ÇEVRE - 16 Aralık 2020 Çarşamba 08:42

Yeşilırmak’ta su seviyesi alarm veriyor

A
A
A
Yeşilırmak’ta su seviyesi alarm veriyor

Türkiye'de çok şiddetli kuraklık riski atındaki kentlerden biri olan Amasya'nın ortasından geçen Yeşilırmak Nehri adeta alarm verdi. Su seviyesinin her geçen gün düştüğü nehrin ortasında adacıklar oluştu.

Kışın kar, yaz ve sonbaharda da beklenen yağışın düşmemesi nedeniyle çok şiddetli kuraklık riskinin yaşandığı kentte debisi düşen Yeşilırmak’ta alarm veren durum köprü ayaklarına ve kıyı şeridine yansıdı. Su miktarının saniyede yaklaşık 10 metreküp olduğu nehirde suyun fazla olduğu alanlarda balık tutan vatandaşlar durumu endişeyle takip etti.


Vatandaşlardan Hamdi Demir, “İnşallah yağışlar başlarda biz de Yeşilırmak’ın alışık olduğumuz haline kavuşuruz” dedi.

Murat Çelik
-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Sayburç Kazıları Arkeoloji Gündemi’nde anlatıldı Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Arkeoloji Gündemi buluşmalarının yılın son oturumunda, Şanlıurfa’daki Sayburç kazıları ele alındı. Doç. Dr. Eylem Özdoğan, yerleşik hayata geçişin ve mimari dönüşümün izlerini katılımcılarla paylaştı. Nilüfer Belediyesi, kentin kültürel belleğine katkı sunan etkinliklerini sürdürüyor. Yılın son Arkeoloji Gündemi buluşmasının konuğu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sayburç Kazı Başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan oldu. "Taş Tepeler’de Yerleşik Yaşamın Başlangıcından Bir Kesit: Sayburç" başlıklı sunumuyla Nilüferlilerle buluşan Özdoğan, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Neolitik döneme ışık tuttu. Söyleşiyi, Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Özlem Akbaş Önsoy da takip etti. Göbeklitepe kültürünün yeni tanığı Sayburç 2021 yılından bu yana devam eden Sayburç kazılarında elde edilen verileri aktaran Doç. Dr. Özdoğan, bölgedeki yerleşimin Göbeklitepe kültürünü yansıtan önemli izler taşıdığını belirtti. Kazı çalışmalarında bugüne kadar 50’nin üzerinde yapının tespit edildiğini ifade eden Özdoğan, bu yapıların büyük bölümünün konut niteliğinde olduğunu, ancak aralarında özel ve kamusal amaçlı kullanılan yapıların da bulunduğunu vurguladı. Özdoğan, "T" biçimli dikili taşların yer aldığı yapılarda ocak, platform, seki ve işlik alanlarının belirlendiği aktararak; konutlar ile özel yapıların bir arada bulunmasının, dönemin hem gündelik yaşamına hem de ritüel dünyasına dair bütünlüklü bir bakış açısı sunduğunu söyledi. Söyleşide, Sayburç yerleşiminin mimari düzenine dair detaylar da paylaşıldı. Konutlarda beslenme ve üretime dair izler öne çıkarken, sayıları beşi bulan özel yapılarda iç mekan düzenlemelerinin farklılaştığına dikkat çekildi. Genellikle bir ya da özel yapının çerçevesinde kümelenen konutların, sosyal organizasyon hakkında ipuçları verdiği belirtildi. Sayburç’un arkeoloji dünyası için önemine değinen Doç. Dr. Eylem Özdoğan, yerleşimin Neolitik dönemin geçiş süreçlerini kesintisiz biçimde yansıtan nadir alanlardan biri olduğunu altını çizdi. Yaklaşık 12 bin 600 yıl önce başlayan ve 300 yıl boyunca süren yoğun iskan sürecinde, yuvarlak planlı yapılardan dörtgen planlı yapılara geçişin net bir şekilde izlenebildiği ifade edildi. Özdoğan, bu verilerin, o dönemdeki yapı teknikleri ve teknolojideki dönüşümü anlamak adına büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.