GENEL - 12 Kasım 2017 Pazar 12:31

(Özel haber) İzmir’de Seferoğulları-Tellioğulları filmi gerçek oldu

A
A
A
(Özel haber)  İzmir’de Seferoğulları-Tellioğulları filmi gerçek oldu

İzmir’in Torbalı ilçesinde Seferoğulları ile Tellioğulları aileleri arasındaki çekişmeyi konu alan Tosun Paşa filmi gerçek oldu.

İzmir’in Torbalı ilçesinde Seferoğulları ile Tellioğulları aileleri arasındaki çekişmeyi konu alan Tosun Paşa filmi gerçek oldu. Muhtarlık seçimlerinden dolayı ikiye bölünün halk, ne birbirleri ile aynı kahvede oturuyor, ne selam veriyor, ne de aynı imamın arkasında namaza duruyor.


Kemal Sunal, Şener Şen gibi oyuncuların rol aldığı ve Tellioğulları ile Seferoğulları aileleri arasındaki ‘Yeşil Vadi’ kavgasını konu alan Tosun Paşa filminin bir benzeri Torbalı ilçesinde yaşanıyor. Karakızlar Mahallesi’nin 2014 yılındaki muhtarlık seçimlerinde çıkarttığı iki adaydan dolayı anlaşmazlığa düşülmesi ile halk ikiye bölündü. Aralarındaki sorunu çözemeyen vatandaşlar, muhtarlık seçimini kazanan grup ile ne aynı kahvede oturuyor ne de birbirlerine selam veriyor. Bir türlü orta yolun bulunamadığı mahallede, öyle ki bir taraf diğer taraftan olan imamın arkasında bile namaza durmuyor. Mahalle halkı ise ezelden beri devam eden bu durumu Tosun Paşa filmindeki Seferoğulları ve Tellioğullarının çekişmesine benzetiyor. Yaşanan çekişmenin sona ermesini isteyen vatandaşlar, önümüzdeki muhtarlık seçimlerinde her iki guruptan oluşan karma bir aday çıkartmak istiyor.



“Seçim süreci Fenerbahçe-Galatasaray maçı gibi geçer”


Seçim sürecinin çok iddialı geçtiğini belirten mahalle esnaflarından Hasan Sak (46), “Taraflar arasında Fenerbahçe-Galatasaray maçı o kadar zevkli olmaz. Zevkini çıkartabilen, tadabilen 90 dakikalık maç gibi o günü görmenizi tavsiye ederim. Çok güzel bir gün olur. Tarafların her birisi kümeler halinde ayrı ayrı bölümlerde otururlar. Ama daha sonra da bir taraf muhakkak kaybedecek. Sonuçta var bu, Türkiye geneli böyle. Bir taraf kaybedince, kaybeden taraf diğer tarafa başlıyor düşman gibi bakmaya. Belli bir süre ayrılıyorlar. Camiye gelmez, kahveye gelmez. Yolda, sokakta gördüğü zaman kafasını çevirir. Selam verir selamını almaz. Sanki kanlı, kinli bir düşman oluyorlar” dedi.



“Camide bizim imamın arkasında namaza durmazlar”


Köyde görevli imamın askere gitmesi ile yeni imam atanana kadar din bilgisi açısından köyün ileri gelen kişisinin arkasında bile farklı gruptan olması sebebiyle namaza durulmadığını anlatan Hasan Sak, “Camide Yaşar Hocamız var. Köyümüzün dirisini, ölüsünü her şeyini o yapar. Bir imam kadar bilgilidir kendisi. Köyümüzde yetişmiş biri, dini konularda bilgisi olan birisi. O namaz kıldırıyor diye, diğer gruptan kişiler onun arkasında namaz kılmıyorlar. Gelmiyorlar, gidiyorlar başka köylere namaz kılmaya. Cuma günü biniyorlar arabaya gidiyorlar. Neymiş Yaşar Hoca imamlık yapamıyormuş. Köyde imam yok, kim yapacak? İlla ki cemaatten birisi çıkacak, önde imamlığı yapacak, arkada da diğerleri namazını kılacak. Adam da çok güzel namaz kıldırıyor aslında” diye konuştu.



Kahvehaneler bile ayrı


Oturdukları kahvehanelerin bile ayrı olduğunu söyleyen Sak, karşı karşıya olan kahvehanelerden birbirlerine baktıklarını ancak bu durumun cahillikten başka bir şey olmadığını söyledi.


“Bir taraf Seferoğulları bir taraf Tellioğulları”


Mahalledeki durumu Tosun Paşa filmindeki Seferoğulları İle Tellioğulları ailelerinin çekişmelerine benzettiklerini anlatan Hasan Sak, “Zaten bir taraf Seferoğulları bir taraf Tellioğulları. Kemal Sunal’ın filmindeki gibi aynı. O tarafı Seferoğlulları bu taraf Tellioğlulları olarak isimlendirdik” ifadelerini kullandı.



“Ortak bir muhtar adayı çıkartıp bu çekişmeler bitsin istiyoruz”


Yaşanan çekişmenin sona ermesini istediklerini belirten Sak, “Her iki taraf ortak olarak fikirlerinde birleştiği bir muhtar adayı çıkartıp bu çekişmeleri de ortadan kaldırmak istiyoruz. Köyümüzde bu dönem bunu da sonlandıracağız inşallah. İkilik diye bir olay kalmayacak köyümüzde” dedi.



“Yaşlılar olarak arayı bulmaya çalışıyoruz”


Mahallede yaşayan vatandaşlar da diğer grupla selam sabahın olmadığını, ancak bu durumun biteceğinden ümitlerinin olmadığına dikkat çekti.


Mahallenin büyüklerinden 79 yaşındaki İsmail Ölmez de, “Yok benim adayım olacak, yok senin adayın olacak bunlar oluyor. Müslümanların birbirine küsme hakkı yok. Kavga olmasın, her şey güzellikle olsun. Tatlılıkla olsun. Mahallede böyle iki kişi bir kavga yapsın, biz yaşılar olarak arayı bulmaya uğraşırız” diye konuştu.



“Ezelden beri böyle iddia oluyordu, bitmez bu çekişme”


Kendisini bildi bileli mahallede çekişmelerin yaşandığını aktaran 68 yaşındaki Şükrü Karasu ise “Herkesin bir görüşü var. Ondan küsmüşlerdir. Burası köy yeri, kuruluşundan böyle bu işler. Ezelden beri böyle iddia oluyordu. Ben 68 yaşındayım kendimi bildim bileli bu köyde bu var. Hala da devam ediyor. Ben bunun kalkacağını, biteceğini zannetmiyorum. Devam eder bu. Eskiden ben çocukluğumdan beri kahveler ayrı, hala aynı. Bir grup oraya gitmez, bir grup kişi bu tarafa gitmez. Bunu değiştiremezsin, herkesin görüşü ayrı. Bu böyle gidecek” şeklinde konuştu.



“Yukarıdakiler aşağıya, aşağıdakiler yukarıya gitmiyor”


Kahvehane çalışanlarından Kamil Özyorulmaz (48) da çekişme içinde oldukları gurubun kendi kahvelerine gelmediğini belirterek, “Yukarıdakiler buraya gelmiyor, aşağıdakiler yukarıya gitmiyor. Ayrılar ama çoğu bu tarafta, muhtarlık tarafı daha kalabalık. Bir taraf orda bir taraf burada. Kavga olsun, böyle şey olsun istemiyoruz. Köylülerin hepsi iyi ama hep birlikte olsak daha iyi” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencileri deprem bölgesinde kütüphaneler kurmak için yola çıktı Eskişehir’den Hatay ve Kahramanmaraş’a giden Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü katılımcıları, deprem bölgesinde oluşturacakları yeni kütüphanelere hayatını kaybeden öğrencilerin ve öğretmenlerin adlarını verecek. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak yüzeye çok yakın mesafede meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 2 deprem sonucunda on binlerce vatandaş hayatını kaybetmişti. ‘Asrın Felaketi’ olarak kayıtlara geçen depremin yaraları hala sarılmaya devam edilirken, Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’nde yer alan öğrenciler Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projeleri gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Deprem bölgelerinde sıfırdan anasınıfları ve kütüphaneler kuracak olan Anadolu Üniversitesi öğrencileri, bölgeye gitmek üzere Eskişehir’den yola çıktı. Kuracakları kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmenlerin ve öğrencilerin isimlerini verecek olan kulüp katılımcıları, konteynerler de eğitim ve öğretim hayatına devam eden çocuklar için de özel çalışmalar gerçeklekleştirerek oradaki vatandaşlara ellerinden gelen desteği sağlamaya çalışacak. Daha önceden de benzer projeler yürüten kulüp öğrencileri bugün Eskişehir’e geri dönecek. "Öğrencilerimizin vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları büyük bir onur" Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, üniversitelerinin bütün kulüpleriyle gurur duyduklarını kaydederek, "Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’müz Hatay ve Elbistan’da güzel bir proje gerçekleştirecekler. Biz şubat ayından temmuz ayına kadar Hatay Belen’de hem aşevi hem de oyun evi projelerini yürütmüştük. Burada da bu kulübümüz başta olmak üzere birçok kulüplerimiz, akademi ve değerli personelimiz görev almıştı. Şu anda da kulübümüz hem kitap kampanyası vasıtasıyla hem de oyun evi ve anasınıfı kurmak amacıyla bir proje düzenliyorlar. Bunun sonucunda, toplanan birikimlerle gidip orada oyun evi ve kütüphaneyi kuracaklar. Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. Onların vicdani gelişimi ve toplumda bu tür aktif rol almaları bizim için çok büyük bir avantaj, çok büyük bir onur meselesi. O yüzden bütün organizasyondaki ekiplerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” dedi. "Kütüphanelere hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz" Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü Başkanı ve Sosyal Eğitim öğrencisi olan İrem Sultan Işıldak ise, kulüplerinden ve gittikleri bölgelerde gerçekleştirecekleri projelerden bahsederek, “Biz Anadolu Üniversitesi’nin Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü’yüz. 1999 yılından beri 25 yıllık bir kulüp olarak gönüllü şekilde sahada çalışıyoruz. Bu çalışma ile, Kahramanmaraş ve Hatay’da anasınıfı projelerimizi gerçekleştireceğiz. Kahramanmaraş’ta okula sıfırdan kütüphane kuracağız. Buralara hayatını orada kaybeden öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin isimlerini veriyoruz. Ertesi gün Hatay’dayız. Oradaki Yusuf Tatlı İlkokulu ve Ortaokulu maalesef yıkılmış. Konteynerde 500 öğrenci eğitim ve öğretim görmekte. Bir konteyner anasınıfı, bir konteyner de kütüphane kuracağız. Çevre okulları da unutmadık tabii ki. Onlara da hazırladığımız materyal destek kutularını ulaştıracağız. Cumartesi sabah tekrardan Eskişehir’de olacağız. Bu bizim ilk Hatay’a gidişimiz değil. Deprem zamanı üniversitemiz sayesinde oraya gidip oyun parkı ve oyun evi kurmuştuk. Şimdi ikinci defa daha kapsamlı bir şekilde yolculuğumuz başladı” şeklinde konuştu.
Ankara Türkiye’de en çok araç FSM’den geçiyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ise 190 bin oldu” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2023 yılı Trafik Hacim Bilgileri istatistiklerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Türkiye’de ulaşımın tüm modlarında çağ atlatan yatırımlar ve atılımlar yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, karayollarının, ulaşım yatırımlarının lokomotifi olduğunu söyledi. Uraloğlu, karayollarında yapılan yüksek standartlı yollarla Türkiye’nin dört bir yanında konforlu ve güvenli ulaşımı sağladıklarının altını çizerek, “Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Vatandaşlarımız artık yolculuklarında karayolunu da tercih ediyor” diye konuştu. “FSM’de trafik hacmi 240 bin” Ülke genelinde Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki yol ağında gerçekleştirilen ölçümlerde trafik hacimlerinin metropol geçişlerinde ve Karadeniz Sahil Yolu gibi bölgesel hizmet veren akslarda artış görüldüğüne dikkati çeken Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti: “En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ise 190 bin oldu. İstanbul-Tekirdağ Devlet Yolu’nun bazı kesimlerinde Yıllık Ortalama Günlük Trafik (YOGT) miktarı 100 bini aştı. İstanbul-Kocaeli Devlet Yolu’nun çeşitli noktalarında 70 bini aşmaktadır. İstanbul Havalimanı’na bağlantı sağlayan yol kesiminde ise trafik 100 bini geçti.” “Ankara Havalimanı güzergahını kullanan araç sayısı günde 70 bini buldu” Yıllık Ortalama Günlük Trafik miktarlarının yüksek olduğu kesimlere dair açıklamalar yapan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu: “İzmir şehir merkezindeki KGM sorumluluğundaki bazı kesimlerde trafiğin 70 binin üzerine çıktı. Konya şehir geçişindeki kesimlerde trafik 100 bini aşıyor. Ankara-Sincan-Yenikent güzergahındaki bazı kesimlerde 100 binin üzerine çıktı. Ankara Havalimanı’na erişim sağlayan güzergahta bazı kesimlerde ise günlük araç sayısı 70 bini aştı. Ankara-Gölbaşı arasında da her gün 80 bin araç seyahat etti. Ankara’yı Polatlı tarafına bağlayan Ankara-Temelli Yolu’nu da her gün 60 binin üzerinde araç kullandı.” Uraloğlu, Ankara’nın şehir içi trafiğini rahatlatan önemli yollardan biri olan Eskişehir Çevre Yolu’nda da trafik hacminin günlük 70 binin üzerinde olduğunu vurguladı. Bakan Uraloğlu, Gaziantep için büyük öneme sahip Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ne ulaşım sağlayan yol kesiminde ise günlü trafiğin 70 bini geçtiğini kaydetti. Samsun Çevre Yolu’nun önemli oranda trafik alan yollarından bir diğeri olduğunu belirten Uraloğlu, Çevre Yolu’nun her gün 60 bin araç tarafından kullanıldığını aktardı. Uraloğlu, Karadeniz Sahil Yolu’nda ise en fazla yoğunlaşan kesimin Trabzon geçişi olduğunu vurgulayarak trafik hacminin 90 bine ulaştığını ifade etti. Bakan Uraloğlu, yüksek trafik alan yollardan biri olan Antalya-Alanya Yolu’nda da günlük araç hacminin 90 bini bulduğunu vurgulayarak Bursa-Karacabey Yolu’nda 70 bin sınırının da aşıldığını kaydetti. Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Otoyol kesimlerinde; Çatalca-İzmit güzergahındaki çeşitli noktalarda 100 bin, Mahmutbey-Çamlıca güzergahında 100 bin, Kuzey Marmara Otoyolu’nda çeşitli noktalarda 90 bin, Ankara Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, Bursa Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, İzmir Çevre Yolu’nun bazı kesimlerinde 100 bin, Adana Çevre Yolu’ndaki çeşitli kesimlerde trafik hacminin 90 bine ulaştığı görülüyor. 2003 yılından bu yana ülke genelindeki trafik hacminin yüzde 195 artarak 154,5 milyar taşıt x km değerine ulaştı. Bu sayılar, bu yolları yaparak ne kadar yerinde bir karar verdiğimizin de en büyük kanıtıdır. Bizler hizmet için, vatandaşlarımızın konforu için yol yapmaya, Türkiye’nin yolunu açmaya devam edeceğiz.”
İstanbul İstanbul - Sivas YHT ilk seferini yaptı Sivaslıların heyecanla beklediği İstanbul-Sivas Yüksek Hızlı Tren hattında ilk sefer yapıldı. Sabah saatlerinde İstanbul Söğütlüçeşme istasyonundan kalkış yapan trenin öğleden sonra Sivas tren istasyonunda olması bekleniyor. Ankara’dan Sivas’a ulaşımı 2 saate indiren Ankara-Sivas YHT Hattı, 26 Nisan 2023 yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törenle açılmıştı. Tüm Sivaslıların heyecanla beklediği İstanbul - Sivas Yüksek Hızlı Tren hattı da bugün Söğütlüçeşme tren istasyonundan saat 08.40’ta hareket ederek ilk seferini gerçekleştirdi. Kadıköy Söğütlüçeşme istasyonunda yapılan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı. Yapılan törene, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz’ın yanı sıra TCDD Taşımacılığı Genel Müdürü Ufuk Yalçın, AK Parti İstanbul Milletvekili Nilhan Ayan ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Erdem katıldı. Tören bitiminde İstanbul - Sivas Yüksek Hızlı Tren katılımcılar tarafından uğurlandı. Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Yardımcısı Osman Boyraz, "26 Nisan 2023 yılında Ankara-Sivas hızlı tren hattını açtık. Ankara-Sivas hızlı tren hattıyla Ankara-Sivas arasındaki mesafe 603 kilometreden 405 kilometreye 12 saatlik yol süresini de 2 saate indirerek Ankara-Yozgat arasını da bir saate düşürdük. Hattımızda Elmadağ, Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun, Akdağmadeni, Yıldızelili, Sivas bulunmaktadır. Kırıkkale, Yozgat, Sivas illerimizle Ankara merkezli hızlı tren ana ağına bağlanması ile bu illerimizde yaşayan yaklaşık 1,3 milyon vatandaşımızı hızlı trenle seyahat etmesine vesile olduk. Açıldığı günden bugüne bir milyonun üzerinde yolcu seyahat etti. Şimdi de sizlerle birlikte yüksek hızlı trenlerimiz ile Sivas-İstanbul aktarmasız ekspres seferlerini başlatmanın mutluluğunu, heyecanını ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz" dedi. "3 geliş, 3 gidiş sefer yapılacak" Bakan Yardımcısı Osman Boyraz, "Ankara-Sivas arasında yüksek hızlı tren seferleri, 3 geliş, 3 gidiş olarak yapılmaktadır. Sivas ve Ankara’dan yüksek hızlı trenlerle seyahat eden yolcularımızdan gelen aktarmasız Sivas-İstanbul seferleri talepleri doğrultusunda artık bu seferlerden biri İstanbul’a devam edecek şekilde planlanmıştır. Bizim burada Söğütlüçeşme İstasyonu’nda uğurlayacağımız tren gibi Sivas’tan da öğlen saat 13.00’te hareket eden yüksek hızlı tren seferi bugünden itibaren aktarmasız olarak İstanbul’a devam edecektir. 483 yol kapasitesine sahip setler kullanılacak, işletilecek bu ekspres hatlar İstanbul’dan 08.40’ten kalkacak, Sivas’tan da 13.30’da kalkacak. Trenlerimiz İstanbul- Sivas arasında Yozgat, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Arifiye, Pendik istasyonlarında duruş sağlayacak. Elbette ki ilerleyen günlerdeki taleplere göre tekrar bazı değişiklikler yapılabilir" ifadelerini kullandı.
Muğla Muğla’da Karaçay-Malkar Türkleri ve Dilleri konuşuldu Bugüne kadar pek bilinmeyen Karaçay-Malkar Türkleri düzenlenen konferansta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde konuşuldu. MSKÜ Metinbilim Topluluğu ve Metinbilim Enstitüsü Derneği’nin iş birliği ile üniversitede düzenlenen konferansta Dr. Ayşe Günay, “Karaçay-Malkar Türkleri ve Dilleri” konusunda bir konferans verdi. MSKÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Araştırma Görevlisi olan ve kendisi de bir Karaçay-Malkar Türkü olan Dr. Ayşe Günay, bir Kafkas halkı olan Karaçay-Malkar Türklerinin tarihi, kültürü ve dilleri hakkında bilgiler verdi. Dr. Ayşe Günay, Karaçay-Malkar Türkleri’nin, orta Kafkaslarda Elbruz Dağlarının eteklerinde Karaçay-Çerkes ve Kabardin-Balkar Özerk Cumhuriyetleri’nde yoğun olarak yaşayan Kıpçak grubundan bir Türk grubu olarak uzun yıllardan beri varlıklarını koruduklarını aktardı. Günay konuşmasında, şu anda Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde 194 bin 324 Karaçay Türkü’nün yaşadığını; bazı dönemlerde Rus istilasına uğrayan topraklarından 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçaylıların, 8 Mart 1944 tarihinde de Malkarlıların Ortaasya steplerine sürüldüklerini söyledi. Karaçay-Malkar Türklerinin Avrupa, Suriye, Kazakistan ve Türkiye’ye gelip yerleştiklerini dile getiren Günay, “Türkiye’de daha çok İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Konya, Tokat, Afyonkarahisar ve Yalova illerine yerleşen Karaçay-Malkar halkının başta ABD olmak üzere başka ülkelere de göç ettiğini belirtti. Dr. Günay, bugün Türkiye’de 25-30 bin civarında Karaçay-Malkar Türkü yaşadığını ve bunların muhtelif dernekler etrafında bir araya geldiklerini ve bir federasyon altında birleştiklerini söyledi ve her sene Temmuz ayının ilk hafta sonunda bir şenlikte bir araya geldiklerini ilave etti. Karaçay-Malkar Türklerinin İslamiyetle 18. yüzyılda tanıştıklarını ifade eden Dr. Günay, bu halkın eski Türk inançlarına dayanan bir inanç sistemi olduğunu ve “Kök teyri(Tanrı)/Han teyri, ot (ateş) teyri, sub (su) teyri ve cer (yer) teyri şeklinde bir inanç sistemine sahip olduklarını söyledi. Karaçay-Malkar Türklerinin dil özelliklerine de değinen Dr. Günay, bu halkın dilinin Köktürk dönemi Türkçesinin uzantısı olup Kıpçak grubuna ait olduğunu kelime ve ek örnekleriyle anlattı. Zengin bir halk kültürüne sahip Karaçay-Malkar Türklerinin, gelenek ve göreneklerini göç ettikleri yerlerde de sürdürdüklerini dile getiren Dr. Günay, bilgilerin ortaya çıktıkça, bu halkın daha iyi tanınacağını söyledi. Toplantı sonunda Metinbilim Enstitüsü Derneği Başkanı Doç. Dr. Ümral Deveci, Dr. Ayşe Günay’a bir teşekkür belgesi takdim etti. Toplantıya öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Konuşma zoom üzerinden yayınlandı ve YouTube’ta da yayınlandı.