KÜLTÜR SANAT - 28 Mart 2024 Perşembe 17:23

’Mukaddes Emanetler’ ona emanet: Peygamber Efendimiz’in Sakal-ı Şerifi İstanbul’da restore ediliyor

A
A
A

Şişli’de Bilgisayar Mühendisi Özer Celep, 15 yıldır Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetlerinin bakım ve onarımını gerçekleştirerek gelecek nesillere ulaşmasını sağlıyor. Ayrıca restorasyon işlemlerini gerçekleştirdiği yerde Celep, "Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı, mübarek kokusunun sindiği hurma ağacının lifinden olan yatağa, ayak izlerine, Sakal-ı ve Saç-ı Şerifi’nden, Ravza-i Şerifi’nin örtüsüne kadar birçok kutsal emanet sergileniyor."

Şişli’de Bilgisayar Mühendisi Özer Celep, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetlerinin bakım ve onarımını gerçekleştiriyor. Özer Celep, 15 yıl önce Kadir Gecesi’nde gittiği bir camideki Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Sakal-ı Şerifi’nin muhafaza edildiği sandığın yıprandığını görünce hayatı değişti. O tarihten itibaren Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mukaddes Emanetleri nesilden nesle bugüne kadar aktarılarak gelenleri, gelecek nesillere ulaştırmak için çalışmaya başladı. Bin 400 yıldan fazladır var olan emanetlerin birçoğu günümüze kadar sağ salim ulaştı. Emanetlerin gelecek nesillere aktarılması için çalışan Özer Celep, büyük bir titizlikle kendisine getirilen emanetleri restore ediyor. Kutsal emaneti eski muhafazasından çıkaran Celep, bakımlarını ve temizliğini yaptıktan sonra bal mumunu değiştiriyor. Ardından da emanet yeni muhafaza içerisine yerleştirilerek gelecek nesillere ulaşması için hazırlıyor. Öte yandan, Celep restorasyonunu yaptığı Kutsal emanetleri dairesinde sergiliyor. Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem)yattığı, mübarek kokusunun sindiği hurma ağacının lifinden olan yatağa, ayak izlerine, Sakal-ı ve Saç-ı Şerifi’nden, Ravza-i Şerifi’nin örtüsüne kadar birçok kutsal emanet yer alıyor. Ayrıca Peygamber Efendimiz’in, Saç-ı Şerifi’nin de sergilendiği alanı ziyaret edenler gözyaşlarını tutamıyor. Kutsal emaneti restore ettirmek isteyen kurumlar ve şahıslar, mukaddesemanetler.com.tr ve kutsalemanetler.com.tr web siteleri üzerinden Özer Celep ile iletişime geçebiliyor.

’Mukaddes Emanetler’ ona emanet: Peygamber Efendimiz’in Sakal-ı Şerifi İstanbul’da restore ediliyor

“Kadir Gecesi’nde gittiğim bir camide Sakal-ı Şerif’i gördüğümde yıpranmış hali beni çok hüzünlendirmişti”

Mukaddes Emanetlerin bakım ve onarımı yapan Özer Celep, "Burası Peygamber Efendimiz’in mukaddes emanetlerinin restorasyon yapıldığı bir yer. Özel bir yerdeyiz. Takribi 15 yılı aşkındır Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) emanetlerinin restorasyonunu yapıyorum. Nasıl başladık? Aslında bu gönlümüzde var olan bir şeyin vakti, zamanı geldiğinde vuku bulmuş hali. 15 sene öncesinde, Kadir Gecesi’nde gittiğim bir camide Sakal-ı Şerif’i gördüğümde o günün şartlarında belki en iyisi oydu ama zaman içerisinde deforme olmuş bohçaları, sandığını, muhafazasını görmek beni çok hüzünlendirmişti. Sonrasında hocamız bize, ’Bu tarz sanatsal çalışmalarınız var. Efendimizin Sakal-ı Şerif’i içinde çalışma yapar mısınız’ dedi. Bunun üzerine fiziki olarak başlayan bir çalışma bugün dünyaya yayıldı. Bize artık alıştıkları için kolay ulaşılıyor. Benimsenmiş olan bir yer. Kutsal emanetlerin restorasyonunun yapıldığı bir yer olarak biliniyor. Resmi kurumlardan veya şahıslardan olsun, elinde Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ait veya diğer mübarek büyüklerimize ait bir emanet varsa onların bizden sonraki nesillere ulaşmasıyla alakalı olarak muhafaza çalışmalarını yapıyoruz. Bunlar çok fazla bilindiği ve insanlar tarafından vakıf olunduğu için vesilelerle bize ulaşıyorlar" dedi.

“Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı mübarek kokusunun sindiği yatak”

Restorasyonun yapıldığı dairede Mukaddes Emanetleri’nde bulunduğunu belirten Celep, “Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ait bereketler mevcut. Ümmetin ortak bereketleridir. Şu an bizde, bizden sonra da başkalarında olacak. Biz bir köprüyüz. El yazısı, Kuran-ı Kerim mezura gibi deriye yazılmış. Bu şekilde saklanmış. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ayak izleri, ahşaba yapılmış Kadem-i Şerif örneği. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yattığı mübarek kokusunun sindiği yatak. Bu hurma ağacının lifi. Bu koku dünyada başka hiçbir şeye benzemiyor. Ağaçtaki parçada böyle kokunun olması akılla anlaşılabilir bir şey değil. Benim anlayabildiğim bir şey değil. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Ravza-ı Şerifi’nin örtüsü. Ziyaret ettiğinizde duvarda asılı olan mübarek örtü. Hacerül Esved taşından bir parça. Şahitlik yapıyor ya bizlere de şahitlik etsin. Kabe-i Muazzama’nın kapısının örtüsü. Eski zamanlara ait ve çok kıymetli. Peygamber Efendimiz’in Saç-ı Şerifleri. Mucizelerini anlatmakla bitiremeyiz. İnan ki, biz bundan eminiz. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bizzat huzurundayız” ifadelerini kullandı.

’Mukaddes Emanetler’ ona emanet: Peygamber Efendimiz’in Sakal-ı Şerifi İstanbul’da restore ediliyor

“Bizden sonra ümmetlere ulaşabilmesi için bazı sorumluluklarımız var”

Kutsal emanetlerin gelecek nesillere aktarılması için sorumlulukları olduğunu ifade eden Celep, “Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) mübarek Sakal-ı Şerifleri. Böyle bir muhafaza içerisinde. Bizden sonra ümmetlere ulaşabilmesi için bazı sorumluluklarımız var. Sorumluluklar neticesinde bizim bu emaneti daha sağlıklı, konforlu ve daha güvenli bir muhafaza içerisine almamız gerekiyor. Göstermiş olduğumuz aşkı, muhabbeti kendisine sunmamız gerekir. Buradaki muhafaza, eski muhafaza. Örneklendirecek olursak, o emaneti buradan çıkarıp bakımlarını ve temizliğini yapıp, bal mumunu değiştirdikten sonra yeni muhafaza içerisine koyuyoruz. Bu muhafaza içerisinde yenilenmiş oluyor” şeklinde konuştu.

Semanur Kaygısız - Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."