GÜNDEM - 15 Aralık 2025 Pazartesi 17:18

AK Parti’den İBB’ye zam tepkisi

A
A
A
AK Parti’den İBB’ye zam tepkisi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AK Parti Grubu Tarife Komisyonu üyeleri, İBB yönetiminin 7 yıllık görev süresini değerlendirdiği toplantıda zam tepkisinde bulundu. İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarla; hiçbir enflasyon oranıyla izah edilemeyecek noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini görüyoruz" dedi.


İBB AK Parti Meclisi Grubu Tarife Komisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilen yeni tarifeler sonrasında ücret artışlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Binası AK Parti Grup Odasında gerçekleşen basın açıklamasında İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, AK Parti Meclis Üyeleri ve Tarife Komisyonu Üyeleri Meryem Karaköse ve Süheyla Topçu katıldı.


Basın açıklamasında konuşan İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Finansal kaynaklar anlamında 2019 yılında kendi öz kaynaklarımızı temin edeceğiz. Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin bugün 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarda hiçbir enflasyon oranıyla rakamıyla izah edilemeyecek yakıt, elektrik giderlerinden gelen zamlarla izah edilemeyecek bir noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini maalesef görüyoruz" dedi.



"Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argümanı bunu açıklamaya yetmeyecektir"


AK Parti Meclis Üyesi ve Tarife Komisyonu Üyesi Meryem Karaköse mezar fiyatı artışlarıyla ilgili, "272 TL’den 408 TL’ye çıkarıldı dese de aslında fiyat 272 TL’den 544 TL’ye çıkarılması meselesidir. Burada da bu artışla 2019 yılında 80 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda aslında küçümseyerek bir cümleyle geçiştirdikleri rakamdaki artış bile yüzde 580’dir. Kıymetli basın mensupları, sorumuz da çok basittir bu konuda ruhsat vermenin hangi maliyet unsuru bu artışı izah edebilir? Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argüman bunu açıklamaya yetmeyecektir. Yine kendilerinin bizzat değindiği konularla devam etmek istiyorum. Birinci grup mezar yeri konusudur. Bu basında çok fazla yer aldı biliyorsunuz. Burada mezar yerinde 334 bin 896 TL’ye yükseldiği çok fazla basınında yer aldı. Bu artış bir yıl öncesine göre bile 2025’te yapmış olduklarından da 111 bin 632 TL idi. O zaman bile büyük bir artışla bunu gerçekleşti. Son yapılan zamla beraber de bu artış maalesef bugün 334 bin 896’ya yükseldi" dedi.



"Burada da yine yani 2019’da 2000 TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi"


Mezarlık ücretlerinin fahiş oranda yükseltildiğini söyleyen Karaköse, "Peki, 2019’da bu rakam neydi? 2019’da sadece 30 bin TL olan bu ücret bugün 334 bin 896’ya çıkarılarak yüzde bin 16 artış yapılmıştır. Bunu söylerken de artışın oranına tabii ki söylemediler. Bunu da ’bazı kesimler kullanıyor zaten diyerek’ geçiştirmemeye çalıştılar. Gelelim peki burayı bazı kesimler kullanıyor diyelim, yer az diyelim. Dördüncü grup dediğimiz ve fiyatın en düşük olduğu mezar yerinde durum ne aslında burada da durum çok iç açıcı değil. Burada da yine 2019’da 2 bin TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi. Kendilerinin küçük gördüğü ’çok fazla artış demedikleri’ bu yerde bile yüzde 436’lık bir artış söz konusudur. Yine lahit mezarlara kendileri değinler. Lahit mezarlarda da bunu da yine bir cümleyle ’ya zaten bu iki katlı ikinci katı da isteyen yaptırıyor isteğe bağlı bir şey’ diyerek geçiştirdikleri lahit mezarda da artış var arkadaşlar. Yüzde bin 271’dir" şeklinde konuştu.



"Çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir"


Konuşmasına devam eden Karaköse, "Bir cümleyle geçiştirdikleri isteğe bağlı zaten spesifik bir şey dedikleri yani CHP yönetiminin spesifik anlayışı artışı yüzde bin 271’lerin altına düşmüyor gibi görünüyor. Bu durum bu tarifeleri kim alıyor tartışmasıyla da örtülenemeyecek kadar önemlidir. Mezar yerlerini konuşmuşken kendilerinin değinmediği ama bizim en çok dikkatimizi çeken konulardan bir tanesi de çeşme suyu yaptırma. Yani çeşme yaptırma hayır işi. İstanbul’un kadim geleneği olan çeşme yaptırma ve hayır işlemi iradesi maalesef adeta bir tarife bariyerine çarpmış durumdadır. Kendileri bu konuyu hiç gündeme almadılar ama burada da size çarpışık bir rakam olduğu için paylaşmak istiyorum. Bir önceki yıla göre bile yüzde 731 artış yaparak 61 bin 660 TL’ye çıkarttıkları bu çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir. Yani bir önceki yıl daha 61 bin 666 TL’ye yaptırılan çeşme aradan bir yıl geçtikten sonra nasıl bir artışla bağdaştırıldı ki 500 bin TL’ye çıkarıldı. Yani 2019’da bu çeşme yapım ücretinin de 10 bin TL olduğunu düşünürsek, buradaki artışın 2019’dan bugüne kadar yüzde 4 bin 900 olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"Otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey, maalesef tarifeleri büyütmek oldu"


CHP’li İBB Yönetiminin üzerine düşen görevi yeterli şekilde yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "Seçim vaatlerinde hatırlarsanız ilk seçimlerde 100 bin otopark yaptıracağız vaadiyle gelen bir anlayış söz konusuydu. Tabii burada otopark yapmak yerine otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey maalesef tarifeleri büyütmek oldu. Üstelik bunu yapan zihniyet aynı zamanda 2019 yılında otopark ücretlerini mecliste vermiş oldukları bir önerge ile otopark ücretlerinin günlük 1 TL olmasını öneren zihniyet bugün maalesef otopark ücretlerinde de fahiş rakamlarla karşımıza gelmektedir. Günlüğü 1 TL olsun diyen anlayış bugün geldiğimizde 1 - 2 saatlik otopark ücretlerindeki artışlar sadece sizlere kısaca paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.



"1 TL olsun diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar"


İBB’nin verdiği vaatleri yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "2019 yılında 6 TL olan onların 1 TL’ye indirmek istediğin dönemde 6 TL olan otopark ücreti 2024 yılında 70 TL’ye çıkardılar. O zaman bile arada yüzde bin 67’lik bir artışla hemen bu işi gerçekleştirdiler. 2025 yılına geldiğimizde de 1- 2 saatlik otopark ücreti 220 TL olmuştur. Burada da yaklaşık 2019’dan bugüne kadar toplam artış kıymetli İstanbullular ’1 TL olsun’ diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar. Şimdi bu artış 6 TL’den 220 TL’ye çıktı. Artık İstanbul’un otopark bir ihtiyaç değil karşılanamaz lüks haline getirmiş durumdalar. Bunu söylerken de özellikle bir tarafa da sizlerin dikkatini çekmek istiyoruz. Avrasya Tünel geçişi bunların en çok eleştirdiği geçişlerden biri olan Avrasya Tüneli‘nin geçişi bugün 225 TL. İstanbul’da geldiğimiz noktada 1- 2 saatlik otopark ücretleri 220 TL’dir. Bu karşılaştırma da İstanbulluların burada yalnızca bir fiyat karşılaştırması değil İstanbul’da yaşamın nasıl bir pahalılaşma noktasına geldiğini sizlere ifade etmek istiyoruz" şeklinde konuştu.



"2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır"


Son 6 yılda suya yüzde 1040 oranında zam yapıldığını söyleyen Karaköse, " Bir yandan kent lokantası üzerinden sosyal yardım vitrini yapılırken diğer yandan da yol kenarlarında park, parklanma tarifeleri ile vatandaşın cebine yüklenen ağır bir bedelle karşı karşıya olduğumuz da tekrar ifade etmek istiyorum. Bu da ’sosyal belediyecilik’ değil ’sosyal fatura’ denilir söylemiyle bizlere maalesef karşı karşıya getirmiştir. 2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır. Bedava vermeyi söyledikleri, bedava vermemizi teklif ettikleri ve kendilerinin geldiğinde de ucuzlatacaklarını söyleyerek seçim kazandıkları bir anlayış bugün suyun metre küpünü maalesef 52,45 TL’ye yükseltmiştir" dedi.



"2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır"


İETT’de yapılan zam oranın fazla olduğunu söyleyen Karaköse, "Ulaşımda peki durum farklı mı? Elbette değil. 2019 yılında 2,6 TL olan bilet ücreti bugün biliyorsunuz 35 TL’ye yükseltirmiştir. Bu artış 2019’dan bugüne kadar yüzde bin 246 olmuştur. Benzinle kıyasladık Benzinle yaptığımız mukayese de AK Parti döneminde yani 2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır. Daha fazla benzin alabiliyorlar. Buna rağmen daha fazla zam yapıyorlar. Şunu görüyoruz, bugüne kadar kendilerinin vaat ettiği, ‘Hayatı ucuzlatacağız, İstanbullulara daha rahat bir hayat sağlayacağız, hayatlarını kolaylaştıracağız’ dedikleri noktada fahiş zamlarla maalesef karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya ULUSKON ve TSO’dan Malatya’da ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek iş birliği Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyelerinin Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’na (MTSO) yaptığı ziyarette ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin hale getirilmesine yönelik yapılabilecek çalışmalar ele alındı. Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyeleri, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ve TSO Yönetim Kurulu üyelerini makamlarında ziyaret etti. Ziyarette Malatya’nın mevcut sanayi altyapısı, Organize Sanayi Bölgesi yatırımları ve üretim kapasitesi ele alınırken, ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin ve sürdürülebilir hale getirilmesine yönelik değerlendirmelerde bulunuldu. Şehrin dış ticaret hacmini artırmaya yönelik atılabilecek adımlar ile sanayicilerin ve iş adamlarının ulusal ve uluslararası pazarlarda daha güçlü yer alabilmesi için yapılabilecek çalışmalar da ele alındı. Toplantıda ULUSKON’un sahip olduğu uluslararası ticaret ağı ve iş dünyası bağlantıları ile Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurumsal tecrübesinin bir araya gelmesinin Malatya ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı vurgulandı. Özellikle ihracatçı firmaların desteklenmesi, ithalat süreçlerinde yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak hareket edilmesinin önemi üzerinde duruldu. Ziyaret kapsamında ayrıca TSO-ULUSKON iş birliği çerçevesinde hayata geçirilebilecek ortak projeler, sektörel çalışmalar ve Malatya’nın üretim, sanayi ve ticaret potansiyelini daha ileriye taşıyacak stratejik adımlar hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Yatırım, üretim ve istihdama katkı sunacak yeni çalışma alanlarının oluşturulmasının gerekliliği istişare edildi. Karşılıklı istişare ortamında gerçekleşen ziyaretin sonunda Malatya iş dünyasına değer katacak, ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek ve şehrin ekonomik gelişimine ivme kazandıracak ortak çalışmaların sürdürülmesi konusunda fikir birliğine varıldı. ULUSKON Malatya İl Başkanı Özcan Polat, nazik ev sahipliği ve misafirperverliklerinden dolayı Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na ve TSO Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür etti.
Ankara Lüküs Hayat Sigortası ile borçsuz araç sahibi olmanın yolu açıldı Maher Holding çatısı altındaki Quick Hayat ve QCAR’ın ortaklaşa geliştirdikleri Lüküs Hayat, hayat sigortacılığında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar araç sahibi olacak. Quick Hayat, yeni çıkardığı ‘Lüküs Hayat Sigortası’ ile isteyen herkesi araç sahibi yapacak. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar, araç sahibi olacak. İsteyen Lüküs Hayat Sigortası’nı tasarruf aracı olarak da kullanabilecek. Lüküs Hayat, özellikle araç sahibi olmakta zorlanan gençler için ideal bir ürün olarak görülüyor. Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Lüküs Hayat Sigortası’nın QuickFinansall ekosisteminin en iyi örneklerinden biri olduğunu ve sigorta dışındaki grup şirketlerinin işbirliği ile oluşturulduğunu söyledi. Yaşar, Lüküs Hayat’ın alışılagelmiş hayat sigortasının dışında inovatif bir ürün olduğunu ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiğini belirterek, ilk kez hayat sigortasının içine araç edinme opsiyonunun eklendiğini vurguladı. Yaşar, hayat sigortacılığının bu tarz yenilikçi ürünlerle gelişeceğini de sözlerine ekledi. "Lüküs Hayat, gençlerin ihtiyacını karşılayacak" Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu, yaptıkları araştırmalar kapsamında araç edinme talebinin özellikle genç çalışanlar arasında yoğunlaştığını tespit ettiklerini söyledi. Buna karşın yüksek kredi maliyetleri, toplu ödeme baskısı ve borçlanma korkusu nedeniyle bu talebin sürekli ertelendiğini vurgulayan Terzioğlu, ihtiyacı karşılamak için Lüküs Hayat ürününü geliştirdiklerini kaydetti. Terzioğlu, "Bu ürün, hayat sigortasının sağladığı yüzde 40’a varan vergi avantajını, dövize endeksli değer korumasını ve güvenilir uzun vadeli finansal planlamayı QCAR’ın ortak sahiplik yaklaşımıyla birleştirerek tamamen yeni bir araç edinme penceresi açıyor. Borçlanmak istemeyen ancak güçlü bir finansal gelecek kurgulamak isteyen bireylere ister birikim imkanı, isterse de araç edinme fırsatı sunuyor. Bu nedenle Lüküs Hayat’ı finansal verimlilik ve mobiliteyi aynı anda optimize eden vizyoner bir sigorta yaklaşımı olarak görüyorum" dedi. "Lüküs Hayat’ın sunduğu imkanlar" Sigortalı, poliçenin başında satın almak istediği aracın bedelini kendi belirliyor. Quick Hayat, araç bedeli karşılığında ödenecek prim tutarlarını tespit ediyor. Belirlenen tutarın değer kaybetmemesi için dolar veya avro olarak belirlenen primleri sigortalı aylık ve TL olarak ödüyor, döviz olarak birikiyor. Sigortalı primleri öderken hayat sigortasının sunduğu yüzde 40’lık vergi indiriminden yararlanıyor. Böylece aylık ödenecek tutar azalıyor. Sigortalının Lüküs Hayat’taki birikimi araç bedelinin yüzde 25’ine ulaştığında QCAR tarafından ‘birlikte araç edinme opsiyonu’ devreye giriyor. Sigortadaki birikim tutarı ve sigortalının katkıları araç bedelinin yüzde 50’sine ulaştığında ise araç için ortak sahiplik modeli uygulanıyor ve sigortalı, aracın kullanım bedelini ödemeye başlıyor. Araç sahibi olmak istemeyen sigortalılar ise ilk 2 yıl düşük kesinti oranıyla, ikinci yıldan sonra ise hiçbir kesinti olmadan birikmiş değerini alıp sistemden çıkabiliyor.
Edirne Prof. Dr. Yeninar: "Arı ölümlerinin çoğu kışlamaya bağlı ortaya çıkıyor" Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, son yıllarda Türkiye’de ve dünyada görülen arı ölümlerinin büyük bölümünün kışlamaya bağlı ortaya çıktığını söyledi. Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından arıcılara yönelik "Arı Yetiştiriciliği, Arı Hastalıkları ve Arı Ürünleri Üretimi" konulu eğitim toplantısı gerçekleştirildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya eğitmen olarak katılan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların biyolojik yapısı, etraftaki şartlara uyum süreçleri, hastalıklarla mücadele yöntemleri, verimli arıcılık uygulamaları, kışlatma süreci ve koloni yönetimi gibi konularda bilgiler verdi. Toplantıda özellikle son yıllarda arıcılıkta karşılaşılan hastalıklar, koloni kayıplarının nedenleri ve alınabilecek önlemler üzerinde durulurken, üreticilerin soruları da cevaplandı. Eğitimin arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ve ürün kalitesinin artırılması açısından önemli olduğu vurgulandı. Toplantıda arıcıları bilgilendirerek sorularını cevaplayan Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların kışlama sürecinin arı ve kolon bazında yürütülmesi gerektiğini ifade etti. "Kış arıları 8 aya kadar yaşayabilir" Prof. Dr. Yeninar, "İşçi arılar kendi içinde ikiye ayrılır. Dışarıdan bakınca bunu fark edemezsiniz. Biri yaz arısıdır, birisi kış arısıdır. Yaz arısı 45 gün yaşar, kış arısı ise 8 aya kadar yaşayabilir. Genetiğine göre. Her arı her yerde kışlamaz. Muğla arısını Edirne’ye getirip karasal iklimde kışlatmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Çünkü sıcak bölge arıları kışlama için yeteri kadar vücutlarına gıda maddesi toplamazlar. O yüzden her arı her yerde yaşayamaz. O yüzden etrafınızla uyumlu genetik özelliğe sahip bir arı ırkına ihtiyacınız var. Sadece ırk demeyelim ırk, ekotip, ticari melez" ifadelerine yer verdi. "Arıcılıkta dünyada ikinci sıradayız" Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse ise yaptığı konuşmada, arıcılığın kırsalda yaşayan vatandaşlar için ekonomik yönünün yanında kültürel değeri olan çok kıymetli bir üretim modeli olduğuna değindi. Türkiye’nin arıcılıkta dünyada ikinci sırada yer aldığını söyleyen Köse, "Hem bal üretiminde hem de kovan sayısında Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyoruz. Amacımız daha kaliteli arı ürünleri üretmek, bunları daha profesyonel yapmak, özellikle balın yanında katma değerli ürünleri geliştirmek ve bu kapsamda ilerlemeyi amaçlıyoruz" dedi. Bakanlık tarafından 2003 yılından bu yana arıcılığa ciddi destekler sağlandığını vurgulayan Köse, ülke genelinde 2,6 milyar Türk lirası, Edirne’ye bakıldığında 25 milyon TL’ye yakın bir destek sağlandığını ifade etti. Köse, üreticilere yönelik destekler, çalışmalar ve projelerin sürdürülmeye devam edeceğini aktardı. "Edirne’de 72 bin adet kovan bulunmaktadır" Edirne’de 72 bin kovan bulunduğunu ve yıllık yaklaşık 700 ton bal üretildiğini aktaran Köse, karaçalı balı için başlatılan coğrafi işaret süreciyle birlikte Edirne balının markalaşmasını hedeflediklerini söyledi.
Muğla Muğla’da taktiksel şehircilikle yaya sirkülasyonu rahatlatılıyor Muğla Büyükşehir Belediyesi, ’Yaşayan Muğla’ projesi kapsamında Menteşe stadyum durağında taktiksel şehircilik uygulamalarının hazırlıklarına başladı. Proje ile yaya sirkülasyonundaki sıkışıklığın çözülmesi hedefleniyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, uygulama öncesinde alanda incelemelerde bulunarak projeye dair önemli açıklamalarda bulundu. Genel Sekreter Yılmaz, ulaşım ihtiyaçlarının şehrin şartlarına, mevsimsel durumlara ve yapılan yatırımlara göre sürekli değiştiğini belirterek, bu değişim sonucunda Menteşe Stadyum durağı bölgesinde ciddi bir yaya sirkülasyonu sıkışıklığı tespit edildiğini ifade etti. Bu tespitle beraber, Ulaşım Daire Başkanlığı bünyesindeki Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü ve üniversitenin Şehir ve Bölge Planlama öğrencileriyle işbirliği içinde bilimsel çalışmalar yürütüldüğünü aktardı. Yılmaz, bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan yaya sirkülasyonunu kolaylaştırma ihtiyacına yönelik uygulamanın hayata geçirildiğini belirterek, "Burada stadyum bölgesiyle şehrin kent meydanı kısmındaki sirkülasyon noktasında yaya ulaşımında problem yaşanıyordu ve bu problemi bugün 7 farklı yaya geçidini açarak ve beraberindeki ’Yaşayan Muğla’ projesi kapsamındaki uygulamalarla şehrin iki yakasını birleştirmiş durumdalar" dedi. Projenin uygulanma şekline de değinen Yılmaz, çalışmanın tamamen belediyenin kendi imkan ve kabiliyetleriyle, asgari maliyette optimal çözüme ulaşmak amacıyla gerçekleştirildiğini vurguladı. Yılmaz, projeye katkı sunanlara teşekkür ederek, "Buna bilimsel katkıda bulunan gerek anket, gerek sayım noktasında katkıda bulunan üniversitedeki şehir bölge planlama öğrencilerine de ayrıca teşekkür ediyorum" dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, bu tür taktiksel şehircilik uygulamalarının sadece Menteşe ile sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki süreçte Muğla’nın 13 ilçesinde de devam edeceğini sözlerine ekledi. Yılmaz, yapılan iş ve işlemlerin kentin ihtiyacına yönelik değişen durumlarla ilgili gerçekleşecek yatırımlar olduğunu belirterek, bu tür yatırımlara devam edeceklerini ifade etti.