ASAYİŞ - 24 Ocak 2018 Çarşamba 10:27

Küçük Yağmur’un davasında ölümü ile sanığın eylemi arasında irtibat bulunup bulunmadığı araştırılacak

A
A
A
Küçük Yağmur’un davasında ölümü ile sanığın eylemi arasında irtibat bulunup bulunmadığı araştırılacak

İzmir’in Bornova ilçesinde torununun arkadaşı 9 yaşındaki kızı taciz ettiği suçlamasıyla hakkında çocuğa cinsel istismardan, küçük kızın ilk duruşma öncesi kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesi ile de kasten adam öldürmek suçundan da dava açılan sanığın yargılanmasına devam edildi.

İzmir’in Bornova ilçesinde torununun arkadaşı 9 yaşındaki kızı taciz ettiği suçlamasıyla hakkında çocuğa cinsel istismardan, küçük kızın ilk duruşma öncesi kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesi ile de kasten adam öldürmek suçundan da dava açılan sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme heyeti, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilerek küçük kızın ölümü ile sanığın eylemi arasında irtibat bulunup bulunmadığı konusunda rapor düzenlenmesine karar verip, duruşmayı erteledi.


İzmir’in Bornova ilçesinde torununun arkadaşı 9 yaşındaki Yağmur Kaldıran’ı taciz ettiği iddia edilen ve küçük kızın ilk duruşma öncesi kalp krizi geçirmesiyle ilgili olayda sanık Tuncay Ç., hakim karşısına çıktı. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7. celsesi görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık Tuncay Ç., sanık avukatı Hüseyin Karaboğa, ölen Yağmur Kaldıran’ın annesi Fikriye ve babası Tamer Kaldıran, Kaldıran ailesinin avukatları Miray Sayman, Ece Üstündağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan katıldı. Mahkeme başkanı, Yağmur Kaldıran’ın ölümü ile ilgili raporun İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelmediğini ifade etti.


Anne Fikriye Kaldıran, kızının ölümü ile ilgili açılan davadan dolayı şikayetçi olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, dosyanın tamamen İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilerek, mağdure Yağmur Kaldıran’ın ölümü ile sanığın eylemi arasında irtibat bulunup bulunmadığı konusunda rapor düzenlenmesine karar verip, duruşmayı Nisan ayına erteledi.


Olay, Kızılay Mahallesi’nde geçtiğimiz 29 Temmuz akşamı meydana geldi. İlkokul öğrencisi Yağmur Kaldıran, babasından izin alıp komşularının kızı G.A. ile balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Yağmur Kaldıran’ın yanına gelen arkadaşının dedesi Tuncay Ç., iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı torununun odasına götürdü. Hem odada hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada Tuncay Ç.’nin tacizine uğradığı öne sürülen Yağmur Kaldıran, dışarı çıkarak karşıdaki evlerine gitti. Küçük kızın yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan Tuncay Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra da Tuncay Ç. hakkında İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “çocuğa cinsel istismarda bulunmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yağmur Kaldıran, iddiaya göre ilk duruşmada tacizcisiyle karşılaşacağı için yaşadığı stres ve korkuya minik kalbinin dayanmaması sonucu davadan iki gün önce 21 Kasım’da kalp krizinden hayatını kaybetti. Mahkeme heyeti, ikinci duruşmaya avukatı ile birlikte gelen sanık Tuncay Ç.’yi tutukladı. Yapılan üçüncü celsede Adli Tıp Kurumundan gelen rapora göre küçük kızın kalp krizinden öldüğünün belirtilmesi üzerine sanık tahliye edildi. Mahkeme heyeti, Tuncay Ç.’nin Yağmur Kaldıran’ı kasten öldürme suçundan müebbet hapis ile cezalandırılması için açılan dava ile bu dosyanın birleştirilmesine karar verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Kedi 500 yıllık caminin minberinde doğum yaptı, belediye sahip çıktı Elazığ’da bir kedi, tarihi Harput Mahallesi’ndeki 500 yıllık Ahmet Bey Camisi’nin minberinin altında doğum yaptı. Sağlıksız doğum yapan kedi ve yavrularına Elazığ Belediyesi sahip çıktı. Harput Mahallesi Ahmet Bey Camii İmam Hatibi Muhammed Atıf Yağışan, öğle namazını kıldığı sırada bir kedi gördü. Kedinin minberin altına kaçması üzerine fenerle minberin altına bakan Muhammed Atıf Yağışan, kedinin doğum yaptığını gördü. Yavru kedileri sokağa atmaya kıyamayan imam, minberin alt kısmındaki boşlukta anne ile 3 yavrusuna bakmaya karar verdi. Ancak kedinin rahatsız olduğunu gözlemlemesi üzerine imam, durumu Elazığ Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğüne bildirdi. İhbar üzerine tarihi 500 yıllık camiye gelen ekipler, buradaki anne kedi ve 3 yavrusunu alarak kafese koydu. Daha sonra kediler, Elazığ Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi Rehabilitasyon Merkezine götürüldü. Burada veteriner hekimler tarafından yapılacak tetkik ve gözetim sonucu kedi ve yavrularının kendi bölgesine bırakacağı bildirildi. "Kedinin sancılı olduğunu fark ettim" Cami İmam Hatibi Muhammed Atıf Yağışan, "Camimizde öğle namazı kıldıktan sonra kedinin içeri girdiğini gördüm ve minberin altına geçti. Bir inleme sesi işittim. Bunun üzerine minderin altına baktığımda kedinin yavruladığını gördüm. Kedinin sancılı olduğunu fark ettim. Veteriner İşleri Müdürlüğünü arayarak ekipleri bilgilendirdim. Ekipler de buraya geldiler, kedileri alıp götürdüler. Rahatsızlıkları üzerine duracaklar" dedi. "Gereken tetkikler yapıldıktan sonra tekrar doğaya bırakacağız" Veteriner İşleri Müdürlüğü personeli Muammer Turgut ise, "Elazığ Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü olarak bize şikayet gelmişti. Tarihi Harput Ahmet Bey Camisi’nde doğum yapmış hayvan rahatsızlandığı üzerine bir bilgi verildi. Biz de bu şekilde ekip olarak geldik ve kedinin minberin altında yavruladığını gördük. Kedileri aldık, kafese koyduk. Bunları buradan Elazığ Belediyesinin Geçici Hayvan Bakımevi Rehabilitasyon Merkezine götürüp veteriner hekimlere teslim edeceğiz. Gereken tetkikler yapıldıktan sonra tekrar doğaya bırakacağız" diye konuştu.
İstanbul Esenyurt’ta dükkana tuvalet penceresinden giren hırsız pes dedirtti...Hırsızlık anları kamerada Esenyurt’ta börekçi dükkanına tuvalet penceresinden girerek kasadan para ve malzeme çalan hırsız kayıplara karıştı. Şahsın içeri girip çıktığı pencerenin küçüklüğü ise dükkan sahibi tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Yaşanan hırsızlık anları güvenlik kamerasıyla anbean kaydedildi. Olay, geçtiğimiz Pazartesi gece saatlerinde Esenyurt Talatpaşa Mahallesi’ndeki bir börek dükkanında meydana geldi. İddiaya göre kimliği belirsiz şahıs, kapalı olan börek dükkanına girmek istedi. Park halindeki bir motosikletin üstüne çıktıktan sonra oldukça küçük olan pencereden geçtikten sonra içeri girdi. Bir süre içeride dolaştıktan sonra kasadan yaklaşık bin lira ve malzeme çalan hırsız, sandalyenin üstüne çıkarak geldiği pencereden geri çıkıp kayıplara karıştı. Ertesi gün dükkan sahibi Erdoğan Eskinoba, kasadaki paranın olmadığını fark edince güvenlik kamerası kaydını izledi. Olayı fark ettiğinde büyük bir şok yaşayan esnaf, durumu polis ekiplerine bildirdi. Yaşanan hırsızlık anı ise dükkanın güvenlik kamerasıyla saniye saniye görüntülendi. “Nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” Konu ile ilgili konuşan esnaf Erdoğan Eskinoba, “Olay geçtiğimiz Pazartesi oldu. Şahıs tuvaletten, bir karışlık yerden içeri girmiş. Burada bizim kasada bin lira kadar paramız vardı. Onu almış. Enteresan olan şey ise bir karışlık yerden girmiş. Gece 1 civarında dışarıda park halindeki motorun üstüne çıkmış. Tuvalet penceresinden içeri girmiş. Bizde de polise söyledik. Geldiler ve çalışma yaptılar. Genç, yaklaşık 15-16 yaşlarında bir çocuk nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” dedi. (MY-ZA-
Bursa (Özel) 20 gündür ağlamaktan gözyaşları kurudu...96’lık Zeliha Nine 20 gündür balkonda evladını bekliyor Bursa’da Uzun ekmek almasını istediği 96 yaşındaki annesi fırından "yuvarlak ekmek aldı" diye evi terk eden 44 yaşındaki Bülent Dalgın, 20 gündür kayıp. Oğlunun hayatından endişe ettiği için kayıp başvurusunda bulunan Zeliha nine 20 gündür evinin balkonundan bir an olsun bile ayrılmadan onun geri dönmesini bekliyor. Gözyaşları içinde çocuğunu görenlerden yardım isteyen ve ona "eve dön" çağrısı yapan Zeliha Dalgın, "Artık ağlamaktan gözyaşlarım kurudu. 20 gündür yemek yemiyorum, onu balkonda bekliyorum, yolunu gözlüyorum" dedi Edinilen bilgiye göre Mustafakemalpaşa ilçesinde 96 yaşındaki annesi Zeliha Dalgın ile birlikte yaşayan 44 yaşındaki Bülent Dalgın, fırına ekmek almaya gönderdiği annesinden uzun ekmek almasını istedi. Fırına gittiğinde uzun ekmek bulamayan 96 yaşındaki yaşlı kadın yuvarlak ekmek alarak eve geldi. Uzun ekmek alıp almadığını soran oğluna uzun ekmek kalmadığı için yuvarlak ekmek almadığını söyleyince de anne ve oğlu arasında tartışma çıktı. Akşam saat 17.00 sularında annesine "sen uzun ekmek almamak için yalan söylüyorsun" diyen Bülent Dalgın evden çıktı ve bir daha da eve geri dönmedi. Oğlunun hayatından endişe eden Zeliha Dalgın polisi ve jandarmayı arayarak kayıp ihbarında bulundu. 20 gündür evinin balkonundan biran olsun ayrılmayan Zeliha Dalgın yaşlı gözlerle oğlunun eve dönmesini ve ona bir an önce kavuşmayı hayal ediyor. Ağlamaktan göz pınarları kuruyan Dalgın," 20 gün oldu. Karşılıklı televizyon izliyorduk. Bana sebepsiz yere kızdı. "Anne ekmek al ama uzun ekmek al" dedi. "Tamam uzun ekmek alırım çocuğum" dedim. Uzun ekmek yoktu fırında yuvarlak ekmek aldım. "Geldim uzun ekmek yoktu çocuğum" dedim. "O zaman sen yalan söylüyorsun uzun ekmek almak istemiyorsun" dedi kızdı ve gitti. Düzenli ilaç kullanıyordu. Saatini hiç geciktirmiyordum. 20 gündür balkonda onu gözlüyorum, ne olur yalvarıyorum. Dön evine çocuğum, yavrum seni çok özledim ben. Ne olur dön evine" dedi. Oğlunun bir anlık öfke ile evden çıkarken yanına para ve nüfus cüzdanını dahi almadığını aktaran Zeliha Dalgın, "İstanbul’da tanıdıklarımız vardı. "Oraya gitmiş olabilir" dedik. Kardeşim araştırdı oraya da gitmemiş. Beş kuruş yanında para yok. Nüfus kağıdı bile evde, öylece çıkıp gitti" diye konuştu. Oğlunun evi terk ettiği günden bu yana evin balkonundan bir an olsun ayrılmadan oğlunun dönmesini bekleyen 96 yaşındaki Zeliha Dalgın, "Çocuğum bulunursa bayram ederim. Sizlere ölünceye kadar dua ederim" dedi. Gözüne uyku girmeyen, yeme içmeden kesilen Zeliha Dalgın, oğluna dönmesi için yalvarırken, "Çocuğum ne olur artık dön evine. Göz yaşlarım bitti artık akmıyor. Göz pınarlarım kurudu. Her gece "Allah’ım çocuğumu kötü insanlardan koru" diye dua ediyorum. Ondan başka kimsem yok. Yalvarıyorum. Ne olur bulun oğlumu" şeklindeki sözleri yürekleri dağladı. Bülent Dalgın ile en son konuştuğunda tövbe ettiğini belirtip bir daha gitmeyeceğim dediğini anlatan Teyze Teşrife Kaman ise "Ne oldu neden gitti bilmiyorum. Ablam koca gece balkonda oğlu için ağlıyor. Daha önce de Balıkesir’e gitmişti. Askerler bulmuş. Orada onlara dayısının numarasını vermiş. Dayısını aramışlar, dayısı gidip almıştı. Hastanede bile yattı. İlaç kullanıyordu. İnşallah geri gelir" diye konuştu. 96 yaşındaki Zeliha Dalgın’ın 20 gündür en büyük dramı yaşadığını hatırlatan Orta Mahalle Muhtarı Ali Yaşar Seyis ise Bülent Dalgın’ın geleceğini umut ettiğini belirtti. Muhtar Seyis, "Annesi 20 gündür gece gündüz sürekli o balkonda. Kendisine "inşallah bulacağız" diyoruz. 3 Mayıs’tan bu yana gözüne uyku girmiyor. 96 yaşında bir nine. Sağlığından korkuyoruz. Bülent’e sesleniyorum "Bir an önce gel. Anneni bu ısdıraptan kurtar. İnşallah gelecektir diye ümit ediyorum" şeklinde konuştu.
Bingöl Yıllar birbirini kovalıyor, yürekteki acılar bir türlü dinmiyor Bingöl’de 24 Mayıs 1993 yılında sivil ve silahsız bir şekilde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından 33 erin şehit edilmesinin üzerinden tam 31 yıl geçti ama acısı halen hafızalardan geçmedi. Bingöl-Elazığ karayolunda 24 Mayıs 1993 yılında usta birliklerine giden sivil ve silahsız 33 askeri şehit eden bölücü terör örgütü PKK’lı teröristlerin hain saldırısı, aradan geçen 31 yıla rağmen hafızalardaki yerini koruyor. Farklı şehirlerde 31 yıl önce acemi birliklerini tamamlayan askerler, usta birliklerine gitmek üzere Malatya’daki toplanma merkezine teslim oldu. Malatya’da araçlara bindirilen çoğu acemi ve aralarında öğretmenlerin de bulunduğu silahsız askerleri taşıyan otobüsler, 24 Mayıs 1993’te Bingöl’e doğru yola çıktı. Otobüsler aynı gün saat 18.00 sıralarında Bingöl-Elazığ kara yolu Bilaloğlu köyü mevkisinde bölücü terör örgütü PKK mensupları tarafından pusuya düşürüldü. Teröristler, otobüsten indirip kırsala götürdükleri sivil kıyafetli askerleri, sabaha doğru şehit etti. Bu hain saldırıda 3 asker de yaralı kurtulmuştu. Hain saldırının üzerinden 31 yıl geçti Aradan geçen 31 yıla rağmen 33 şehit için Bingöl-Elazığ karayolunda yapılan anıt her zaman vatandaşlar tarafından ziyaret ediliyor. 33 erin anıtını ziyaret ederek karanfil bırakan Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları Derneği yönetimi, şehitler için dualar etti. Bingöl Şehit Aileleri Gazileri ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Vahap Baysal, her zaman vatan için göreve hazır olduklarını belirtti. Baysal, ’’24 Mayıs 1993 yılında hain, alçak PKK terör örgütü tarafından sivil, savunmasız askerlerimizi araçlardan indirerek burada kurşuna dizerek şehit ettiler. 93 yılından beri biz bu şehitlerimizi yüreğimize, bağrımıza basarak her zaman gelip burada dualar okuyarak şehitlerimizi yad ediyoruz. Bu şehitler sadece şehit ailelerin değil Bingöl halkının aileleri oldu. Devamlı gelip burada ziyaret edip, dualar okuyarak şehitlerimizi anıyoruz. PKK terör örgütünü her zaman lanetledik, lanetlemeye devam edeceğiz. PKK terör örgütü dış güçlerin bir piyon taşıdır. Alçakça, kalleşçe, haince askerlerimize saldırarak burada askerlerimizi şehit ettiler. Kahrolsun PKK diyoruz ve Bingöl halkı olarak devletimizin yanındayız, şehit ailelerimizin yanındayız, vatanımızın yanındayız ve vatanımızın yanında dik durmaya devam edeceğiz” dedi. 33 erin anıtı ziyaret ederek dualar eden Pençe Kilit Harekatında gazi olan Abdulsamet Kalan, “Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen Pençe Kilit Harekatında yaralandım, EYP sonucu gözlerimi kaybettim. O tarihten itibaren halen tedavilerim devam ediyor. 24 Mayıs 1993 tarihinde gerçekleştirilen kalleşçe saldırı sonucu 33 askerimizi burada şehit verdik. 33 askerimizin gerek seneyi devriyesinde gerekse haftada bir buraya gelip şehitlerimizi anıyoruz, dualar ediyoruz” şeklinde konuştu. Hain saldırıda şehit olan askerlerin isim ve memleketleri şöyle: ’’Abdullah Kara-Antalya, Adem Zongur-Kırıkkale, Ahmet Apak-Denizli, Ahmet Aran-Manisa, Ali Arar-Konya, Aydın Kuzey-Çanakkale, Baki Umutlu-Denizli, Birol İrfan Askar-Afyonkarahisar, Cavit Yaman-Samsun, Ercan Çobanoğlu-Denizli, Erkan Kaçan-Konya, Hasan Gültutan-Hatay, Haydar Aslan-Trabzon, Hikmet Özdemir-Malatya, Hilmi Şahin-Konya, Hüseyin Çelik-Denizli, İbrahim Erten-Konya, İlyas Uyar-Konya, Mehmet Öztürk- Denizli, Mehmet Tura-Adana, Mevlüt Özkan-Konya, Murat Elibol-Çanakkale, Murat Menteş-Bolu, Musa Sarıgöz-Osmaniye, Mustafa Koçanoğlu-Denizli, Mustafa Yılmaz-Konya, Nihat Odabaşı-Kastamonu, Ramazan Akkaya-Kastamonu, Selahattin Aysan-Isparta, Şenol Cansız-Samsun, Şeref Tay-Denizli, Uğur Bozacı-İstanbul, Ünal Kalafat-İstanbul.”