GENEL - 23 Mart 2018 Cuma 21:18

Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için büyük proje: ’Biz Geleceğiz’

A
A
A
Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için büyük proje: ’Biz Geleceğiz’

Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) tarafından çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için düzenlenen ‘Biz Geleceğiz’ projesinin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Ne yazık ki çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur.

Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) tarafından çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için düzenlenen ‘Biz Geleceğiz’ projesinin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Ne yazık ki çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur. İstismara uğrayan bir çocuğun bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez bu istismar gizli kalır” dedi.


Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının desteğiyle çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için düzenlenen ‘Biz Geleceğiz’ projesinin açılışı bugün yapıldı. Açılışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin ile iş ve sanat dünyasından pek çok isim katıldı. Çocuk ihmali ve istismarının nasıl önlenebileceği hakkında 2 gün sürecek sempozyumun açılışında çok önemli mesajlar verildi.



"Çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur"


Çocuk istismarının önlenebilmesi için tüm kurum ve kuruluşların kenetlenebilmesi gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, "Ne yazık ki çocuk istismarı tüm dünyada yükselen bir insanlık suçudur. İstismara uğrayan bir çocuğun bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez bu istismar gizli kalır. Çocuğun iç dünyasında büyür, büyür altından kalkılamaz bir yük halini alır. Bu nedenle çocukların duygu dünyaları iyi takip edilmeli tüm ipuçları bilinçli bir şekilde değerlendirilmelidir. Güçlü, sağlıklı bir toplum inşa etmenin yegane yolu geleceğin sahibi olan çocukların psikososyal ve fizyolojik açıdan sağlam ve istismardan uzak bir yaşam sürmesidir. Bunu tesis etmek ise hepimizin boynunun borcudur. Devlet, sivil toplum, medya ve aileler olarak bu sorun etrafında kenetlenebilmeliyiz. İnsanlık çocuklar ölmesin diye savaşması gerekirken, hırsları ve hazları için yaptığı savaşlarda çocukları öldürüyorlar. ’Eğer süt emen çocuklar, beli bükük yaşlılar, otlayan hayvanlar olmasaydı azap üzerinize sel gibi gelirdi’ buyuruyor Peygamber. Çocuklar, yaşlılar rahmete vesileyken ne yazık ki ihmalin, istismarın konusu oluyorlar. Cinsel, ekonomik, duygusal birçok açıdan adına insan diyemeyeceğimiz varlıkların sömürüsüne uğruyorlar. Bu sorunların panzehiri aileyi güçlendirmektir. Sorumlu anne babalar yetiştirmektir. Bir çocuğun yeri ne sokak, ne de yetiştirme yurdudur. Çocuğun yeri ailedir" dedi.



"95 bin idareciye ve 683 bin öğretmene çocuklara yönelik ihmal ve istismarların önlenmesi eğitimi verilmiştir"


Çocuk istismarının önlenmesi için çok önemli eğitimler verildiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise, "Bir ülkenin geleceği her açıdan sağlıklı ve dengeli bireylerin yetiştirilmesine bağlıdır. Bu bağlamda çocuklarımız için atılmış her adım aslında ülkemizin bekası için atılmış bir adımdır. Bir çocuğun her bakımdan sağlıklı ve dengeli bir birey olabilmesi için ilk adım ailede atılır, okulda güçlendirilir, çevreyle pekiştirilir. Bugün 65 bin üzerindeki okulumuzda 1 milyondan fazla öğretmenimizle 18 milyona yakın öğrencimize eğitim vermekteyiz. Bu yıl iki hedefimiz var. İhmal ve istismarı önlemek ve madde bağımlılığıyla mücadele etmek. Risk altındaki grupları tespit etmek için her okulun bir risk haritası oluşturuyoruz. Riskli birey ve grupların tespit edilmesi doğrultusunda bir çalışma yapıyoruz. Sınıf rehberlik etkinliklerinde yıl boyu kazanımları evlatlarımıza aktarmak istiyoruz. Çocuklarımızın bu kazanımlarla sosyal ve duygusal olarak güçlendirerek aynı zamanda istismar olaylarından korunmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Yine öğretmenlerimizi eğitiyoruz. Velileri bilgilendiriyoruz. 3 milyon 641 bin veliye eğitim verildi. 32 bin rehberlik öğretmeni bu konuda bilinçlendirildi. 95 bin idareciye ve 683 bin öğretmene çocuklara yönelik ihmal ve istismarların önlenmesi eğitimi verilmiştir. Çocuklar üzerindeki önemli etkileri nedeniyle çocuk istismarın bilinmesi önem taşımaktadır. Öğretmenler aile dışında çocukla ilk uzun süreli ve yakın iletişim kuran profesyoneller olmaları nedeniyle istismarın tanınması ve durdurulması açısından çok önemlidir. Emniyet birimlerinin verilerine göre Türkiye’deki çocuk ve kadına yönelik suçların açığa çıkarılmasında okullar büyük rol oynamaktadır. Sorunun tespiti ve ihbarı yapılmasına okullarımızın rehberlik servisleri kritik önem taşımaktadır. Gerçekleştirilen her etkinlik ülkemizde daha güçlü bir farkındalık oluşturacaktır" diye konuştu.



"Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor"


Çocuklara yönelik cinsel istismarın en ağır şekilde cezalandırıldığını söyleyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise, "Çocuğun suç mağduru olduğu eylemlere ceza hukukumuzun tepkisi de elbette farklıdır. Çocuğun suç teşkil eden saldırıların muhatabı olmasını bir ceza hukuku meselesinden ziyade ahlak ve insanlık problemi olarak ele almak gerekir. Cinsel istismar çocuklara yönelik bu saldırılar içinde en kaba, en insanlık dışı eylemlerdir. Bu eylemler en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Yargı mensuplarımızın bu suçlar arasındaki hassasiyeti de en üst düzeydedir. Bu vahim olaylardan başta medya olmak üzere toplumca çıkarmamız gereken çok önemli dersler var. Çocuklarımızı her türlü istismara karşı korumak toplumumuzun temel beklentisi ve AK Parti hükümetlerinin de değişmeyen önceliğidir. Bu öncelikle suç mağduru olan çocuklarımızı korumak için birçok yasal ve kurumsal tedbirleri geliştirdik. Çocuklara karşı işlenen suçlarda etkili ve caydırıcı yaptırım sistemi de yine bu konuda alınan önlemlerden biridir. Çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinde yine yakın zamanda cezalar önemli ölçüde artırılmıştır. Bu vesileyle yaygın ama yanlış bir inanışı düzeltmek isterim. Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 2010 ile 2014 yılları arasında açılan dava sayısı yıllık ortalama 8 bin iken bu rakam 2014 yılından itibaren istikrarlı biçimde azalmıştır. 2010 yılında 7 bin 929 dava çıkmışken 2017 yılında bu rakam 5 bin 114 olmuştur" şeklinde konuştu.



"Aile Eğitim Programımızda 900 bin kişiye eğitim verdik"


Bakanlık olarak çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi adına önemli çalışmalar ve eğitimler verdiklerini dile getiren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise, "Bakanlık olarak aileye, çocuğa ve çocukla temas halinde olan tüm meslek personeline yönelik kapsamlı bir eğitim programı düzenliyoruz. Aile Eğitim Programımız ile çocuğa yaklaşım, iletişimi başlatma, kriz ve kriz anında müdahale, çocukta mahremiyet gibi konularda 900 bin kişiye eğitim verdik. Ayrıca 2017 yılı içerisinde bakanlığımızın koordinasyonunda ilgili kamu kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte mahremiyet çalıştayı dediğimiz çok önemli bir çalıştay yaptık. Burada elde ettiğimiz sonuçlarında tüm kuruluşlarımızda mahremiyet eğitimi başlığıyla hayata geçirdik. Ailelere yaş düzeyine göre çocuklara yönelik beden bütünlüğü ve sınırlar etkinliklerle değerler eğitimi ve mahremiyet bilinci başlıklarında eğitim programlarımızı sürdürüyoruz. 2018 yılı içerisinde yatılı kuruluş personelimiz, sosyal yardım alan ailelerimiz, evde bakım alan ailelerimiz, sosyal ekonomik destek alan çocuklarımızın aileleri olmak üzere bir buçuk milyon kişiye kadar bu eğitimleri vermeyi hedefliyoruz. Eğitimlerimiz başladı. Tüm meslek çalışanları için çocuk istismarının tespiti kanuni bildirim yükümlülüğü yapılacak müdahaleler izleme sürecine yönelikte eğitimler düzenliyoruz. Örgün eğitime devam eden öğrencilerimizin tamamına yönelik kişisel sınırların korunması başlığı altında eğitim verilmesi içinde Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.


Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski eşi tarafından bıçaklanan kadın hastaneden yardım istedi Bursa’da evine girdiği esnada eski eşi tarafından 6 yerinden bıçaklanan Sevda Çakmak, hastanede yardım çağrısında bulundu. Telefonuyla çektiği videoda yaşadı olayı anlatan Çakmak, “Ben bir anneyim kanım yerde mi kalacak” dedi. Olay, 19 Mayıs günü akşam saatlerinde İnegöl ilçesi Turgutalp Mahallesi Malazgirt Caddesi üzerinde meydana geldi. Evine giren Sevda Çakmak (30), apartmanın önünde bekleyen ayrıldığı eşi Sezgin Aslan ile karşılaştı. Konuşma sırasında Aslan, eski eşi Çakmak’a tekrar bir araya gelme teklifinde bulundu. Ret cevabını alarak öfkelenen Aslan, iddiaya göre eski eşini bıçaklayıp kaçtı. Polis ekipleri tarafından yakalanan Aslan, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. “Öldükten sonra gelen adalet, adalet değildir” Hastanede video çekerek yardım isteyen Sevda Çakmak, “Müzisyenlik yaparak geçimimi sağlıyorum. 19 Mayıs gecesi kına gecesine gittiğim bir köyden dönüşte, arabamdan enstrümanlarımı indirirken eski eşim Sezgin Aslan pusuya yatmış, kendini kamufle etmiş. Evime kolonlarımı taşırken merdivenden indiğim sırada karşımda belirdi. Cebinden çıkardığı bıçakla beni 6 yerimden bıçakladı. Sadece bacağım değil kalbimin altını da bıçakladı. Benim canım yandı, bana dikiş atıldı. Ben çocuğunu okutmaya çalışan güçlü bir anne olarak çalıştığım, ayakta durduğum, hiç kimseden bir beklentim olmadığı için durduk yere yaralandım. Bizim sesimiz olun, bu adamı nasıl serbest bırakırsınız. Benim ailem, çocuğum ve kardeşlerimle tehdit eden bir adamı nasıl serbest bırakısınız. Daha önceden benim bir sürü şikayetim var. Elim ve bacağımda kesikler var. Her yere yazdık ama bizim sesimiz neden duyulmuyor. Öldükten sonra gelen adalet, adalet değildir. Lütfen bana, çocuklarıma ve aileme yardımcı olun. Çok zor durumdayım. Ben bir anneyim benim kanım yerde mi kalacak” şeklinde konuştu. Daha önce de şiddet görmüş Daha önceden de birçok kez şiddet gördüğünü söyleyen Çakmak, “Bir okulun önünde, öğrenci ve velilerin gözleri önünde şiddete uğramış bir bayanım. Ben artık onurumu gururumu işimi koruyamaz bir duruma geldim. Tek bir canım kalmıştı, onu da parçalamaya kalktı” dedi.
Düzce YÖK Başkanı Düzce Üniversitesi’ne konuk oldu Düzce Üniversitesi’ni ziyaret eden Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, onur konuğu olarak bir dizi programa katılım sağladı. İlk olarak Rektörlük önünde karşılanan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir ve Düzce Üniversitesi Yönetimiyle bir araya geldi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Düzce Üniversitesi Anı Defteri’ni imzaladı. Rektör Sözbir, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın Düzce Üniversitesi’ne ziyaretinden onur duyduklarını dile getirerek kendilerine hediye takdiminde bulundu. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) tarafından Yığılca’daki DAGEM merkezinde düzenlenen “20 Mayıs Dünya Arı Günü Seremonisi” ile Düzce Üniversitesi programına devam etti. Ardından Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Botanik Bahçesi’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılış kurdelesi Prof. Dr. Erol Özvar, Prof. Dr. Nedim Sözbir, Prof. Dr. İlhan Genç, Prof. Dr. Ali Öztürk, Prof. Dr. Serkan Torun, Genel Sekreter Nihat Yıldız ve öğretim üyeleri tarafından kesildi. Botanik ve Doğa Müzesi, İstanbul’da Bahçe ve Çiçek Sergisi ile Botanik Bahçesi’ni ziyaret eden Erol Özvar, Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necmi Aksoy tarafından Süs ve Tıbbi Bitkiler Botanik Bahçesi hakkında bilgi aldı. “Fındık Üreticilerinin Mikro İşletmelere Dönüşümü Projesi” dahilinde Düzce Üniversitesi’nde hizmet vermeye başlayan Fındık Dönüşüm Merkezi’ni de ziyaret eden Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin de yer aldığı Düzce Üniversitesi Senatosu’na katıldı. Öğrencilerle ve akademisyenlerle bir arada olmayı önemsediklerini, YÖK’ün fikirlerini, vizyonunu ve perspektifini üniversitelerle paylaşmak istediklerini belirten YÖK Başkanı Özvar, üniversitelerin de görüşlerini alarak sinerji oluşturmak istediklerinin altını çizdi. Düzce Üniversitesi’nin genç nesil üniversite olarak önemli mesafeler kat ettiğini dile getiren Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Türk yükseköğretim sistemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Yükseköğretim sisteminin dünya ile mukayese edildiğinde diğerlerinden farklılık gösteren özelliklerinden birini, erişilebilir olması şeklinde açıklayan Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitelerin dışarıya açılmasını, yabancı öğrencilerle yabancı akademisyenlerle daha fazla beraber olmasını istediklerini ve yabancı düşmanlığına karşı olduklarını sözlerine ekledi. Üniversitelerin nitelikli eğitimin yanı sıra, ülkemizin hem genel, hem de bölgesel kalkınmasına daha fazla katkı sağlaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erol Özvar, bunun yetişmiş, üretken, dinamik araştırma kapasitesi ile olacağını vurguladı. Öğrencilerle de sohbet ederek onların üniversite eğitimi, kampüs yaşamı ve kariyer noktasındaki görüşlerini de dinleyen Prof. Dr. Erol Özvar’a Düzce Üniversitesi öğrencileri, kendileriyle bir araya gelmesi ve yakın ilgisinden dolayı teşekkür etti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın Düzce Üniversitesi programı, Düzce Üniversitesi Senatosu’nun ardından sona erdi.
Zonguldak Devrek’te “Tarla Günü” etkinliği Devrek İlçesinde çiftçilere yönelik “Tarla Günü” etkinliği düzenlendi. Zonguldak’ın Devrek İlçesinde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Devrek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün organizasyonu ile hayata geçirilen “Tarla Günü” programında ilçe protokolü bir araya geldi. Devrek’in Dedeoğlu Köyünde düzenlenen programda Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Yenilik Yayım Projesi kapsamında Yem Bitkileri Gülü Gelemen Üçgülü’nün tarladaki temsili hasadı gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte konuşan Zonguldak İl Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan,” Tarla günü etkinliği düzenlememizin temel amacı çiftçiliğin ve tarımın önemini gündemde tutmak, hem de tarımdaki yeni gelişmeleri ve bakanlığımızın getirdiği yenilikleri size aktarmak amacıyla burada bir araya gelmiş bulunmaktayız. Değişen iklim koşullarına uygun verimi yüksek, kaliteli üretim hedefiyle ekim yapmaktayız. Bugün burada hep birlikte ekimi yapılan baklagil yem bitkisi olan Gelemen Üçgülü’nün biçimini ve hasadını yapacağız. Gelemen üçgülü Yenilik Yayım Projesi kapsamında Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından 2020 yılında tescil edilen, tek yıllık serin iklim yem bitkisidir. Ortalama bir metreye kadar uzar yeşil ve kuru ot verimi yüksek olan bir bitkidir. Gelemen Üçgülünün avantajı erken gelişme gösterir ve değişik toprak tiplerinde yetişebilmekte, yüksek oranda tohum üretme yeteneğine sahiptir. Gelemen Üçgülü yabancı tozlaşma ile tozlanır. Bunun için bambus ve balarısı kolonileri için iyi bir nektar ve polen kaynağıdır. Tozlaşma arıların etkinliği büyük önem arz etmektedir. Dedeoğlu Köyümüzde 153 adet büyükbaş hayvan bulunmakta köyümüz bazında 2023 yılı destekleme ödemesi yapılmıştır.2022 yılı buzağı desteklemesinde 26.000 TL ödeme yapılmıştır” diye konuştu. Düzenlenen programa; Devrek Kaymakamı Muhammed Evlice, Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, Zonguldak İl Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Volkan Hızarcı’nın yanı sıra çok sayıda daire müdürleri vatandaşlar katıldı