POLİTİKA - 30 Kasım 2024 Cumartesi 14:01

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: "Gazze’deki soykırıma bir son getirmek istiyoruz"

A
A
A

TRT World Forum 2024’te konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Uluslararası komiteye İsrail üzerinde baskıyı arttırması için çağrıda bulunuyoruz. Gazze’deki soykırıma bir son getirmek istiyoruz. Uluslararası Adalet Divanı’nda, İsrail’e yönelik dava açılmıştır. Türkiye’nin uluslararası kanunlara olan inancını göstermektedir. İsrail’in işlediği suçlara yönelik bir sonuç talep etmekteyiz. Netanyahu ve eski savunma bakanını yargılamak soykırım yapan İsrail yetkililerini adaletin karşısına çıkarmak için bir başlangıç olacaktır. Filistin hemen adalete ihtiyaç duymaktadır" dedi.

TRT’nin bu yıl 8’incisini düzenlediği TRT World Forum 2024’te "Savaş ve Düzen: Değişen Dünya’da Jeopolitik Değişimlere Yön Vermek" başlıklı oturumundan konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Uluslararası sistem politik, askeri, ekonomik ve çevresel zorluklar getirmektedir. Bu zorluklar için bizler kritik bir jeopolitik dönüşümden geçmekteyiz. Küresel politikalar, polarizasyon, çok yönlülüğün erozyonu ve gittikçe daha derinleşen kutuplaşma görüyoruz. Sistem, bizi yeni müttefikliklere itiyor. Hepinizin bildiği üzere bunun sonucunda ise uluslararası güvenlik mimarisi gittikçe zayıflıyor. Küresel silahsızlık gerekiyor ama Orta Doğu ve Asya Pasifik bölgesinde silahlanma gittikçe artıyor. Bu da dünyayı bir uçurumun kenarına hatta nükleer savaş tehlikesine getirebilir. Diğer taraftan tekno-politikalar uluslararası dengeyi etkiliyor. Politikada, yapay zekanın ve siber güvenlik sistemlerinin ulusal güvenliklere eklenmesi de yine tehdit algısını artırıyor. Tüm bu zorluklar mevcut uluslararası sisteme çözümler getirmekten çok uzaktadır. Herhangi bir kriz için bu da çok yönlü yanıtlara yol açmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Türkiye bu savaşların tam ortasındadır"

Küresel dinamiklere bakıldığında uluslararası sistemin iki tane konvansiyonel savaş tehlikesi altında olduğunu söyleyen Bakan Fidan, "Bu dünyanın geri kalanını da etkileyebilir. Türkiye bu savaşların tam ortasındadır. Orta Doğu’daki barış bizim odağımız. Doğu Akdeniz de aynı zamanda Karadeniz de nihai bir hedeftir. Türkiye etkili bir duruş, sorunların çözümüne yoğun diplomatik gayret göstermektedir. Taraflar arasındaki uzlaşmacı olarak Türkiye, her zaman savaşın devamının diyalogla anca bitirilebileceğini savunmaktadır. Türkiye hiçbir zaman sistemin eksikliklerinden kaçınmamaktadır. Biz problemi teşhis ediyoruz, sorunun çözümünü öneriyoruz ve uluslararası sistemin dönüştürülmesi için uğraşıyoruz. Bugünün uluslararası düzeninde ’haklı olan güçlüdür’ gerçekliği var. Maalesef bunun sonucu olarak da mevcut uluslararası düzen barış ya da stabilite getirmemektedir. Mevcut durum, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bunu göstermektedir. Barış ve güvenlik misyonunu yerine getirememektedir. Bu da dönüş olarak uluslararası sistemi gittikçe dengeden uzaklaştırmaktadır. Adalet üzerinde tesis edilmezse hiçbir barış devamlı değildir. Bu çabalar daha etkili ve dayanışma temelli olmalıdır" şeklinde konuştu.

"Uluslararası komiteye İsrail üzerinde baskıyı arttırması için çağrıda bulunuyoruz"

Filistin’de soykırım gerçekleştiren İsrail hükümetinin hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini belirten Fidan, "Filistin’deki soykırım uluslararası sistemin durumunu gösteren en son durumdur. Burada her bir gün İsrail, uluslararası hukuku ihlal etmektedir. İnsanları zorda bırakmaktadır. Bugün Filistin’de 42 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bu inanılmaz bir seviyededir. Birleşmiş Milletler kurumları, gazeteciler, aracı kurumların hepsi İsrail’in saldırılarının kurbanı olmuştur. Bu da uluslararası organizasyonları zorda bırakmaktadır. Lübnan ve İran’a İsrail saldırıları Netanyahu hükümetinin uluslararası düzene bir başka kaba saldırısıdır. Bu saldırıları Lübnan ve İran’a yaymak ise Netanyahu’nun delizyonudur. Bir taraftan Netanyahu bu barbarlıklarına devam ederken uluslararası kurumlar onu durdurmak için hiçbir şey yapmamaktadır ve sessiz kalmaktadır. Bu ikiyüzlülüğü ve çifte standartları göstermektedir. Türkiye, Gazze krizine ve Ukrayna Savaşına aynı perspektiften bakmaktadır. Burada iki savaşa yönelik prensip pozisyonlarımız vardır. Ancak bu politikayı pek çok ülkede görmemekteyiz. Şunu açıkça belirtmeliyiz ki; burada açıkça çifte standart vardır. Özellikle İsrail’e yönelik silah desteği bu ülkeyi daha agresif yapıyor. Uluslararası komiteye İsrail üzerinde baskıyı arttırması için çağrıda bulunuyoruz. Gazze’deki soykırıma bir son getirmek istiyoruz. Bu yüzden ilk günlerden itibaren Arap Birliği ile görüşüyoruz. Ve iki devletli çözüm için bastırıyoruz. Filistin devletinin tanınmasını sağlamaya çalışıyoruz. Böylece politikalarını değiştirmeye çalışıyoruz. Ateşkes hakkında konuşamayanlar şimdi artık iki devlet konuşmaya başladılar. Aynı zamanda uluslararası kanunun mevcut savaş suçları içinde uygulanması gerekiyor. Onlar hukuk karşısında hesap vermeli. Bu sebepten dolayı Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e yönelik dava açılmıştır. Bu Türkiye’nin uluslararası kanunlara olan inancını göstermektedir. İsrail’in işlediği suçlara yönelik bir sonuç talep etmekteyiz. Netanyahu ve eski savunma bakanını yargılamak bence soykırım yapan İsrail yetkililerini adaletin karşısına çıkarmak için bir başlangıç olacaktır. Filistin hemen adalete ihtiyaç duymaktadır. Bizler uluslararası kanunun uygulanması konusunda takipçi olacağız" diye konuştu.

"Türkiye yapıcı, problem çözen, sistem oluşturucu bir aktör olarak bölgede kendini konumlandırmıştır"

Türkiye’nin bölgede kendini problem çözen, sistem oluşturucu bir aktör olarak konumlandırdığını ifade eden Bakan Fidan, "Orta Doğu’da barışı ve güvenliği sağlamak ve uluslararası sistemi tazelemek için Gazze krizinin kök sebeplerine bakmamız lazım. Problemim kök sebepleri; Filistin topraklarının İsrail tarafından yasadışı işgalidir. Eğer iki devlet temelinde anlaşma sağlanmazsa uzun süreli barış sağlanamaz. Bir diğer baskılayıcı zorluk küresel güvenlik konusudur. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda pek çok sivil hayatını kaybetti. Rusya-Ukrayna Savaşı, bizlere şu tartışmayı getiriyor; silahlanma nasıl hızlı gidiyor ve küresel savaş tehlikesi ne kadar yakın? Bu savaş sadece Ukrayna topraklarındayken şimdi en son gelişmelerle daha riskli, öngörülemez bir noktaya varmıştır. Kutuplaşmayı arttırmakta ve bölünmeye yol açmaktadır. Riskler karşısında diplomasi ve diyaloğu sağlayabilirsek o zaman savaşa kalıcı bir ateşkesle son verilebilir ve uzun süreli bir barış anlaşması yapılabilir. Her iki tarafla da teması olan Türkiye’den biri olarak, Türkiye elinden gelen bütün gayretle barış görüşmeleri için uğraşmaktadır. Kitle imha silahlarının karşılıklı kaldırılması barış yapısı için çok önemlidir. Bu anlaşmalar, evrensel anlaşmalardır. Ortada hangi paradigma olursa olsun şunu söyleyebilirim; bu mekanizmaların kurulması lazım. Bu silahlar terör organizasyonları tarafından kullanılabilir. Bu da güvenlik ortamına zarar verebilir. Stratejik anlaşmalar, batı dışı paradigmaların uygulanması küresel güvenlik için evrensel bir yaklaşım olmalıdır. İleri bakan bir perspektifimiz var. Politikalarımızı bu anlayışla şekillendiriyoruz. Türkiye yapıcı, problem çözen, sistem oluşturucu bir aktör olarak bölgede kendini konumlandırmıştır. Bizler daha kapsayıcı ve etkin bir uluslararası sistem için çağrıda bulunmaya devam edeceğiz. Kutuplaşma yerine dayanışma temelli bir sistem istiyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ataşehir Belediyesi kreş sayısını artırıyor, kapasite 1000’e yükseliyor Ataşehir Belediyesi’nin dört farklı noktada bulunan ve toplam 600 kişilik kapasiteyle hizmet veren çocuk gündüz bakımevleri, çocuklara güvenli bir ortam, ailelere de büyük bir kolaylık sağlıyor. Özellikle çalışan annelere önemli bir destek oluşturan bu hizmet, çocukların da sosyal ve eğitimsel gelişimlerine katkı sunuyor. Yeni açılması planlanan çocuk gündüz bakımevleri ile de kapasitenin yakın zamanda 1000’e ulaşacağı öngörülüyor. Ataşehir Belediyesi, ilçede yaşayan çocuklar için sağladığı gündüz bakımevleriyle, onların; hem sosyal ve iletişim becerilerinin gelişimine, hem de özgüven ve yeni yetenekler kazanmalarına katkı sunuyor. Çocukların; fiziksel, ruhsal, sosyal ve kişilik gelişimlerinin hızlandırılmasına önemli katkılar sunan çocuk gündüz bakımevleri, aynı zamanda onlara iyi beslenme ve eğlenme ortamı da sağlıyor. Yeni gündüz bakımevleri ile kapasite 1000’e yükseliyor Hafta içi 08.00 ve 17.30 saatleri arasında hizmet veren 4 gündüz bakımevinde, 600 çocuğa kreş imkanı sunan Ataşehir Belediyesi, ailelerden gelen yoğun talebi karşılamak için Ferhatpaşa ve Örnek mahallelerinde yeni çocuk gündüz bakımevleri açacak. Yeni bakımevleri sayesinde, mevcut kapasite 1000 çocuğa ulaşacak. İlk ekolojik kreş açılıyor Yapılan planlamaya göre ilk olarak; Ferhatpaşa Mahallesi’nde bulunan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Parkı içerisine 6 sınıflı yeni bir çocuk gündüz bakımevi kurulacak. Bu çocuk gündüz bakımevi; çocuklara özel 300 metrekare hobi bahçesi, sulama sistemi ve kendi elektriğini üretebilen çatısındaki güneş panelleri ile ekolojik bir kreş olarak hizmet verecek. “Vatandaşa dokunan hizmetleri bir adım geri atmadan sürdürüyor olacağız” Çocuklarının kreşlerde eğitim almasını isteyen Ataşehirli ailelerden, yoğun talep geldiğini vurgulayan Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, “Ataşehir Belediyesi’nin kreşlerinden altı yüze yakın çocuk faydalanıyor, bu sayıyı hızlıca arttırıyor olacağız. Yakın zamanda Ferhatpaşa mahallemizde yeni bir kreşin daha temelini atacağız. Biz, vatandaşa direkt dokunan hizmetleri hiç çekinmeden, bir adım geri atmadan sürdürüyor olacağız. Çünkü bizim önceliğimiz çocuklarımız, bizim önceliğimiz Ataşehir’de yaşayan tüm vatandaşlarımız. Onların sorunlarını çözmek için bütün çalışma arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu çabamızı sürdürüyor olacağız” dedi. Yeni açılacak bakımevlerinin; çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda yetişmelerine katkı göstereceğini vurgulayan Başkan Onursal Adıgüzel, “Bu çalışmalarımızla hem ailelerin hem de çocukların hayatı kolaylaşacak. Yeni açılacak bakımevleriyle, daha fazla anne ve baba; çocuklarının emin ellerde olduğunu, iyi beslendiğini, iyi eğitim aldığını, eğlendiğini ve mutlu olduğunu bilerek, iş hayatlarına daha rahat odaklanabilecekler” açıklamasında bulundu. İBB’nin Ataşehir’de 3 çocuk yuvası bulunuyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de Ataşehir’de; Barbaros, Esatpaşa ve Kayışdağı mahallelerinde bulunan kreşleriyle birlikte, iki belediyenin sağladığı toplam kapasite bin 500’e ulaşacak. Bu sayede, daha fazla çocuğa güvenli, kaliteli ve uygun ücretli çocuk yuvaları sağlamanın yanı sıra annelerin de istihdama katılması desteklenecek.
Adana Şehidin yürek yakan vasiyeti Pençe-Kilit operasyonları kapsamında Kuzey Irak’ta yaralandıktan 16 gün sonra kaldırıldığı hastanede şehit olan Uzman Çavuş Eren Kızıldağ’ın cenaze namazı, vasiyeti üzerine yarın Sabancı Merkez Camii’nde kılınacak. Bölücü terör örgütü PKK’nın hain saldırısı sonucu 16 Kasım’da Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde ağır yaralanan ve Ankara Gülhane Tıp Akademisi’nde tedavi altına alınan Uzman Çavuş Eren Kızıldağ (25), yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak dün akşam şehit düştü. Şehidin baba ocağı olan Kozan ilçesi Taş Mahallesi’ne Türk bayrakları asılırken, anne Ayşe ve baba İsmail Kızıldağ’a acı haber verildi. Kozan Kaymakamı Bahattin Alp Arslanköylü, İlçe Jandarma Komutanı Nuh Anacık, İlçe Emniyet Müdürü Fatih Alptekin ve beraberindeki kurum müdürleri, aileye taziye ziyaretinde bulunarak acılarını paylaştı. Yaklaşık bir yıl önce Esma Kızıldağ ile evlenen Eren Kızıldağ’ın izinden döndükten 20 gün sonra vurulduğu öğrenildi. Vasiyeti yürekleri dağladı Şehidin, eşi Esma Kızıldağ’a, "Gidip de dönmemek var. Eğer geri dönmezsem, cenazemi Adana Sabancı Merkez Camii’nde kılın ve köyüm Ormancık’a defnedin" şeklinde bir vasiyette bulunduğu öğrenildi. Vasiyeti doğrultusunda Kızıldağ’ın cenaze töreni yarın saat 10.30’da Adana Sabancı Merkez Camii’nde gerçekleştirilecek. Ardından şehidin naaşı Feke ilçesine bağlı Ormancık Mahallesi’nde toprağa verilecek.
Sivas Sibirya soğuğunda adeta donan kedi termal su kenarında ısınmaya çalıştı Sivas’ta dondurucu soğukların etkisi altındaki Altınkale, yoğun kar yağışı sonrası beyaza büründü. Sessizliğin hakim olduğu doğal güzellikte, termal suyun kenarında ısınmaya çalışan kedi dikkat çekti. Sivas-Ankara karayolu üzerinde Sıcak çermik mevkiinde bulunan Altınkale, doğal güzelliğiyle görenlerin ilgisini çekiyor. Yaz aylarında binlerce vatandaşa ev sahipliği yapan Altınkale, kış mevsiminde de eşsiz güzellikleriyle kendine hayran bırakıyor. Beyaz örtüyle kaplanan travertenlerde, sıcak suyun soğuk havayla buluşmasıyla oluşan buhar ise görsel şölen sunuyor. Yaz-kış 48 derece sabit sıcaklığa sahip kaplıca suyu kenarında, adeta donan bir kedinin ise ısınmaya çalışması dikkat çekti. Yüzü, kirpiği ve vücudunun bir kısmı donan kediye İHA muhabiri sahip çıktı. “Ortam çok sıcak ve güzel” Alanın güzelliğini görmeye geldiklerini belirten Safa Koçköprü, “Hava ne kadar soğuk olursa olsun ortam çok sıcak ve güzel. Burası zaten çok meşhur bir yer. Suyumuz kükürtlü ve hiçbir zaman donmuyor. Sağlık açısından su çok faydalı. Kediyi de görebilirsiniz aslında. Üşümüş” şeklinde konuştu. “Buhar dikkatimizi çekti” Güzel görüntünün kendilerini cezbettiğini söyleyen Fatih Hayta ise, “Normalde hava çok soğuktur ama suyun sıcaklığı burayı da ısıtmış. Buharı gördük dikkatimizi çekti görmeye geldik. Çok güzel bir ortam var” dedi.
Adana Adana’da öğrenciyi uyaran okul müdürü veli tarafından darp edildi Adana’nın Ceyhan ilçesinde öğrenciyi uyaran okul müdürü veli tarafından darp edildi. Edinilen bilgiye göre, olay, 28 Kasım günü Ceyhan ilçesinde Gümürdülü Şehit Ali Fuat Haydaroğlu İlkokulunda meydana geldi. İddiaya göre Okul Müdürü Mustafa Savaş, bir öğrenciyi uyarmasının ardından velinin ve yakınlarının saldırısına uğradı. Okul müdürü aldığı darbeler sonucu yaralandı. Okul müdürü veli ve yakınlarından şikayetçi oldu. Konuyla ilgili Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Sarıgeçili, okulda açıklama yaptı. Sarıgeçili, yaşanan bu saldırının eğitim camiasına yapılmış büyük bir haksızlık olduğunu belirterek, şiddetin asla kabul edilemeyeceğini vurguladı. "Eğitim çalışanlarına şiddet, toplumun geleceğine yapılan saldırıdır" Sarıgeçili, “Bu saldırı, yalnızca bir eğitimciye değil, eğitim sistemine ve toplumun geleceğine yapılmış bir darbedir. Çocuklarımızın gözleri önünde gerçekleşen bu vahim olay hem öğrencilere hem de eğitim camiasına derin bir travma yaşatmıştır” dedi. Sarıgeçili, bu menfur olayın ardından yetkililere çağrıda bulunarak atılması gereken adımlarla ilgili şu talepleri sıraladı: “Yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli. Eğitimcilere yönelik şiddeti önlemek amacıyla caydırıcı düzenlemeler içeren Öğretmenlik Meslek Kanunu bir an önce uygulanmalı. Okullarda güvenlik önlemleri artırılmalı. Şiddet olaylarını önlemek için okullarda güvenlik personeli istihdam edilmeli ve önleyici tedbirler alınmalı. Toplumsal Farkındalık Oluşturulmalı: Kamu spotları ve eğitim programlarıyla eğitim çalışanlarına yönelik şiddet konusunda toplum bilinçlendirilmelidir.” "Adaletin yerini bulması için elimizden geleni yapacağız” Sarıgeçili, eğitim çalışanlarının yalnız olmadığını ve bu süreçte hukuki mücadelenin takipçisi olacaklarını belirterek, "Müdürümüz Mustafa Savaş’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Eğitim çalışanlarına yapılan bu tür saldırılar karşısında sessiz kalmayacağız. Bu olayın takipçisi olacak ve adaletin yerini bulması için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı. Darp edilen müdür Savaş ise olaya tepki göstererek, “Eğitimci olarak görevimizi yaparken böyle bir saldırıya uğramak hem şahsım hem de eğitim camiası için büyük bir üzüntü kaynağıdır. Bu saldırı, yalnızca bana değil, tüm eğitim çalışanlarına yapılmıştır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için toplum olarak duyarlılık göstermeliyiz” dedi.