SPOR - 21 Temmuz 2025 Pazartesi 20:17

Okan Buruk: "Genel olarak hazırlık dönemi iyi gidiyor"

A
A
A
Okan Buruk: "Genel olarak hazırlık dönemi iyi gidiyor"

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, ortamdan ve kamp şartlarından memnun olduğunu belirterek, "Genel olarak hazırlık dönemi iyi gidiyor" dedi.

Sarı-kırmızılıların Avusturya kampında bugün gerçekleşen antrenmanı öncesinde teknik direktör Okan Buruk, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İyi bir hazırlık süreci geçirdiklerini vurgulayan Buruk, "Güzel bir yerdeyiz. 4 günlük kısa bir kamp dönemi geçireceğiz. İstanbul’da kendi tesisimizde önemli bir hazırlık yaptık. O konuda da çok mutluyuz. Yeni tesisimiz, çalışmak ve sezon başını geçirmek için çok iyi. Hava şartları aşağı yukarı Avusturya ile aynı. İyi hazırlandık. Ümraniye ve Admira Wacker’e karşı olmak üzere iki hazırlık maçı oynadık. Genel olarak hazırlık dönemi iyi gidiyor. İyi çalışıyoruz. Oyuncu sayımız biraz fazla. Genç oyuncularımızla birlikte çok yüksek bir sayıyla antrenman yapıyoruz. Hem bizimle devam edecek hem bizden ayrılacak oyuncularla beraberiz. İyi bir hazırlık kampı geçiriyoruz. Bulunduğumuz ortamdan ve organizasyondan çok memnunuz" diye konuştu.

Birçok oyuncunun henüz hazırlık maçlarında kullanılmadığını aktaran Okan Buruk, "Milli takımdan gelen oyuncularımız oldu. Onların dışında Sanchez ve Morata gibi geç katılan oyuncularımız vardı. Bu futbolcularımızı şu ana kadarki hazırlık maçlarında kullanmadık. Bir sonraki maçta kullanmak istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Net şekilde oyuncu satmamız gerekiyor"

Tranfer sürecinin devam ettiğini aktaran başarılı teknik adam, "Bir karar vereceğiz. Hazırlık kampı ve hazırlık maçlarının en önemli faydalarından biri oyuncularımızın durumunu görmek. Kadroda en fazla zorlanacağımız nokta yabancı sayısı olacak. Yabancı hakkımızı hangi oyunculardan kullanacağımıza karar vereceğiz. Kamp dönemi ve sezon başlangıcından sonra da transfer için çok önemli bir süreç var. 8 Ağustos’ta lige başlıyoruz ama transfer dönemi 12 Eylül’de bitiyor. Şampiyonlar Ligi listesi için son tarihimiz 2 Eylül. Bu yüzden lig başladıktan sonra da transferlerimiz olacak. Biz planlamamızı yapıyoruz. Takviye yapmak istediğimiz mevkiler var. Elimizdeki oyuncuları da transferde değerlendireceğiz. Kime teklif gelecek, kime gelmeyecek; kim bizle kalacak, kimle yollarımızı ayıracağız göreceğiz. Bunun için uzun bir süremiz var. Bir günde karar vermeyeceğiz. Net şekilde oyuncu satmamız gerekiyor. Hep alarak olmuyor. Bir bütçe oluşturmamız gerekiyor ki gelecek transferlerimizde bu bütçeyi kullanalım" ifadelerini kullandı.

"Osimhen ile ilgili süreç olumlu"

Victor Osimhen transferinin süreciyle alakalı olarak Buruk, "Osimhen ile ilgili süreç çok olumlu ilerliyor. Sona doğru yaklaştık. Bir an önce bitmesini istiyoruz. Napoli ile görüşmelerimiz de çok olumlu. Kısa bir zaman içinde transferin sonuçlanmasını umuyoruz. Bütün transferlerdeki durumumuz Osimhen’e bağlıydı. Çünkü bu transferde önemli bir bütçe kullanacağız. Osimhen transferinden sonra elimizde kalan bütçeyi nasıl kullanabileceğimizi değerlendireceğiz. Hep Osimhen’i bekledik. Osimhen transferi bittikten sonra diğer transferlere yöneleceğiz. Kaleci konusuna gelecek olursak hepimizin bildiği gibi kaleye bir transfer yapacağız. Günay gibi çok iyi bir kalecimiz var. Jankat da hazırlık maçlarında çok iyi performans sergiledi. Onlarla ek olarak kadromuza bir kaleci daha katarak eksiğimizi gidermek istiyoruz. Dün hazırlık maçında sakatlanan Batuhan’a da geçmiş olsun diyorum. Osimhen ve kalecinin yanında düşündüğümüz mevkiler var fakat bizim önceliğimiz oyuncularımızı elden çıkartmak. Sonrasında düşündüğümüz transferler var" açıklamasını yaptı.

"Tekliflere göre değerlendireceğiz"

Yabancı sayısının belirleyici birçok konuda belirleyici olacağını aktaran Okan Buruk, "Ayrılacak oyuncular konusunda hiç isim vermedik. Tüm futbolcularımızdan memnunuz. Gelecek tekliflere göre değerlendirme yapacağız. Elimizde güçlü bir kadro var. Çok önemli oyunculara sahibiz. Yabancı sayısı bizim için belirleyici olacak. Buna göre de gelecek teklifleri değerlendireceğiz" dedi.

Okan Buruk, Barış Alper Yılmaz’ın geleceği hakkında ise, "Barış Alper Yılmaz ile ilgili şu ana kadar bize ulaşan bir teklif yok. Barış’tan çok memnunuz. İyi hazırlanıyor ve kampı iyi geçiriyor. Bu sene bizim için çok önemli olacak. Şampiyonlar Ligi’nde de boy gösterecek. Bütün oyuncular için önemli bir organizasyon. Merakla oyuncularımızın Şampiyonlar Ligi’nde gösterecekleri performansları bekliyoruz. Şu anda kendisiyle ilgili başka bir düşüncemiz yok" diye konuştu.

Mauro Icardi’nin fiziksel olarak tam hazır olmadığını aktaran Teknik Direktör Okan Buruk, "Icardi, yavaş yavaş toplu çalışmalara başladı. Onu daha çok joker olarak antrenmanlarda kullanmaya başladık. İstekli ve motivasyonu yüksek. Takım kaptanı olması, oyunculara olan yaklaşımı, sahadaki pozitif tavırları takımımızı olumlu yönde etkiliyor. Topla yaptığımız antrenmanlarda kalitesini net bir şekilde gösterdi. İyi gidiyor. Tabii ki önünde bir süre var. Onu hazırlamamız gerekiyor. Yapmamız gerekenleri en iyi şekilde yapıyoruz. Şu anda ilk antrenmanları ve toplu oyunları iyi ancak fiziksel olarak kendisini geliştirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

İtalyan hücum oyuncusu Nicolo Zaniolo hakkında da konuşan Buruk, "Zaniolo, bizim çok önemli ve kaliteli bir futbolcumuz. Çok yetenekli bir oyuncu. Onu da bu hazırlık döneminde görmek istiyoruz. Şu anda çok iyi çalışıyor. Her şeyi pozitif ilerliyor. Dünkü maçtan sonra ufak bir ağrısı oldu. Doktorumuz o durumu değerlendirecek. Genel olarak çok iyi çalışıyor. Hazırlık maçlarında da oyun anlayışı, konsantrasyon, istek ve disiplin anlamında da iyi mesajlar verdi. Kadro yapımızı ağustos ayında biraz daha netleştireceğiz. 12+2 yabancı hakkımız var. Bazı kararlar alacağız" açıklamalarında bulundu.

"Şampiyonlar Ligi’ne çok önem veriyoruz"

UEFA Şampiyonlar Ligi için artık daha tecrübeli olduklarını vurgulayan Okan Buruk, "İki sene önce de Şampiyonlar Ligi’nde oynadık. Orada da çok heyecanlıydık. O dönemden ağzımızda çok önemli bir tat kaldı. Özellikle Bayern Münih ve Manchester United maçlarına baktığımızda, iyi takımlara karşı çok iyi işler yaptığımızı gördük. Daha tecrübeliyiz. Şampiyonlar Ligi’ne başladığımızda daha net bir kadromuz olacak. Şampiyonlar Ligi’nde üst turlara gitmek istiyoruz. İlk hedefimiz ilk 8, 16 veya 24’ün içerisine girerek üst tura çıkmak. Doğru kadro yapılanmamızla birlikte bu sene Şampiyonlar Ligi’ne çok önem veriyoruz. Orada yaşayacağımız başarı çok önemli. Ligle birlikte Şampiyonlar Ligi’ni en iyi şekilde oynayabilecek bir kadromuz olacağına inanıyorum. Başkanımız ve yönetim kurulumuzun çok büyük bir desteği var. Onlara buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar, büyük emek veriyorlar. Ben de takımla birlikte buna layık olacağım. Üç senedir bunu yapıyoruz. Bu sezon Avrupa’da kendimize daha büyük bir hedef koyup daha yukarı gitmemiz gerekiyor. Fakat ne olursa olsun Türkiye’de şampiyon olmak çok değerli. Sizi Avrupa’ya taşıyan unsur bu. Ligi kenara bırakamayız. Sadece Avrupa’ya odaklanmayacağız. Hem Türkiye’ye hem Avrupa’ya odaklanacağız" ifadelerini kullandı.

"Yerli stoper alma düşüncemiz yok"

Defans tandemi hakkında sorulan soruyu Buruk, "Şu anda yerli bir stoper transferi düşüncemiz yok. Elimizde zaten Arda ve Metehan gibi gelecekte Galatasaray’a hizmet edebilecek oyuncu var. O bölgede elimizde önemli yabancı oyuncular var. Oyuncularımızı elden çıkarabilirsek onlar gibi bir futbolcu eklemesi yapabiliriz. Bu rotasyon sezon içinde çok önemli oluyor. Takımın stoper yükünü son iki sezondur Davinson ve Abdülkerim çekti. Nelsson’un önemli katkıları oldu. O da şu anda bizimle beraber. Elimizdeki oyuncuların çıkışına göre, Davinson ve Abdülkerim ile birlikte Galatasaray’a çok iyi katkı sağlayabilecek bir oyuncu daha kadroya katmak isteriz" şeklinde cevapladı.

Teknik Direktör Okan Buruk, konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Şu anda hazırlık maçlarında daha çok dörtlü sistem üzerinde gidiyoruz. Geçtiğimiz sezonu da böyle bitirdik. Şu anda başlangıç olarak dörtlü oynamayı düşünüyoruz. Ancak tabii ki bazı esnemeler olacak. Bazen sizin, bazen ise rakibin oyuncu tipine göre bu ayarlamaları yapabiliriz. Asıl önemli olan, oyun anlayışımızı doğru şekilde sahaya koymaktır. Bu anlayışımızı üç senedir devam ettiriyoruz. Dördüncü senede de aynı şekilde dominant oynanan, topu ayağında tutan ve baskıları doğru bir şekilde yapabilecek bir takım oluşturmak istiyoruz. Sahaya doğru yayıldığınızda ve doğru işler yaptığınızda bu tür esnemeler olabilir. Hiçbir zaman formasyonumuzu değiştirmeyeceğiz diye bir şey söylemiyorum. Dünkü hazırlık maçında rakip üçlü oynuyordu. Biz de 4-3-3 oynadık. Bunu Fenerbahçe maçlarında da 3-4-1-2’ye karşı 4-3-3 oynayarak göstermiştik. Sezon içinde 4-2-3-1, 4-4-2 ve 3-4-1-2 kullandık. Bu değişimler olabilir. Doğru bir şekilde bunları kullanmaya çalışacağız. Önemli olan, oyuncularımızı oynadığımız oyuna inandırabilmek. İki hazırlık maçında net bir şekilde aynı hırsı ve isteği gösterdik. Cagliari maçı bizim için daha sert bir maç olacak. Elimizdeki oyuncuların yapısında ve form durumuna göre sezon içinde bazı değişiklikler yapabiliriz. Dün santraforsuz oynadığımız için Yusuf ve Yunus biraz daha serbest oynadı. İkisi de zaman zaman sola yaklaştı. Yunus, her pozisyonu oynayabilecek bir oyuncu. Sane de aynı şekilde. İkisi de sağ, sol ve merkez olarak üç rolü de oynayabilecek futbolcular. Barış’ın farklı özellikleri var. O da merkez santraforu oynayabiliyor. Sallai ve Ahmet de aynı şekilde. Birçok futbolcumuz önceki üç mevkide oynayabiliyor. Bu yüzden bu değişimleri göreceğiz. Bir arada oynadıkça daha iyi olacak. Farklı yerlerde başlayıp oyun içinde bu değişiklikleri yapıyoruz. Doğal rotasyonların oyun içinde gerçekleşmesi de çok normal. Dün Yunus’u sola, Yusuf’u merkeze koyduk ancak doğal rotasyonlar gereği ikisi yer değiştirdi. Yunus’un isteği, performansı ve teknik kapasitesi öndeki üç mevkide de çok rahat şekilde oynamaya yeterli. Bence Rolland Sallai sezonu sağ bek bölgesinde çok iyi şekilde bitirdi. Kesinlikle düşündüğümüz oyunculardan biri. Onun yanında Kaan üç senedir olduğu gibi hangi pozisyon gerekiyorsa orada oynuyor. Mevkisi olmamasına rağmen Barış’ı kullandığımız oldu sağ bek pozisyonunda. Sezon sonunda Sallai’nin performansı çok istediğimiz gibiydi. Kesinlikle o bölgede kullanacağımız oyunculardan biri olacak."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.
Eskişehir bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin 4. Uluslararası Etkinliği gerçekleştirildi Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından açılış toplantısıyla başlayan bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin (En İyi Bal İçin Hijyen, Ambalaj ve Üretim Standartlarını AB Seviyesine Getirme) uluslararası toplantısı, İspanya’nın Barselona şehrinde yapıldı. Geçtiğimiz nisan ayında başlayan proje; Fransa (Compigne), İtalya (Agrigento), İtalya (Bari), İspanya’nın (Barselona) mesleki eğitim kurumları ve sektörel katılımcıların arasındaki işbirliğini güçlendirdi. Projenin, Avrupa Birliği genelinde bal üretimi, hijyen ve ambalaj standartlarının uyumlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı belirtildi. Projenin İspanya ayağında saha ziyaretleri ve pratik öğrenme faaliyetleri Toplantının ilk günü, İspanya ev sahibi kuruluş tarafından koordine edilen saha tabanlı öğrenme faaliyetlerine ayrıldı. Katılımcılar, Sant Antoni de Vilamajor bölgesinde, Montseny Doğal Parkı olarak bilinen dağlık bir alanda bulunan yaklaşık 300 arı kovanına sahip bir arılığı ziyaret etti. Bu ziyaret, arıcılıkta kalite kontrol ve kraliçe arı üretiminde iyi uygulamaları gözlemleme ve profesyonel arıcı ile tüm proje ortakları arasında sürdürülebilir üretim yöntemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatı sağladı. Proje katılımcıları öğleden sonra, Tarragona ilindeki El Perell’da bir arıcılık kooperatifini ziyaret ederek bal paketleme tesisinin teknik incelemesini gerçekleştirdi. Katalonya’da ki en büyük balmumu üretim tesisi de ziyaret edildi. Ayrıca, İspanya’da arıcılığın tarihi gelişimine ve sosyo-ekonomik önemine dair bilgiler sunan Arı Ürünleri Müzesi’ne de gidildi. Bu faaliyetler, ortak ülkeler arasında akran öğrenimini ve iyi uygulamaların aktarımını destekledi. Uluslararası toplantılar ve bilgi alışverişi İkinci ve üçüncü günlerde, Barselona’daki Generalitat de Catalunya’da proje toplantıları ve eğitim oturumları düzenlendi. Tüm ortaklar önceden hazırlanmış bir gündeme dayalı olarak, arı sağlığı, hastalık önleme, üretim standartları ve arıcılıkta ekonomik sürdürülebilirlik konularına odaklanan sunumlar gerçekleştirdi. Bu oturumlar katılımcıların ulusal uygulamaları karşılaştırmalarına, ortak zorlukları belirlemelerine ve Avrupa düzeyinde yenilikçi ve aktarılabilir çözümleri tartışmalarına imkan sağladı. Toplantı sırasında, ev sahibi kurumu temsilen Rosa Altisent Rosell, Erasmus+ projelerinin kurumsal işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik etmedeki önemini vurguladı. Ayrıca gelecekte benzer girişimlere devam etme konusundaki ilgisini dile getirdi. Eskişehir İl Tarım ve Ormancılık Müdürü ve Proje Yetkilisi Yüksel Çil, Erasmus+ işbirliğinin katma değerini ve projenin hem AB Üye Devletleri hem de ortak ülkeler için somut çıktılarının önemini vurguladı. Projenin arıcılık sektöründe kapasite geliştirme, inovasyon ve kalite iyileştirmeyi desteklemedeki rolüne dikkat çekildi. Sonuçlar ve yaygınlaştırma Uluslararası toplantı, proje ortakları arasındaki işbirliğini başarıyla güçlendirdi, mesleki yetkinlikleri artırdı ve bal üretimi ve kalite standartlarına yönelik ortak yaklaşımların geliştirilmesini destekledi. Faaliyetler sırasında elde edilen bilgiler, proje sonuçlarının yerel, ulusal ve Avrupa düzeylerinde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacağı belirtildi. Programın sonunda, ev sahibi kurum tüm katılımcılara katılım sertifikaları verdi. Toplantı, bestHONEY projesi sonuçlarının gelecekteki işbirliğine ve yaygınlaştırılmasına yönelik iyi dilek ve temennilerle sona erdi.