EKONOMİ - 24 Nisan 2025 Perşembe 11:33

’’Yarısı Bizden kampanyasıyla güvenli konutlara geçiş şart’’

A
A
A
’’Yarısı Bizden kampanyasıyla güvenli konutlara geçiş şart’’

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, ’’Marmara’yı etkileyen deprem, kent genelindeki riskli yapıların dönüşümünün ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen "Yarısı Bizden" kampanyası, vatandaşları güvenli yapılara kavuşturmak için çok önemli fırsatlar sunuyor’’ dedi.



Marmara Bölgesi’ni etkileyen son İstanbul depremi ardından riskli yapıların dönüşümü tekrar gündeme geldi. İstanbul’un 39 ilçesini kapsayan Yarısı Bizden kampanyasının önemine vurgu yapan Altın Emlak Global Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "Kampanya kapsamında İstanbul’da evini yenilemek isteyen vatandaşlara 700 bin TL hibe, 700 bin TL kredi ve 100 bin TL taşınma desteği sağlanıyor. Taşınma desteğini evde ev sahibi ikamet ediyorsa ev sahibi, kiracı varsa kiracı alıyor. İlk yıl faizsiz olarak verilen kredi, yapı ruhsatı alındıktan 2 yıl sonra geri ödenmeye başlanıyor ve 10 yıl vadeye yayılıyor. Hak sahiplerine kredi verilirken gelir ve kredi puanına da bakılmıyor. Alan bazlı dönüşümlerde ise TOKİ ve Emlak Konut GYO devreye girerek inşaat sürecini üstleniyor. 700 bin TL’lik hibe bina maliyetinden düşürülüp kalan borç uygun ödeme koşulları ile taksitlendiriliyor. Yaşadığımız depremler kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu tekrar bizlere hatırlatıyor. Bakanımızın dediği gibi dönüşüm dışında bir seçeneğimiz yok" dedi.



Kampanyaya başvurularda süre sınırı bulunmuyor


Başvurular için artık e-devlet üzerinden ek işlem yapılmasına gerek olmadığını ve kampanyada süre kısıtlaması kaldırıldığını belirten Özelmacıklı, "Bakanlığımız verilerine göre İstanbul’da yaklaşık 1,5 milyon konut riskli durumda. Bunların 600 bini ise her an çökebilir durumda. Bugüne kadar toplamda 997 bin 460 ev ve iş yerinin dönüşümü tamamlandı. Sadece "Yarısı Bizden" kapsamında ise geçtiğimiz Ocak ayına kadar kısa süre içinde 550 yapıda 5 binin üzerinde bağımsız bölüm 5 milyarın üzerinde destekten faydalandı" şeklinde konuştu.



Başvuru süreci oldukça kolay ve hızlı


Sürecin riskli yapılar için lisanslı firmalardan alınacak karot raporuyla başladığını hatırlatan Özelmacıklı, "Bakanlığa bağlı lisanslı kuruluşlar karot örneğine bakarak binanın risk durumunu tespit ediyorlar. Müteahhit ile hak sahipleri arasında sözleşme imzalandıktan sonra, 100 bin TL’lik tahliye desteği ile tahliye ve yıkım süreci başlıyor. Kampanyadan faydalanmak için yeni projedeki yapı (otopark ve sığınak hariç), eski yapının bir buçuk katı büyüklüğünü de geçmemesi gerekiyor. Yapıma esas ruhsat projesi hazırlandıktan sonra, yapı ruhsatı ve kat irtifakı süreci tamamlanıyor. Burada yapı ruhsat tarihinin de 01.04.2023 sonrası olması gerekiyor. Kat irtifakı kurulduktan sonra hak sahibi tespiti yaptırmak üzere ilçe belediyesine başvuru yapılıyor. Bakanlıkça belirlenen randevu gününde hak sahibi ile hibe taahhütnamesi ve kredi sözleşmesi imzalanıyor. Konutta 700 bin hibe, 700 bin kredi verilirken, ticari yerlerde 350 bin hibe 350 bin kredi desteği veriliyor. Müteahhite ödemeler YDS İnşaat İlerleme Seviyeleri dikkate alınarak yapılıyor. İş başlayınca yüzde 30, taşıyıcı sistemin bitiminde yüzde 30, sıva aşamasında yüzde 30, yapı kullanım izin belgesi alındığında yüzde 10 oranında ödemeler yapılıyor. Kredilerde geri ödeme ise yapı ruhsatı alındıktan 2 yıl sonra başlıyor. Azami 10 yıl vadeli olarak ödemenin başladığı yıl faizsiz sonraki yıllar ise TÜFE oranının yarısı kadar güncellenerek uygulanıyor" diye konuştu.



Harekete geçme zamanı


Depreme karşı daha güvenli bir İstanbul için kentsel dönüşümü önemle tavsiye ettiklerini ifade eden Özelmacıklı, "Afetlere dirençli yapılar inşa etmenin tek yolu, riskli binaların bir an önce yenilenmesinden geçiyor. Bu zorlu süreçte yalnız olmadığınızı unutmayın. Türkiye ve Avrupa genelindeki tüm Altın Emlak Global temsilcilerimiz, "Yarısı Bizden" kampanyası başta olmak üzere, diğer dönüşüm süreçleriyle ilgili ücretsiz danışmanlık hizmetiyle yanınızda. Gelin, evlerinizi birlikte dönüştürelim; daha sağlam, daha güvenli bir gelecek için bugünden adım atalım" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."