EKONOMİ - 11 Ocak 2018 Perşembe 14:20

Türklerin en çok ziyaret ettiği 10 ülke

A
A
A
Türklerin en çok ziyaret ettiği 10 ülke

Türklerin en çok gittiği 10 ülke açıklandı. İlk sırayı Gürcistan alırken onu Yunanistan, Bulgaristan ve Almanya izledi.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) verilerine göre, 2016 yılında toplam 8 milyon 62 bin Türk, yurtdışına çıkış yaptı. Ziyaretlerin bir kısmı turistik amaçlı olurken geri kalanı iş, eğitim ve akraba ziyareti olarak gerçekleşti. En çok ziyaret edilen ülkelerin başını ise 1 milyon 173 bin kişiyle Gürcistan çekerken onu 786 bin kişiyle Yunanistan, 783 bin kişiyle Bulgaristan, 532 bin kişiyle Almanya, 314 bin kişiyle ABD, 244 bin kişiyle İran, 215 bin kişiyle İtalya, 212 bin kişiyle Azerbaycan, 136 bin kişiyle Fransa, 124 bin kişiyle de Bağımsız Devletler Topuluğu izledi.

Rekor Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kiper, tatil için gidilecek ülke seçiminde yakınlık, ucuzluk ve vize kolaylığının belirleyici olduğunu söyledi. Kiper, 15 tatil olarak bilinen sömestrde Körfez ülkelerinin de en çok tercih edilen tatil bölgeleri olduğu belirtti.
Özellikle Dubai'nin modern şehir planı ve çöl safarisi nedeniyle Türkler tarafından merak edilen bir ülke olduğunu kaydeden Kiper, "Dubai vizesi almak diğer ülkelerin vizelerine göre daha kolay. Bu da tercihler üzerinde etkili oldu" dedi.

Vizesiz-pasaportsuz Gürcistan ilk sırada

Gürcistan'ın en çok ziyaret edilen ülke olmasındaki nedenleri sıralayan Mustafa Kiper, "Türklerin en çok ziyaret ettiği ülke Gürcistan. Bunun en önemli nedeni hem sınır komşusu olması dolayısıyla sınır ticareti, hem de vizesiz hatta pasaportsuz giriş yapılabilmesidir. 2010 yılı öncesi vizesiz ve pasaportsuz girişler başlamadan önce Türk ziyaretçi sayısı 200 bini bile bulmazken şimdilerde 1 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor. Öte yandan Artvin ve bölgesinde yaşayanlara Gürcistan sınırlarında kalan Batum havalimanını kullanmak daha pratik geliyor".

Yunanistan Adalarıyla ikinci

Adalar sayesinde Yunanistan'ın turist çektiğini söyleyen Kiper, "En çok ziyaret edilen ülkeler arasında ikinci sırada yer alan Yunanistan, bunu Adalar sayesinde sağlıyor. Özellikle yaz döneminde Ege şeridinde tatil yapanlar, Yunanistan'a kolay ve hızlı vize alınabilmesi dolayısıyla günübirlik ziyaretler gerçekleştirmektedir. Yunansitan, 2016 yılında Türkiye'den 786 bin ziyaretçi çekti" ifadelerini kullandı.

Bulgaristan'dan Avrupa'ya transit geçiş

Bulgaristan'ın Avrupa ülkelerine gidişte transit ülke olduğuna değinen Kiper, "En çok ziyaret edilen üçüncü olan Bulgaristan ile güçlü akraba bağlarının olması, kara sınırının bulunması sayının yüksek olmasında etkili. Bulgaristan'ı 783 bin Türk ziyaret etti. Ayrıca Avrupa'ya karayoluyla gidişlerde Bulgaristan üzerinden gezerek gitmek en tercih edilen güzergah. Bu da çok etkili tabiki. Bulgaristan'a gidişlerde Türkiye vatandaşlarının vize alması gerekiyor. AB üyeliği öncesi vize gerekmiyordu" şeklinde konuştu.

Almanya'ya gurbetçi ziyareti

Akraba bağları dolayısıyla Almanya'ya sık sık gidildiğini ifade eden Mustafa Kiper, şunları söyledi: "Almanya'ya iş dolayısıyla gidişlerin yanı sıra sömestre giren öğrenciler ve aileleri 15 günlük tatili orada geçirmektedir. Almanya'nın tercih edilen ülkeler arasında dördüncü sırada olması, orada yaşayan 3 milyon civarındaki Türk gurbetçiden bağımsız düşünülemez. Almanya vize isteyen ülkeler arasında yer alıyor. İki ülke arasındaki politikanın gergin olduğu dönemlerde bu vize alınması biraz gecikebiliyor".

ABD vize krizi kısmen çözüldü

ABD ile yaşanan vize krizinin kısmen çözüldüğünü söyleyen Rekor Turizm Yönetim Kurulu Başkanı, artık vize randevularının alındığını kaydetti. Kiper, "Geçtiğimiz aylarda iki ülke arasındaki diplomatik krizden dolayı vizelerde problem yaşansa da bu sorun büyük ölçüde çözülmüş durumda. ABD vizeleri eskiye göre az olsa da yeniden verilmeye başlandı. ABD vize krizi kısmen çözüldü. Türkler, ABD hem ticari hem turistik hem eğitim hem de akraba ziyaretleri nedeniyle en sık ziyaret ettikleri beşinci ülke. Florida, Houston, Newyork ve Miami Türklerin en çok gittiği yerlerin başını çekiyor".

ABD'den sonra en çok gidilen ülke İran

Türkler ABD'den sonra en çok İran'ı tercih ediyor. Dikkat çeken bu istatistiği yorumlayan Mustafa Kiper, "Sınır komşumuz İran, 244 bin kişiyle ABD'den sonra en çok tercih edilen ülke. İran'a daha çok kültürel gezi programları kapsamında gidilmektedir. Onun yanı sıra ticari ve eğitim amaçlı gidenler de oldukça önemli sayı teşkil etmektedir. Ülkemize gelen İranlı turist sayısı ise 650 bini geçmektedir. İran'a gitmek için vize gerekmiyor. Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport hamili Türk vatandaşları 90 gün vizesiz seyahat edebilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus var. Eğer pasaportunuzda İsrail vizesi ya da damgası olanlara pasaportlarını değiştirmelerini öneriyoruz. Aksi halde ülkeye girişti problem yaşanabilmektedir."

İtalya vizesi almak kolay

Kiper, "Türklerin en çok ziyaret ettiği yedinci ülke İtalya'da gezilip görülmesi gereken birçok yer bulunuyor. Özellikle Roma, Floransa, Venedik, Milano, Napoli olmazsa olmazlarındandır. Yine Vatikan en çok ziyaret edilen bölgelerdendir. Her yıl 215 bin Türkün gittiği ülkeye vize almak gerekiyor. Ancak İtalya vizesi almak hem kısa sürüyor hem de diğer ülkelere göre daha kolay prosedürlü" dedi

Kardeş ülke Azerbaycan 8'inci sırada

Azerbaycan'ın, en çok ziyaret edilen ülkeler arasında sekizinci sırada yer aldığını belirten Kiper, "Yılda 200 binden fazla Türk, Azerbaycan'a gidiyor. Bunların bir kısmı iş, eğitim, akraba ziyareti olsa da yine tatil amacıyla gidişler de önemli yer kaplamaktadır. Başkent Bakü dışında Sumqayıt, Mingeçevir, Gence büyük şehirleridir. Yine Nahcivan Özerk Cumhuriyeti de Azerbaycan'a bağlıdır. Azerbaycan vizesi sınır kapısında alınabilmektedir" ifadelerini kullandı.

Dünyada en çok merak edilen şehir Paris

Mustafa Kiper, "Dünyada en çok merak edilen şehir Paris diyebiliriz. Dolayısıyla Fransa'ya turist olarak gidenlerin büyük bölümü Paris'i görmek için gitmektedir. Her yıl 100 binden fazla Türk Fransa'ya gitmektedir. Ülkeye giriş yapabilmek için Fransa vizesi almak gerekiyor. Ülke ekonomisine turizmin katkısı yüksek olduğundan turistik vizelerde problem yaşanmıyor ve hızlı oluyor. Fransa'ya gidenlerin en çok gezdiği yerler ise Eyfel Kulesi, Versay Sarayı, Notre Dame Katedrali, Bordeaux'un Arap Bağları, Napolyon, Marie Antoinet'dir. Fransa'nın en büyük şehirleri; Marsilya, Lyon, Nice, Nantes, Strasbourg, Montpeiller, Bordo, Nimes, Aixen-Provance, Rouen, Toulouse'dir."

BDT ülkeleri 100 binden fazla ziyaretçi çekiyor

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinin her yıl Türkiye'den 100 binden fazla ziyaretçi çektiğini söyleyen Kiper, "Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tackistan, Ermenistan'a giden Türkler özellikle başkentleri ve kadim şehirleri geziyor. Kazakistan vize 30 günlük ziyaretler için vize istemiyor. Kırgızistan da turistik amaçlı seyahatlerde vize istemezken, Özbekistan vize istiyor. Yine Tacikistan ve Ermenistan da vize isteyen ülkeler arasında. Bu ülkelere yapılan ziyaretlerde evlilik yoluyla akrabalık bağları da önemli yer kaplamaktadır."

Sömestr tatilinde Körfez ülkeleri büyük ilgi görüyor

Sömestr'de 15 günlük tatil döneminde Körfez ülkelerinin büyük ilgi gördüğünü açıklayan Kiper, "Suudi Arabistan vizesi alanların büyük çoğunluğu tahmin edileceği gibi umre dolayısıyla gitmektedir. Özellikle sömestr dönemi iki haftalık umre turları büyük ilgi görmektedir. Kolay vize alınan ülkelerden Dubai, Suudi Arabistan'dan sonra Körfez ülkeleri arasında en çok ziyaret ülke konumunda. Ocak ayında Türkiye'den daha sıcak olması dolayısıyla tercih ediliyor. Çölün ortasında modern bir şehir oluşu merak uyandırıyor. Hem de lüks arazi araçlarıyla çöl safarisi yapmak birçok kişinin hayali".

Son iki yıldır Rusya vize istiyor

Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesi olayıyla başlayan kriz, vizesiz rejiminde askıya alınmasına neden olmuştu. Son ki yıldır Rusya'ya gidişlerde vize alınmasının zorunlu hale geldiğine dikkat çeken Rekor Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kiper, "Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından Rusya tek taraflı askıya aldığı vizesizlik rejimi hala sürmektedir. 1 Ocak 2016 tarihinden günümüze Türkiye vatandaşlarının Rusya'ya yapacakları seyahatlerde vize almaları gerekmektedir. Rusya ile ilişkilerin eski seviyesine yükselten diplomatik girişimler nedeniyle vize alınmasında problem yaşanmamaktadır." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük 40 yılda biriktirdiği Türk boy damgaları Safranbolu’da sergiledi Koleksiyoner emekli öğretmen Mustafa Gezici’nin 40 yılda topladığı Türk boyu damgalarının bazıları Safranbolu’nun UNESCO’ya kabul edilişinin 31. yılı etkinlikleri kapsamında açılan sergide ziyaretçilerle buluştu. Karabük’ün Safranbolu ilçesinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilişinin 31. yılı, düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Kutlamalar kapsamında, Tarihi Safranbolu Sempozyumu ile başlayan programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapıldı. Etkinlikler çerçevesinde koleksiyoner ve emekli öğretmen Mustafa Gezici (61), 40 yılda topladığı 90 Türk boyu damgasından 39’unu katılımcılarla buluşturdu. "Türk Dilinin Sessiz Tanıkları: Türk Boy Damgaları" adıyla açılan sergide, Türk kültür ve tarihine ışık tutan damgalar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Serginin, Safranbolu’nun kültürel miras kimliğine katkı sağlamasının yanı sıra Türk boylarının tarihsel izlerinin tanıtılmasına da önemli katkı sağlıyor. Gezici, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anadolu’da artık son aşamada hayvanlara vurulan damgalardır bunlar. Hayvancılığın artık çiftliklere çevrilmesi, köy hayvancılığının da çok azalması nedeniyle bunlar son 50 yıldır kullanılmaz oldu. Ama tarihin sessiz tanıklarıdır bu hayvan damgaları, Türk boy damgalarıdır" dedi. Şu ana kadar yaklaşık 90 adet topladıklarını ifade eden Gezici, "Bunlar, Türklerin Anadolu’ya 1071’den daha önce geldiğine dair belgelerdir. Sessiz tanıklarıdır. Yılda yaklaşık 4 tane falan bulabiliyoruz. İşte 40 yıllık bir emektir bu yani. Kastamonu, Yozgat, Kayseri, Erzurum, Elazığ, Erzincan; bu bölgelerden topladık. Moğolistan’dan da gelen var. Bir arkadaş gönderdi; 3–4 tane de oradan var. Karşılaştırma açısından Moğolistan’dan geldi" diye konuştu. Gezici, "Büyükbaş hayvanların butlarına, küçükbaş hayvanların da kulaklarına vurulurdu. Yani Türkler ilk defa, şunu söyleyelim, hayvanlara kulak küpesinin ilk mucididir. Kime ait olduğu belli oluyor böylece. Ova ova, boy boy bellidir bunlar. Hatta iki kardeş boyun bile damgaları ayrıdır" ifadelerine yer verdi.
Hakkari Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor Hakkâri’nin ilk öğretmenlerinden ve matbaacılarından olan İbrahim Hatipoğlu’nun mirası gelecek nesillere emanet edildi. Hakkârili emekli öğretmen ve yazar Aziz Hatipoğlu, Hakkâri’nin eğitim ve kültür tarihine ışık tutan anlamlı bir bağışa imza attı. Hakkâri’nin ilk üç öğretmeninden biri ve aynı zamanda kentin ilk matbaa kurucularından olan merhum babası İbrahim Hatipoğlu’na ait kişisel kütüphanede bulunan kitaplar, Hakkâri Sosyal Bilimler Lisesi Emin Özatak Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bağış kapsamında, İbrahim Hatipoğlu’nun Hakkâri’nin kurtuluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla 1947 yılında kutlama programında yaptığı konuşmanın orijinal metni de gün yüzüne çıktı. Tarihî belge niteliği taşıyan bu metin, dönemin ruhunu ve Hakkâri’nin kültürel birikimini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Rahmetli babası gibi kendisi de öğretmen ve yazar olan Aziz Hatipoğlu, 1931 doğumlu babasının hatıralarını paylaşırken duygulu anlar yaşadı. Hakkâri’nin geçmişten bugüne bir ilim ve kültür şehri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, bu kimliğin oluşmasında emeği geçen eğitimcileri ve aydınları saygıyla andı. Hakkâri İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Hatipoğlu; bu anlamlı bağışın kütüphaneyle buluşmasına vesile olan İl Müdürü Yılmaz’a teşekkür ederek, gençlerin tarihî ve kültürel mirasla buluşmasının önemine dikkat çekti. İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz, Hakkâri’nin eğitim tarihine yön veren isimlerin yaşatılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Şehrimizin ilk öğretmenlerinden ve eğitim öncülerinden merhum İbrahim Hatipoğlu’nun aziz hatırasını gelecek nesillere aktarmak adına, isminin bir okul kütüphanemize verilmesini kararlaştırdık. Bu anlamlı bağışla birlikte öğrencilerimizin hem kitaplarla hem de Hakkâri’nin köklü eğitim geçmişiyle buluşmasını son derece kıymetli buluyoruz. Eğitime gönül vermiş büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyor, bu değerli mirası bizlere ulaştıran emekli öğretmenimiz ve yazar Aziz Hatipoğlu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Muğla Büyükşehir’den Menteşe’ye nefes aldıracak bir proje daha Muğla’nın Menteşe ilçesinde, kente nefes aldıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek önemli projelerden biri olan Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan parkta yürütülen çalışmalarda sona yaklaşıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, teknik ekiplerle birlikte alanda incelemeler yaparak çalışmaların son durumunu değerlendirdi. Yaklaşık 8 bin 300 metrekare alan üzerine inşa edilen Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan park sadece bir yeşil alan olmanın ötesinde, her yaştan yurttaş için güvenli ve estetik bir buluşma noktası olarak tasarlandı. Proje kapsamında, 900 metrekarelik güvenli çocuk oyun alanı, doğal taş amfi ve süs havuzları ile birlikte 3 bin 500 metrekarelik yeşil alan ve yürüyüş yollarına yer verildi. Parkın, sunduğu bu donatılarla Menteşe’de sosyal yaşamı canlandıracak nitelikli bir kamusal alan olma özelliği taşıdığı belirtildi. Genel Sekreter Tayfun Yılmaz: "Bu projeler kent kültürünü güçlendiriyor" Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, proje alanındaki incelemeler sırasında yaptığı açıklamada, çalışmaların planlandığı şekilde ilerlediğini belirterek "Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa ettiğimiz parkımız Muğla’nın kültürel kimliğini, kamusal yaşamını ve sosyal etkileşimini güçlendiren çok değerli bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın vizyonu doğrultusunda, kentin merkezinde herkesin rahatça nefes alabileceği, bir araya gelebileceği alanlar oluşturuyoruz. Teknik ekiplerimizle birlikte titizlikle yürüttüğümüz bu çalışmayı, Menteşe’ye yakışır şekilde tamamlamaktan mutluluk duyuyoruz." Dedi. Başkan Aras: "Kentler betonla değil, insanla güzelleşir" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise yaptığı değerlendirmede, kentsel projelerde insan odaklı yaklaşımı benimsediklerini vurgulayarak, "Bizim anlayışımızda kentler sadece yollarla, binalarla değil; parklarıyla, meydanlarıyla ve insanların bir araya gelebildiği ortak yaşam alanlarıyla güzelleşir. Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa edilen parkımız da bu anlayışın somut bir örneğidir. Menteşe’de yeşil alanları artırmak, çocuklarımıza güvenli oyun alanları, yurttaşlarımıza nefes alabilecekleri sosyal mekanlar sunmak en temel önceliklerimizden biri. Muğla’yı doğasına, tarihine ve insanına yakışır şekilde birlikte büyütmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Mersin Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi Mersin’in Anamur ilçesinde Yerli Malı Haftası kapsamında minik öğrenciler yerli üretim Togg’u yakından görme fırsatı buldu. Geleneksel Yerli Malı Haftası kutlamaları, bu yıl Anamur’da yerli üretim ve milli teknoloji bilinci temasıyla farklı bir boyut kazandı. Akdeniz Camii Müberra Mert, Yunus Emre ve Değirmencik Burnu 4-6 Yaş Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenciler, ev yapımı ürünlerle stantlar kurarak yerli üretimin önemini öğrenirken, yöresel kıyafetlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen yerli ürünleri tanıttı. Etkinlik alanında sergilenen Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg ise miniklerin yoğun ilgisini çekti. Öğrencilere Togg’un üretim süreci ve özellikleri hakkında bilgi verilerek, milli markaların ülke ekonomisine katkısı anlatıldı. Etkinlik kapsamında çocuklar, AKINCI, TCG Anadolu, Gökbey, Hürkuş, Kirpi, Göktürk ve Togg gibi Türkiye’nin yerli ve milli projelerini resmetti. Çocukların çizimleri, yapay zeka destekli bir video ile canlandırılarak katılımcılara izletildi. Programda konuşan Anamur İlçe Müftüsü Mehmet Fidan, yerli ve milli bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Fidan, "Yerli Malı Haftası, çocuklarımıza kendi değerlerimizi tanıtmak ve yerli üretimin gücünü anlatmak açısından son derece anlamlıdır. Yerli ve milli aracımız Togg’u yakından inceleyen evlatlarımız, yarının mühendisleri, tasarımcıları ve üreticileri olacaktır. Kendi markalarına sahip çıkan bir nesil, ülkemizin geleceğini daha güçlü kılacaktır" dedi. 4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara yalnızca dini eğitim verilmediğini ifade eden Fidan, aynı zamanda tutumlu olma, bilinçli tüketim, israftan kaçınma ve milli değerlere sahip çıkma bilincinin de kazandırıldığını belirtti. Fidan, "Yerli ve milli bilinç, güçlü bir gelecek demektir. Bu bilincin erken yaşta verilmesi, çocuklarımızın öz benliklerini koruyarak yetişmelerine katkı sağlar" diye konuştu.