EKONOMİ - 18 Aralık 2024 Çarşamba 13:31

Dünyada birleşme ve satın alma işlemleri hacmi 2024’ün ilk 11 ayında 2,7 trilyon dolara yükseldi

A
A
A

KPMG Türkiye’nin “KPMG Perspektifinden Birleşme ve Satın Alma Trendleri 2024” raporunda yer alan 2024 verilerinin ilk 11 aylık değerlendirmesine göre, dünyada birleşme ve satın alma işlemleri hacmi 2023 yılının ilk 11 ayında 2,4 trilyon dolar seviyesindeyken 2024 yılının aynı döneminde 2,7 trilyon dolara yükseldi. İşlem adetleri açısından 2023 yılının ilk 11 ayında yaklaşık 51 bin işlem gerçekleşirken 2024 yılının aynı döneminde yaklaşık 44 bin işlemle sınırlı kaldı.

KPMG Türkiye, altıncısını hazırladığı yıllık “KPMG Perspektifinden Birleşme ve Satın Alma Trendleri” raporunun 2024 yılının ilk 11 ayını kapsayan sonuçlarını duyurdu. Sonuçlara göre, Türkiye’de birleşme ve satın alma işlem adedinde düşüş yaşansa da işlem hacminde rekor bir artış görüldü.

2024 yılının ana gündemini, Orta Doğu’da artan jeopolitik gerginlikler, devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD’deki genel seçimler gibi küresel gelişmeler şekillendirdi. Türkiye’de ise genel seçimlerin ardından ekonomik istikrarı sağlama adımları, enflasyonla mücadele, gri listeden çıkış, deprem felaketinin ardından yeniden yapılanma süreci ve mart ayında tamamlanan yerel seçimler öne çıkan başlıklar arasındaydı.

KPMG, geçen yıla ilişkin beklentileriyle uyumlu olarak, ekonomik reform politikalarının birleşme ve satın alma faaliyetleri üzerindeki pozitif etkisini 2024 yılı boyunca işlem hacmindeki artışla gözlemledi. Şirket, bu olumlu seyrin 2025 yılına ilişkin beklentilerini desteklediğini ve bu dönemde de pozitif yönlü ivmenin korunacağını öngörüyor. 2024 yılının ilk 11 ayında, işlem hacmi ve adedi açısından öne çıkan sektör, teknoloji, medya ve telekomünikasyon (TMT) oldu. TMT’nin yanı sıra enerji ve endüstriyel üretim ve otomotiv sektörlerine yönelik ilginin önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi bekleniyor.

Dünyada birleşme ve satın alma işlemleri hacmi 2024’ün ilk 11 ayında 2,7 trilyon dolara yükseldi

Türkiye’de birleşme ve satın alma aktivitelerinin 2024’te işlem hacmi bazında bir önceki yıla göre artış gösterdiğine işaret ediyor

Türkiye’deki birleşme ve satın alma işlemlerinin genel görünümü, 2024 yılı Kasım sonu itibarıyla açıklanan işlem hacmi bazında 5,5 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemindeki 2,7 milyar dolarlık işlem hacminin iki katına erişti. Buna karşın işlem adedinde aynı döneme kıyasla bir miktar düşüş yaşandı. 2024 Kasım sonu itibarıyla toplam işlem adedi 424 olarak gerçekleşirken geçtiğimiz yılın aynı döneminde gerçekleşen işlem adedi 486’ydı. Buna karşın, değeri açıklanmayan işlemler için KPMG Türkiye tarafından yapılan çalışmalar ve değerlendirmeler sonucunda, 2024 yılının ilk 11 ayındaki işlem hacminin 9,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşerek geçen yılki 7,3 milyar dolar seviyesine kıyasla ciddi bir artış gösterdiği tahmin ediliyor.

Dünyada birleşme ve satın alma işlemleri hacmi 2023 yılının 11 ayında 2,4 trilyon dolar seviyesindeyken 2024’ün aynı döneminde yüzde 13’lük bir artışla 2,7 trilyon dolara yükseldi. İşlem adetleri açısından 2023 yılının ilk 11 ayında yaklaşık 51 bin işlem gerçekleşirken 2024 yılının aynı döneminde yaklaşık 44 bin işlemle sınırlı kaldı.

Türkiye’de 2023 yılında herhangi bir mega işlem (değeri bir milyar dolar ve üzerindeki işlem) gerçekleşmezken, 2024’te e-ticaretin önde gelenlerinden Hepsiburada’nın Kazakistan’lı Kaspi.kz tarafından 1,1 milyar dolar bedel ile satın alınması ilk 11 ay itibarıyla gerçekleşen tek mega işlem oldu. Buna ek olarak, açıklanan işlem hacmi bazında ilk 10 işlemdeki 3 işlem ile enerji, 2 işlem ile de teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörleri öne çıktı.

2025 yılı için beklentiler olumlu yönde

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri, Şirket Ortağı Özge İlhan Acar 2025 yılına ilişkin beklentiler hakkında şunları söyledi: “2024, global ölçekte merkez bankalarının faiz artırımları nedeniyle küresel büyümenin yavaşladığı bir yıl oldu. ABD’deki başkanlık seçimleri, devam eden Rusya Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’da süregelen jeopolitik gerginlikler küresel piyasalarda belirsizliğe yol açarak yatırımcıların temkinli hareket etmesine neden oldu. Buna karşın, 2024 yılı global ölçekte işlem hacminin arttığı ancak işlem adedinin azaldığı, yatırımcıların güvenli liman aradığı büyük ölçekli yatırımlara yöneldiği bir yıl oldu. Türkiye özelinde ise gündemi genel seçimler sonrasında ekonomik istikrarı sağlama yönünde atılan adımlar, enflasyonla mücadele gri listeden çıkış ve mart ayında tamamlanan yerel seçimler belirlerken, yatırımcıların ilgi odağı işlem hacmi bazında TMT, endüstriyel üretim ve otomotiv, perakende ve enerji sektörleri oldu. Değeri açıklanmayan işlemlere ilişkin tahminlerimiz dikkate alındığında enerji sektörünün toplam tahmini işlem hacminin büyük çoğunluğunu oluşturduğunu gözlemlemekteyiz, bu da Türkiye ekosisteminin global trendlerle uyumlu olduğunu kanıtlar nitelikte. Türkiye için 2025 yılının, enflasyonu düşürme ve makroekonomik istikrarı sağlama hedefi doğrultusunda sıkı para politikası ve bütçe açığını azaltmaya yönelik mali düzenlemelerle şekillenmesi öngörülürken; yatırımcı dostu politikaların da etkisiyle bir süredir cazibesini koruyan TMT ve enerji sektörlerine ek olarak, endüstriyel üretim ve otomotiv alanında faaliyet gösteren şirketler ile ileri teknoloji kullanarak katma değerli üretim yapan şirketlerdeki satın alma aktivitelerinin artarak devam etmesini beklemekteyiz.”

"Türkiye’de işlem hacmi geçen yıla kıyasla iki katının üzerine çıktı"

2024’te dünya genelinde işlem adedinin azaldığını ancak işlem hacminin sınırlı da olsa yükseliş gerçekleştirdiğini söyleyen Özge İlhan Acar, "Türkiye’de açıklanan işlem hacmi geçen yıla kıyasla iki katının üzerine çıktı. Türkiye’deki birleşme ve satın alma işlemlerinin genel görünümü, 2024 yılı Kasım sonu itibarıyla açıklanan işlem hacmi bazında 5,5 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemindeki 2,7 milyar dolarlık işlem hacminin iki katına erişti" açıklamalarında bulundu.

Bu yılın en ses getiren işleminin Kaspi.kz’in Hepsiburada’nın yüzde 65’lik payını 1,1 milyar dolar karşılığında satın alması olduğunun altını çizen Özge İlhan Acar, "Bu kritik hamle, Türkiye’nin TMT sektöründeki bölgesel ağırlığını artırırken, Kaspi.kz’in dijital ekosistemini ve e-ticaret faaliyetlerini güçlendirmesine katkı sağladı. Aynı sektördeki bir diğer önemli işlem ise ABD merkezli finansal yatırımcı General Atlantic’in Insider’a yaptığı 500 milyon dolarlık yatırım oldu. Bu işlem, Türkiye’den çıkan pazarlama teknolojileri alanında dünya sahnesinde lider konumda bulunan Insider’ın küresel yatırım çevreleri tarafından da gelecek vizyonu ve planlarını ortaya koyması için desteklendiğini kanıtladı" dedi.

2024 yılının enerji sektöründe önemli satın almalarla dikkat çektiğini belirten Özge İlhan Acar, "Bu sektörde gerçekleşen yılın en büyük işlemi, Birleşik Krallık merkezli ACG Metals’in Polimetal Madencilik’i 225,5 milyon dolara satın alması oldu. Bir önemli işlem de Palmet Enerji’nin Zorlu Enerji Dağıtım’ı 200 milyon dolar karşılığında satın alarak bu alandaki etkinliğini arttırması oldu. Sektördeki hareketlilik bununla da sınırlı kalmadı; Doğan Holding, Gümüştaş Madencilik’in yüzde 75 hissesini 123 milyon dolara satın alarak 2024 yılının öne çıkan işlemlerinden birine imza attı. İşlem değeri açıklanmasa da yıl içinde dikkat çeken bir başka hamle ise Zeren Grup’un Türkiye Petrolleri’nin yüzde 100 hissesini satın alması oldu" ifadelerini kullandı.

Özge İlhan Acar, sözlerine şöyle devam etti: "2024’ün ilk 11 ayında işlem adedi bazında ABD 14 işlemle lider konumda yer alırken, Fransa, Almanya ve Hollanda 7’şer işlemle öne çıkan ülkeler arasında yer aldı. Bu ülkeleri Birleşik Krallık 5 işlem, İsveç, İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri ise 4’er işlemle takip etti."

2024 yılının dünya için kolay bir yıl olmadığını ve yatırımcıların daha düşük risk algısıyla yatırımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Özge İlhan Acar, sözlerini şöyle tamamladı: "Katma değerli sektör ve şirketlerimiz var. 2024 yılı gibi zor bir yılda böyle bir büyüme sergilediğimiz için 2025 yılında olumlu beklentimizi koruyoruz ve artış bekliyoruz. TMT alanında büyük işlemlerin olmasını öngörüyoruz. Enerji sektörüne yoğun ilginin devam edeceğini öngörüyoruz. Buna ek olarak katma değerli üretim yapan endüstri üretim sektörümüzde de büyük işlemlerin olacağını düşünüyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Başkan Vekili Özdemir: "Finike’nin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarımızı yapıyoruz" Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, Finike’de ziyaretlerde bulundu. Özdemir, portakal bahçesini gezerek ve üreticilerle bir araya geldi. Başkan Vekili Özdemir, Büyükşehir Belediyesi olarak Finike’nin öncelikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar sürdürdüklerini söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, Finike ziyareti kapsamında ilk olarak Finikeli üretici Salih Baysarı’nın portakal bahçesi ve portakal paketleme tesisini gezdi. Hasattan paketlemeye uzanan süreci yerinde inceleyen Büşra Özdemir, Finike portakalının bereketini, üreticinin gücünü ve bu toprağın değerini korumaya, desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Partililerle bir araya da gelen Büşra Özdemir, Muhittin Böcek’i iki gün önce ziyaret ettiğini belirterek, "Finikeli hemşehrilerine çok selamı var. Büyükşehir Belediyesi’nin Finike’de hayata geçireceği projeler kaldığı yerden devam ediyor. Finike’nin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarımızı yapıyoruz" dedi. "Ekiplerimiz Antalya’nın her noktasında büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürüyor’’ Başkan Vekili Özdemir, Büyükşehir Belediyesi olarak Muhittin Böcek’in hayata geçireceği plan ve projeleri aksatmadan sürdürdüklerini belirterek, "Ekiplerimiz Antalya’nın her noktasında büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Finike’nin ihtiyaçları ve muhtarlarımızın talepleri doğrultusunda hizmetlerimiz tüm hızıyla sürecek" dedi.
Gaziantep Gaziantep’te 16 öğrenci icazet merasiminde hafızlık belgelerini aldı Gaziantep’te düzenlenen icazet merasiminde hafızlığını tamamlayan 16 öğrenci, dualar eşliğinde taç giyip hafızlık belgelerine kavuştu. İl Müftülüğüne bağlı Kur’an kurslarında öğrenim gören ve hafızlığını tamamlayan 16 kız öğrenci için icazet merasimi düzenlendi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı Şahinbey Müftülüğü Nazire Eruslu Kur’an Kursunda düzenlenen merasim Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Merasimde, hafız öğrenciler de Kur’an-ı Kerim’den süreler okudu. Ardından kursların faaliyet ve başarılarını anlatan sinevizyon gösterimi katılımcılara izletildi. Açılış konuşmasını yapan İl Müftü Vekili Şakir Aktaş, hafızlık sürecinin önemine vurgu yaparak, hafız öğrencileri ve ailelerini tebrik ederek emeği geçen herkese teşekkür etti. Şahinbey İlçe Müftüsü Mehmet Arslaner de, "Hafızlığı bitiren öğrencilerimizin mutluluğuna ortak olduk. Nazire Eruslu Kur’an kursumuzda hafızlığını bitiren 16 öğrencimiz ile hazırlık eğitimini tamamlayıp hafızlık eğitimine başlayan 11 öğrencimiz için program düzenledik. Öğrencilerimize başarılar diliyor, onlara emek veren çok kıymetli kurs idaremize ve Kur’an kursu öğreticilerimize teşekkür ediyoruz" diye konuştu. İlahilerin seslendirildiği merasimde öğrencilerin gösteri ve sunumları sonrası hafızlığını bitiren öğrenciler ile hafızlığa yeni başlayan öğrencilere hediye takdimi gerçekleşti. Taç giyme töreninde duygusal anlar Merasimin en özel bölümü olan taç giyme anlarında, öğrencilerin aileleri sahneye çıkarak evlatlarına eşlik etti. Hafız kızlara, babaları tarafından hem taç giydirildi hem de güller takdim edildi. Protokol üyeleri de öğrencileri tek tek tebrik etti. 16 öğrenci hafızlık belgesini aldı İcazet merasiminde hafızlığını tamamlayan 16 öğrenciye belgeleri takdim edilerek hafızlık süreçleri resmen taçlandırıldı. Programda büyük bir coşku ve gurur yaşandı. Merasime, İl Müftü Vekili Şakir Aktaş, İl Müftü Yardımcısı Aziz Aktan, Şahinbey İlçe Müftüsü Mehmet Arslaner, okul müdürleri, Kur’an kursu öğreticileri, öğrenci velileri ve öğrenciler katıldı.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Woo Wonshik ile görüştü TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Geçen yıl anayasaya aykırı olarak ilan edilen sıkıyönetim karşısında Meclisi toplayarak, milli iradeye sahip çıkarak, Meclisin etrafını askeri tanklarla çevirmiş olmalarına rağmen o yasayı kabul etmediniz, reddettiniz ve sıkıyönetimin gerçekleşmesine müsaade etmediniz. Bu tarihi liderliğiniz dolayısıyla tebriklerimi ifade etmek isterim" dedi. Kurtulmuş, Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Woo Wonshik ile görüştü. Kore Cumhuriyeti’nde geçen yıl sıkıyönetimin ilan edilmesine ilişkin Kurtulmuş, "Sizi bir kez daha tebrik etmek isterim. Güney Kore tarihi bakımından fevkalade önemli bir liderliğe imza attınız. Geçen yıl anayasaya aykırı olarak ilan edilen sıkıyönetim karşısında Meclisi toplayarak, milli iradeye sahip çıkarak, Meclisin etrafını askeri tanklarla çevirmiş olmalarına rağmen o yasayı kabul etmediniz, reddettiniz, sıkıyönetimin gerçekleşmesine müsaade etmediniz. Bu tarihi liderliğiniz dolayısıyla tebriklerimi ifade etmek isterim" dedi. Demokrasi dışı güçlerin milli iradeye müdahalesiyle çok kez karşılaşmış olan bir ülke olarak bu liderliğin ne kadar önemli olduğunu gayet iyi anladıklarını dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Bizler 75 yıllık çok partili siyasi hayatımızda beş kez darbeyle, bir kez de darbe teşebbüsüyle karşılaşmış olan bir milletiz. Biraz sonra ziyaret edeceğiz. Benzer bir durum bizde de gerçekleşti. 2016 yılının 15 Temmuz gecesinde FETÖ’cü terör çetesi Meclisi de kuşatarak, yukarıdan silahlarla bombalayarak milli iradeyi durdurmak istedi. Aynen sizin yaptığınız gibi o zamanki Meclis Başkanımızın riyasetinde milletvekili arkadaşlarımız bir araya gelerek bu demokrasi dışı saldırıya karşı yekvücut olarak mücadele etti ve milletimiz kazandı." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kısa bir zaman önce Kore Cumhuriyeti Devlet Başkanı Lee Jae Myung’ı Türkiye’de ağırladığını dile getiren Kurtulmuş, "Fevkalade güzel, üst düzey bir görüşme gerçekleşti. Çok sayıda anlaşma karşılıklı olarak imzalandı. Şimdi bu anlaşmaların karşılıklı olarak meclislerimizden geçirilmesiyle ahdi zeminin sağlanması Türkiye-Güney Kore arasındaki ilişkilerin çok daha güçlenmesine vesile olacaktır" ifadesini kullandı. Hükümetler arasındaki bu iyi ilişkileri, parlamentolar tarafından da destekleme arzusunda olduklarını ifade eden Kurtulmuş, dostluk gruplarının, ihtisas gruplarının karşılıklı ziyaretlerinin ve özellikle uluslararası asamblelerdeki Türk ve Kore Cumhuriyeti heyetlerinin yakın çalışmasının iki parlamentoyu daha da yakınlaştıracağını vurguladı. Gelecek dönemde Asya’nın önemli güç merkezlerinden birisi olacağını belirten Kurtulmuş, "Türkiye olarak Asya ile ilişkilerimize önceki dönemlerden daha fazla önem atfediyoruz. Özellikle 2019’dan itibaren başlatılan ‘Yeniden Asya girişimi’yle Asya’daki bütün ülkelerle ilişkilerimizi çok daha ileri noktaya götürmek istiyoruz. Kaldı ki Güney Kore, Asya’daki bizim en önemli müttefiklerimizden birisidir. Hem tarihi ve kültürel yakınlığımız hem de Asya’daki ikinci ticaret ortağımız olması bakımından Güney Kore bizim için çok önemlidir. Aynı şekilde biz de kan kardeşi olarak Güney Kore için çok önemli olduğumuzu biliyoruz. Bu dostane ilişkileri çok daha ileri noktalara taşımak mümkündür" şeklinde konuştu. Türkiye’nin ve Kore Cumhuriyeti’nin dünya çapında fevkalade deneyimli şirketlerinin bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Her iki ülkenin karşılıklı yatırımlarının artırılmasının ötesinde, özellikle Türkiye’nin etkisinin fevkalade büyük olduğu Orta Asya ve Afrika’da da Güney Kore ile müşterek iş birliği yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. İki ülke arasındaki kapasite fevkalade önemli iş birliklerine de müsaittir. Özellikle bilim, teknoloji, inovasyon ve yüksek teknolojiler alanında iş birliği yapabilecek çok güçlü insan gücüne ve teknolojik altyapıya sahip olduğumuzu belirtmek isterim" diye konuştu. Filistin davası konusunda Kore Cumhuriyeti’nin tutumunu takdirle karşıladıklarını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Filistin’in masum ve mazlum halkına karşı destek olunması, yardımların gönderilmesi ve onların içinde bulunduğu zor durumdan kurtarılması konusundaki tavrınızı olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Yine aynı şekilde Filistin meselesinde iki devletli çözümden yana tavrınız da takdire şayandır. Ümit ederim ki bu doğru tavrımızı, doğru istikamette ilerleyen tavrınızı en kısa süre içerisinde Filistin devletini resmen tanıyarak olgunlaştırırsınız. En son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde 11 Batılı ülke Filistin’i tanıdı. Asya’nın büyük güçlerinden birisi olan Güney Kore’nin de tanınmasıyla birlikte çok güçlü bir destek verilmiş olur. Böylece Güney Kore olarak tarihin doğru tarafında durduğunuzu bütün dünyaya ilan etmiş olursunuz" Wonshik, iki ülke arasında tarihi bağların bulunduğuna işaret ederek, Kore Savaşı’nda Türkiye’nin 20 binden fazla asker göndererek Kore Cumhuriyeti’nin özgürlüğünü ve demokrasisini korumaya yardım ettiğini söyledi. Wonshik, Ayla filminde olduğu gibi Türk askerlerinin sadece savaşmadığını, savaş yetimleri için Ankara Okulunu kurduğunu, yetimlere bakarak eğitimler verdiğini anlatarak, Kore Cumhuriyeti halkı olarak buna karşı minnettar olduklarını ifade etti. Wonshik, 6 Şubat 2023’te Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketi sırasında Kore Cumhuriyeti hükümeti ve halkının da hızla yardıma koştuğunu dile getirdi. Geçen sene aralık ayında Kore Cumhuriyeti’nde sıkıyönetim ilan edildiğini ve halkın Meclise koştuğunu, milletvekillerinin hızla Meclise geldiğini anlatan Wonshik, anayasaya uygun bir şekilde bu sıkıyönetimi iptal etmeye çalıştıklarını ifade etti. Görüşmede, NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Kore Cumhuriyeti Parlamentolar Arası Dostluk Grubu üyeleri AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, AK Parti Karabük Milletvekili Cem Şahin, AK Parti Ankara Milletvekili Kurtcan Çelebi, CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye’nin Seul Büyükelçisi Murat Tamer yer aldı. Kurtulmuş ve Wonshik, daha sonra FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında bombalanan Meclis’teki alana karanfil bıraktı. TBMM Genel Kurul Salonu’nu ziyaret ederek milletvekillerini selamlayan Kurtulmuş ve Wonshik, bir süre Genel Kurul çalışmalarını takip etti.
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.