KÜLTÜR SANAT - 22 Eylül 2023 Cuma 09:43

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

A
A
A

Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan Eminönü Yeni Camii’nin içinde yer alan Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasında paslanmaya yüz tuttu. Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, çini panonun korunması için kırılmaz şeffaf bir camla kaplanması gerektiğini söyledi.

Eminönü Yeni Camii bir diğer adıyla Valide Sultan Camii’nin inşasına 1597 yılında Safiye Sultan tarafından başlandı. Ancak Mısır Çarşısı’nın hemen yanında Galata’nın tam karşısında yer alan son Osmanlı klasik dönem caminin inşası Hatice Sultan’ın çabalarıyla 1665 yılında tamamlandı. Yapımı 66 yıl süren Yeni Camii’nin 66 kubbesi bulunuyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun inşası en uzun süren camisi olan Yeni Camii’nin içinde birbirinden güzel çiniler yer alıyor. Yüzyıllardır milyonlarca kişinin uğrak yeri olan bu güzel eserin içinde bulunan Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi. 6 bölümlü demir parmaklığın ardından kısmen görünen çini pano paslanmaya başladı. Panonun kenarlarında kırılmalar olduğu görüldü. Kabe tasvirli çini panoda çatlaklar meydana geldi. Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, eserin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından korunması gerektiğini söyledi.

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

“Yeni Camii’nin inşası 66 yıl sürdü”

Eminönü Yeni Camii’nin inşası hakkında bilgi veren Tarihçi Ömer Faruk Yavaşçay, “Şuan da Eminönü Yeni Camii’nin önündeyiz. Safiye Sultan döneminde 1597 yılında inşaatına başlanıyor. Camii maalesef tamamlanamıyor. 1600’lü yılların başlarında Sultanahmet Camii’nin inşaatına da başlanıyor o yüzden buraya pek önem gösterilmiyor. Sultanahmet Camii’ne tüm yatırımlar yapılıyor. Burası denize sıfır olduğundan dolayı zemin kısmı sürekli su alıyordu ve buraya yüzlerce kazık çakıldı. Zemin kısmını sağlamlaştırmak için. Bu yüzden de yüzyıllardır dayanıyor. İnşaat yarım kaldı, yıllar geçti.

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

Hatice Sultan kendisi inşasına devam etmek istedi. Caminin olduğu yerde Yahudilere ait binalar vardı. Hatice Sultan onların hakkı ne kadarsa ödeyerek satın aldı. Satın aldığı binaları da yıktırınca burada devasa bir boş alan oluştu. Sonrasında inşaat çalışmalarına başlandı. Bu çalışmalar çok uzun sürdü çünkü hem cami büyüktü hem de bu dükkanların alımı uzun sürmüştü. Bu caminin inşaatı 66 yıl sürdü. Osmanlı İmparatorluğu’nun inşası en uzun süren camisi burasıdır. 1665 yılında buranın açılışı yapıldı. Tabii ki tek başına yapılmadı. Yanında çeşmesi, sultan türbesi, hünkar kasrı, hünkar mahfili ve medresesi vardı. Büyük bir kompleksti burası. Ayrıca Mısır Çarşısı buraya gelir getirmek için yapılmıştı. Bunların hepsi birlikte 1665 yılında tamamlandı” dedi.

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

“Kabe tasvirli çini pano maalesef bir demirle kapatılmış”

Osmanlı İmparatorluğu’nun son klasik dönem camisinde bulunan Kabe tasvirli tarihi çini panonun demirle kapatıldığını anlatan Yavaşçay, “Yeni Camii’den sonra bu büyüklükte klasik dönem cami yapılmadı. Genellikle Lale Devri’nden sonra daha çok Avrupai tarzda camiler yapıldı. Bu cami dışarıdan bakıldığında piramidal bir görüntüye sahiptir. Yani 4 köşesinden bir çizgi çizdiğimiz vakit kubbeye bir piramidi andırıyor. Bu yönden mimari olarak çok güzel bir görüntüsü var. Ayrıca içerisinde yüzlerce çini var. Caminin iç kısmında ise çok özel bir eser var. Kabe tasvirli bir çini pano bulunuyor. Bu çini pano maalesef bir demirle kapatılmış durumda.

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

Eserin hem görüntüsü bozulmuş hem de o demir yıllar geçtikçe paslanıyor ve o çiniyi bozuyor. Burada yapılması gereken o demir korumanın kaldırılıp yerine şeffaf kırılmaz bir camla kaplanması gerekiyor. İnsanlar bir de dokunuyor ona bununda önüne geçilmesi gerekiyor. Bu eserin kırılmaz bir camla koruma altına alınması gerekiyor. Eminönü Yeni Camii Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir şuan mülkiyeti ondadır. Kabe tasvirli çini panonun da onlar tarafın korunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Eminönü Yeni Camii’ndeki Kabe tasvirli tarihi çini pano demirlerin arkasına gizlendi

Semanur Kaygısız - Emre Baba


 

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.