ASAYİŞ - 28 Ekim 2025 Salı 16:02

Casusluk soruşturmasında etkin pişmanlıktan faydalanan Hüseyin Gün’ün üvey oğlunun ifadesi ortaya çıktı

A
A
A
Casusluk soruşturmasında etkin pişmanlıktan faydalanan Hüseyin Gün’ün üvey oğlunun ifadesi ortaya çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun arasında bulunduğu şüphelilere yönelik ‘casusluk’ iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan şüpheli Hüseyin Gün’ü ihbar eden üvey oğlunun ifadesi ortaya çıktı. Ü.D.A. ifadesinde, yaklaşık 1 yıl kadar önce Lübnan’daki telsiz/çağrı cihazı patlaması haberlerini gördüğünde ilk olarak aklıma Hüseyin Gün’ün geldiğini belirterek, ‘’Ayrıca 2016’da yapmış olduğu sohbetlerde çevresine ‘Erdoğan’a güven duygusu ve kredisi yurtdışında bitmiştir. Türkiye’de herhangi bir yatırım yapmayın’ şeklinde telkinlerde bulunduğunu biliyorum’’ dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu, stratejist Necati Özkan, gazeteci Merdan Yanardağ, teknoloji yatırımcısı Hüseyin Gün ve şüpheli Melih Geçek’e yönelik ’casusluk’ iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor.

‘’Elde ettiği kar ve şirket sermayesini annemin herhangi bir onayı olmaksızın veya farklı şekilde lanse ederek hem Türkiye içerisinde hem de yurtdışında faaliyet gösteren birçok şirkete para aktarımında bulunmuştu’’

Soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan şüpheli Gün’ü ihbar eden üvey oğlu Ü.D.A.’nın İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifade ortaya çıktı. Ü.D.A. ifadesinde, Hüseyin Gün ile tanışıklığının annesi aracılığıyla 2004 yılında olduğunu belirterek, ‘’Bu şahsın annem ile olan tanışıklığı ise Azerbaycan üzerine yapılan bir ekonomi konferansında gerçekleştiğini biliyorum. Bu tanışıklıktan kaynaklı annemle gerçekleştirdiği görüşmelerde anneme yurtdışında, İngiltere, Amerika ve İsrail’de birçok kişi ve sermaye gruplarıyla bağlantısının olduğunu, buradan yatırım getirebileceğini, beraber iş yapma niyeti ve talebi olduğunu belirtmişti. O dönemde yapılan görüşmeler neticesinde birlikle şirket açma düşüncesi içerisine girdiler. Annem ve Gün ortaklığı sonucunda ‘Avicenna Capital’ ve ‘Avicenna Holding’ gibi birçok şirketi 2005 yılında kurdular. Bu ortaklık esnasında şirketin ticari faaliyetler sonucunda elde ettiği kar ve şirket sermayesini annemin herhangi bir onayı olmaksızın veya farklı şekilde lanse ederek hem Türkiye içerisinde hem de yurtdışında faaliyet gösteren birçok şirkete para aktarımında bulunmuştu" dedi.

‘’Pandemi döneminde İsrail, ülkeye yabancıların girişini yasaklamasına rağmen Hüseyin Gün ve beraberindekilere özel karşılama ve muamele yapıldığını kendisinden dinlemiştim’’

Şüpheli Gün’ün ‘CELLCRYPT’ isimli kripto yazılım programını dönemin devlet yetkililerine sunarak pazarlamasını yapma gayesinde bulunduğunu bildiğini söyleyen Ü.D.A., "Bu yazılımın programının asıl gayesi devletimizin üst makamlarında bulunan kişilerin telefonlarına sızarak, gizli kalması gereken bilgileri açığa çıkarmak veya devletin her kademesinden bilgileri olmaları adına gerçekleştirdiğini düşünüyorum. CELLCRYPT yazılımı ile ilgili yapmış olduğum araştırmalarda bu yazılımın İngiltere istihbarat örgütüne hizmet ettiğini düşünmekteyim. Bir dönem yardımcısı olarak çalışan B.Y. bana ‘Hüseyin bey polis çevirmelerinde sorun yaşamamak ve durdurulmamak için bir takım tedbirler alırdı. Aracında sinyal kesici bulundurduğunu biliyorum’ demişti. Kendisinin İsrail ve Afrika ülkelerine çokça seyahati vardır. İsrail İstihbarat örgütü elemanlarıyla Afrika ülkelerinde görüştüğünü düşünüyorum. Hatta pandemi döneminde İsrail, ülkeye yabancıların girişini yasaklamasına rağmen Hüseyin Gün ve beraberindekilere özel karşılama ve muamele yapıldığını kendisinden dinlemiştim" şeklinde konuştu.

‘’Lübnan’daki telsiz/çağrı cihazı patlaması haberlerini gördüğünde ilk olarak aklıma Hüseyin Gün geldi’’

Ü.D.A. ifadesinin devamında, yaklaşık 1 yıl kadar önce Lübnan’daki telsiz/çağrı cihazı patlaması haberlerini gördüğünde ilk olarak aklıma Hüseyin Gün’ün geldiğini belirterek, "Onun geçmiş dönemdeki kriptolu telefon-çağrı cihazı ve sinyal kesici gibi teknolojik aletlerin ticaretini yapmak istemesi, İsrail ve İngiliz İstihbarat elemanlarıyla olan samimiyetini birlikte değerlendirdiğimde bu patlamada bir rolünün olabileceğini düşündüm. Bu kişinin sadece ülkemizde değil Azerbaycan. Özbekistan ve Kırgızistan başta olmak üzere komşu dost ülkelerimizde ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, ticari olarak göstermiş olduğu faaliyetleri doğrultusunda ülkemiz ve komşu ülkelerde istihbari faaliyetlerde bulunduğunu düşünüyorum. Bu şirketin kurulumu üzerine ise Azerbaycan ülkesinde o dönem muhalif olan İsa Gambar gibi birçok şahsı, Azerbaycan ülkesini demokratikleşme adı altında finanse ettiklerini biliyorum. Daha sonra bu şirket üzerinden Amerika’da siyasi lobi şirketlerine Edward Palmer isimli avukatlık bürosu üzerinden yüklü miktarlarda para aktarıldığını, bunun amacının da muhalefeti destekleyerek, mevcut hükümet üzerinde baskı oluşturmak ve fırsatı bulunduğunda yıkabilmek veya güç kaybettirmek niyetiyle yapılmıştır. Yine 2005-2006 yıllarında Özbekistan ülkesinde mevcut yönetimi devirmek amacıyla bir takım faaliyetler bulunmuştu. İngiltere istihbarat servisi olan MİS ve MI6 ile yapmış olduğu görüşmelerde darbeyi gerçekleştirmek ve muhalefete finansman sağlamak için talepte bulunduğu biliyorum. Bu konuları Hüseyin Gün isimli şahıs anneme anlatırken duymuştum" diye konuştu.

‘’Erdoğan ’a güven duygusu ve kredisi yurtdışında bitmiştir, Türkiye’de herhangi bir yatırım yapmayın’’

Karşılıklı anlaşma sonucunda Özbekistan’da yaşanacak olaylarda dahilinin bulunduğunu bildiğini söyleyen Ü.D.A., ‘’Ayrıca belirtmek isterim ki bu kişi 2016 yılı ilk aylarında çevresi ile yapmış olduğu sohbetlerde ‘Erdoğan ’a güven duygusu ve kredisi yurtdışında bitmiştir. Hükümet etmesi çok zor olacaktır. Yakın zamanda Türkiye’de büyük bir dalgalanma olacak, ekonomik kriz boy gösterecek, Dolar ve benzeri yabancı para birimlerine el konulacak. Yurtdışında görüştüğüm kişilerden aldığım bilgiler bu şekilde. Türkiye’de herhangi bir yatırım yapmayın, mevcut paranızı riske atmayın. Hatta elinizde bulunan yatırım veyahut paraları da Amerika. İngiltere ve İsviçre’ye aktarın’ şeklinde telkinlerde bulunduğunu biliyorum. Öte yandan şüpheli Gün’ün A.Ö.B. isimli kız arkadaşının olduğunu biliyorum. Bu kişi ile tanıştığı dönemde Beşiktaş’ta küçük bir kafesi vardı. Tanışıklığı sonrası bu sayının arttığını biliyorum. Bunun amacında da Hüseyin Gün’ün yabancı istihbarat örgütleriyle yapmış olduğu veya yapacağı görüşmelerde dikkat çekmemek amacıyla A.Ö.B.’ye ait kafelerde görüşmektedir" ifadelerini kullandı.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İSKİ’nin Karaburun Tesisi’nde tepki çeken görüntü: Atık su denize boşaltılıyor Arnavutköy Karaburun’da İSKİ’ye bağlı biyolojik arıtma tesisinden çıkan atık suyun günlerce arıtılmadan denize verildiğini gösteren yeni görüntüler ortaya çıktı. Pazar sabahı kaydedilen görüntülerde tesisteki kirli suyun denize aktığı görüldü. Arnavutköy Karaburun’da İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü’ne bağlı biyolojik arıtma tesisinde yaşanan çevre skandalı, yeni bir videoyla bir kez daha gün yüzüne çıktı. Pazar sabahı kaydedilen görüntülerde, tesisin atık suyu herhangi bir arıtma işlemine tabi tutmadan doğrudan denize boşalttığı açıkça görüldü. Videoyu kayda alan vatandaş, sabah saat 07.12’de çektiği görüntülerde durumu şöyle aktardı: "Bugün günlerden pazar, saat 07.12. İSKİ’nin Karaburun Atıksu Arıtma Tesisi’nin ‘arıttım’ dediği ancak arıtmadan denize verdiği atık su gördüğünüz gibi doğrudan denize gidiyor. Atık su arıtma tesisi diyorlar ama bu görüntüler, söylediklerinin doğru olmadığının, tam tersinin yaşandığının ispatı." Görüntülerde koyu renkteki suyun tesis çıkışından güçlü bir akıntıyla denize karıştığı, su yüzeyinde belirgin bir renk değişimi ve kirlilik oluşturduğu görüldü. Mahalle sakinleri, İSKİ’nin uzun süredir devam eden bu ihmalinin plajları kullanılamaz hale getirdiğini, insan sağlığını hiçe saydığını ve deniz canlılarını ciddi biçimde tehdit ettiğini belirttiler. Vatandaşlar, söz konusu kirliliğin aylardır sürdüğünü, İSKİ’nin gerekli müdahaleyi yapmaması nedeniyle Karaburun sahilinin adeta tahrip olduğunu ifade ettiler.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi vatandaşları spora teşvik ediyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlıklı yaşam farkındalığı kazandırmak ve spora özendirmek amacıyla ilki düzenlenen "Her Adım Bir İz-Değirmen Boğazı Halk Koşusu" etkinliği gerçekleştirildi. Sağlıklı yaşamı teşvik etmek amacıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı koordinasyonunda "Her Adım Bir İz - Değirmen Boğazı Halk Koşusu" etkinliği gerçekleştirildi. Yağışlı havaya rağmen ilgi gören koşuda vatandaşlar Değirmen Boğazı’nın eşsiz güzellikleri arasında koştular. Her ayın ilk Pazar günü geleneksel hale getirilmesi hedeflenen Halk Koşusunda vatandaşlar sağlıklı yaşama teşvik edildi. Koşunun ardından zumba etkinliğine katılan vatandaşlar günün enerjisini artıran ritimlerle keyifli bir gün geçirdi. Etkinlikle ilgili konuşan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Uğur Baysal, "Bu etkinliğimizle halkımızın spor alışkanlığı kazanmasını sağlayıp sürdürülebilir spor alışkanlıklarına teşvik etmeyi hedefliyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz etkinliğe, soğuk ve yağışlı havaya rağmen katılım sağlayan, bizlerle doğanın eşsiz güzellikleri arasında spor yapan herkese çok teşekkür ediyoruz. Her ayın ilk pazar günü gerçekleştireceğimiz ve geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz bu etkinlikle inanıyorum ki şehrimizde spor alışkanlığını artıracağız" ifadelerini kullandı.