EKONOMİ - 17 Mart 2025 Pazartesi 15:04

Tamamen elektrikli yeni Ford’lar Avrupa yollarına çıkmaya hazır

A
A
A
Tamamen elektrikli yeni Ford’lar Avrupa yollarına çıkmaya hazır

Avrupa’nın önde gelen ticari araç üreticilerinden biri olarak üretim portföyündeki tüm araçları elektriklendiren Ford Otosan, tam elektrikli Ford E-Transit/Tourneo Courier ve Ford Puma Gen-E modellerini müşteriyle buluşturuyor.



Ford’un Avrupa’daki ticari araç üssü olan Ford Otosan, mühendislik ve üretim sorumluluğunu üstlendiği yeni Ford E-Transit Courier, E-Tourneo Courier ve Ford Puma Gen-E Romanya’daki Craiova fabrikasında üretmeye başladı. Ford Otosan, yeni tam elektrikli modelleriyle elektrifikasyon vizyonunu güçlendirirken, sıfır emisyonlu mobiliteye geçiş sürecinde önemli bir kilometre taşı başarıya daha imza attı.



Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Haydar Yenigün, Ford Motor Company Ticari Araç Direktörü John Davis, Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt, Ford Otosan Genel Müdür Baş Yardımcısı Josephine Payne ev sahipliğinde 14 Mart’ta Craiova’da gerçekleştirilen törene Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu ile birlikte çok sayıda devlet yetkilisi, sektör temsilcisi ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.



Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Koç Topluluğu’nun bir asra yakın süredir otomotiv sanayine kararlı bir şekilde yatırım yaptığını ve otomotiv sektörünün Topluluğun stratejik vizyonunun temel taşlarından biri olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Sektörü sadece yurt içinde büyütmekle kalmayıp, istikrarlı ihracatımız ve yurt dışı yatırımlarımız sayesinde Türkiye otomotiv sanayisinin bölgesel ve küresel ölçekte rekabet gücünün artmasına öncülük ediyoruz. Otomotiv sektörüne yaptığımız yatırımlar, bizim olduğu kadar global iş ortaklarımızın da Türkiye’ye duyduğu güçlü güveni yansıtıyor. Küresel otomotiv sanayisinin en güçlü ve başarılı ortaklıklarından biri olan Ford Otosan da Koç Holding ve Ford Motor Company arasında uzun yıllardır süren köklü iş birliğinin önemli bir göstergesi. Bu ortaklık, sadece ticari bir iş birliğinin ötesinde, Türkiye otomotiv sektörünün doğuşuna ve gelişimine yön veren bir yolculuğu temsil ediyor. Bugün Ford Otosan, Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticilerinden biri ve Ford’un elektrikli ticari araç üretim üssü olarak bu vizyonu geleceğe taşımaya devam ediyor. 2022’de Craiova Fabrikası’nın devralınmasıyla Türkiye ile Romanya arasındaki ticari ilişkilerin daha da güçlenmesinde önemli bir rol oynayan Ford Otosan, bugün Romanya’nın ikinci büyük ihracatçısı olarak bu katkıyı sürdürüyor. Burası, yalnızca bir üretim merkezi değil, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki stratejik konumunu güçlendiren bir ekosistem oluşturuyor. Bugün, Romanya’da üretilen araçlar için Türkiye’den 60’tan fazla tedarikçiyle yürütülen iş birliği, uluslararası çapta değer üretme gücümüzün bir göstergesi. Bu tesisimizden yola çıkacak olan E-Transit Courier, E-Tourneo Courier ve Avrupa’nın en çok satan yolcu aracı olan Ford Puma Gen-E’nin tamamen elektrikli versiyonları Avrupa pazarındaki konumumuzu daha da sağlamlaştıracak."



Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt, Ford Otosan’ın 60 yılı aşkın süredir üstün üretim ve mühendislik yetkinlikleriyle otomotiv sektörüne yön verdiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Mühendislik gücümüz, Ar-Ge alanındaki uzmanlığımız ve en önemlisi yenilikçiliğe, sürdürülebilirliğe ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımız sayesinde faaliyetlerimizi genişletmeye ve ülkemize değer katmaya devam ediyoruz. Ford Otosan olarak Türkiye’nin ihracat şampiyonu konumundayız. 2024’te 330 binden fazla araç ihraç ederek tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. Elektrifikasyon stratejimizle, Türkiye’nin teknolojik yetkinliklerini geliştirirken aynı zamanda Avrupa pazarındaki gücümüzü pekiştiriyoruz. Bu yolculukta, Craiova Fabrikası, Ford Otosan’ın ticari araç tasarımı, geliştirme ve üretim konusundaki kapsamlı uzmanlığıyla mükemmel bir uyum içinde. 2022’den bu yana Kocaeli ve Craiova fabrikalarımız arasında güçlü bir bilgi ve deneyim paylaşımı sağladık. Bugün, Türkiye ve Romanya’da çalışma arkadaşlarımız aynı tutkuyla yan yana çalışarak, geleceğin otomotiv dünyasını şekillendiren dünya standartlarında araçlar üretiyorlar."



Özyurt, Ford Otosan Craiova Fabrikası’nın bugün Avrupa’nın en verimli üretim tesislerinden biri olarak konumlandığını belirterek, fabrikanın benzersiz esnek üretim yapısıyla binek araçları, ticari araçları, içten yanmalı motorları ve tam elektrikli araçları aynı üretim hattında üretebilen tek tesis olma ayrıcalığını taşıdığını ifade etti. Özyurt, "Ford’un stratejisinin merkezinde ikonik modellerimizi elektrikli hale getirmek yer alıyor. Bu vizyon doğrultusunda, ürettiğimiz tüm araçların elektrikli versiyonlarını hayata geçirerek ülkemizin teknolojik yetkinliklerini geliştiriyor, aynı zamanda Ford Avrupa’nın elektrifikasyon yol haritasında kritik bir rol üstlenmekten büyük gurur duyuyoruz."



Ford Otosan, 2014 yılında Yeniköy Fabrikası’nda üretimine başladığı Courier serisinin dünyadaki tek üreticisi olma unvanını sürdürüyor. Şirketin uzun vadeli yatırım stratejisinin bir parçası olarak, Courier üretimi büyük bir dönüşüm geçirdi. Ford Transit Custom ailesinin üretiminin artmasıyla birlikte, Gölcük Fabrikası’ndaki üretim kapasitesi artırılarak yenilenen Yeniköy Fabrikası’na kaydırıldı. Aynı zamanda Ford ve Volkswagen arasındaki stratejik iş birliği kapsamında 1 tonluk ticari araç üretimine başlanması, Courier üretiminin 2022 yılında Ford Otosan bünyesine katılan Craiova Fabrikası’na taşınmasını beraberinde getirdi. Craiova Fabrikası, Ford’un Avrupa’da en çok tercih edilen binek aracı Puma’nın da üretim merkezi konumunda.



Yapılan açıklamaya göre; tüm bu gelişmelerle, Ford E-Transit Courier, Ford E-Tourneo Courier ve Ford Puma Gen-E’nin tek üretim merkezi olması, Ford Otosan’ın üretim gücünü ve küresel rekabetçiliğini daha da ileri taşımanın ötesinde, şirketin Avrupa’daki güçlü konumunu pekiştirerek stratejik büyüme vizyonunu derinleştiriyor.



Ford Otosan, elektrifikasyon yatırımlarıyla güçleniyor


Son yıllarda elektrifikasyon ve yeni nesil araç teknolojileri alanında büyük yatırımlar gerçekleştiren Ford Otosan, 2021 yılında açıkladığı 2 milyar Euro’luk yatırım planının 1,9 milyar Euro’luk kısmını tamamladı. Bu kapsamda Kocaeli fabrikaları, Türkiye’nin ilk entegre içten yanmalı, hibrit ve tam elektrikli araç üretim üssüne dönüştü. Ford Otosan, bu yatırımlarla birlikte Avrupa’nın en büyük ticari araç üreticisi olarak elektrifikasyon dönüşümüne öncülük etmeye devam ediyor.



Tamamen elektrikli yeni Ford’lar Avrupa yollarına çıkmaya hazır

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.