GÜNDEM - 09 Aralık 2022 Cuma 10:21

Yargıtay'dan İngilizce ibraname kararı

A
A
A
Yargıtay'dan İngilizce ibraname kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yabancı dili olmayan çalışana imzalatılan İngilizce ibranamenin geçerli olmadığına hükmetti.

Bir firmanın yurtdışı şantiyelerinde çalışan işçi, sözleşmesinin sebephsiz yere feshedildiği gerekçesiyle İş Mahkemesi'ne başvurdu. Davacı işçi, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı, iddiaları redetti. Mahkeme, ispat yükü kendisinde olan davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği, bu nedenle ödemeler dikkate alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatları talebinin kısmen yerinde olduğuna karar verdi.

Kararı davacı işçi avukatı temyiz etti. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu. Yeniden yapılan yargılamada İş Mahkemesi, ilk kararında direndi. Davacı kararı temyiz edince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Emsal nitelikte bir karara imza atan Genel Kurul, ödemelere ilişkin işçiye imzalatılan İngilizce ibranameye dikkat çekti. Kararda şöyle denildi: "Somut olayda yabancı dilde tanzim edilmiş belgeler ile ilgili özel dairenin bozma kararları arasında çelişki bulunmadığı ve usulü kazanılmış hakkın oluşmadığı anlaşılmakla söz konusu bu belgelere itibar edilip edilemeyeceği üzerinde durulmalıdır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı işçinin imzasını taşıyan, yabancı dilde hazırlanmış 'final settlement and release' başlıklı ibranameler ve bir kısım yine yabancı dilde hazırlanmış makbuzlara itibar edilerek, belgelerde yazılı ödeme tutarları, kıdem tazminatı alacağından mahsup edilmiştir.

Ancak yabancı dil bilgisi ispatlanamayan davacı işçi tarafından, yabancı dilde düzenlenmiş belgelerin anlaşılabilmesi ve değerlendirilebilmesi mümkün değildir. Davacı asil de duruşmada alınan beyanında, uyuşmazlığa konu belgelerdeki ödemeleri kabul etmemiştir. Öte yandan söz konusu belgelerdeki ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığı hususu da davalı tarafça ispatlanamamıştır. Sonuç olarak bahsi geçen yabancı dilde hazırlanmış belgelere itibar edilmemesi gerekirken aksi yönde kabul ile sonuca gidilmesi hatalı olup, direnme kararının bozulması gerekmektedir. O hâlde, Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı oy birliği ile bozulmuştur."

Süleyman Aydın


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Fransızların 1922 petrol planı: Erzurum neden ilk hedef? Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi, araştırmacı-yazar Taner Özdemir, Osmanlı arşivlerinde yaptığı incelemeler sırasında Doğu Anadolu’nun enerji tarihine yeni bir boyut kazandıran çarpıcı bir belgeye ulaştı. 11 Mart 1922 tarihli bu belge, Omnium adlı Fransız petrol şirketinin özel bir heyeti Erzurum merkezli geniş bir coğrafyada petrol araştırması yapmak için Osmanlı hükümetinden resmî izin istediğini gösteriyor. Şirketin görevlendirmeyi planladığı araştırma ekibinin Erzurum, Erzincan, Van, Bitlis, Siirt ve Zaho bölgelerinde inceleme yapmayı talep etmesi, Erzurum’un listenin ilk sırasında yer almasıyla daha da dikkat çekici hâle geliyor. Bu durum, dünya enerji devlerinin yüz yıl önce bile Erzurum’un yeraltı potansiyeline odaklandığını açık biçimde ortaya koyuyor. İngilizlerin ilginç tespiti Özdemir’in ortaya çıkardığı bu arşiv belgesi, Erzurum’un yalnızca stratejik ve askerî önem taşıyan bir şehir olmadığını; aynı zamanda uluslararası petrol rekabetinin erken dönem kilit merkezlerinden biri olduğunu gösteriyor. 1922 gibi siyasi açıdan kırılgan bir yılda bile bölgenin petrol açısından hedef seçilmesi, Erzurum’un jeolojik değerinin yabancı ülkeler tarafından yakından takip edildiğini kanıtlıdağını vurgulayan Araştırmacı Taner Özdemir, "Bu belge, benzer şekilde İngiltere’nin Doğu Anadolu’da yürüttüğü jeolojik çalışmalarla da örtüşüyor. İngiliz uzmanlar, Musul petrollerinin beslendiği yeraltı damarlarının kuzeyde bir kaynak hattına dayanması gerektiğini raporlarında ifade ederken, bu hattın Erzurum’dan başladığını belirtiyordu. İngiltere’nin Musul üzerindeki stratejik hesabının arkasında Erzurum’un jeolojik konumu olduğunu gösteren bu bulgular, bölgenin 20. yüzyılın başındaki enerji politikalarındaki önemini doğruluyor" diye konuştu. "Musul petrollerinin ana kaynağı Erzurum’dadır" Erzurum’un petrol potansiyelini ortaya koyan en dikkat çekici gelişmelerden birisinin ise 1930’lu yıllarda yaşandığını hatırlatan Özdemir, "Dönemin Türk mühendisleri, Musul petrollerinin oluşum hatlarını detaylı biçimde inceleyen bir çalışma hazırladı. Bu çalışma, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası basında da yankı buldu ve Mısır’ın ünlü El Ahram Gazetesi tarafından yayımlandı. Haberde, Türk mühendislerin ulaştığı çarpıcı sonuca yer veriliyordu: "Musul petrollerinin ana kaynağı Erzurum’dadır." Bu tespit, hem coğrafi hem jeolojik verilerle desteklenmiş, Erzurum’un petrol açısından taşıdığı önemin dünya kamuoyuna duyurulmasını sağlamıştı. Türkiye sınırları dışındaki bir gazetenin, özellikle de Orta Doğu’nun en etkili yayın organlarından birinin bu bulguyu manşetlerine taşıması, meselenin uluslararası ağırlığını gözler önüne seriyordu. "Ruslar Erzurum’da kaya formasyonlarını inceledi" Erzurum’un petrol geçmişi yalnızca Fransa ve İngiltere’nin değil, Rusya’nın da ilgisini çektiğini belirten Özdemir, şöyle konuştu "Çarlık Rusyası’nın jeologları, 19. yüzyıl sonlarından itibaren Erzurum’da kaya formasyonlarını incelemiş, petrol emareleri taşıyan bölgeleri haritalandırmış ve bu çalışmaları "potansiyel enerji sahası" değerlendirmeleriyle desteklemişti. Sovyet döneminde de araştırmalar sürdürülerek Erzurum, yeraltı damarlarının karakteri açısından stratejik bir alan olarak kaydedildi. Tüm bu çalışmalar bir araya getirildiğinde, Erzurum’un enerji tarihinin bugüne kadar yeterince ele alınmadığı açıkça görülüyor. Hem Fransızların 1922 tarihli arşiv talebi, hem İngiliz ve Rus jeolojik raporları, hem de Türk mühendislerin 1930’larda El Ahram tarafından dünyaya duyurulan bilimsel tespitleri aynı noktada birleşiyor; Erzurum, uluslararası petrol araştırmalarının göz ardı edilmiş merkezidir. Bugün dünyada enerji politikaları yeniden şekillenirken ve Türkiye yerli kaynaklarını değerlendirme konusunda yeni adımlar atarken, Erzurum’un yüz yılı aşkın geçmişe dayanan bu kayıtları yeni bir tartışmanın başlangıcını işaret ediyor. Siyah elmasın izleri yeniden Erzurum’a çıkıyorsa, belki de artık şu soru yeniden sorulmalıdır: "Erzurum’un altındaki sır neden bu kadar uzun süre bekletildi ve şimdi onu konuşmanın zamanı geldi mi?"
Adana Yarım asırlık okulda yıkım çalışmaları başladı: Mezunlar son kez hüzünle gezdi Adana’nın Kozan ilçesinde 1973 yılında eğitim-öğretime açılan ve binlerce öğrenci mezun eden Kahramanmaraş depreminde hasar alan 50. Yıl Şehit İbrahim Yüce Anadolu Lisesi yıkım için çalışmalar başladı. Mezunlardan bazıları gelerek okulu son kez hüzünle gezdi. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremlerde orta hasar alan 50. Yıl Şehit İbrahim Yüce Anadolu Lisesi binasında yapılan teknik incelemeler sonucunda yapının eğitim ve öğretime uygun olmadığı belirlendi. Okul binası içerisinde bulunan Şehit İbrahim Yüce köşesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından koruma altına alınırken, kuruma ait eğitim materyalleri ilçe milli eğitim müdürlüğü ekiplerince tahliye edildi. Yıkım ihalesini alan firma yetkilileri ise hurda ve söküm çalışmalarına başladı. Önümüzdeki günlerde tamamen yıkılması beklenen okulun, yeni dönemde meslek lisesi olarak eğitim hayatına devam edeceği öğrenildi. Okula gelen eski mezunlar ise koridorlarda ve sınıflarda son kez gezerek hatıralarını tazeledi. Deprem sonrası tahliye edilen okulun öğrencilerinin ise eğitimlerine Şehit Cengiz Eroğlu Anadolu Lisesi’nde devam ettiği öğrenildi. Duygu dolu anların yaşandığı ziyarette 2018 yılında okuldan mezun olan ve şuan beden eğitimi öğretmenliği yapan Durmuş Akbaş "Aynı zamanda okul temsilciliği ve futbol takımının kaptanıydım. Burası bizim için farklı bir ortamda. Burada nasıl aile olunur, arkadaş olunur öğrendiğimiz beraber üzülüp güldüğümüz günleri adeta yeniden yaşadım. Nöbetçi öğretmenin sesini koridorda gezerken yeniden duydum sanki" dedi. 2018 Mezunlarından Ömer Faruk Kayboz ise," Lise yıllarımız apayrı güzeldi. Öğretmenlerimiz ile çok güzel hatıralarımız var, içimiz buruk" diye konuştu.