SAĞLIK - 28 Ekim 2019 Pazartesi 11:11

Meme kanserinde doğru bilinen yanlışlara dikkat

A
A
A
Meme kanserinde doğru bilinen yanlışlara dikkat

Prof.

Prof. Dr. Ömer Fatih Ölmez, meme kanserine ilişkin yanlış görüşler hakkında düzeltme yaparak “Sütyen veya deodorant kullanımı ile meme kanseri arasında ilişki bulunmuyor” dedi.


Medipol Mega Üniversite Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. Ömer Fatih Ölmez, meme kanseri farkındalık ayı nedeniyle yaptığı açıklamada doğru bilinen yanlışlara dikkati çekti. Prof. Dr. Ölmez, sütyen ve deodorant kullanımının meme kanseri ile bağlantısı hakkında düzeltme yaparak “Ter önleyici ve deodorantların meme kanserine neden olduğuna dair bir bağlantı yok. Aynı şekilde meme kanseri ile sütyen arasında da bir ilişki bulunmuyor” ifadelerini kullandı. Memede hissedilen kitlenin direkt kanser olamayacağına da değinen Prof. Dr. Ölmez, şöyle devam etti: “Meme kitlelerinin çok küçük bir yüzdesi malign veya kanseröz değişime uğrar. Bu kitleler yüzde 80-85 olasılıkla kist veya kanser olmayan iyi huylu kitlelerdir. Fakat ele gelen kitle olduğunda, doktora muayene için gitmek hala çok önemlidir.”


“Erkekler de risk altında”


Prof. Dr. Ölmez, toplumdaki yaygın görüşün aksine meme kanserinin sadece kadınlarda görülmediğini ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Aslında meme kanseri erkeklerde de görülür. Erkeklerdeki mortalite oranları kadınlara göre daha fazla çünkü erkekler tarafından bilinmediğinden geç tanı alır. Ayrıca bir diğer yanlış bilgi ise daha küçük meme dokusuna sahip olmanın meme kanser riskini azalttığıdır. Açıkçası meme kanseri için meme dokusu önemli değil. Meme kanseri meme kanal ve lobül yapılarından gelişir. Bütün kadınlar aynı miktarda bu hücrelere sahiptir.”


“25-39 yaş aralığında tehlike artıyor”


Meme kanserinde gençlerin tehdit altında olmadığına ilişkin görüşün hatalı olduğunu belirten Prof. Dr. Ölmez “Üzgünüz ki, metastatik meme kanser vakaları 25-39 yaş grubunda artmakta. Meme kanseri 40 yaşından sonra daha sık olmakla birlikte genç hastalar da risk altında” değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Ölmez, genetik ve meme kanseri arasındaki ilişki üzerine ise şu şekilde açıkladı: Bir diğer yanlış kanı ise aile öyküsünde meme kanseri bulunan kişinin de kansere yakalanacağı bilgisidir. Meme kanserinin ailesel bağlantısı kişinin daha yüksek oranda kansere yakalanmasına neden olabilir. Ancak aile öyküsü olanların sadece yüzde 10 kadarı meme kanserine yakalanır. Öte yandan DNA yapısında BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonunun bulunması meme kanserini işaret etmez. Bu mutasyonları taşıyan herkes meme kanserine yakalanmaz. Fakat bu mutasyonları taşıyan kadınlar diğerlerine göre 5 kat fazla meme kanser riski altında” diye konuştu.


“Biyopsi ya da mamografi tehdit değil”


Prof. Dr. Ölmez, toplumda mamografi ile ilgili de yanlış görüşlerin bulunduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mamografi veya memenin X-ray filmi çok düşük dozda radyasyon içerir ve kanserin yayılmasına neden olmaz. Mamografi kanserin daha erken tanı almasına ve erken tedavi ile daha iyi sonuçlara neden olur. Mamografi 50 yaşından sonrası için sağ kalımı yüzde 35 oranında artıran ve önerilen bir tarama yöntemidir. Öte yandan tümör biyopsisi yapmanın kanserli hücrelerin yayılmasına neden olduğu ile ilgili bilimsel kanıt bulunmuyor. Ayrıca meme kanserine neyin neden olduğunu tam olarak bilmediğimiz için tam olarak engelleyemeyiz. Fakat obezite, kötü beslenme, sigara, alkol ve inaktif yaşam tarzı riskinizi artırır, düzenli takip ve tarama riskinizi azaltır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Fizik ve Rehabilitasyon Hastanesi hasta kabulüne başladı Kastamonu’da inşa edilen 250 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde hasta kabulüne başlandı. Sağlık Bakanlığı’nca Kastamonu’da hayata geçirilen proje ile 650 milyon TL’ye ihalesi yapılan 250 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesindeki çalışmalar tamamlandı. 57 bin 448 metrekare kapalı alana sahip hastanede, inşa çalışmalarının tamamlanmasının ardından hasta kabulüne başlandı. Çevre illerdeki hastaların da faydalanabileceği hastanede 143 metrekarelik acil servis ve bir CPR odası, 1 adet MR odası, 2 röntgen odası ve 1 kemik dansimetre odası bulunuyor. Hastane, elektro terapi üniteleri ile erkek ve kadınlar ayrı olmak üzere aynı anda toplam 36 hastaya hizmet verebiliyor. Deprem riskine karşı sismik izolatör sistemi kurulan hastanede, mekanoterapi, uzay terapisi, ozon tedavisi ve akupunktur tedavi odaları da yer alıyor. AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu ile beraberindeki heyet, Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesini ziyaret etti. Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Hastanesi Başhekimi Davut Döner’den hastaneyle ilgili bilgiler alan heyet hasta ve hasta yakınlarını da ziyaret ederek ’geçmiş olsun’ dileklerinde bulundu. "Hastanemiz tam kapasiteyle 250 yataklı ve her türlü donanıma sahip, çok özel ve yetkin bir hastane" Ziyaretin ardından açıklamada bulunan AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, "Bugün çok heyecanlı ve gururlu bir gün geçiriyoruz. Fizik Tedavi ve Hastanemizin hasta kabulüne başladığı ilk gün. İnşallah bundan sonra da güzel hizmetlere imza atacak sağlık yatırımlarımızı, sağlık altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Ben bu noktada emeği geçen herkese kalbi şükranlarımı sunmak istiyorum. Tabii ki başta biz bu hizmete kavuşturan Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a en derin kalbi şükranlarımızı sunuyoruz. Hastanemiz tam kapasiteyle 250 yataklı ve her türlü donanıma sahip, çok özel ve yetkin bir hastane. Bu noktada da şehir dışından da çok talep gören bir hastane olarak devam etmekteyken, inşallah bundan sonra da bu verdiği hizmetlerle ülkemize, milletimize, şehrimize çok büyük hizmetler vereceğinden eminim. Hastanemiz özellikle son sistem bir hastane, her türlü teçhizat, tedavi anlamında her türlü özelliğin kullanıldığı bir hastane, depreme dayanıklı yapılmış modern bir tesis. O nedenle de çok kıymetli. Bizim için yeni yılın artık arifesindeyiz. Kastamonu’ya çok güzel bir aslında hediye de olmuş oldu. Ama şunu da söyleyelim ki 2026 yılında da sağlıkta açılışımız birbiri ardına devam edecek. Bu konudaki çalışmalarımızda el birliğiyle, istişareyle imece ile yürütüyoruz" dedi. "Tamamlayıcı geleneksel tıp uygulamalarını da barındıran son teknoloji bir rehabilitasyon hastanesi oldu" Hastaneyle ilgili bilgiler veren Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz ise, "Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemiz bugün itibariyle kapılarını hizmete açtı. Tabii uzunca bir süre emek var ama sonunda da böyle güzel bir mutluluk var. 250 yatağıyla son donanım teknolojisiyle birinci sınıf hizmetleriyle, havuzlarıyla, rehabilitasyon alanlarıyla, konforlu yataklarıyla, nitelikli odalarıyla bir hastaneye kavuşmuş olduk. Hastanenin açılmasında ciddi bir emek var, ciddi bir gayret var. Ben bu konuda emek veren arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Hepsine ayrı ayrı şükranlarımı arz ediyorum. Hepsi mesai mefhumu gözetmeden gayretle bu sürece gelmesine vesile oldular. Gece yarılarına kadar tatil günlerinde dahi bu eserin ortaya çıkması için mücadele ettiler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Şükranlarımı arz ediyorum. Kastamonulu vatandaşlarımıza da hayırlı olsun diyorum" diye konuştu. Hastanenin son teknolojiyle donatıldığını söyleyen Yavuzyılmaz, "Hastane inşaatında deprem izolatörleri ile başlayıp güvenlik ön plana taşınan, yine kullanım açısından da engelli uygulamalarına son derece riayet edilerek engelliler için de erişebilirlik sınırlarını sağlayarak yapılmış bir hastane. Tıbbi donanım açısından da yürüme robotuyla, havuzlarıyla, teknik kapasitesiyle de günümüz modern tıbbının ihtiyaç duyduğu her şeyi içinde barındıran bir hastane. Ayrıca geleneksel ve tamamlayıcı tıp poliklinikleri ile kupa, akupunktur, sülük tedavisi, ozon terapisi gibi tamamlayıcı geleneksel tıp uygulamalarını da barındıran komple bir rehabilitasyon hastanesi oldu. Kastamonumuza ve ülkemize hayırlı olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "İstendiği zaman 310 yatak kapasitesine kadar ulaşabiliyor" AK Parti Kastamonu İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu da hastanenin şehre hayırlı olmasını dileyerek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle, Kastamonu sağlıkta bölgede cazibe merkezi olmaya devam ettiriyor. 250 yatak kapasiteli, istendiği zaman 310 olan yatak kapasiteye kadar ulaşabildiğini hepimiz görüyoruz, şahit oluyoruz. Hemşehrilerimiz, vatandaşlarımız burayı kullandıklarını, bu konforu yaşadıklarını hepimiz şahit oluyoruz. Bundan sonra da inşallah Saraçlar Mahallesindeki ve yeni yapılacak hastanelerimizle birlikte sağlıkta, en uç noktalara yani doruk noktalara varacağımızı düşünüyorum" şeklinde konuştu.
İstanbul Saadettin Saran’la ilgili yeni gelişme İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın geçtiğimiz günlerde özel bir laboratuvarda test yaptırmasına ve temiz çıktığı iddiasına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, "İlgili soruşturma dosyasına ulaşan herhangi bir taraf bilirkişi raporu bulunmamaktadır. Soruşturma dosyasında şüpheliye ait biyolojik materyal incelemesine dair tek rapor kanuni ve resmi bilirkişi olan Adli Tıp Kurumu’nun hazırlamış olduğu rapordur" denildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen ’uyuşturucu’ soruşturması sürüyor. Soruşturma sürerken Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran geçtiğimiz günlerde özel bir laboratuvarda test yaptırmış, sosyal medyada ise test sonucunun temiz çıktığı öne sürülmüştü. Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açıklama yapıldı. Açıklamada, "Soruşturma kapsamında ’uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için özel yer, donanım veya malzeme sağlayan, kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler alma’, ’kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak’ suçlarından şüpheli Saadettin Saran hakkında bazı basın, yayın ve sosyal medya hesaplarından mezkur şüpheliye ait biyolojik materyal inceleme sonuçlarına ilişkin ’özel laboratuvar inceleme sonuçları temiz çıktı’ şeklinde haberler çıktığı görülmüş ise de ilgili soruşturma dosyasına ulaşan herhangi bir taraf bilirkişi raporu bulunmamaktadır. Soruşturma dosyasında şüpheliye ait biyolojik materyal incelemesine dair tek rapor kanuni ve resmi bilirkişi olan Adli Tıp Kurumu’nun hazırlamış olduğu rapordur. Soruşturma gizlilikle ve titizlikle devam etmektedir" ifadelerine yer verildi.
Edirne Edirne’de kanseri yenen genç mimarı, vatandaşlar trafikte korna çalarak kutladı Edirne’de evliliğinin üçüncü ayında kanser teşhisi konulan genç mimar, tedaviyi başarıyla tamamlayarak kanseri yendikten sonra eşinin sürpriziyle aracının arkasına asılan "Kanseri yendim, korna çalarak kutlayabilirsiniz" yazısıyla kent sokaklarında korna sesleri eşliğinde mutluluğunu paylaşırken, vatandaşlar da bu sevince eşlik etti. Edirne’de yaşayan genç mimar Ahmet Can, evliliklerinin üçüncü ayında aldığı kanser teşhisiyle zorlu bir sürece girerken, eşi Melis Aksu Can tedavi boyunca eşini bir an olsun yalnız bırakmadı. Nikahta verilen "hastalıkta, sağlıkta" sözünü hayatının merkezine alan Aksu, eşinin en büyük destekçisi oldu. Tedavi sürecini başarıyla tamamlayarak sağlığına kavuşan genç mimar Ahmet Can, bu mutlu haberi eşiyle birlikte Edirne sokaklarında kutladı. Çift, araçlarıyla kent merkezinde tur atarak korna çaldı. Aracın arkasına asılan "Kanseri yendim, korna çalarak kutlayabilirsiniz" yazısı vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Edirneliler, çiftin sevincine korna çalarak eşlik ederken ortaya çıkan görüntüler duygu dolu anlara sahne oldu. Anlamlı kutlama, sevgi ve dayanışmanın hastalıklara karşı en büyük güç olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. "Sevgiyle bu süreci geride bıraktık" Yaşadıklarını anlatan genç mimar Ahmet Can, tedavi sürecini sevgiyle iyileştiğini belirterek, "Ekim ayının sonunda doktora gittim ve kanser olduğumu öğrendim. Vücudumda bir kitle vardı, alındı ve patolojiye gönderildi. Sonuçlar kötü huyluydu. Ardından kemoterapi süreci başladı. Tedaviye iyi yanıt verdim. Kemoterapi bittikten sonra yapılan kontrollerde kanseri yendiğimi ve kanımda herhangi bir bulgu kalmadığını öğrendim. Eşim, insanlarla birebir kutlama yapamayacağımız için böyle bir sürpriz hazırlamış. Ben uyurken aracın arkasına bu yazıyı hazırlatmış. Trafiğe çıktığımızda tanımadığımız insanlar bile yanımıza gelip tebrik etti. Bu bana çok iyi hissettirdi. Hastalığı evliliğimizin üçüncü ayında öğrendik. Üç ay gibi kısa bir sürede, sevgiyle ve mutlulukla bu süreci geride bıraktık. Kendinize çok iyi bakın. Sevgi iyileştirir" şeklinde konuştu. "Birlikte başardık" Zorlu süreci sevgiyle atlatmaya çalıştıklarını ifade eden Melis Aksu, "İlk öğrendiğimizde büyük bir şok yaşadık. Kısa sürede kabullendik ve tedavi süreci başladı. Önce ameliyat, ardından kemoterapi ve şimdi iyileşme sürecindeyiz. Zor ve yorucu günler oldu ama birlikte, sevgiyle atlatmaya çalıştık" dedi.
Çorum Nişanların asırlık lezzetine resmi koruma: Çorum şekerlemesi tescillendi Çorum Belediyesi’nin girişimleriyle kentin asırlık lezzetlerinden biri olan "çorum şekerlemesi", Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret ile tescillendi. Çorum şekerlemesi, Çorum Belediyesi’nin girişimleriyle Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan coğrafi işaret tescili aldı. Tescille birlikte Çorum şekerlemesi, şehrin resmi koruma altına alınan ürünler arasına girdi. Alınan tescille Çorum’un coğrafi işaretli ürün sayısı 29 oldu. Çorum şekerlemesi, kentte uzun yıllardır sürdürülen geleneksel nişan adetlerinin önemli bir unsuru olarak biliniyor. Nişan merasimleri kapsamında erkek evi tarafından gönderilen baklava tepsisine karşılık olarak, gelin kızın arkadaşları ve akrabaları tarafından tören havası içerisinde hazırlanan Çorum şekerlemesi, özenle süslenerek damat evine gönderiliyor. Bu yönüyle ürün, yalnızca bir lezzet değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir ritüelin simgesi olma özelliği taşıyor. Tescil edilen Çorum şekerlemesi, nişan geleneklerindeki törensel işlevinin yanı sıra, Çorum yöresinde günlük tüketimde de yaygın olarak tercih edilen, kuşaktan kuşağa aktarılan bir lezzet olarak öne çıkıyor. Kültürel sürekliliği olan bu geleneksel ürün, coğrafi işaret tesciliyle birlikte hem korunacak hem de gelecek nesillere özgün kimliğiyle aktarılacak. "Çorum Şekerlemesi’nin tescili bu vizyonun önemli bir parçasıdır" Çorum’un gastronomi alanında her geçen gün daha güçlü bir konuma geldiğini ifade eden Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, "Çorum, sadece leblebisiyle değil, mutfak kültürüyle de Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biridir. Coğrafi işaret çalışmalarımızla hem üreticimizi destekliyor hem de şehrimizin gastronomi kimliğini daha görünür hale getiriyoruz. Çorum Şekerlemesi’nin tescili bu vizyonun önemli bir parçasıdır" dedi.