SAĞLIK - 11 Mart 2025 Salı 10:13

Ramazanda ağız ve diş sağlığı için yapılması gerekenler

A
A
A
Ramazanda ağız ve diş sağlığı için yapılması gerekenler

Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Aydan Gürcan, "İftar ve sahurda şekerli tatlılar, gazlı içecekler ve asitli yiyeceklerin tüketimi artabiliyor. Şeker ve asitler diş minesine zarar verir. Gün içinde diş fırçalanmadığı için yemek artıkları ağızda daha uzun süre kalmaktadır. Sahurdan ve iftardan sonra diş fırçalamadan uyumak, bakterilerin gece boyunca çoğalmasına neden olur" dedi.

Ramazan ayında beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte ağız kokusu başta olmak üzere bazı farklılıklar ortaya çıkabiliyor. Liv Hospital Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Aydan Gürcan, ağız ve diş sağlığı için yapılması gerekenleri anlattı.

Ramazan ayında beslenme aralıklarının ve biçiminin değişiminden kaynaklı, ağız ve diş bakımında da dikkat edilmesi gereken bazı farklılıklar bulunduğunu aktaran Gürcan, "Ağız hijyenine gösterdiğimiz özen bu dönemde mutlaka artırılmalıdır. Beslenme biçimimizde farkında olmadan gerçekleşen küçük değişiklikler, ağız ve diş sağlığını negatif etkileyebilmektedir" dedi.

İftar ve sahurda şekerli tatlıların, gazlı içeceklerin ve asitli yiyeceklerin tüketiminin artabildiğini söyleyen Gürcan, "Şeker ve asitler diş minesine zarar verir. Gün içinde diş fırçalanmadığı için yemek artıkları ağızda daha uzun süre kalmaktadır. Sahurdan ve iftardan sonra diş fırçalamadan uyumak, bakterilerin gece boyunca çoğalmasına neden olur. Ayrıca gün içinde su içilmediği için tükürük üretimi azalır ve tükürüğün dişleri temizleyen doğal savunma mekanizmasından faydalanamayız. Tüm bu nedenlerle çürük riski artar. Ağız kokusu ve ağız kuruluğu da orucun sosyal hayata da dokunan önemli etkilerinden birisidir" ifadelerini kullandı.

Gürcan, Ramazan öncesinde diş hekimi kontrolüne gitmenin çürük veya diş eti problemlerini erken tespit edilmesini sağladığını kaydetti.

Gürcan, Ramazanda ağız ve diş sağlığı için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Sahur ve iftar sonrası dişler fırçalanmalı. Özellikle ağız kokusu şikayetine karşın, gün içinde de macunsuz bir şekilde dişler fırçalanabilir. İftar sonrası şekersiz sakız çiğnenebilir. Sakız tükürük salgısını artırır ve ağız kokusunu azaltır. Sahurda bol su içilmelidir. Aşırı tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bunlar gün içinde susuzluğu artırır. Diş ipi kullanarak diş aralarındaki yemek artıklarını temizlenmelidir. Dil temizliği yapılmalıdır. Çünkü dilin üzerinde kötü kokuya neden olan bakteriler birikebilir. Soğan, sarımsak gibi keskin kokulu yiyecekleri azaltılmalıdır. Yoğurt tüketmek ağız kokusunu azaltabilir. Maydanoz ve nane çiğnemek de nefesi ferahlatır. Aç karnına kahve ve asitli içeceklerden kaçınılmalı. Sahurda lifli ve protein ağırlıklı beslenilmeli. Su, süt veya bitki çaylarının tüketimi artırılmalı. Yoğurt gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketilmelidir."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de gönüllülüğün geleceği masaya yatırıldı Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi iş birliğiyle 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında düzenlenen program sona erdi. "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" başlığıyla gerçekleşen etkinlikte konuşan Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, Nilüfer’in sivil toplum potansiyeliyle Türkiye’ye örnek olduğunu vurguladı. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi tarafından organize edilen 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü etkinlikleri, Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen ikinci gün programıyla tamamlandı. İki gün süren ve "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" başlığıyla işlendiği buluşmanın kapanışına; Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Programın ikinci gününde konuşan Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, ilçedeki sivil toplumun gücüne dikkat çekti. Forumların ve fikir alışverişlerinin katılımcılara yeni ufuklar açtığını belirten Aydın, Nilüfer’in bu alandaki öncü rolüne değindi. Sivil toplumun, Nilüfer’de Türkiye’ye örnek teşkil edecek bir potansiyel oluşturduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi; "Bu potansiyeli oluşturanlar, sivil toplumun öncü kadrolarıdır. Nilüfer’in bu dinamiğinin Türkiye’ye örnek olacağını düşünüyoruz. Bugün sivil toplumda veya genel işleyişte ‘tartışmasız doğru’ diye bir kavram kalmadı; çok yeni bir dönemin içindeyiz." Önümüzdeki hafta yapılacak genel kurulda ‘Dijital Çağ’ konusunun ele alınacağını hatırlatan Aydın, değişen dünyada katılım alışkanlıklarının da farklılaştığını belirtti. Aydın, "Dijital çağ sadece teknoloji kullanımı değil, bambaşka bir dünya. Belki de katılımın formları değişiyor ve biz bunu Nilüfer’den tartışarak keşfedeceğiz" dedi. Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu’nun yaptığı "Gönüllülük ve Katılım İçin Elverişli Ortamlar: 2025 ve Ötesi" başlıklı panele geçildi. Panelde; Mahalle Afet Gönüllüleri’nden Sevilay Karaca, Bir Bulut Olsam Derneği’nden Emre İpekyüz, Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği’nden Burcu Üzümcüler, HEPAD Her Eve Bir Pati Derneği’nden Emre Demir, Özgür Renkler Derneği’nden Semih Özkarakaş ve Nilüfer Kent Konseyi Gönüllüsü Alper Can söz aldı. Konuşmacılar, temsil ettikleri derneklerin faaliyetlerini anlatarak örgütlü mücadelenin ve dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Panelin ardından katılımcılar eş zamanlı düzenlenen atölye çalışmalarında bir araya geldi. "Gönüllülükte Adalet ve Eşitlik", "Ekolojik Gönüllülük ve İklim Direnişi", "Sanatla Toplumsal Adalet", "Kriz Dönemlerinde Gönüllülük", "Yeni Nesil Gönüllülük ve Dijital Direniş" ile "Kadın Meclisleri Ortak Atölyesi" başlıkları altında toplanan gruplar, belirlenen konular üzerine fikir üretti. Etkinlik, atölye çıktılarının değerlendirildiği ve Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu yönetiminde gerçekleşen "Sivil Toplumun 2025 ve Ötesi Rolü" paneliyle sona erdi.