Dünya Çevre Günü kapsamında hem çevre bilincini artırmak hem de sürdürülebilir bir gelecek için anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Hastaneye gelenleri kapıda karşılayan hastane personeli, fidan takdiminde bulundu. Hastane çalışanları, daha sonra bahçede ayrılan bölüme hep birlikte fidan dikti. Etkinlikle ilgili açıklama yapan BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi Başhekimi Ajlan Kasabalıgil, “Sadece bugün için değil daha önceki senelerde de bunu yapıyorduk. 5 Haziran Dünya Çevre Günü bizim zaten çok önem verdiğimiz bir konuya değindiği için bizim açımızdan özel. Bir fidan dikimi etkinliği gerçekleştirdik. Bu etkinlikle de bu konuya tekrar herkesin dikkatini çekmek istiyoruz” dedi.
“Hem toplum bilincini hem kendi bilincimizi etkilemeye çalışıyoruz”
Hastane personelinin yeşil giyerek çevre bilinci oluşturmayı amaçladığını belirten Kasabalıgil, “Toplum bilincini etkilemeye, aynı zamanda kendi bilincimizi de etkilemeye çalışıyoruz. Fidan çok anlamlı bir şey, geleceği temsil ediyor. Tohum, fidan, ağaç sıralamasında fidandan başlayarak geleceğe yönelik yatırım yaptığımızı, geleceğimizi kurtarmaya çalıştığımızı belirtiyoruz” diye konuştu.
Hastanenin çevre dostu uygulamaları hakkında da bilgi veren Başhekim Ajlan Kasabalıgil, “Hastanemiz kurulduğundan beri birçok kalite sertifikasıyla beraber, 2020 yılında LEED sertifikasını da aldı. LEED sertifikasında ‘gold’ aşamasındayız. Bu sertifikayı almak çok kolay bir şey değildir. Hastanenin gerçekten çevre dostu, çevreci olduğunu faaliyetlerle ve kağıtlarla göstermesi gerekiyor. Sertifikayı alınca bitmiyor, denetim devam ediyor. Onu sürdürerek de çevre bilincinin bizde var olduğunu ve çevreyi korumaya kararlı olduğumuzu gösteriyoruz. Sadece bugün değil, ara etkinliklerle de çevre bilincine katkı sağlamaya çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sadece torunlarımıza değil, kendimiz için de daha bir dünya gerekli”
Kasabalıgil, şu mesajı vererek sözlerini noktaladı:
“Eskiden çocuklarımıza, torunlarımıza daha iyi bir dünya bırakalım diye söylenirdi. Çevre sorunu o kadar büyük bir hale geldi ki çocukları torunları değil kendi yaşadığımız veya yaşamımız öngörülen süre içinde de bunun bilincinde olmamız lazım. Kendimizi bile korumaya mecburuz bu konuda. Benden sonra tufan değil, şimdi tufan diye düşünüyorum.”
