GÜNDEM - 28 Eylül 2024 Cumartesi 09:52

Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi harabeye döndü

A
A
A
Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi harabeye döndü

Atatürk’ün emriyle 1924 yılında Heybeliada’nın Güney’inde kurulan Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olan Heybeliada Sanatoryum’u 100 yıl sonra harabeye döndü. Ne yapılacağı belirsiz olan hastanenin havadan çekilen görüntülerde çatısının yıkıldığı ve büyük hasar gördüğü gözüküyor.


İstanbul’da şehirden uzak ve temiz havanın olduğu Heybeli Ada üzerinde kurulan Sanatoryum Hastanesi yıllardır atıl bir durumda. İçerisinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve edebiyatçı yazar Rıfat Ilgaz gibi ünlü isimler tedavi gördüğü biliniyor. 1980 darbesinde bütçe desteği devlet tarafından kesildi. Hastane en büyük darbeyi o yıllarda aldı. 1999 yılına kısıtlı bütçe ile yapılan bakımlarla hastane binaları ayakta tutulmaya çalışılıyordu. 17 Ağustos 1999 depremiyle büyük hasarlar meydana geldi. Çatılar hasar gördü hastanenin bir kısmının çatısı o yıl tamamen yıkıldı. 1 Ağustos 2005 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nın verdiği onayla Heybeliada Sanatoryumu, kadro ve tıbbi donanımıyla, Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne nakledilmesine karar verildi. 19 yıl boyunca atı bir şekilde duran hastane kaderine terk edildi. Hastanenin son durumu havadan çekilen görüntülerle ne kadar içler acısı hale geldiği görüldü. Çatıları, duvarları yıkılan hastane Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olması ile biliniyor.


“Atatürk’ün emriyle 1924 yılında açılışı yapılıyor”


Araştırmacı Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, “Sanatoryum uzun dönem hastalıkların tedavileri için kullanılan hastaneye deniyor. Ülkemizde ilk sanatoryum Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 1924 yılında açılışı yapılıyor. Verem hastalıklarının tedavisine başlanıyor. Uzun dönem verem hastalıkları tedavi ediliyor. İlk kurulduğunda 16 yatak kapasitesine sahipti daha sonra 1940’lı yıllarda hastane genişletiliyor. Ek binalar yapılıyor ve daha büyüyor. 1980’li yıllarda ise hastane darbeden sonra devlet desteği kesiliyor. 1980’li yıllara kadar Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen bir hastanedir. Darbe olması ile hastaneye verilen destek kesiliyor. Bu süreçten sonra hastane kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. 1999 depreminde hastane ağır hasar alıyor. Bazı bankaların yardımı ile tekrar toparlanmaya çalışıyor. 2005 yılında ise hastanenin ihtiyaçları karşılanamayacak bir seviyeye geliyor” dedi.


“Bu yıl hastanenin kuruluşunun 100. Yılı”


Hastanenin adalarda olduğundan için çok hasta gelemediğinin altını çizen Yavaşçay, “Daha sonra Sağlık Bakanlığı tarafından hastane kapatılıyor. 2009 yılında ise ufak çaplı bir yangın oluyor. Ada itfaiyesi tarafından söndürülüyor. Bu hastanede verem başta olmak üzere göğüs hastalıkları tedavi ediliyordu. Sonraki yıllarda başka hastalıklar tedavi edilse bile başlangıcı verem ve göğüs hastalıklarıydı. Hastanenin adalara yapılmasının nedeni İstanbul’dan uzak havası temiz, Heybeli Adanın güney kısmında Çam limanı mevkiinde bulunuyor. Bu yer havanın çok temiz olduğu bir bölgedir. Bu nedenle hastanenin bu bölgeye yapılması tercih edildi. Bu yıl hastanenin kuruluşunun 100. Yılı, bu nedenle orasının bir müzeye dönüştürülmesi gerekiyor” diye sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ederson ve Jhon Duran, Beşiktaş maçında forma giymeyecek Fenerbahçe Kulübü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş ile oynayacakları derbide Ederson ve Jhon Duran’ın forma giymeyeceklerini açıkladı. Sarı-lacivertli kulüpten konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Futbol A Takımımızın, Ziraat Türkiye Kupası ilk karşılaşmasında 23 Aralık tarihinde Beşiktaş ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olarak kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Takımımızda yer alan futbolcularımızdan Ederson ve Jhon Duran, 24 Aralık tarihinin Noel Bayramı arifesi olması nedeniyle, yoğun maç takvimi içerisinde önceden kulübümüze ilettikleri kişisel ve ailevi talepler doğrultusunda bu karşılaşmanın maç kadrosunda yer alamayacaklardır. Söz konusu durum, sezon başından bu yana devam eden yoğun müsabaka programı kapsamında sporcularımızın insani hassasiyetlerine saygı gösterilmesi anlayışıyla değerlendirilmiştir. Diğer futbolcularımızdan Fred cezası nedeniyle; Edson lvarez, Archie Brown ve Nelson Semedo ise sakatlıkları sebebiyle bu karşılaşmada forma giyemeyecektir. Kulübümüz; sportif yükümlülükler, yoğun maç takvimi ve zorunlu müsabaka dışı durumları bir bütün olarak ele almakta, sporcularının profesyonel sorumlulukları ile sağlık ve bireysel ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım benimsemektedir. Futbol A Takımımız, sahaya çıkacak kadrosuyla birlikte Ziraat Türkiye Kupası’ndaki hedefleri doğrultusunda kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir" denildi.
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
Ankara Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mesleki ve teknik eğitim konusunda "Valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" dedi. Tekin 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Tekin, Kürtçe eğitim konusunda, "Kürtçe eğitimin, vatandaşların Kürtçe öğrenmesine değin bir dizi etkinliği hayata geçirdik. Bakın, şu anda, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde talep edilmesi durumunda vatandaşlarımız Kürtçe, Kurmanci ve Zazaca dâhil olmak üzere, 30’a yakın yaşayan dil ve lehçeyle ilgili olarak seçme ve seçtiği dersin, dilin öğrenilmesinin sağlanmasını mümkün hâle getirdik; şu anda bu mümkün. Ayrıca, Kürtçe bu dersleri okutmak üzere öğretmen atamaları da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. "Kaç öğretmen atadınız?" sorusuyla ilgili olarak ben şu ifadenin altını çizmek istiyorum, burada değerli milletvekillerimize şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum: Siz bizim öğretmen atamamızı istiyorsanız Zazaca ve Kurmanci derslerini okutmak üzere, bölgede çocukların bu dersleri seçmelerini sağlamanız lazım. Ben size şunu söylüyorum: Biz, herhangi bir branştan atama yaparken, norm hesabını yaparken okutulan derslerin Türkiye genelinde sayısını topluyoruz ve akabinde kaç öğretmenimiz var, maaş karşılığı olarak ne kadar derse girilmesi gerekiyor bölüyoruz ve norm ihtiyacımızı buluyoruz. Dolayısıyla bu konunun şöyle çözülmesi gerekir: Talep oldukça norm ihtiyacı olacaktır ve atama yapacağız. Şu anda, hâlihazırda sistemde var olan öğretmenlerimiz bizim norm ihtiyacımızı karşılar durumda olduğu için norm ihtiyacı gözükmüyor" ifadelerini kullandı. Tekin şöyle konuştu: "Bir diğer konu şu: Bakın, şu anda, okullarımız dışında isteyen herkesin Kürtçeyi öğrenebileceği özel öğretim kursu açma hakkı vardır. Teşvik edin, orada işverenler, orada işletmeciler bu kursları açsınlar Kürtçeyle ilgili. O yüzden, bütün bunlar yapılmışken hükûmetimizi, Bakanlığımızı Kürtçe düşmanlığıyla suçlamanızı gerçekten kabul etmiyorum. Lütfen karşılaştırma yaparken öncesiyle beraber karşılaştırın." Tekin Mesleki ve Teknik eğitim veren okullara ilişkin, "Mesleki ve Teknik Eğitim veren okullarda iş başı ve iş başı beceri eğitimi ile ilgili olarak öğrencilerimizin sahada bu konuda becerilerini geliştirecek işletmelerle protokoller yapıyoruz. Bu protokolleri yaparken, valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz. Protokol imzalandıktan sonra bizim Çalışma Bakanlığı müfettişleri, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri rutin aralıklarla denetimlerini yaparlar, çocuklarımızın güvenliğine dair en küçük risk söz konusu ise protokoller iptal edilir. Bugün 25 bin bu yıl için protokol iptali yapılmış" şeklinde konuştu.