EĞİTİM - 15 Haziran 2019 Cumartesi 11:57

YKS 2019 yorumları| TYT Sınavı Yorumları 2019 İşte Burada

A
A
A
YKS 2019 yorumları| TYT Sınavı Yorumları 2019 İşte Burada

Eğitimine üniversitede devam etmek isteyenlerin katıldığı 2019-YKS 1'inci TYT bugün yapılıyor.2 milyon 582 bin öğrencinin gireceği sınav için öğrenciler, daha önceden ÖSYM'nin aday işlemleri sayfasından aldıkları sınava giriş belgesi ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı veya geçerliliği dolmamış pasaport ile birlikte sabah saatlerinde sınav yerlerine geldiler. İşte 2019 YKS sınavı yorumları...

YKS 2019 yorumları ve TYT sınavı yorumları 2019 gibi aradığınız detayları sosyal medya'da yapılan yorumları sınav sonrasında burada bulabilirsiniz...

YKS 2019 yorumları| TYT Sınavı Yorumları 2019 İşte Burada

İŞTE 2019 YKS SINAVI YORUMLARI

Evet herşey bitmiş değil arkadaşlar AYT gelsin! 

o nasıl matematikti öyle ya

Yetiştiremedik be

Mezunum geçen seneki matematik bu sınavında yanında 0-3 yaş kalır

Beynim çöktü mavi ekran verdi

Kendime gereksiz heyecan yaptım neyse güzel bir deneyimdi . DGS de görüşürüz 

Önemli olan katılmaktı tebrikler arkadaşlar 

Matematik neydi öyle bi tek bana mı zor geldi  

Kolay ama çok uzun sorular.

3 sene sonra kendimi denemek için girdim, öylesine. Bence Türkçe ,tarih, coğrafya,felsefe ve din kültürü soruları kolaydı. Matematik ise bir kısmı kolaydı,bir kısmı karmaşık zordu. Fen kısmını ise bilmiyorum, alanım değil, çözmedim

Zaten önemli olan AYT..

böyle zor sınav olmamıştır tarihte

Sınav başlamadan silgi bitti

Sınav çok kolaydı 110 netin altında yapan üniversiteye gelmesin

Uzmanlar 2019 TYT sorularını değerlendirdi

Üniversiteye giriş sınavının ilk basamağı olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) bugün gerçekleşti. Sınavın ardından Doğa Koleji bölüm başkanları sınava ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hayallerindeki üniversiteye kavuşmak isteyen yüz binlerce öğrenciyi ilgilendiren Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) bugün 1. oturum olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ile gerçekleştirdi. Saat 10.15'te başlayan ve 12.30'da tamamlanan, 135 dakika süren toplam ve 120 sorudan oluşan TYT'de adaylar, 40 Sosyal Bilimler Testi, 40 Matematik Testi ve 20 Fen Bilimleri Testi soruları ile ter döktü.

Bu sınavdan 150 ve üstü puan alan adaylar TYT puan türü ile öğrenci alan iki yıllık programları tercih edebilecek ve özel yetenek sınavı ile öğrenci alan üniversitelerin ilgili bölümlerine başvuru yapabilecek. 180 ve üstü puan alan adayların ise yanıtladıkları testlere göre SAY, EA, SÖZ ya da DİL puanları hesaplanacak. SAY, EA, SÖZ ve DİL puan türlerinin hesaplanmasında TYT'nin ağırlığı yüzde 40 olacak.

2019 TYT ÖSYM‘nin formatında ve öğretim programına uygun bir şekilde gerçekleştiğini belirten Doğa Koleji Akademik Direktörü Dr. Sanem Bülbül Hüner, sınavla ilgili yapmış olunduğu genel değerlendirmesinde şu ifadelerde bulundu:

“Sorular beklendiği gibi Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji ‘de 9. ve 10.sınıf müfredatını, diğer branşlarda ise ortak lise programını kapsayan nitelikte olmuştur. Hem sözel hem de sayısal alanlarda sorular günlük hayatla ilişkilendirilerek sunulmuş. Öğrencilerin temel bilgi düzeylerini, yorumlama ve alan okuryazarlığı becerileri ile birleştirerek ortaya koymaları gerektiren niteliktedir. Özellikle Matematik ve Türkçe soruları sınavın geneline bakıldığında zorluk düzeyi açısından belirleyiciydi. Matematik sorularında ilgili konuyu özümseyip yorumlayabilen, yeni ve farklı soru tiplerine alışık olan öğrencilerin yapabilecekleri aksi halde süre problemi yaşayacakları sorular mevcuttu. Ayrıca Matematik sorularında tartışmayı açık bir soru bulunmaktaydı. Türkçe sorularında ise çeldiriciler arasındaki farklılıkların az olması öğrencilerin zorlanmasına neden olmuştur. Doğru yanıtı ulaşmak için daha fazla zaman harcamak zorunda olan öğrenciler zaman yönetiminde zorlanmıştır.”
Doğa Koleji bölüm başkanları öğrencilerden aldıkları bilgiye dayanarak sınav sorularını değerlendirdi.

“TYT'nin ayırt edici testi Matematik oldu”

TYT Matematik sorularının geçen yıl ile paralellik gösterdiğini, sınavın yeni nesil Matematik sorularından oluştuğunu ifade eden Doğa Koleji Matematik Bölüm Başkanı Arzu Uz, “Öğrencilerimiz 30 Matematik 10 Geometri sorusuna cevap verdiler. Soruların neredeyse tamamı günlük hayatla ilişkilendirilmiş, modellenmiş olarak karşımıza çıktı. Öğrencilerimiz problemler için hem okuduğunu anlamayı ölçen hem de yorum yeteneklerini değerlendiren sorular olduğunu; fakat çözümlerin kısa olduğunu belirttiler. Bunun sonucunda zaman yönetiminde sıkıntı yaşadıklarını söylediler. Özellikle Geometri sorularında formüller soruların içinde verilmişti, klasik Geometri soruları yerine günlük hayattaki nesneler kullanılmıştı. Katlama sorularının ayırt edici olacağını söylenebilir. MEB'in açıkladığı kazanımlara ve uyguladığımız deneme sınavlarına uyumlu bir sınavdı. Tek-çift sayılarla ilgili çıkan soru öğrencilerin üzerinde en çok tartıştığı, Matematik testinin de en dikkat çekici sorusu oldu. Öğrencilerimizden aldığımız bilgiler doğrultusunda bu sorunun iptal olacağını düşünüyoruz. Matematik testi, TYT'nin ayırt edici testi olmaya devam etti” dedi.

“Türkçe'de paragraf soruları öğrencileri zorladı”

“TYT'de Türkçe sorularından 28'i anlama ve yorumlamayla ilgili sorulurken 12 soru ise dil bilgisinden soruldu” diyen Doğa Koleji Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Eda Dağdelen, “Dil bilgisi sorularının bir kısmı önceki yıllarda olduğu gibi bir soruda birden çok kazanımı ölçmeye yönelikti. Öğrencilerden aldığımız yorumlara göre soruların zorluk derecesi orta düzeydeydi. Soruların çeldiricileri kuvvetliydi, bu yönüyle paragraf soruları öğrencileri zorladı. Anlatım bozukluğu, cümle çeşitleri ve fiilde çatı konularından soru gelmediği geribildirimini aldık. Paragraf soruları geçen yıla benzerdi, yeni nesil soru diyebileceğimiz geçen yıl sınavda ilk defa sorulan sorular bu yıl da soruldu. Öğrencilerin zaman yönetimi becerilerinin bu sınavda başarıları üzerinde etkili olabileceğini yorumuna varılabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Fen Bilimleri testinde Fizik sorularını değerlendiren Doğa Koleji Fizik Bölüm Başkanı İlhan Bulut, “Bugün yapılan sınavda çıkan sorular, beklentilerimizin paralelindeydi. Gündelik hayatın içinden, hikayeleştirilerek kurgulanmış ve öğrencilerimizin temel bilgilerle çözebileceği sorular vardı. 9. ve 10. sınıf müfredatı kazanımlarının dengeli olarak ölçüldüğü Fizik sorularının kolay ve orta düzeyde olduğu söylenebilir. Öğrencilerden aldığımız yorumlara göre sorular rahatlıkla çözülebilecek düzeydeydi” ifadelerinde bulundu.

Kimya sorularını değerlendiren Doğa Koleji Kimya Bölüm Başkanı İbrahim Türken, “2019 TYT Kimya soruları 9. ve 10. sınıf müfredatından geldi. ÖSYM'nin sınav öncesi açıkladığı kazanımlarla bire bir uyuştuğu söylenebilir. Sınav öncesinde beklediğimiz gibi Kimya sorularında öğrencilerimiz bir sürpriz ile karşılaşılmadı. Sorular netti. Öğrencilerin anlamakta zorlanmayacağı tarzdaydı. ÖSYM bu yıl da kısa ve yalın soru kalıplarını kullandı. Ayrıca soruların genelinde Kimya ünitelerinden Periyodik Cetvel üzerinde çok durulduğu görüldü. Periyodik cetveli, elementlerin özelliklerini bilen öğrencilerin kolaylıkla yapabileceği sorular vardı. Bazı sorular ise atom ve özelliklerine hakim öğrencilerin rahatlıkla yapabileceği tarzdaydı. Bir soru ise kavram bilgisini ölçmeye yönelik şekilde öğrencilerin karşısına çıktı” dedi.

Biyoloji sorularını değerlendiren Doğa Koleji Biyoloji Bölüm Başkanı Muhammet Kılıçöz, 2019 TYT‘de Biyoloji sorularının müfredata uygun, zorluk düzeyi bakımından soruların dağılımlarının kolay ve orta düzeyde olduğu söyledi. Geçen yıl uygulanan TYT'de yer alan sorularla kıyaslandığında soruların temel biyoloji konularında iyi olan öğrenciler için daha kolay yapılabilir düzeyde olduğu belirten Kılıçöz, değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti:

“Biyoloji sorularının daha çok doğrudan öğrencinin bilgisini kullanma becerisini ölçmeye dayalı olduğu düşünülmektedir. Soruların 4 yıllık Biyoloji programındaki 9. ve 10. sınıf MEB müfredatına uygun sorular olduğu ve ünite bazlı dengeli bir dağılım gösterdiği belirlenmiştir. Çıkan 6 biyoloji sorusundan 3 tanesinin 9. sınıf yaşam bilimi Biyoloji, hücre, canlılar dünyası; diğer 3 tanesinin ise 10. sınıf hücre bölünmeleri, kalıtımın genel ilkeleri, ekosistem ekolojisi ve güncel çevre sorunları ünitelerinden geldiği görülmüştür. Temel Biyoloji kazanımlarına hakim olan öğrencilerin bu sınavda başarı düzeylerinin yüksek olacağını düşünmekteyiz.”

Tarih'te sorular kavram bilgisini ölçmeye yönelik

2019 TYT'de Tarih sorularının konu dağılımları ve zorluk düzeyleri dikkate alındığında, orta zorluk düzeyinde olduğu kaydeden Doğa Koleji Tarih Bölüm Başkanı Cem Şimşek, Tarih testini şu ifadelerle yorumladı:
“Sorular MEB'in açıkladığı gibi geçen yılın 9, 10 ve 11. sınıf konu ve kazanımlarının dengeli olarak dağıtılmış. Ancak, bu yılın Tarih sorularının sınava iyi bir hazırlık yapılmasını gerekli kıldığını söyleyebiliriz. Çünkü paragraftan edinilen bilgilerle çözülebilen sorular yerine kavram bilgisini ölçmeye yönelik sorular vardı. Yine de 2019 TYT Tarih sorularının Pazar günü yapılacak olan AYT sınavı için moral verici nitelikte olduğu söylenebilir.”

Coğrafya sorularını değerlendiren Doğa Koleji Coğrafya Bölüm Başkanı Burcu Bıyık Sarısözen, “TYT'de yer alan coğrafya sorularından dört tanesi belirgin bir şekilde 9. ve 10.sınıf lise müfredatından gelmiştir. ÖSYM tarafından daha önce yayınlana TYT kazanımlarını kapsayacak şekilde hazırlanmış olup müfredat dışı soru bulunmamaktadır. Ancak nüfus coğrafyası ile ilgili gelen Dünya haritası üzerinde istenen ülke bilgisi, eleyici soru niteliğinde olup AYT formatına daha yatkın olduğu bilgisi alınmıştır. Genel itibari ile verilen temel bilgilerin ve Dünya haritası kullanılarak, yorumlama becerisi ile birlikte yapılabilecek rahat bir sınav olduğu bilgisi alınmıştır. Mevcut sorular arasında Dünya haritası üzerinde sorulan ‘bölge-ülke kavramı' ve ‘iklim-harita' sorularının bilgi temelli olduğu için belirleyici olacağı düşünülmektedir” yorumlarında bulundu.

Felsefe sorularının yorum, akıl yürütme ve analiz gerektiren sorular olduğunu belirten Doğa Koleji Felsefe Bölüm Başkanı Sabri Yılmaz, “Sorular örnek olaylar üzerinden bilgilerin sorgulanması sağlanmış, doğrudan bilgi sorusu yoktu. Sorular zor değildi, geçen yılki sorularla benzerdi ve alışılmışın dışında soru yoktu. Felsefe ile tanışma, bilgi, varlık, ahlak, siyaset ve sanat felsefelerinden birer soru sorulmuştur” diye konuştu.

“Asıl başarı AYT'de belli olacak”

Doğa Koleji Rehberlik Koordinatörü Sibel İzgiman, adayların TYT soru ve yanıtlarını 17 Haziran Pazartesi günü görebileceklerini, ÖSYM'nin geçen yıl olduğu gibi tüm YKS süreci tamamlandıktan sonra soru kitapçıklarını ve cevap anahtarını yayınlamasını beklediklerini ifade etti. Bu nedenle TYT sonrası öğrencilerin sabırlı olmaları gerektiğini, Pazar günü yapılacak AYT (Alan Yeterlilik Testi) oturumuna odaklanmaları gerektiğini söyledi. Sınavdan çıkan adayların soruların tümünü ve bunlara verdiği yanıtları hatırlamasının mümkün olmadığını, bu nedenle TYT sonrası yapılacak değerlendirmelerin sadece meraklarını gidermek ve destek almak için sağlıklı olacağını, bunun dışında TYT sonrası moral bozmamaları, olumsuz konuşma ve değerlendirmelerden uzak durmaları gerektiğinin altını çizdi. Sınav sonrası evde, günlük rutinlerinde, dinlenerek geçirmelerini önerdi. AYT'nin puan türlerinin oluşumunda katkısının yüzde 60 olduğunu Esas başarının Pazar günü yapılacak AYT oturumu ile elde edileceğini söyledi.

16 Haziran Pazar günü uygulanacak ve 2 milyona yakın adayın başvurduğu AYT yine 10:15'te başlayacak, 160 soru içeren ve 180 dakika sürecek AYT'de öğrenciler yükseköğretim hedeflerine göre testleri yanıtlayacak. DİL puan türü ile tercih yapacak öğrenciler ise aynı gün saat 15:45'te başlayacak, 80 soru içeren ve 120 dakika sürecek olan YDT (Yabancı Dil Testi)'ye girecek. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul AKM’de engelleri aşan ‘Erişilebilir Tiyatro’ yeni sezonda da devam ediyor Herkes için erişilebilir bir yaşam amacıyla kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiren Türk Telekom; Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Atatürk Kültür Merkezi (AKM) iş birliğiyle yürüttüğü "Erişilebilir Tiyatro" projesine yeni sezonda da devam ediyor. Görme ve işitme engelli bireylerin kültür ve sanat etkinliklerine katılımını artırmayı amaçlayan proje, yeni sezon açılışını Ekim ayında "Rumuz Goncagül" oyunu ile yaptı. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını "Türkiye’ye Değer" anlayışıyla sürdüren Türk Telekom, engelli sanatseverlerin kültürel etkinliklere eşit katılımını desteklemeye devam ediyor. AKM ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliğiyle yürütülen "Erişilebilir Tiyatro" projesi, 3’üncü sezonunda da sanatseverlerle buluşmayı sürdürüyor. Proje kapsamında yeni sezonun ilk erişilebilir oyunu ekim ayında sahnelenen "Rumuz Goncagül" oldu. Proje; kasım ayında engelli sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği "Kapıların Dışında", "Suçsuzlar Çağı Suçlular Çağı" ve "Gergedanlar" oyunları ile devam etti. Sahne turu, sesli betimleme ve üst yazı uygulamalarına ek olarak proje kapsamında ilk defa "Gergedanlar" oyununda kullanılan "işaret dili" ile oyun daha kapsayıcı bir hale getirildi. 27 Aralık’ta ise "Vanya Dayı" isimli devlet tiyatrosu oyunu seyircilerle buluşacak. Proje ile devlet tiyatrosu oyunları görme ve işitme engelli sanatseverlere görsel, işitsel ve fiziksel engelleri aşan bir sanat deneyimi yaşatmaya devam edecek. Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, "Şirket olarak, teknolojiyi toplum yararına sunma vizyonumuzla kültür sanatta erişilebilirliği desteklemeyi sürdürüyoruz. Sunduğumuz teknolojilerle AKM’nin engelleri aşan, herkes için erişilebilir bir kültür merkezi haline gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Büyük ilgi gören ve hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden gösterimlerle öne çıkan "Erişilebilir Tiyatro" projemiz, ana destekçisi olduğumuz AKM’de bu sezon da devam ediyor. Herkes için erişilebilir bir yaşam hedefi doğrultusunda sosyal sorumluluk projelerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz" dedi. "Erişilebilir Tiyatro" projesi kapsamında sahnelenen oyunlarda, görme engelli sanatseverler mekân, zaman, karakterler ve sessizce gelişen olaylar gibi sesli olmayan görsel öğeleri, diyalog aralarında aktarılan sesli betimleme uygulamasıyla detayları kaçırmadan takip edebiliyor. Ayrıca oyun öncesinde gerçekleştirilen özel sahne turları sayesinde görme engelli sanatseverler, obje, dekor ve kostümlere dokunarak sahneyle önceden tanışma fırsatı buluyor. Oyunda kullanılan üst yazı uygulamasıyla ise diyaloglar anlık olarak yazılı şekilde aktarılıyor; böylece işitme engelli sanatseverler için de tiyatro deneyimi erişilebilir hale getiriliyor.
İstanbul Uzmanlardan ‘sahte alkol’ uyarısı: "Bir defadan bir şey olmaz denmemeli, öldürücü" Yılbaşı öncesi sahte alkol kullanımına karşı uyarılarda bulunan uzmanlar, "Erken aşamada sarhoşluk olduğu için insanlar normal alkol zehirlenmesiyle çok ayırt edemiyor, körlükle başlayan böbrek yetmezliği ve ölümle giden aşamalarda daha çok başvuruları oluyor. ‘Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var. Şuur değişikliği, tansiyon düşüklüğü, koma gibi ölümcül semptomlarla gelebiliyorlar. Bir defadan bir şey olmaz dememeleri lazım, sahte alkol öldürücü. En önemli şey; hastadan aldığımız öykü, yılbaşı yaklaşıyor, dikkatli olmakta fayda var" dedi. Yılbaşına günler kala Türkiye’nin birçok noktasında yapılan operasyonlarda yüksek oranlarda sahte alkol ele geçirilirken uzmanlar, sahte alkol tüketimine karşı uyarılarını yineledi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Afşin İpekci ve Biruni Üniversite Hastanesi Acil Tıp Bölümü’nden Uzm. Dr. İlhami Demirel, alkol kullanımının sağlık için başlıca zararlardan olduğunu belirtirken sahte alkolün oluşturduğu etkilere yönelik açıklamalarda bulundu. Uzmanlar sahte alkolün görünüş, renk ve kokusundan ayırt edilemeyebileceğini belirtti. "Erken aşamada sarhoşluk olduğu için normal alkol zehirlenmesiyle ayırt edilemiyor" "Sahte alkol dediğimiz şey metil alkol ya da metanol olarak bilinir" diyen Doç. Dr. Afşin İpekci, "Odunun damıtılmasıyla elde edilen hatta odun ruhu olarak bilinen alkoldür. Sahte alkolün aslında vücutta 2 tane zehirlenme şekli var. Birincisi; diğer alkollerde de olan baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, sarhoşluk hissi veren alkolün kendisine özgü beynimizi etkilemesine bağlı gördüğümüz semptomları olur. Daha sonra esas ölümcül olan zehirlenme, metanolün zehirli ürünlerine dönüşmesiyle olur. Erken aşamada sarhoşluk olduğu için normal alkol zehirlenmesiyle insanlar çok ayırt edemiyor, daha çok sonraki aşamada körlükle başlayan daha sonra şuur değişikliği hipotansiyon, böbrek yetmezliği ve ölümle giden aşamalarda daha çok başvuruları oluyor. Zararlı maddelere dönüşmesi genelde 6-8’inci saatten sonra ortaya çıkıyor çünkü bir dönüşme hızı var. Sonra önce görme kaybı, bulanık görme, kar yağıyor gibi ya da körlük gibi semptomlar ortaya çıkıyor. O aşamada da gelmezlerse şuur değişikliği, tansiyon düşüklüğü, koma gibi ölümcül semptomlarla gelebiliyorlar. 6-8 saatlik bir ara dönem var, o dönem önemli" ifadelerini kullandı. "Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var" Sahte alkol zehirlenmesi sonrası tedavi ve geçmişte karşılaştıkları vakalara ilişkin konuşan Doç. Dr. İpekci, "Tedavimiz; önce destek tedavisi, genel muayene ile başlıyoruz. Şanslıyız ki 2 tane önemli antidotu var. Yurt dışından gelen ilaç bir diğeri de etanol dediğimiz normal alkol. Geç dönemde gelirlerse metabolitleri oluşmuş oluyor, o zaman da kullanacağımız tedavi yöntemimiz; diyaliz. Metil alkol zehirlenmesi tüm dünyada bir sorun. Bandrolün bile artık sahtesinin çıktığı bilgisi geliyor. Semptomlarda hastaneye erken başvurmaları en önemli tedbir. Etil alkol kadar pahalı değil ayrıca metil alkol kullanımı sadece kaçak alkol olarak bilinse de ülkemizde dezenfektanlarda, ucuz parfümlerde yaygın kullanılan bir ürün. Görme bozukluğuyla gelip diyalize aldığımız ki bize zaten insanlar sarhoşluk döneminde kendileri zaten gelemiyor. Yakınları da ‘Alkol aldı, onun sarhoşluğu’ diye getirmiyor. Genelde görme bozukluğu olunca ‘Görmüyorum’ diye gelip metil alkol çıkıp tedavi ettiğimiz vakalar var. Daha çok erkekler ve orta yaş insanlarda meydana geliyor. Masum bir şey değil, bir defadan bir şey olmaz dememeleri lazım, sahte alkol öldürücü. Normal alkol vücudu yavaş yavaş etkiliyor" diye konuştu. "Ölüme kadar uzanabilen riskleri barındırıyor" Alkolün başlı başına sağlık için zararlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. İlhami Demirel, "Normal alkole bağlı zehirlenmeler de görüyoruz, metil alkol dediğimiz alkolle olan zehirlenmeler gerçekten ölüme kadar uzanabilen riskleri barındırıyor. Son dönemde çok denk gelmedi açıkçası, en önemli şey; hastadan aldığımız öykü. Eğer şüpheli, kaynağı bilinmeyen bir alkol alım öyküsü varsa yol gösterici oluyor, laboratuvar tetkiklerinde de şüphemizi güçlendiren bulgular bulabiliyoruz. Genelde görme bozuklukları olabiliyor; çift görme, görme kaybı, bulanık görme gibi bunlar biraz daha ilerleyen süreçte oluyor, ne yazık ki tanıda biraz daha geç kalınmış olabiliyor. Sahte alkol alım ihtimalini sorup bu ihtimal üzerinde ciddi şekilde durmalıyız. Genel olarak alkol tüketiminin zararlı olduğunu belirtmemiz lazım. Kusma, baş ağrısı gibi şikayetleri hasta başta çok önemsemeyebiliyor, zaten alkol alımı sonra ‘Bunlar normal şeyler’ diye hastaneye gelmekte gecikebiliyor. Bu süre ne kadar uzarsa hastaya faydamız da o derece düşük oluyor" dedi. "Hasta grubu; 30-60 yaş arası, ağırlıklı olarak erkek hastalar" "Bilmediği kaynaktan aldığı bir alkol sonrası bu şikayetleri olan hastalar bir an önce acil servise başvurmalı, mutlaka doktorlarına bilgi vermeli" diyen Uzm. Dr. Demirel, "Yılbaşı dönemlerinde biraz daha sık akla gelebiliyor. Belirtiler ne yazık ki direkt bu hasta sahte alkol kullanmıştır dedirtecek bulgular değil. Ek hastalıkları olması hastanın her zaman genel durumunu daha da kötüleştireceği için önemli, genelde gördüğümüz hasta grubu; 30-60 yaş arası, ağırlıklı erkek hastalar diyebiliriz. Sonuçta ciddi bir zehirlenme, genç olması kurtarıcı bir faktör değil. Normalde de zaten alkol kullanımı vücudumuza birçok zarar vermekte, hele hele sahte alkol daha hayati tehlike oluşturan durumlara sebebiyet veriyor. Tedavide öncelikle hastanın hayatî fonksiyonlarını takip edip ona göre değerlendiriyoruz. Çok geç aşamada geldiyse hastada ciddi solunum yetmezliği de gelişmiş olabilir, eğer öyle bir durumdaysa bilinci kötüyse hastayı zaten solunum cihazına bağlıyoruz. Antidotlarımız var, hastaya veriyoruz. Metil alkolün tedavisinde etil alkol kullanılıyor, tabii ki hastane ortamında kontrollü bir şekilde yapılması gereken tedaviler. Yılbaşı yaklaşıyor bu konuda dikkatli olmakta fayda var" şeklinde konuştu.
Diyarbakır Hastayken kana ihtiyaç duydu, 3 ayda bir kan vermeye başladı Diyarbakır’da yaşayan 51 yaşındaki kamu işçisi Mutlu Demirci, geçirdiği bir rahatsızlık nedeni ile kana ihtiyaç duydu. Kan bağışının önemini hastalığı ile anlayan Demirci, 3 ayda bir kan bağışında bulunmaya başladı. Diyarbakırlı Demirci, düzenli olarak kan bağışında bulunuyor. Yıllar önce ilk kanını bağışlayan Demirci, 45’inci kez kan verdi. Demirci, ’’Bundan 13 yıl önce hastalandım. Hastalığımın tedavisi için ameliyat olmam gerekti. Hastane yetkilileri ameliyat tedavisinde kana ihtiyaç olabileceğini bundan dolayı yakınlarımdan kan bağışımda bulunmamı istediler. Ben de yakınlarıma durumu izah ettim, onlarda hastaneye gelerek kan bağışında bulundular. Tedavi aşamamda kanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Bende, inşallah iyileşirsem bundan sonra bende kan bağışında bulunacağıma söz verdim. Allah’a çok şükür iyileştim ve o günden sonra her üç ayda bir Kızılay’a kan bağışında bulunmaya başladım. Kan bağışını kendime bir insanlık görevi olarak görmeye başladım. Çünkü kan sürekli olan bir ihtiyaçtır. Hastanelerde tedavi gören, trafik kazalarında yaralanıp kana ihtiyaç duyan yüz binlerce insan var. Bir, iki, üç, beş diye sayarken bugün 44. kan bağışında bulundum. Allah kısmet ederse, ömrüm yettiği kadar, kan bağışında bulunup, sosyal sorumluluğumu yerine getireceğim. Buradan sizler aracılığıyla herkese sesleniyorum, lütfen sizler de kan bağışında bulunun. Her geçen dakika, saat ve gün her an kana ihtiyaç var. Kendiniz için , aileniz için ve tüm sevdikleriniz için kan bağışında bulunun’’ dedi . Kızılay kan bağışçılarını 10. bağışta bronz madalya, 25. kan bağışında gümüş madalya, 35. bağışta altın madalya, 45. bağışta plaketle ödüllendiriyor.