TEKNOLOJİ - 14 Kasım 2025 Cuma 14:14

"Yapay zekâ çağında ‘gerçeği’ kanıtlamak gerekiyor"

A
A
A
"Yapay zekâ çağında ‘gerçeği’ kanıtlamak gerekiyor"

Yapay zekâ çağında dijital şüpheciliğin ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Mehmet Yakın, ’gerçeğin artık kanıtlanması gereken bir şey’ olduğuna dikkat çekti.


İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Yakın, dijital çağın laboratuvarında, gerçekliğin artık elle tutulur bir olgu değil, bir hissin simülasyonu haline dönüştüğünü belirtti. Bu dönüşümün yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda varoluşsal bir mesele olduğunu söyleyen Yakın, "Yapay zekâ sadece içerik üretmiyor; aynı zamanda gerçeğin sınırlarını bulanıklaştırıyor. Artık bir görüntünün doğruluğu, onu kimin paylaştığına, hangi amaçla kullanıldığına göre değerlendiriliyor" diye konuştu.



"Gerçeğin estetiği, algının kurbanı oldu"


Doç. Dr. Yakın, "Markalar estetik algıyı korumak isterken, farkında olmadan izleyicinin güvenini kaybedebiliyor. Yapay zekâ ile güzellik, gerçeğin yerine geçti. Artık biz, gerçeğin kendisine değil, onun tasarlanmış bir versiyonuna inanıyoruz" dedi.


Reklam kampanyalarında yapay zekâ ile üretilmiş yüzler, mekânlar ve atmosferler, sahici görünüyor. Ancak bunun bir de karanlık yüzü olduğunu belirten Doç. Dr. Yakın, "Bir markanın yapay zekâ görseli paylaşması yenilik olabilir; ama eğer bu yapaylık gizleniyorsa, orada yenilik değil, manipülasyon başlar" diye konuştu.



"Yeni okuryazarlık: Dijital şüphecilik"


Doç. Dr. Yakın, bugünün iletişim dünyasında en önemli becerinin "dijital şüphecilik" olduğunu vurgularken, "Öğrencilerimize artık yalnızca nasıl mesaj üreteceklerini değil, hangi bilginin gerçek, hangi görselin yapay olduğunu da öğretmemiz gerekiyor. Çünkü geleceğin bireyleri ve iletişim profesyonelleri, yalnızca anlatan değil, aynı zamanda gerçeği koruyan kişi olacak. Medya kuruluşları için bu, basit bir etik mesele olmaktan çok, varlık nedenine dönüşüyor. Görsel doğrulama sistemleri, gazeteciliğin omurgası haline geliyor. Çünkü artık doğru haberi üretmek kadar, doğru görüntüyü ayırt etmek de bir sorumluluk" dedi.



"Gerçek, artık kanıtlanması gereken bir şey"


"Bir zamanlar insanlar, gördüklerine inanırdı. Şimdi, gördüklerinin kanıtını arıyorlar" diyen Doç. Dr. Yakın bu durumu şöyle özetledi:


"Artık gördüğümüze değil, kanıtlayabildiğimize inanıyoruz. Bu, iletişim tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kırılmadır."


Yapay zekâ çağında insanın tehlikeli bir eşikte durduğunu belirten Doç. Dr. Yakın, "Gelecekte bizi meşgul edecek soru ‘Fotoğraf gerçek mi?’ değil, ‘Gerçeği kim daha inandırıcı anlatıyor?’ olacak" diyerek sözlerini noktaladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Altın çantasıyla evine girmek isteyen yaşlı adam gasbedildi: Dehşet anları kamerada Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 74 yaşındaki Zeki Aydın, evinin önünde iki şüphelinin saldırısına uğradı. Yaşlı adamı darbedip yerde sürükleyen gaspçılar, 8 milyon liralık altın ve para dolu çantayı alıp kaçtı. Dehşet anları kameraya yansırken, yaşadıklarını anlatan yaşlı adam, "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" dedi. Olay, 24 Kasım’da Tavşanlı Mahallesi’nde saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zeki Aydın (74), yılların birikimi olan altınlarını bozdurmak amacıyla kuyumcuya gitti. İşlemi gerçekleştirmekten vazgeçen Aydın, akşam saatlerinde evine döndü. Aracını garajına park eden ve elindeki çantayla evine yönelen Aydın, kasklı bir şüphelinin saldırısına uğradı. Aydın ile şüpheli arasında yaşanan boğuşmaya, motosikletle olay yerinde bekleyen diğer saldırgan da dahil oldu. Yaşlı adamı darbederek yerde sürükleyen zanlılar, içinde ziynet eşyası ve para bulunan çantayı alarak kayıplara karıştı. Gasp anı ise çevredeki güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Zeki Aydın, hastane işlemlerinin ardından şikayetçi oldu. Ekipler, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Yaşadığı dehşet anlarını anlatan Zeki Aydın, yaklaşık 30-40 yıllık emeğinin bir anda çalındığını belirterek yetkililerden yardım istedi. "Değeri 8 milyon lira civarındaydı" Aydın, olay günü akşam ezanı sıralarında evine döndüğünü belirterek, çantadaki birikimin kaynağını ve o gün yaşananları şöyle aktardı: "Karayollarından istimlak bedeli olarak elime geçen birikimim vardı. Daha önce kuyumculuk yaptığım için altın işini biliyorum; düştüğü zaman alıyor, yükseldiği zaman satıyorum. Hatta kuyumculara lazım olduğunda onlara da veriyorum. O gün 3-4 kuyumcuya uğradım, iki tanesinde çantadakileri çıkardım. Tezgahta altınları gördüler. Çantada Ata altını, bilezik gibi çeşitlerin olduğu yaklaşık 1 kilo 300 gram civarında altın vardı. Değeri de aşağı yukarı 8 milyon lira civarındaydı." "30 metreye yakın sürüklediler" Saldırı anını detaylarıyla anlatan Aydın, "Arabamla gelip garajıma girdim. Elimde ekmek poşetleri ve altın dolu çanta ile garajdan çıktım. Tam evin önüne geldiğimde karşımda genç zannettiğim birini gördüm. Bana adres sorar gibi yaptı ancak kafasında kask olduğu için ve hava karardığı için şüphelendim. Hırsız olduğunu anladığım anda üzerime atlayıp çantama sarıldı. Epey boğuştuk, bağırdım ama çantayı vermedim. O sırada köşede motosikletle bekleyen diğer arkadaşı ona yardıma geldi. İkisi birden bana vurdu, beni 30 metreye yakın sürüklediler. Bu arada ben artık dayanamadım. Sonunda çeke çeke vura vura çantayı elimden alıp siyah bir motosikletle köyün aşağısına doğru kaçtılar" dedi. "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" Yaşlı adam, olay sırasında yaralandığını ve hastanede tedavi gördüğünü dile getirerek, gözyaşlarına hakim olamadı. Emeklerinin çalındığını söyleyen Zeki Aydın, "Bu yaşıma geldim, 30-40 senedir çoluğuma çocuğuma, torunlarıma bir faydam olsun diye çalışıp emek verdim. Bir çete gelip emeklerimi zorla ve vura vura aldılar. Gırtlağımın altına bir cisim batırdılar, dikiş atıldı. Vücudumdaki morluklar ve yaralar hala duruyor. Çok mağdur durumdayım. Yetkililere sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım, 20 senedir size oy verdim, güvendim. Sayın İçişleri Bakanım, bu işle ilgilenmenizi istiyorum. Devletimizin imkanlarıyla bu mağduriyetimin giderilmesi için yardım bekliyorum. Lütfen sesimizi duyun" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETÜ, Avrupa Birliği destekli yapay zeka projesine resmen başladı Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öncülüğünde hayata geçirilen ve yükseköğretim öğrencilerine açık kaynak kodlu ve açık tasarımlı eğitim robotları aracılığıyla yapay zekâ öğretimini yaygınlaştırmayı amaçlayan Erasmus+ KA220-HED projesi "FOSSBot4AI", Fransa’da düzenlenen açılış toplantısıyla resmen başladı. Fransa’nın Cergy kentinde, ECAM-EPMI ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya; Türkiye başta olmak üzere Fransa, Polonya, Yunanistan, Hollanda’dan proje ortakları katıldı. Toplantıda ETÜ’yü temsilen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Daştan ile Doç. Dr. Mehmet Emirhan Kula ve Öğr. Gör. Ali Necip Nursoy yer aldı. Toplantıda, proje kapsamında 30 aylık yol haritası çizilerek geliştirilecek FOSSBot:v2 eğitim robotunun teknik özellikleri, sanal simülatörlerin yapısı ve oluşturulacak yapay zekâ eğitim müfredatına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştirildi. ETÜ heyeti, projedeki kritik sorumlulukları arasında yer alan "Validasyon (Doğrulama)" ve "Pilot Uygulama" süreçlerine dair sunumlarını yaparak, yürütülecek çalışmalara ilişkin bilgilendirmede bulundu. Projeye ilişkin detayları paylaşan Prof. Dr. Hüseyin Daştan, teknoloji odaklı yeni bir eğitim vizyonu ortaya koymayı hedeflediklerini belirterek: "Proje kapsamında geliştirilecek robotlar ve yapay zekâ eğitim modülleri, ETÜ bünyesinde oluşturulacak pilot sınıflarda öğrenciler tarafından doğrudan deneyimlenecek. Böylece öğrencilerimiz yapay zekâ, makine öğrenmesi ve robotik kodlama alanlarında uygulamalı eğitim alma imkânı elde edecek. Bu süreç, öğrencilerimizin yalnızca teorik bilgiyle yetinmeyip uluslararası standartlarda geliştirilen teknolojileri bizzat test etmelerine ve gerçek dünyaya yönelik çözümler üretmelerine olanak sağlayacak. Ayrıca üniversitemizin dijital dönüşüm vizyonuna da önemli bir ivme kazandırarak geleceğin mesleklerine yönelik yetkinliklerin daha güçlü şekilde kazandırılmasına katkı sunacak" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da uluslararası öğrencilere "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" söyleşisi İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" konulu söyleşi kapsamında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı; Bursa Uludağ Üniversitesi Biz Biriz Uluslararası Gençlik Platformunun, Birlik Vakfının destekleriyle düzenlediği "Kamu Diplomasisi ve Medya İlişkileri" dersi kapsamında 5 Aralık 2025’te uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Programa farklı ülkelerden Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler iştirak etti. Etkinlik, platformun yürüttüğü Diplomasi Atölyesi çalışmaları çerçevesinde düzenlenirken, öğrencilerin Türkiye’nin kamu diplomasisi yaklaşımını, dış politika vizyonunu ve iletişim alanındaki dönüşümü doğrudan uzmanlardan dinlemesinin amaçlandığı ifade edildi. Gölbaşı, sunumunda medya ve iletişim arasındaki temel farklardan başlayarak dijital dönüşümün kamuoyuna etkilerine, stratejik iletişim kavramına ve dezenformasyonla mücadelenin millî güvenlik açısından önemine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu. Dijitalleşmeyle birlikte enformasyon akışının hızlandığını, sahte ve gerçek bilginin iç içe geçtiği bir ortamda, manipülatif içeriklerin küresel ölçekte yeni sınamalar doğurduğunu vurgulayan Gölbaşı, stratejik iletişimin artık devletlerin güç biriktirme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının dezenformasyon kampanyalarına karşı yürüttüğü çalışmalara değinerek medya okuryazarlığının güçlendirilmesinin stratejik bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Sunumda, İletişim Başkanlığının Türkiye’nin küresel iletişim mimarisindeki konumu, hakikat temelli iletişim anlayışı, uluslararası iş birlikleri, TRT ve AA’nın küresel yayıncılıktaki rolü ile yeni medya düzeninde kamu diplomasisinin artan stratejik önemi ele alındı. Bu kapsamda Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetlerinin yürütülmesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının önemli bir rol üstlendiği; kamu diplomasisi ve yumuşak gücün ortak noktasının stratejik iletişim dili olduğu, kamu diplomasisi faaliyetlerinde kitle iletişim araçlarının oldukça işlevsel olduğu hususlarında öğrencilerle bilgi paylaşımında bulunuldu. Gölbaşı, öğrencilere "dijital mecraların doğru, bilinçli ve sorumlu kullanımına" ilişkin temel ilkeleri aktararak dezenformasyona karşı bireysel farkındalığın önemini vurguladı. İnsan onurunun korunduğu, doğru bilginin hızla ve güvenle dolaşıma girdiği bir iletişim ekosisteminin inşa edilmesinin önemine değinen Gölbaşı; içerik anlamında giderek çoraklaşan dijital ortamda NEXT Teknofest Sosyal gibi ferahlatıcı bir sığınağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Program, öğrencilerin sorularını yönelttiği interaktif bir bölümün ardından gerçekleşen hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Aydın Kuşadası Belediyesi’nden engelli Osman amcaya anlamlı ziyaret Kuşadası Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli kalan 80 yaşındaki Osman Çağıl’ı evinde ziyaret etti. Ekipleri karşısında görünce çok mutlu olan Çağıl, "Evde Bakım Birimi, tüm ihtiyaçlarımla yakından ilgileniyor. Her zaman yanımızda olduğunuz çok teşekkür ederim" dedi. Kuşadası’nda yaşayan ihtiyaç sahibi ailelerin, çocukların, öğrencilerin ve engelli bireylerin her zaman yanında olan Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, özel gün ve haftalarda yaptıkları ziyaretlerle de gönülleri fethediyor. Bu kapsamda ekipler, Evde Bakım Birimi’nin verdiği hizmetlerden de yararlanan 80 yaşındaki Osman Çağıl’ı evinde ziyaret etti. Ekipler ziyarette, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli kalan Çağıl’a Başkan Ömer Günel adına çeşitli hediyeler verdi. Çağıl’a Kuşadası Belediyesi’nin engelli bireylerin sosyal hayata katılmasını sağlayan projelerinden de bahseden ekipler, ayrıca Çağıl’ın talep ve isteklerini dinledi. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekiplerinin ziyaretinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Osman Çağıl, "Kuşadası Belediyesi’ne ve Başkanımız Ömer Günel’e her zaman yanımızda olduğu için teşekkür ediyorum. Evde Bakım Birimi de tüm ihtiyaçlarımla yakından ilgileniyor" diye konuştu.