SAĞLIK - 08 Temmuz 2025 Salı 10:18

Uzmanlar uyarıyor, göz kuruluğuna dikkat: "Hem sayı, hem şiddet olarak artış var"

A
A
A

Günümüzde giderek artan ekran bağımlılığının etkili olduğu gözlerde kuruluğa ilişkin uzmanlar uyarıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak, "Günümüzde göz kuruluğunu geçmiş yıllara göre gerçekten ciddi ve artmış bir sorun olarak değerlendirebiliriz. Hem sayı hem şiddet olarak artış var. Çocukların artık tablet, telefon, bilgisayar oyunlarıyla daha çok zaman geçirmeleriyle de beraber çok küçük yaşlarda göz kurulukları eski zamanlara göre daha da çok görüyoruz. Son zamanlarda yaş olarak daha geniş spektruma yayılma var" dedi.

Günümüzde telefon, bilgisayar gibi cihazların iş ya da çeşitli sebeplerle kullanımının giderek artması, çocuklarda küçük yaşlardan itibaren ekran bağımlılığı gibi durumlar gözlerde kuruluk problemini oluşturabiliyor. Yanma, kızarıklık, batma hissi, kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterebilen kuruluk kişilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilerken uzmanlar uyarıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak ve Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Gülay Yalçınkaya Çakır, gözlerde kuruluk ve etkilerine ilişkin bilgi verdi.

"Hem sayı olarak artış var hem şiddet olarak artış var

Göz kuruluğunun hastalarda sıklıkla karşılaştıkları bir durum olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakmak, kişilerin hayat kalitesini de önemli ölçüde etkilediğine dikkat çekerek, "Özellikle pandemiden sonra artan ekran maruziyetiyle de beraber günümüzde göz kuruluğunu geçmiş yıllara göre gerçekten ciddi ve artış bir sorun olarak değerlendirebiliriz. Küçük çocukların artık tablet, telefon, bilgisayar oyunlarıyla daha çok zaman geçirmeleriyle de beraber çok küçük yaşlarda göz kurulukları eski zamanlara göre görüyoruz. Damla yetersiz olursa eğer uzun süreli göz kuruluk oluşturacak faktörleri baskılayacak tedavilerimiz mevcut, ara ara çok şiddetli, ağır durumlarda ek farklı damlalarla araya girdiğimiz durumlar mevcut, birtakım ameliyatlar ya da girişimlerle de araya girmelerimiz mümkün. Ekranla çalışan insanlar özellikle çok zorlanabiliyor ya da ciddi göz yanmaları hastanın konforunu ve yaşam kalitesini azaltabiliyor. Hem sayı olarak artış var hem şiddet olarak artış var. Son zamanlarda yaş olarak daha geniş spektruma yayılma var. Havuz, deniz maruziyetlerinde en çok alerjinin artışını buna bağlı olarak ayrıca bununla beraber göz kuruluğunun arttığı durumları görebiliyoruz. Alerjik kişilerin hazırlıklı olmaları eğer tatile gidiyorlarsa alerji ve gözyaşı damlalarını da yanlarında götürmelerini tavsiye ediyoruz ama şiddetli, artan, geçmeyen ya da günden güne daha da ilerleyen kızarıklık, kaşıntı, batma durumları söz konusuyla mutlaka hekime başvurmalarını öneririm" dedi.

Uzmanlar uyarıyor, göz kuruluğuna dikkat:

"Botoks çevre dokulardan sızarsa veya ehil olmayan yerlerde yapılırsa gözyaşı yayılımı etkilenebiliyor"

Op. Dr. Gülay Yalçınkaya Çakır ise "Göz kuruluğu yanma, batma gibi şikayetlerle belirti veren ya göz yaşı eksikliğinden ya da gözyaşının kalitesinin düşmesinden kaynaklanan bir göz yüzeyi problemi ile karakterize bir hastalık, toplumda oldukça sık ve diğer hastalıklarla eşlik edebiliyor. 3 tip olarak sınıflandırıyoruz; gözyaşı üretiminden kaynaklı problemler, ikincisi gözyaşı üretimi var ama hızlı buharlaşmasına bağlı evaporatif tip dediğimiz, üçüncüsü de her ikisinin bir arada olduğu tip. En sık evaporatif ve miks tip dediğimiz ikisinin bir arada olduğu tiple karşı karşıya kalıyoruz. Her yaş grubunda görmekle birlikte özellikle ekran maruziyetinin aktif grupta artmasından dolayı genç hastalarda da görmeye başladık. İleri yaş bir risk faktörü, menopoz çağında daha da belirgin hale gelebiliyor. Kontak lens kullanan hastalarda kuru göz şikayetleri karşımıza çıkıyor, alerjisi olan hastalarda sıklıkla eşlik eden bir durum. Sivilce tedavisi görenlerde de kuru göz daha belirgin hale gelebiliyor, tedavide kullanılan A vitamini içeren bazı ilaçlarda bu gibi bazı kuru göz şikayetleri belirgin hale gelebiliyor. İlaç kullanımı kesildiğinde şikayetler gerileyebilmekle birlikte müdahalemizi gerektiren ciddi göz kurulukları olabiliyor. Botoks uygulaması çevre dokulardan sızarsa veya ehil olmayan yerlerde yapılırsa gözyaşı yayılımı etkilenebiliyor, kuru göz de tetiklenebilir, nadir olmakla beraber karşılaşabiliriz" diye konuştu.

"Başvuranların yarısından fazlasında kuru göz hastalığı mevcut"

Göz kuruluğuna karşı tavsiyelerde bulunan Op. Dr. Gülay Yalçınkaya Çakır sözlerine şöyle devam etti:

Uzmanlar uyarıyor, göz kuruluğuna dikkat:

"20 dakika ekrana bakıyorsa bir kişi 20 saniye gözünü dinlendirsin istiyoruz bu önemli, klimalı ortamlarda da göz kuruluğu alevlenebiliyor. Her şeyden bağımsız bol su tüketimini de öneriyoruz. İlk basamak tedavimiz; suni gözyaşı ürünleri bunların da çeşitli tipleri var, koruyucu içermeyenleri tercih ediyoruz. Daha şiddetli hastalarımızda iltihap giderici kortizonlu damlalar, hastaların kendi kanından hazırladığımız bazı serum ürünleri oluyor, onları kullanabiliyoruz. Çok çok ileri olgularda gözyaşı sıvısının aktığı bölgeye bir tıkaç takıyoruz ve gözyaşının göz yüzeyinde daha uzun süre kalmasını sağlıyoruz. Göz kuruluğu belirtileri geçmeden lazer asla önermiyoruz. Tüm şartlar sağlanmış olsa bile eğer kuru göze ait belirtiler varsa öncelikle onun tedavisini uygulayıp sonrasında lazer işlemi gerçekleştiriyoruz. Polikliniğimize başvuran hastaların yarısından fazlasında belirti veren veya vermeyen bizim saptadığımız kuru göz hastalığı mevcut. Bunun temel sebeplerinden biri ekran maruziyeti. Bazı damlaları, şikayeti olan hastalarımız gidip eczaneden kendisi alabiliyor herhangi bir hekim kontrolüne girmeden bunu kesinlikle önermiyoruz. Yanma batma gibi şikayetler başka bir hastalıkla da beraberlik gösterebilir ’Kuru gözüm var’ deyip ihmal de etmemek lazım, başka bir hastalık da olabilir. Özellikle yaz aylarında güneş gözlüğünü öneriyoruz, tavsiyem; ultraviyole koruması olduğundan emin olduğumuz bir gözlük kullanmak. Sertifikalı herhangi bir optikten alınabilir."

Hasibe Karadağ - Emre Baba - Mehmet Ekrem Ceylan 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa İzmirlİ fotoğrafçılar Manisa’ya hayran kaldı İzmir’den gelen fotoğraf tutkunları, Manisa’nın tarihi ve doğal mirasını objektifleriyle ölümsüzleştirdi. Türkiye Fotoğrafçılar ve Gezi Kulübü İzmir Grubu, Manisa’da düzenlenen fotoğraf gezisinde kentin tarihi ve doğal güzelliklerini fotoğrafladı. Manisalı amatör fotoğrafçı İsmail Aybey’in rehberliğinde gerçekleşen gezide, fotoğraf severler Manisa’nın simge mekanlarına yoğun ilgi gösterdi. Manisa’nın simgelerinden Ulu Park’ta bir araya gelen fotoğraf ekibi, ilk olarak Sultan Camii, Tarihi Tıp Müzesi, Muradiye Camii, Kurşunlu Han ve Hatuniye Camii’ni objektiflerine yansıttı. Ardından Ulu Camii, Darphane, Ağlayan Kaya ve Kır Kahvesi’ni ziyaret eden ekip, Manisa Mevlevihanesi’ni de gezerek tarihi dokuyu fotoğrafladı. Geziyle ilgili değerlendirmede bulunan amatör fotoğrafçı İsmail Aybey, İzmir ve Salihli’den gelen fotoğraf dostlarıyla birlikte keyifli bir gün geçirdiklerini belirterek, "Manisa’nın tarihi ve doğal güzelliklerini bol bol fotoğrafladık. İnsan yaşadığı şehirdeyken bazı değerlerin kıymetini fark edemeyebiliyor. Bu geziyle birlikte ben de Manisa’yı yeniden keşfetmiş oldum. Birçok şehzadeye ev sahipliği yapmış, Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’ndeki tek eseri Muradiye Camii’ni barındıran ilimiz, gerçekten gezilip görülmeye değer" dedi. Fotoğraf gezisi, katılımcıların Manisa’ya dair gözlemlerini paylaşması ve çekilen karelerin değerlendirilmesiyle sona erdi.
Kırklareli Yarım asırlık yorgancı: Kimse çocuğunu yorgancıya çırak olarak vermiyor Bir zamanların vazgeçilmez el sanatlarından "yorgancılık", son ustalarının ellerinde yavaş yavaş tarihe karışıyor. Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde mesleğinde yarım asrı geride bırakan yorgancı Yusuf Çebi, kaybolmaya yüz tutan mesleğinde çırak bulamadıklarından dert yandı. Sanayileşme ile birlikte makine üretimi yorganların piyasayı ele geçirmesi, el emeği göz nuru yün ve pamuk yorganları ikinci plana itti. Yorgancılığa 12 yaşında çırak olarak başlayan 63 yaşındaki Yusuf Çebi, geçen 50 yılın hatıralarını paylaşarak, el emeğinin ve sabrın bu mesleğin temel taşı olduğunu söyledi. Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde yarım asırdır yorgancılık yaparak geçimini sağlayan Çebi, bu dönemde ne çırak ne de usta yetiştiğini söyledi. Yusuf Çebi, "Bu mesleği severek yaptım, şu anda devam ettirmeye çalışıyorum. Bizden sonra bu mesleğin devam edeceğini düşünmüyorum, kimsenin yapabileceğini zannetmiyorum. Elimden geldiği kadar ve sağlığım müddet verdiği sürece yorgancılığı devam ettirip, mesleğimi sonlandıracağım" dedi. Bu meslekte çırak bulamadıklarını dile getiren Çebi, "Yeni eleman yetişmiyor, kimse çocuğunu yorgancıya çırak olarak vermiyor. Hazır yorgan değil el emeği yorganlara önem verin, bizim diktiğimiz yorganlar hem daha sağlıklı hem de daha düzgündür. Yorgancılığın devam etmesinden yanayım. İnşallah yorgancılık bizden sonra da uzun süre devam ettirilir" ifadelerini kullandı.
Isparta Isparta’da 10 günlük kitap şöleni sona erdi Isparta’da 8. Isparta Kitap Fuarı, 10 günlük kitap şöleninin ardından sona erdi. Fuarın son gününde yazarlar Vehbi Vakkasoğlu, Kahraman Tazeoğlu ve Diyetisyen Hatice Nur Ege okuyucularıyla buluşarak, söyleşi gerçekleştirdi. Bu yıl ‘Kitaplar Gül Açıyor’ teması ve ‘Şimdi Kitap Okuma Zamanı’ sloganıyla Gökkubbe Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 8. Isparta Kitap Fuarı tamamlandı. Fuarda 10 gün boyunca birbirinden değerli yazarlar okuyucularıyla buluştu, söyleşiler gerçekleştirdi, kitaplarını imzaladı, yayınevleri binlerce kitabı kitapseverlere ulaştırdı. 8. Isparta Kitap Fuarı’nın son gününde de yazarlar Vehbi Vakkasoğlu, Kahraman Tazeoğlu ve Diyetisyen Hatice Nur Ege okuyucularıyla buluşarak, kitaplarını imzaladı, söyleşi gerçekleştirdi. "Vakkasoğlu Kitap Fuarının Gelenekselleşeceğine İnanıyorum" Yazar Vehbi Vakkasoğlu, Isparta’nın güller diyarı bir kent olduğunu belirterek, fuarın çok güzel bir ortam sunduğunu söyledi. Vakkasoğlu, "Kitap fuarı kalitesi ve bulunduğu yer itibariyle çok güzel. İnşallah daha da gelişerek gelenekselleşeceğine inanıyorum. Emek vermek lazım, ben de bunun için geldim. Emek verenlere başta belediye başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum" dedi. "Ispartalıların kitaba verdiği değeri biliyorum" Yazarlık ve kitap okumanın önemine ilişkin söyleşi sonrası okuyucularının kitaplarını imzalayan Kahraman Tazeoğlu, "En son 2018 yılında bu fuara gelmiştim, o günden bugüne çok şey değişmiş. Fuar daha büyümüş ve daha bir oturmuş. Heyecanla geldim çünkü Ispartalıların kitaba ne kadar önem verdiğini biliyorum. Burada çok fazla okurum var. Fuarlar da bizi okurlarımızla buluşturan yegane etkinlikler. Her zaman fuarların çok önemli olduğunu, burada da belediyelere büyük iş düştüğünü söylerim. Onlar da sağ olsunlar her yıl bu fuarı gerçekleştirerek bizi okurlarımızla buluşturuyor. Çünkü bir yazarın okurlarıyla buluşması için kitap fuarından başka şansı yok. Fuarı düzenleyen ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerinde bulundu. "İyi ki Isparta’dayım" 8. Isparta Kitap Fuarı’nın son gününde okuyucularıyla buluşan Diyetisyen Hatice Nur Ege de sağlıklı beslenme konusunda söyleşi gerçekleştirdi. Isparta’ya ikinci kez geldiğini belirten Ege, "Gül Festivali’nde gelmiştim, burası kıymetli bir şehrimiz. İyi ki buradayım. Birçok fuara gidiyorum, Türk Bayrağı’nın bu kadar fazla olduğu, vatan millet sevgisinin bu kadar fazla olduğu şehirlerden bir tanesi Isparta. Yeniden kavuşmak dileğiyle" dedi. 8. Isparta Kitap Fuarı’na katılan yazarlara günün anısına gül tablosu hediye edilirken, yayınevleri temsilcilerine de plaket ve gül tablosu takdim edildi. Katılımcılara hediyeleri Isparta Belediye Meclis Üyeleri İbrahim Kocabaş ve Mehmet İzci tarafından verildi.
Edirne Edirne’de gençlerden insanlık dersi: Engelli vatandaşı kilometrelerce ittiler Edirne’de iki lise öğrencisi, aküsü bittiği için yolda kalan yaşlı vatandaşın engelli aracını kilometrelerce iterek evine ulaşmasını sağladı. Gençlerin sergilediği bu duyarlı davranış takdir topladı. Edirne’de Kırkpınar Spor Lisesi 12’nci sınıf öğrencileri Faruk Can Şenkal ve Emir Hüseyin Vardar, okul çıkışı evlerine doğru yürürken, yolda engelli aracıyla ilerlemekte zorlanan iki kişiyi fark etti. Duruma kayıtsız kalmayan gençler, engelli aracının aküsünün bittiğini öğrenince yaşlı vatandaşları evlerine ulaşana kadar kilometrelerce iterek yardımcı oldu. Gençlerin bu duyarlı davranışı hem engelli vatandaşları hem de çevredeki vatandaşları duygulandırdı. Yapılan yardımdan dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten engelli vatandaşlar, gençlere teşekkür etti. Gençlerin sergilediği bu örnek davranış, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. "Kalbimiz el vermedi" Kırkpınar Spor Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi Faruk Can Şenkal, "Arkadaşımla evimize doğru yürüyorduk. Yolda iki kişiyi fark ettik, içlerinden birinin yürüme engelli olduğunu görünce kalbimiz el vermedi. İlk başta yollarına devam ettiklerini sandık ancak meğer yolda kalmışlar. Bize seslendiler. Biz de bir vatandaşlık görevi olarak, evlerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onları ittik" dedi. "Vatandaşlık görevi olarak yaptık" Öğrencilerden Emir Hüseyin Vardar ise, "Biz yolda yürürken denk geldik. Bize seslendiler. Yolda kaldıklarını öğrenince yardım etmeye karar verdik. Vatandaşlık görevi olarak yaptık. Çok sevindiler, teşekkür ettiler. Biz de mutlu olduk. Gençlerimiz yaşlılara yardım etsin, herkes yardımlaşsın" ifadelerini kullandı.