SPOR - 20 Haziran 2024 Perşembe 13:15

A Milli Takım, FIFA sıralamasında 2 basamak geriledi

A
A
A
A Milli Takım, FIFA sıralamasında 2 basamak geriledi

A Milli Futbol Takımı, FIFA’nın haziran ayı ülkeler sıralamasında 2 basamak gerileyerek 1493 puanla 42. sırada yer aldı.

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), haziran ayı dünya sıralamasını açıkladı. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na (EURO 2024) katılan Türkiye, organizasyon öncesi oynadığı 2 hazırlık maçından bir beraberlik ve bir mağlubiyetle ayrılarak 1493 puanla 2 basamak geriledi ve 42. sıraya yerleşti. Milli takımın EURO 2024 F Grubu’ndaki rakiplerinden Portekiz 6. sıradaki yerini korurken, Çekya 2 basamak yükselerek 34. sıraya, Gürcistan ise 1 basamak yükselerek 74. sıraya çıktı. İlk 3 sıranın değişmediği listede son Dünya Kupası şampiyonu Arjantin zirvedeki yerini korudu. Listenin 2. sırasında yine Fransa bulunurken, Belçika, 3. sırada yer aldı.

Bir sonraki FIFA dünya sıralaması, 18 Temmuz 2024’te açıklanacak.

Sıralamada ilk 10’da yer alan ülkeler şu şekilde:

1 - Arjantin (1860)

2 - Fransa (1837)

3 - Belçika (1797)

4 - Brezilya (1791)

5 - İngiltere (1787)

6 - Portekiz (1747)

7 - Hollanda (1746)

8 - İspanya (1729)

9 - Hırvatistan (1728)

10 - İtalya (1724)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Mantar enfeksiyonunda rutubete dikkat: "Ciğerlere inebilir" Memorial Kayseri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serpil Kuş, özellikle rutubetli ortamlarda mantar bulunacağını ve bu ortamda kıyafetlerin küfleneceğini belirterek, mantarların solunum yoluyla akciğerlere nüfus edebileceğini söyledi. Bazı mantarların aslında insan florasının bir parçası olduğunu söyleyen Memorial Kayseri Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serpil Kuş, "Mantarlar, tıpkı bakteriler ve virüsler gibi dışarıda bulunan mikron düzeyindeki boyutlardaki canlılardır aslında. Bunlar bazen koloniler oluşturarak görüntü hale gelebilir, çıplak gözle görebiliriz ama çoğunlukla göremediğimiz boyutlarda toprakta, havada hatta şu anda avuç içimizde sporları bulunan bir canlı türüdür. Aslında bazı mantarlar kendi floramızın bir parçasıdır. Tıpkı bakteriler gibi bulunması gereken bir şeydir. Ancak kişide bağışıklıkla ilgili bazı bozukluklar olduğunda HİV, AİDS, kanser, kemoterapi, lösemiler gibi durumlarda ya da kontrol edilemeyen durumlarda savunma hücreleri fonksiyonlarını yerine getiremediğinde bu mantarlar hava yoluyla bizim akciğerlerimize yerleşip ya da burnumuzun içerisindeki sinüslere yerleşip, bazen de kan yoluyla akciğerimizden tüm vücudumuza yayılarak bazı enfeksiyonlara sebep olabilirler" dedi Serpil Kuş, tedaviye rağmen iyileşmeyen durumların mantar enfeksiyonunu düşündürdüğünü söyleyerek, "Aslında sadece mantarda olur dediğimiz bir akciğer enfeksiyonu durumu yoktur. Aynı diğer enfeksiyonlar gibi geçmeyen öksürükler, balgam, balgamda bazen belki siyahlık ya da çok beyaz pamukçuk benzeri bir görüntünün oluşması, aralıklı ateş atakları, mevcut antibiyo terapiye rağmen düzelmeyen bir enfeksiyon kliniği olabilir. Çünkü antibiyotikler biliyorsunuz ki bakteriler içindir. Mantarlar için de antifungal, anti mantar ilaçlarının kullanılması gerekmektedir. Hastanın kliniğinin bu şekilde tedaviye rağmen kötüleşmesi, altta da özellikle bir bağışıklık yetmezliği durumu varsa bizi mantar enfeksiyonu konusunda düşündürmelidir" ifadelerini kullandı. "Mantar solunum yoluyla nüfus edebilir" Mantarın solunum yoluyla da vücuda nüfus edebileceğini söyleyen Serpil Kuş, "Mantar solunum yoluyla vücudumuza tabi ki nüfus edebilir. Akciğerlerde altta yatan boşluk oluşumuna sebep olan bir yapısal bozukluk varsa bu alanlarda yerleşip, bağışıklıkta da biz zafiyet bulduğu anda buralarda üreyebilirler. Bunların tedavisi bazen zordur ve hayati tehlike de oluşturabilir. Zaten hepimizin ortamında var diye konuşmuştuk ancak bazen rutubetli yerlerde yaşamak mecburiyetinde kalabiliyoruz. Evlerimizin duvarlarında siyah küfler oluşabiliyor. Bunlar bizim için hastalık oluşturucu mantarlar ve tekrarlayan solumalar esnasında bunlar akciğerlerimize, hava yollarımıza da inebiliyorlar. İkincil olarak da bazen mantarla çok kirlenmiş kıyafetlerin giyilmesi ya da kullanılması yine bağışıklık zafiyeti halinde kişilerde mantar enfeksiyonuna sebep olabiliyor. Ya da bağışıklığının zaten düşük olduğunu bildiğimiz bir kişinin toprakla ya da mantar konusunda rutubetin olduğu bir yerde basit ve hızlı bir şekilde hastaya bulaşmasına sebep olabiliyor" dedi. "Küflü kıyafetler giyilmemeli" Dr. Serpil Kuş, rutubetli ortamlarda kıyafetlerin küflenebileceğini ve bu kıyafetlerin giyilmemesi gerektiğini söyleyerek, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Öncelikle zaten mantar bulunan ki atasözlerinde bile ‘Rutubet insanı öldürür’ şeklinde ana fikri olan atasözleri mevcut. O yüzden bizim rutubetli yerlerden uzak durmamız, evlerimizin havalandırmasını düzenli ve iyi yapmamız gerekiyor. Bunun dışında da küflenmiş kıyafetlerimiz varsa ki dolapta bazen rutubet dolayısıyla kıyafetlerimiz küflenebiliyor. Bunların giyilmemesi gerekiyor. Bunun dışında da kesinlikle bir diyabetimiz varsa bunun kontrol altında tutulması yani 3 aylık şeker takiplerinin normal sınırlarda gitmesine özen göstermemiz gerekiyor. Bu tarz uzayan semptomlar olması, antibiyotiğe dirençli durumlar olması halinde de bir hekime erken başvuru öneriyoruz."
Zonguldak Komşusunu öldüren sanığın 28 yıl verilen cezası bozuldu Zonguldak’ın Devrek ilçesinde 3 yıl önce Hacer Alkan’ı bıçakla yaralayarak öldüren tutuklu sanık Serkan L.’ye haksız tahrik’ ve indirimle verilen 28 yıl 4 ay hapis cezası istinaf mahkemesinden döndü. Yeniden yargılanan sanığa müebbet hapis cezası verildi. Devrek ilçesinde 6 Ağustos 2022’de İsmetpaşa Mahallesi’nde yaşanan olayda, apartmanda oturan Serkan L.; bir süredir aralarında tartışma yaşadıkları iddia edilen Aydın Alkan’ın eşi Hacer Alkan’a apartman girişinde bıçakla saldırdı. Sesleri duyarak aşağıya inen Aydın Alkan’ı da bıçakla yaralayan Serkan L., polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. Hacer Alkan olay yerinde hayatını kaybetti. Aydın Alkan ise hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Serkan L. olaydan sonra tutuklanırken azmettirici olduğu ileri sürülen babası İsmail L. ise serbest bırakıldı. Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar davasında Serkan L.’ye önce ’haksız tahrik’ ve indirimle birlikte 28 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Baba İsmail L. ise beraat etti. Karar üzerine karşı taraf durumu istinaf mahkemesine taşıdı. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Ceza Dairesi’nce haksız tahrikin ve İsmail L.’nin olaya etkisinin yeterince değerlendirilmediğini belirterek verilen kararı bozarak yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi. 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden hakim karşısına çıkan sanık, ruhsal sorunlar yaşadığını öne sürerek, "Ağır tahrik altındaydım. Hala psikolojik tedavi görüyorum. Haksız tahrik indiriminin uygulanmasını talep ediyorum" dedi. Aydın Alkan ise sanıkların ikisinin de cezalandırılmasını istedi. Alkan’ın avukatı da mahkeme heyetine İsmail L.’nin oğlu Serkan L.’ye, "Bu işi ben yaparsam olmaz, sen yaparsan ben sana bakarım" şeklinde sözler söylediğine dair polis tutanağı olduğuna dikkat çekti. Avukat, İsmail L.’nin müvekkiline yönelik küfür ederek tehditler savurduğunu da hatırlattı. Söz konusu durumların azmettirme için somut deliller olduğunu öne sürdü. Başka şehirde yaşadığı gerekçesiyle talimat mahkemesinden SEGBİS ile duruşmaya katılan İsmail L. de suçlamaları reddederek, olayla ilgisinin olmadığını söyledi. Son sözleri sorulan Serkan L., "İkinci bir şans istiyorum. Topluma faydalı olmak istiyorum" dedi. Yeniden yargılamanın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti İsmail L.’ye beraat kararı verdi. Serkan L. hakkında ise Hacer Alkan’a karşı işlediği ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verildi. Aydın Alkan’a yönelik ’öldürmeye teşebbüs’ suçundan ise 8 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedildi.
İstanbul Üç günlük sanat maratonu: SATMER Festivali kapılarını açtı İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin düzenlediği SATMER Kültür ve Sanat Festivali’nin açılışı yapıldı. Osmanlı’dan günümüze 15 farklı sanat dalını teknolojiyle buluşturarak sanatseverleri bir araya getiren festivalin geleneksel hale getirilmesi ve uluslararası düzeye taşınması hedefleniyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sanat Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (SATMER) öncülüğünde Kültür ve Sanat Festivali düzenlendi. 14 Mayıs’ta başlayan ve üç gün sürecek olan festival; hat, tezhip ve minyatür gibi geleneksel sanatları, atık metal heykeller ve dijital portreler gibi modern uygulamalarla birleştirdi. Ünlü sanatçıların söyleşileri ve konserleriyle zenginleşen etkinlik, sanatseverlere farklı bir deneyim sunuyor. Ayrıca festival kapsamında tanıtılan İGÜ Sanat Tasarım Uygulama Araştırma Merkezi’nin (SATMER), Türkiye’deki üniversiteler arasında bir ilk olduğu da belirtildi. "İlk sekiz yüz, hatta ilk beş yüz arasında yer almayı hedefliyoruz" Festivalin açılışında konuşan İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, "Bu festival; öğrenciler, akademisyenler ve ülkenin geleceği için büyük önem taşıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi, adından da anlaşılacağı gibi sürekli gelişiyor. Times Higher Education (THE) Dünya sıralamalarında bin bir ile bin iki yüz bandına yerleştik. Sizlerin katkılarıyla önümüzdeki yıllarda ilk sekiz yüz, hatta ilk beş yüz arasında yer almayı hedefliyoruz" dedi. "Yarışı sürdürerek başarıdan başarıya koşacağız" Gayretli, üniversitenin uluslararası bir vizyonla yüz yıllık bir kurum olma yolunda ilerlediğini belirterek şunları söyledi: "Bu bir bayrak yarışıdır. Bizler, öğrencilerimiz ve gelecek nesillerle bu yarışı sürdürerek başarıdan başarıya koşacağız. İnsan, kendisini nerede görmek isterse orada değer bulur. Öğrencilerimizin birlik ve beraberlik içinde değer oluşturması bizim için çok kıymetli." "Ülkemizin ve dünyanın önde gelen sanatçıları, öğrencilerimizle bir araya geldi" İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, "SATMER’İ yeni kurduk. Sanat, sosyal bilimler ve teknoloji, medeniyetin üç sacayağıdır. SATMER ile sanatsal, sosyal ve teknik inovasyonu birleştiren bir ekosistem oluşturduk. Üniversite olarak sanata pozitif ayrımcılık yaparak yıllarca ihmal edilmiş bu alanı güçlendiriyoruz" dedi. "SATMER bünyesinde düzenlenen etkinlikler, sanatı öğrenciler ve sektör profesyonelleriyle buluşturdu" diyen Prof. Dr. Şahin, "Her iki haftada bir sergiler ve buluşmalar organize ettik. Geçen hafta, öğretim üyemiz İsmet Çavuşoğlu’nun sergisini açtık. Ülkemizin ve dünyanın önde gelen sanatçıları, öğrencilerimizle bir araya geldi. Üniversite, öğrenci-sektör buluşmalarını sanatçılar, akademisyenler, sanayiciler ve sosyal bilimcilerle gerçekleştirerek yenilikçi bir model sundu" diye konuştu. Prof. Dr. Şahin, festivali gezdiğini ve farklı sanat dallarının bir araya geldiği bu organizasyondan etkilendiğini belirterek "Öğrencilerimiz, ünlü sanatçılarla buluşarak sanat hakkında ilk elden bilgi aldı. Bu birleşimden büyük mutluluk duyduk. Üniversitemiz; 38 bin öğrencisi ve 7 bin uluslararası öğrencisiyle sanat, sosyal bilimler ve teknoloji alanlarında büyümeye devam ediyor. Dünya sıralamalarında önemli bir yer edindik. En fazla uluslararası akreditasyona sahip üniversiteyiz. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından verilen kurumsal akreditasyonu da aldık. Bu bizim için çok önemli. İstanbul Gelişim Üniversitesi uluslararası bir üniversite" şeklinde konuştu. "Amacımız, her kesime hitap eden bir festival konsepti oluşturmaktı" SATMER Müdürü ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Günay, "Festival; hat, tezhip, minyatür gibi geleneksel sanatlarla, atık metal dönüşüm heykelleri ve bilgisayar programlarıyla oluşturulan dijital portreler gibi yenilikçi uygulamaları kapsadı. Bu çeşitlilik, Türkiye’de bir ilk oldu" dedi. Günay, "Amacımız, her kesime hitap eden bir festival konsepti oluşturmaktı. Gençlerin teknolojiye olan ilgisini dikkate alarak geleneksel ve modern sanat dallarını birleştirdik. Böylece hem gençler hem de tüm sanatseverler için çekici bir etkinlik sunduk. Festivalde, atık metallerden yapılan heykeller gibi çevre dostu eserler de büyük ilgi gördü. Bu festivali daha büyük platformlarda, daha geniş kitlelere ulaştırarak sanatın birleştirici gücünü göstermeye devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.