GÜNDEM - 03 Aralık 2024 Salı 13:58

Kirazlıtepe’deki kentsel dönüşümde hak sahiplerine konut teslimatı devam ediyor

A
A
A
Kirazlıtepe’deki kentsel dönüşümde hak sahiplerine konut teslimatı devam ediyor

Üsküdar Kirazlıtepe’de, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı bünyesinde yapılan Kirazlıtepe Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 2.etap konutlarının teslimine başlandı.


Kentsel dönüşümün simge noktalarından biri olan Kirazlıtepe’de, birinci etapta 551 adet bağımsız bölümün hak sahiplerine anahtar teslimi tamamlandı. Şuan yapımı tamamlanan ikinci etapta, bağımsız bölümün 706 konut ve 75 işyerinin teslimine başlandı. 3. Etapta ise 668 adet bağımsız bölümün yapımına devam ediliyor. Yakın zamanda yapım çalışmaları tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.


“39 ilçemizde dönüşüm faaliyetlerimize tüm imkanlarımızla devam ediyoruz”


Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü Dönüşüm Alanları Şube Müdürü Zeynep Özderya, “Hak sahiplerinin tamamının uzlaşısıyla başlatılan Kirazlıtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 18 hektarlık alanda, 2 bin bağımsız alandan oluşmaktadır. Zemin artı 3 katlı inşa edilen yapılar ile mahalle dokusu korunarak hak sahiplerinin komşuluk ilişkilerinin devamı sağlandı. Biz İstanbul genelinde depreme dayanıklı yapıların arttırılması için hak sahiplerinin de taleplerini dikkate alarak, yeni dönüşüm alanlarını birlikte yürütüyoruz ve işin sonunda hak sahiplerinin sevincini birlikte paylaşıyoruz. İstanbul’da depreme dayanıklı yapıların artması için Sayın Bakanımız Murat Kurum’un da öncülüğünde, belediyelerimiz ve hak sahiplerimizin iş birliği ile 39 ilçemizde dönüşüm faaliyetlerimize tüm imkanlarımızla devam ediyoruz" dedi.


Hak sahibi Hasan Çakır, “42 senelik Kirazlıtepeliyim, kentsel dönüşümün gelmesi bizim için hayırlı oldu, bu vesile ile iyi bir daire verdiler. Devletimizden Allah razı olsun bize böyle bir imkan tanıdılar, şans yüzümüze güldü” diye konuştu. Bir diğer hak sahibi Cemil Kandil ise, “Elhamdülillah anahtarımızı teslim aldık. İnşallah bundan sonra sağlık, afiyet içinde otururuz. Bizim aile apartmanımız vardı, depreme dayanıksız olduğu için yıkım kararı verilmişti. Devletimize güvendik, onlara teslim ettik. Güven içerisindeyiz artık, deprem korkumuz olmayacak. Emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.