GENEL - 22 Mart 2012 Perşembe 10:35

ESENYURT`TAKİ YANGINDA ÖLEN İŞÇİLERİN AİLELERİNE EN AZ 100 BİN TL TAZMİNAT ÖDENEBİLİR

A
A
A
ESENYURT`TAKİ YANGINDA ÖLEN İŞÇİLERİN AİLELERİNE EN AZ 100 BİN TL TAZMİNAT ÖDENEBİLİR

11 Mart`ta Esenyurt`ta bir şantiyede işçilerin kaldığı çadırlarda çıkan yangın sonucunda 11 kişi hayatını kaybetmişti. Yangınla ilgili olarak incelemeler ve araştırmalar devam ederken, firmanın kusurlu bulunması halinde işçi başına en az 100 bin TL tazminat ödeyebileceği öğrenildi.
Gözetmen Sigorta Pazarlama İş Geliştirme Müdürü Selim İsmet, şirketleri firmaları ve kurumları, risk yönetimleri ve mali mesuliyet poliçeleri konusunda uyardı. Geçtiğimiz haftalarda Esenyurt`ta yaşanan yangın felaketi ve 11 işçinin hayatını kaybettiği olayın işverenler için ders alınması gereken kötü bir örnek olduğunu ifade eden Selim İsmet, "Nasıl ki bir imalata hammadde almak şartsa, aynı şekilde risklerinin de teminat altına alınması o şirketlerin devamının sağlanması son derece önemli" dedi.
Selim İsmet, firmaların ve işverenlerin sigorta ve risk yönetimleri konusunda daha dikkatli davranmalarını gerektiğini ifade ettiği açıklamasında geçtiğimiz haftalarda Esenyurt`ta bir şantiyede yaşanan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangın felaketi üzerinden değerlendirmelerde bulunarak, "İstanbul`da yaşanan elim kaza sonrasında 11 işçi vefat etti. Bu olay neticesinde iş güvenliğinin ve bunlarla ilgili alınması gereken önlemlerin ne denli önemli olduğunu önlem alınmadığı takdirde ise ne tür sonuçlar
doğurduğunu hep birlikte görmüş olduk. Bir inşaat firmasında kaza neticesinde şantiyede bulunan, çadırların yanması ve 11 kişinin burada yanarak can vermesi aslında şirketlerin taşıdıkları riskleri ve bu risklerle ilgili nasıl bir risk yönetimi yapılması gerektiğini gösterir nitelikteydi. Her firmanın kendi riskleri olduğu gibi faaliyet alanına istinaden hususi riskleri de var. O olayda da inşaat firmasının inşaatı nedeniyle taşıdığı varlık riskleri ve diğer yandan da işveren olarak taşıdığı can riskleri
var" dedi.
"İŞÇİ BAŞINA EN AZ 100 BİN TL TAZMİNAT ÖDENEBİLİR"
Esenyurt`taki yangın felaketinin ardından, olayın bir "iş kazası" olarak değerlendirilmesi durumunda işçi başına en az 100 bin TL tazminat ödenebileceğini belirten Selim İsmet şöyle konuştu:
"Yaşanan o olayda da (yangın) vefat eden kişilerin aileleri ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler var. İşverenin de yaşanan olayda sorumluluğu olduğu gözüküyor. Sorumluluk iş mahkemelerin intikal ettiği takdirde -ki edecektir- bu kişilerin destekten yoksun kalması nedeniyle ailelerine tazminat ödenecektir. Bu tazminatlar da kişinin yaşına, vasfına, eğitim durumuna vs. göre değişecektir. Ama takribi her bir işçi için 100 bin TL gibi bir rakam ortaya çıkacaktır. 11 işçinin olduğu düşünülürse 1 milyon TL veya
üzerinde firmanın tazminata mahkum edileceğini öngörebiliriz."
"İŞÇİLERİN FERDİ KAZA SİGORTALARI YOKSA İŞVERENİN KASASINDAN BÜYÜK MEBLAОLAR ÇIKAR"
Gözetmen Sigorta Pazarlama İş Geliştirme Müdürü Selim İsmet, yaşanan yangın felaketinde işverenin sorumluluğunun tespit edilmesi halinde ise durumunda farklı bir boyut alacağını vurgulayarak, "Tabii bu riskleri tamamen sigorta firmaları üzerlerine devralabiliyorlar. Ama baştan bunların doğru bir risk yönetimi yapılarak, bir `broker`lik aracılığıyla piyasada doğru bir araştırma yapılması suretiyle en iyi şartlarda en uygun şartlarda bu riskleri sigorta şirketlerine devretmek mümkün. Eğer ki inşaatın
başlangıcında böyle bir çalışma yapılmışsa bu tazminatları sigorta firmalarının karşılaması mümkün olabilecektir. Bu söylediğim işverenin taşıdığı mesuliyetin riskini ihtiva eden poliçenin konusu olacaktır. Lakin bu poliçenin de bir şartı var. İş kazası olması lazım. Bu işçiler akşam saati Pazar günü ve çadırlarındalar yani görev başında değiller. O nedenle iş kazası olarak nitelenmeyebilir ama işverenin burada sorumluluğu tespit edilebilir. Eğer böyle bir netice ile sonuçlanırsa bu durumda işveren mali
mesuliyet poliçelerinin kapsamında değil ancak ferdi kaza sigortaları ayrıca yapılmışsa buradan defaten karşılanması mümkün olabilecektir. Ferdi kaza sigortaları da yoksa ilgili işverenin kasasından çıkması gereken büyük bir meblağ olacaktır" diye konuştu.
"RİSKLERİN EN BAŞTAN SİGORTA ŞİRKETLERİNE DEVREDİLMESİ MÜMKÜN"
Selim İsmet, işverenlerin sigorta şirketleri aracılığıyla doğru risk yönetimi sayesinde bu tür hasarları atlatmalarının ve faaliyetlerin devam edebilmelerinin mümkün olduğunu ifade ederek, "İnşaat olsun tekstil olsun her firmanın kendine göre birtakım riskleri var. Bu risklerin en başta doğru şekillerde uygun şartlarda sigorta şirketlerine devredilmesi mümkün. Böyle bir hasarlar karşılaşıldığında da şirketin hiçbir aksamaya uğramadan ciddi anlamda maddi bir külfete girmeden bu tür olayları atlatabilmesi
mümkün. Bizim işimiz de firma sahiplerini kurumları bu konuda bilgilendirmek suretiyle risklerin teminat altına alınmasını sağlamak. Nasıl ki bir imalata hammadde almak şartsa, aynı şekilde risklerinin de teminat altına alınması o şirketlerin devamının sağlanması son derece önemli. Yaşadığımız üzücü olayda da bunun ne kadar önemli olduğunu tüm Türkiye görmüş oldu. Umarın bundan ders alınır bir daha böyle kötü olaylarla karşılaşılmaz" dedi.
"KORUYUCU HEKİMLİK GİBİ"
Sigortacılığı koruyucu hekimliğe benzeten Gözetmen Sigorta Pazarlama İş Geliştirme Müdürü Selim İsmet sözlerini şöyle noktaladı:
"Koruyucu hekimlik dediğimiz bir durum var. Bunda da önlemlerin yeterli düzeyde alınması lazım. Bunlar alınırsa bu riskin ortaya çıkma durumu son derece düşük olacaktır. Zaten sigorta şirketleri de bu önlemlerin olması durumunda bu teminatları veriyorlar. Hem iş güvenliği konusunda iyileştirmelerin denetimlerin yapılması müeyyidelerin gerçek manada caydırıcadna, vasfına, eğitim durumuna vı olması eminim bu gibi hasarların ortaya çıkmasını önleyecek ve mağdurların da ortada kalmaması için önem arz
edecektir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu "Sağlığın Ve Sporun Zirvesi"ne konuk oldu Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu ile Medicana Sağlık Grubu CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Reha Özkaya, "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi" programında bir araya geldi. Medicana Ataköy Hastanesi ev sahipliğinde gerçekleşen "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi"nde Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, kariyer yolculuğunun kritik dönüm noktalarını ve sahadaki liderlik deneyimlerini; Medicana Sağlık Grubu CEO’su Reha Özkaya ise Türkiye’de sağlık yatırımlarının dönüşümüne ilişkin perspektifini paylaştı. Programda Türkiye Basketbol Süper Ligi ana sponsoru olan Medicana’nın parkede ve yeşil sahada spora verdiği desteğin de altı çizildi. NBA dönemlerinden TBF başkanlığına uzanan kariyerine değinen Türkoğlu, MBA Okulları öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Necip Kozalı: "Sporu desteklemek, sağlıklı nesillerin geleceğine destek vermektir" Zirve, Medicana Ataköy Hastanesi Genel Müdürü Dr. Necip Kozalı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Necip Kozalı, "Bugün parkenin unutulmaz ve efsane ismini Sayın Hidayet Türkoğlu’nu ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Hidayet Bey parkede gösterdiği başarıyı uzun yıllardır sürdürdüğü Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığına da taşıyarak müthiş bir liderlik örneği gösteriyor. Medicana yönetim kurulu üyesi ve CEO’su Reha Özkaya’yı ise bugün yöneticimiz olarak değil, masanın diğer tarafında sektördeki başarılarını dinliyor olmakta ilham verici" dedi. Reha Özkaya: "Hidayet Türkoğlu milletimizin kalbinde iz bıraktı" Hidayet Türkoğlu’nun Türk basketbolunu ileriye taşıyan bir kimlik olduğunu söyleyen Reha Özkaya, "Kariyeri boyunca büyük fedakârlıklar yapan Hidayet Türkoğlu, yıllarca yalnızca sahada değil, toplumun kalbinde de iz bıraktı, ülkemizin basketbol kültürüne büyük katkıda bulundu. Bu nedenle çok önemli bir kimliği var. Sadece bununla da kalmadı ülkemizdeki gençlere umut, daha sağlıklı bir neslin yetişmesine katkı sağladı. Biz de Medicana olarak sporun bu iyileştirici, katkı sağlayıcı ve birleştirici gücüne her zaman inandık. Bu nedenle, yıllardır farklı branşlarda pek çok sporcuya, spor kulübüne ve federasyona sağlık desteği sağlıyor; sporun gelişimini bir toplumsal sorumluluk bilinciyle destekliyoruz. Bu etkinliğe katılarak deneyimlerini bizlerle paylaşan Hidayet Türkoğlu’na teşekkür ediyorum. Sporun geleceğini birlikte inşa ederken, biz Medicana olarak her zaman parkelerde, yeşil sahalarda sporun destekçisi olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Hidayet Türkoğlu: "Sahadaki her adımın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim" Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, spor dünyasında başarıya giden yolu aktarırken, "Basketbola çok erken yaşta başladım ve 25 yıl boyunca gece-gündüz süren bir tempoda, tamamen disiplin ve adanmışlıkla yaşadım. Sahadaki her adımın, her fedakarlığın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim. Sporculuktan yöneticiliğe geçişimde de aynı prensip geçerliydi. Artık yalnızca kendi performansımı değil, büyük bir yapının sağlıklı işleyişini düşünmem gerekiyordu. Bugün geldiğim noktada, sürdürülebilir başarının temelinin sağlık olduğunu çok daha iyi görüyorum. Bu nedenle sporun iyileştirici gücünü sağlıkla buluşturan böyle anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapan Medicana Sağlık Grubu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Milli Takım’ın başarısında kredi hocamıza ve sporculara ait" A Milli Basketbol Takımı’nın 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndaki başarısına değinen Türkoğlu, "Milli Takım’ın başarısında bize kredi çıkarmaya çalışıyorlardı ama ben bu kredinin tamamen hocanın ve sporcuların olduğuna inanan bir insanım. Biz sadece işin içinden gelen insanlar olarak sporcularımızın ve hocamızın tamamen basketbola konsantre olacağı ortamı oluşturduk. Burada hepimizin göğsümüz kabara kabara oturuyor olmamızın sebebi hocamız ve sporcularımızdır" cümlelerine yer verdi. Basketbolu neden 997 maçta bıraktığını açıkladı Reha Özkaya’nın basketbolu neden bin değil de 997 maçta bıraktığı sorusuna yanıt veren TBF Başkanı Türkoğlu, "Basketbola hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi bakıyorduk. Ben bıraktıktan sonra oynadığım maç sayısını fark ettim. Sakatlık olmadan ne kadar fazla oynayabileceğimize odaklıydık. Bıraktıktan sonra bana 997 maçta kaldığımı söylediler" dedi. "Merkez, federasyona da ekonomik katkı sağlayacak" Abdi İpekçi Spor Salonu’nun Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’ne dönüştürülmesi sürecine de değinen Türkoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Neler eksik, neler yapılırsa daha çok şey kazanılır gibi düşüncelerin sonunda böyle bir tesisin kazandırılmasının büyük bir değer olacağına karar verdik ve sonunda hepimizin gurur duyacağı bir eser kazandırdık. Milli Takımımızın antrenman salonları yoktu. Altyapılarımız için neler yapabiliriz onları da ekledik. Bu sene de 2025-2026 döneminde de Milli Eğitim Bakanlığı ve Spor Bakanlığıyla protokol yaptık. İlk defa İstanbul TBF Basketbol Spor Lisesi hayata geçti. Federasyona da ekonomik anlamda katma değer sağlayacağını düşündüğümüz için otel bulunan, spor malzemelerinin satıldığı küçük mağazaların olacağı, insanların gelip vakit geçireceği bir Merkez olarak düşündük." "Finali kaybettiğimiz için üzülüyoruz ama ikincilik de çok büyük bir başarı" Avrupa Şampiyonası ikinciliğinin büyük bir başarı olduğuna değinen TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu, "Bu seneki başarının uzun yıllardan sonra ve kendi ülkemizin dışında başka bir ülkede olması bizim için ayrı bir sevinç kaynağıydı. Zaman zaman idrak edemediğimiz bir süreç var. İkincilik ortada kalmış bir başarı gibi görülüyor. Şampiyon olan çok sevinir, finali kaybeden çok üzülür. Üçüncü olan üçüncü olduğu için sevinir. Biz hala üzülen taraftayız. Halbuki ikincilik de çok büyük bir başarı" diye konuştu.
Muğla Bodrum’da selin ardından fırtına: "Tekneler karaya oturdu, denizin rengi değişti" Muğla’nın Bodrum ilçesinde sabah saatlerinde başlayan sağanak sonrası cadde ve sokaklar göle döndü, araçlar yolda kaldı. Sel kabusunun ardından etkisini artıran fırtına, zaman zaman 80 kilometreye ulaşan şiddetiyle tekneleri karaya sürükledi, balıkçı teknelerinden bazıları battı. Derelerin taşması sonucu 11 ev ve iş yeri su altında kalırken belediye ekipleri yoğun bir şekilde tahliye çalışması yaptı. İlçede yağışın ardından masmavi deniz kahverengiye döndü. Denizin yarısının mavi diğer yarısının kahverengi görünmesi dikkat çekerken, derelerden gelen çamurlu su ve yapraklarla tıkanan dere ağızlarına ekipler müdahale etti. Dağdan sürüklenen çerçöp denizle uluşunca sahil boyunca kirli bir görüntü oluştu. Fırtınanın hızının 70 kilometreyi bulmasıyla birlikte özellikle küçük balıkçı tekneleri dalgaların etkisiyle batarken, Gümbet sahilinde iki tekne ve bir bot karaya oturdu. Büyük yatlar da şiddetli rüzgar nedeniyle sürüklenerek karaya yaslandı. Bodrum Kaymakamlığı, geceden itibaren tüm kurum ve kuruluşlara teyakkuz çağrısı yaptı. İlçe Emniyet Müdürlüğü ve jandarma ekipleri birçok sokakta devriye atarak vatandaşları uyardı. Yağış nedeniyle 6 saatte metrekareye 25,6 kilogram yağış düştüğü bildirildi. Fırtına ve sağanak yağışın aralıklarla devam etmesi bekleniyor.