt Kyzy Adilkhanova Özbekistan ve Karakalpakistan’ın, Danagul Khauyg Moğolistan’ın yöresel danslarını; Kazakistan Şakerim Üniversitesinden gelen Erasmus değişim programı öğrencileri Yenglik Mukhtar, Meruyert Altynbek, Dilnaz Sayatova, Arsen Serikuly, Shynggys Almat, Shakhnaz Kuanyshbayeva, Symbat Akataikyzy Kazakistan’ın geleneksel oyunu olan Kara Jorga’yı sergiledi. Serikbol Dolda tarafından ise Kazakistan’ın millî çalgısı olan dombıra ile müzik dinletisi gerçekleştirildi.
İstanbul Kağıthane’ye yeni sosyal ve sportif tesis kazandırılıyor Kağıthane Belediyesi, Yeşil Vadi Bisiklet ve Yürüyüş Yolu ile entegre şekilde planlanan yeni sosyal ve sportif tesisi ilçeye kazandırıyor. Yaklaşık 8 dönümlük alan üzerinde inşa edilen Yeşil Vadi 4. Etap projesiyle Kağıthane’ye yeni yeşil alanlar ve modern spor sahaları ekleniyor. Proje kapsamında basketbol sahası, voleybol sahaları ve padel sahasının yanı sıra yürüyüş yolları, sosyal tesis, çocuk oyun alanları ve 43 araç kapasiteli otopark yer alıyor. Tesisin, her yaştan vatandaşın spor yapabileceği ve sosyal yaşamını sürdürebileceği şekilde planlandığı belirtildi. Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, Yeşil Vadi’nin ilçenin önemli yaşam alanlarından biri haline geldiğini ifade ederek, yeni etapla birlikte spor ve dinlenme alanlarının artırıldığını kaydetti. Öztekin, vatandaşların modern tesislerde vakit geçirebileceğini, çocukların ise güvenli oyun alanlarında eğlenebileceğini belirtti. Projenin yakın zamanda tamamlanarak hizmete açılması hedefleniyor. Yeşil Vadi 4. Etap’ın tamamlanmasıyla birlikte bölge sakinleri; spor sahaları, yürüyüş alanları, çocuk oyun alanları ve sosyal donatılarıyla planlanan yeni bir sosyal ve sportif tesise kavuşmuş olacak. Kâğıthane Belediyesi, proje ile ilçenin yeşil alan kapasitesini artırmayı, vatandaşlara nitelikli spor ve dinlenme alanları sunmayı amaçlıyor.