SAĞLIK - 09 Aralık 2025 Salı 12:05

Iğdır’da 1,5 yaşındaki çocuğun tomografi sonrası iki operasyon geçirdiği ve kolunda hasar oluştuğu iddia edildi

A
A
A
Iğdır’da 1,5 yaşındaki çocuğun tomografi sonrası iki operasyon geçirdiği ve kolunda hasar oluştuğu iddia edildi

Iğdır’da ilaçlı tomografi çekildiği sırada 1,5 yaşındaki çocuğun kolunda ani şişme meydana geldi. Annenin iddiasına göre, ihmaller nedeniyle çocuk iki ameliyat geçirdi ve kolunda kalıcı izler oluştu. Aile sorumlulardan davacı oldu.


15 Kasım 2025 gecesi 1,5 yaşındaki oğlu Osman Poyraz Meşe’yi karın ağrısı şikayetiyle ambulansla Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesi’ne götüren Nejla Meşe, oğlunun iki ameliyat geçirdiğini, kolunda kalıcı izler kaldığını ve çocuğunun psikolojik olarak olaydan ağır şekilde etkilendiğini söyledi. Aile sorumlular hakkında dava açtı.



"Tahliller temizdi, bizi taburcu ettiler"


Anne Meşe, oğlunun gece boyunca acilde tutulduğunu, tahlillerin ve serumun ardından erkek doktorun kendilerini taburcu ettiğini iddia etti. Saat geç olduğu için hastaneden ayrılmadıklarını ifade eden Meşe, sabah nöbet değişiminde görev alan kadın doktorun kendilerini ’önlem amaçlı’ ilaçlı tomografiye yönlendirdiğini söyledi. Doktora, işlemde bir risk olup olmadığını sorduğunu belirten Meşe, "Alerjik durumlar olabilir dedi. Ama önemli bir şey olmadığını söyledi. Tekrar sordum, ‘Bir sakıncası var mı?’ diye. Bana ‘Yok, tekrar anlatmama gerek var mı?’ diye çıkıştı" ifadelerini kullandı.



"Tomografide görevli memur bağırmaya başladı"


Tomografi bölümüne indiklerinde görevli memurun "Neden ilaçlı tomografi çekiyoruz?" diyerek bağırdığını söyleyen Meşe, memurun hem doktorun hem kendi imzasını istediğini belirtti. Onay formunu imzalayıp odaya geri döndüklerini ifade eden anne, "İlaç verildi, makine çalıştı ve görevli dışarı çıktı. Birden çocuğumun kolu 5–10 saniye içinde balon gibi şişmeye başladı. Bağırdım ama kimse gelmedi. İşlem bitince memur ‘Ovalayın geçer’ dedi" diye konuştu.



"Doktor iğneyi çıkarıp ortadan kayboldu"


Durumu doktora anlatan Meşe, doktorun anjiokatı çıkarıp ortadan kaybolduğunu iddia etti. Anne Meşe, "Ortopedi doktoru geldi, ‘Alçıya alacağız, kol şişmiş’ dedi. Nedenini sorunca babasını çağırmamı istedi. ‘Kangren olabilir, ameliyat gerekebilir’ dedi. Eşim görevdeydi, hemen çağırdım" dedi.


Anne Meşe, Osman Poyraz Meşe’nin aynı gece acil olarak ameliyata alındığını, 16 Kasım’daki ilk ameliyatın ardından 20 Kasım’da ikinci bir ameliyat geçirdiğini ve yaklaşık 10 gün hastanede kaldığını söyledi. Nejla Meşe, uzman doktorların eşlik etmesi gereken tomografi işlemine yalnız gönderildiklerini savunarak, Ağustos ayında aynı hastanede "teçhizat eksikliği" nedeniyle tomografi çekilemediğini ifade etti. Meşe, "1,5 yaşındaki çocuğa o zaman tomografi çekilmedi. Ama bu kez hiçbir kontrol yapılmadan bizi gönderdiler" diye konuştu.



"Evde kolunu saklıyor, canı yanıyor"


Anne Meşe, oğlunun geçirdiği travmanın devam ettiğini söyledi. Nejla Meşe, "Çocuğum artık bize bile yaklaşmıyor, geceleri ağlıyor, saldırganlaştı. Evde kolunu saklıyor, canı yanıyor. Hastaneye götürmeye korkuyorum. Kalıcı izleri var" dedi. Ameliyat sırasında çocuğun kolunda derin doku hasarı oluştuğunu belirten anne Meşe, plastik cerrahın ’sevk edilse kolun kesilmek zorunda kalabileceğini’ söylediğini aktardı. İlaçlı tomografinin kadın bir doktor tarafından verildiğini, şikayetçi olduklarında ise hastane tarafından müdahaleyi ilk yapan erkek doktorun isminin verildiğini öne süren anne Meşe, kadın doktorun isminin hiç bir yerde geçmediğini iddia etti. Anne Meşe, "Ne gerekiyorsa yapılsın. Bu ihmal yüzünden çocuğum bu hale geldi. Başka çocuklar aynı şeyi yaşamasın." dedi.


Konu ile ilgili Iğdır Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesi tarafından idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi.



Iğdır’da 1,5 yaşındaki çocuğun tomografi sonrası iki operasyon geçirdiği ve kolunda hasar oluştuğu iddia edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Maradit "Düzce’nin en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor" Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kentin yıkımdan doğan güçlü bir hafızaya ve geleceğe sahip olduğunu vurguladı. Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yapan KGK Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, 9 Aralık 1999 tarihinin kent için yalnızca idari bir karar değil, aynı zamanda bir yeniden doğuşun miladı olduğunu ifade etti. 12 Kasım 1999 depremiyle büyük bir yıkım yaşayan Düzce’nin, 1 ay sonra il statüsüne kavuşmasının tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Maradit, bu kararın enkazın ortasında umudu ayakta tutan güçlü bir irade olduğunu söyledi. Düzce’nin geçen 26 yıl boyunca acının içinden dayanışmayı, kaybın içinden üretimi çıkardığını vurgulayan Maradit, "Bu şehir, yaşadığı felaketleri karakterine dönüştürmüş, dayanıklılığıyla kimliğini yeniden inşa etmiştir" ifadelerini kullandı. Bugün Düzce’nin sanayisi, doğası, üniversitesi ve genç nüfusuyla sadece büyüyen değil, kendini yeniden tanımlayan bir il konumuna geldiğini belirten Maradit, şehrin potansiyelini her geçen yıl daha cesur kullandığını dile getirdi. Açıklamasında kente emek veren tüm devlet büyüklerini, yöneticileri ve kurumları saygıyla andığını ifade eden Maradit, en büyük teşekkürü ise her şartta Düzce’ye sahip çıkan Düzcelilere sundu. Maradit, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Düzce’nin hikayesi bitmedi. Aksine, en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor. İl oluşumuzun 26’ncı yılında daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir gelecek diliyorum."
Diyarbakır Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor Diyarbakır’ın tescilli Karacadağ pirinci, 6 yılda bir nadasa bırakılan volkanik arazilerde yetiştirilirken, zengin mineral oranıyla Lyra markasıyla istenildiği kadar paketlenip talep edilen yerlere gönderiliyor. Diyarbakır’ın Karacadağ bölgesinde nadasa bırakılan volkanik arazilerde 6 yılda bir yetiştirilen tescilli pirinç, mineral oranıyla dikkat çekiyor. Glisemik endeksi düşük olan, sporcular, çocuklar ve diyabet hastaları için olabildiğince protein oranı yüksek olan bu pirinç, Lyra markasıyla paketlenip istenilen adreslere gönderiliyor. Firmanın yöneticisi İclal Beşenk, Karacadağ pirincini Diyarbakır ve eşi sayesinde keşfettiğini söyledi. Kimsenin bu pirincin bilincinde olmadığını fark ettiğini belirten Beşenk, "Bununla ilgili tanıtım ve insanların bu sağlıklı pirinci tadabilmesi için bir girişimde bulunuyorum. Volkanik, verimli topraklarda yetişmiş, kar suyu ile beslenmiş, mineral açısından çok zengin bir pirinç. Uzun yıllardır zevkle kullanıyoruz. Birçok insanın da bunu tanımasını istiyorum. Sağlık açısından analiz raporları sonucunda protein oranı çok yüksek. Glisemik endeksi düşük, diyabet hastaları, çocuklar, sporcular için olabildiğince vitamin kaynağı bir pirinç" dedi. 6 yıllık nadas sonrası ortaya çıkıyor Bunun tanıtılması açısından çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Beşenk, "Lyra markası da bereketli hasadı ifade ettiği için onu seçtik. İnsanların en azında bunu tatmasını istiyoruz. Dünyada, değerinin hak ettiği yere gelmesi için uğraşıyoruz. Nisan-mayıs aylarında ekiliyor, eylül ayı sonu, ekim başı gibi hasat yapılıyor. İlaçsız topraklarda ve ilaçsız bir şekilde üretilen bir pirinç. 6 yıl boyunca nadasa bırakılan topraklarda yetişen bir ürün. Topraklar ve üretim şartları sebebiyle protein oranı çok yüksek" diye konuştu. Beşenk, Karacadağ pirincinin normal pirinçlerden daha koyu bir renge sahip olduğunu ifade ederek, "Şekil olarak da diğer pirinçler gibi düzgün şekilde değil. Bunun sebebi, tarladan alınıp direkt tüketicinin sofrasına iletmek istiyoruz. Fabrika aşamasında her hangi bir beyazlatma, ya da uzun ömürlü olabilmesi için her hangi kimyasal işleme maruz kalmıyor. Siparişle istenildiği kadar paketleyip evlerine gönderilen bir pirinç. Olabildiğince sürecin ve kendisinin doğal kalması için uğraşıyoruz" şeklinde konuştu.