GÜNDEM - 19 Kasım 2019 Salı 15:03

Türkiye'nin yarınlarına ışık olan üstün yetenekli çocuklar AKEV’de buluştu

A
A
A
Türkiye'nin yarınlarına ışık olan üstün yetenekli çocuklar AKEV’de buluştu

Üstün yetenekli çocuklar, Antalya AKEV Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Antalya'da bir araya geldi.

3 yaşında 3 dil bilip, 6 basamaklı rakamları birbiriyle çarpan, 12 yaşında kendi ürettiği İHA’yla havadan mayın temizleyen ve 10 yaşında sigara izmaritinden yakıt üreten çocuklar yarınlara umut ışığı saçıyor. Hayata geçirecekleri AR-GE şirketi kapsamında yer alacak projelerin, üstün zekalı çocuklar tarafından üretileceğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Kamile Perçin, “Çok önemli fark oluşturmuş olacağız. Hem çocuklara gösterilmesi gereken ayrıcalığın sağlanabilmesi için güzel fırsat olacak, hem de uluslararası platformda da yer alabilmeye yönelik ayrıcalık yakalama fırsatı olacak” dedi.

Uluslararası Yetenekli Çocuklar Eğitim Programları (UYCEP), Antalya AKEV Üniversitesi işbirliğince, 'Antalya Kasım Tatili Kampı' programını hazırladı. Programa ev sahipliğini, AKEV Üniversitesi yaptı. Türkiye'nin birçok ilinden gelen öğrenciler, 18-23 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek 'Antalya Kasım Tatili Kampı'nda, 'üstün yeteneklilerin eğitimi' alanında çalışan akademisyenler, bilim uzmanları ve eğitmenlerden oluşan ekip ile bir araya geldi. Üstün yetenekli ve dahi öğrencilere, 'tekno IT, doğa ve evrene dair, fennin eğlenceli dünyası, sayıların gücü, sanatta yansımalar, çocukla felsefe, drama' gibi dersler veriliyor. Ders dışında ise çocuklar, antik kentler ve at çiftliklerine götürülüp, sportif müsabakalara katılıyor. Eğitime katılan öğrencilerin projeleri arasında, Cumhurbaşkanlığı özel ödülüne sahip mayın bulabilen drone projesi, sigara izmaritinden yakıt üretimi, lavabodaki yağ atıklarının kanalizasyona karışmasını engelleyen sistem, uzay kaşif araç geliştirmeleri, mikro yazılım gibi projeler bulunuyor. Buluşma kapsamında drone gösterisi ve fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. AKEV Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamile Perçin Akgül ve öğrenciler fidan da dikti.

“Önemli fark oluşturmuş olacağız”
Prof. Dr. Kamile Perçin, üstün yetenekli çocuklara yönelik davranış biçimlerini daha nitelikli kılabilmeyi amaçladıklarını belirtti. Bu çocukların akademik kariyerlerinin oldukça yüksek olduğunu ve özel becerilere sahip olduklarını kaydeden Perçin, alfa beyin dalgalarının daha aktif yaşam bulduğu ayrıcalığa sahip olduklarını söyledi. Perçin, “Hayata geçirmeyi düşündüğümüz AR-GE şirketimiz kapsamında bütün projelerin üstün zekalı çocukların ürettiği projelerle biçimlendiriliyor oluşuyla çok önemli fark oluşturmuş olacağız. Hem çocuklara gösterilmesi gereken ayrıcalığın sağlanabilmesi için güzel fırsat olacak hem de uluslararası platformda da yer alabilmeye yönelik ayrıcalık yakalama fırsatı olacak. Sigara izmaritinden yakıt üreten zekalar bunlar, çok ayrıcalıklı. Benim bir akademisyen olarak en temel kaygım, bizim bu denli yetenekli çocuklarımızın yurt dışında bir takım önemli fırsatları yakalama gayreti ve bu vesileyle de beyin göçünün daha bu yaştaki çocuklarda başlıyor oluşu. Bizim akademik ortamda sunabileceğimiz bu olanaklar aslında çocuklarımıza, kendi ülkemiz koşullarında bir şekilde bu fırsatı yakalama fırsatı da sunmuş oluyor. Ülkemizin bir takım duyarlılıkları söz konusu. Örneğin drone ile mayın temizleyen projeyi hazırlayan, Cumhurbaşkanlığı tarafından ödüllendirilmiş bir çocuk, özel ve ayrıcalıklı çocuklar. Bu çocuklara sahip olmak da önemli bir ayrıcalık. Yalnızca anne-babanın bu çocuklara karşı ilişki biçiminde hedeflenen nitelikle yol alamayabiliriz. Toplumda da bu duyarlılığı yakalamamız gerekiyor. Bizim derdimiz toplumsal duyarlılığa da davette bulunmak" dedi.

“Her çocuk özeldir”
Türkiye genelinde üstün yetenekli çocukları ağırlamayı planladıklarını belirten Antalya AKEV Üniversitesi öğretim görevlisi ve UYCEP Genel Koordinatörü Kutay Sarı, çocukların ilgi ve yeteneklerine göre etkinlikler hazırladıklarını dile getirdi. Sarı, “Her çocuk özeldir. Bunun bilinciyle yola çıktığımızda, üstün yetenekli çocuklarımıza destek vermek boynumuzun borcu. Daha çocuklarımız 2 yaşından itibaren yetenekleri ortaya çıkmış bir şekilde projelere adım atıyorlar. Biz AKEV Üniversitesi olarak bu projelere desteklemek adına böyle bir etkinlik sürdürdük. Çocuklarımız henüz ortaokul seviyesinde ama yerin altındaki maddeleri tespit edebilen droneler keşfeden çocuk mevcut. Henüz 4 yaşında 2-3 dil bilen ve matematikte 2 basamaklı 3 basamaklı sayıları çarpabilen çocuklar, kendi başına okuma-yazma öğrenen çocuklar mevcut. Bunlar daha henüz 3 yaşında. 7 yaşında kendi romanına başlayan çocuklarımız var. Avrupa’da jimnastik alanında birinciliği ve ikinciliği olan çocuklarımız var. Sadece akademik anlamda değil, bizim bu çocuklara hem sosyal, hem de duygusal anlamda destek vermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Seminerle katkı sağlamaya çalışacağız”
Etkinlik, ‘Üstün Yetenekliler Eğitiminde Güncel Gelişmeler Semineri’ ile devam etti. Seminerin açılış konuşmasını yapan UYCEP Akademik Danışmanı Doç. Dr. Çağlar Çetinkaya, AKEV Üniversitesinin destekleyici yapıları olduğunu kaydetti. UYCEP’in normalin üzerinde potansiyele sahip çocuklara eğitim vermeyi amaçlayan bir organizasyon olduğunu söyleyen Çetinkaya, “TUBİTAK destekli farklı çalışmaları oldu. Başka üniversitelerin katkılarıyla AR-GE nitelikli projeler yürütüldü. Bununla beraber çocukların aileleriyle, öğretmenleriyle birlikte eğitim alma süreçleri ve desteklenmesi noktasında katkılarımız oldu. Birçok seminer gerçekleştirdik. Buradaki seminerin de temel amacı bu olacak. Biz hem ailelerimize, hem de öğretmenlerimize bu seminerle katkı sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.

Üstün yeteneklilerin farklı çığırlar açabileceğine dikkat çeken AKEV Başkanı Ekrem Çalkılıç ise, vakıf olarak bu organizasyona ev sahibi olmak istediklerini belirtti. Çalkılıç, “Amerika’da 1968 yılında oluşturulan ruhu, Antalya’da bu üniversitede oluşturmak istiyoruz. Bunu Amerika’daki bir profesör başardı, çocukları keşfetti. Ben bu yaptığımız organizasyonu yeterli bulmuyorum. Ne sayımız, ne de heyecanımız yeterli. Bu yeterliliği sağlamamanın ülkeye ihanet olduğunu düşünüyorum. Her zaman her çalışmanızda AKEV sizin arkanızda. Maddi manevi ne ihtiyacınız varsa bu üniversitenin kapısını çalabilirsiniz” dedi.

Konuşmaların ardından, Okan Özbay ve Çağlar Çetinkaya üstün yetenekli çocuklar hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, konuyla ilgili aileler ve öğretmenlerden gelen soruları yanıtladı.

Huriye Ferah Vanlı - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 20 farklı ülkeden heyet İkiztepe Sağlık Zirvesi için Samsun’a gelecek Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle 20 farklı ülkeden heyet Samsun’a gelecek. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) tarafından 16-18 Mayıs 2024 tarihlerinde Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’nin hazırlıklarının görüşüldüğü toplantı Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Vali Yardımcısı Vekili/Canik Kaymakamı Vehbi Bakır, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, ASKON Başkanı Ahmet Alp Doğru, ilgili kamu kurumlarının müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve ASKON yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Samsun Valiliği tarafından konuyla ilgili yapılan paylaşımda, "İkiztepe arkeolojik kazılarında çıkarılan beyin ameliyatı yapılmış insan iskeletleri Samsun sağlık tarihinin gerçek başlangıcını yansıtmaktadır. İkiztepe Sağlık Zirvesi de adını Bafra ilçemizdeki bu tarihi mirasımızdan almaktadır. Dünyanın en önemli 3 cerrahi el aletleri üretim merkezinden biri haline gelen Samsun, tıbbi cihaz üretiminde yeni teknolojilere ve ürünlere geçerek dünyada daha fazla söz sahibi olacak adımları atıyor. Samsun, Türkiye ve küresel pazarlarda tıbbi cihazlar ve sağlık tesisleri konusundaki tecrübesiyle yıllardır etkin bir rol oynamaktadır. Samsun, sağlık alanında her zaman üst düzey yatırımları elde eden ve öncü konumunu bu katkılarla koruyan, sadece bölgenin değil ülkemizin de önemli sağlık kentlerinden biridir. II. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle sağlık teknolojilerinde yenilenme, sağlık hizmetlerinde kümelenme, sağlıkta kalite-akreditasyon, ilaç ve tıbbi cihaz sanayii, sağlık turizmi Samsun’da konuşulacak. 20 farklı ülkeden heyetlerin katılacağı zirvede Samsun her alanda sağlık sektörünün parlayan yıldızı olacak" denildi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" İSTANBUL (İHA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Türkiye’nin Gücü Ödülleri" programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" dedi. Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, "Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum" ifadelerini kullandı. "Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik" Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, "Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik" dedi. Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, "Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır" diye konuştu. "Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" 2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz" dedi. "Cari işlemler açığı geriledi" Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, "Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız" dedi. Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de "Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız" ifadelerini kullandı. İstihdam oranları İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, "Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi" diye konuştu. Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, "Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk" dedi. "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor" dedi. "Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz" Yılmaz, "Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz" ifadelerini kullandı. "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi" OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz" dedi. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda." Yılmaz, "Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz" dedi.
Eskişehir Tahliye kararıyla evden atılan Çolak ailesi 2 gündür sokakta yaşıyor Eskişehir’de geçirdiği iş kazasının ardından çalışamadığı için kirasını ödeyemeyen ve yeni ev sahibi tarafından tahliye kararıyla evinden çıkarılan Murat Çolak, eşi ve 11 yaşındaki çocuğuyla 2 gündür sokakta yaşıyor. Tepebaşı ilçesinde bulunan Çamlıca Mahallesi Yeniköy Sokak’ta eşi ve 11 yaşındaki kızıyla birlikte yaşayan Murat Çolak, geçen yıl çalıştığı inşaatta kaza geçirdi. Gerekli ameliyatları olamadığı için iyileşemeyen, şuanda da yüzde 14 engelli raporu bulunan Murat Çolak, oturduğu evin kirasını ödeyemez hale geldi. Eski ev sahibi mağduriyeti anlayışla karşılarken, Çolak da eline para geçtikçe yaptığı ödemelerle kira borcunu kapattı. Ancak evin satılmasıyla aile daha zorlu günler geçirmeye başladı. Evi satın alan kişiyle anlaşmazlık yaşadığını ve iyileşip çalışmaya başlayacağını söylemesine rağmen ev sahibinin imzalattığı sözleşmenin ardından icrayla karşı karşıya kaldığını söyleyen Murat Çolak, 2 gün önce zorla evden çıkarıldı. Eşi ve 11 yaşındaki kızıyla birlikte tahliye edildikleri evin önünde yaşayan ve komşularının desteğiyle beslenme ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Murat Çolak, yardım istedi. "2 gündür dışarda kalıyoruz, komşular yardımcı oluyor" Evlerinden çıkarıldıktan sonra eşyalarıyla birlikte sokakta yaşamaya başladıklarını söyleyen 35 yaşındaki Murat Çolak, "Bacağımda rahatsızlık var, ameliyat olamadım. Geçtiğimiz yıl iş kazası geçirdim. Diğer ev sahibimiz mağduriyetimi kabul etmişti. Ona kira borcum da yoktu. Daha sonra evini sattı. Yeni ev sahibine mağduriyetimi anlattım, çalışıp ödeyeceğimi söyledim. Kendimi toparlayana kadar müsaade etmelerini istedim. Bize sözleşme imzalattılar. Daha sonra bizi icraya verdiler ve 1 buçuk ay sonra tahliye kararı geldi. Mağduriyetimi söylememe rağmen ısrarla evi boşaltmamı istediler. Son geldiklerinde çilingirle girerek zorla çıkarttılar. 2 gündür bu haldeyiz. Dışarda kalıyoruz, komşular yardımcı oluyor. Bundan önce de gelirim olmadığı için komşularım yardımcı oluyordu. Şuradaki kanepede yatıp kalkıyoruz. Yeme içmeyi komşularımız getiriyor. Kendimiz bir şey yapamıyoruz. Çayımızdan kahvaltımıza kadar komşularımız getiriyor. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını, ev sağlamalarını talep ediyoruz. En azından ben ameliyat olana kadar yardımcı olurlarsa iyi olacak. Herhangi bir sigortam veya gelirim yok. Hasta olmama rağmen iş arıyorum. Her şeyi göze aldım. Eşim ve çocuğum dışarda kalmasın istiyorum.”