ÇEVRE - 16 Ağustos 2021 Pazartesi 16:21

Gediz için Çiğli’de güç birliği

A
A
A
Gediz için Çiğli’de güç birliği

Çiğli Belediyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Ekolojik Denge Derneği ve Vodafone Business, “Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda” projesi için bir araya geldi.

Çiğli Belediyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Ekolojik Denge Derneği ve Vodafone Business, “Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda” projesi için bir araya geldi. Bu kapsamda, Gediz Nehri’nin iki farklı koluna kurulacak sensörler ve uydu takip sistemleriyle elde edilecek anlık veriler, bilimsel çalışmaların yapılmasına ışık tutacak. Proje sayesinde bölgede tarım yapan çiftçilerin, su ve topraktaki değişiklikler konusunda erken uyarı sistemi sayesinde bilgilendirilmesi ve önlem alınması hedefleniyor.


İzmir Ekolojik Denge Derneğinin AB Su Çerçeve Direktifinden yola çıkarak hazırladığı inovatif proje, Çiğli Belediyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesinin katkılarıyla Gediz Nehri’nin Çiğli sınırları içerisinde kalan iki farklı kolu üzerinde hayata geçirilecek. Bir yıl süreyle uygulanacak olan projenin yürütme görevini İzmir Ekolojik Denge Derneği, lojistik desteğini Çiğli Belediyesi, bilimsel analizlerin yapılmasını ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi üstlenecek. Vodofone Business, dijital tarım istasyonlarıyla, projeye teknolojik destek verecek.



Vodafone Business’den teknoloji desteği


Vodafone Business’in teknoloji destekçisi olarak yer aldığı projede, Gediz Nehri’nin kolları üzerine kurulacak olan istasyonlarındaki sensör ve uydu takip sistemleri ile anlık su analizi verilerinin dijital olarak toplanması sağlanacak.


Uzaktan takip sistemleri ile toplanacak olan su analiz verileri laboratuvarda yapılacak analizlerle karşılaştırılacak. Uzaktan takip istasyonların bulunduğu lokasyondan belirli periyotlarda alınacak olan manuel su numunelerinin analizleri, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde; Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan ve Dr. Onur Karadal tarafından analiz edilecek ve raporlanacak.


Projenin ileri aşamalarında, toprak analizi ile iyi tarım uygulamaları için alt yapı oluşturulacak. Bölgede belirlenen arazilerde ilaçsız tarım doğal gübre uygulamaları sayesinde bölgede tarımsal kirlenmenin önüne geçilecek.


Gediz Havzası’nın geleceği için öneme sahip olan bu projeyi hayata geçirmenin heyecanını yaşayan proje ekibi, uzaktan takip su analiz istasyonlarının kurulacağı konumları belirlemek için sahaya indi. Sasalı, Kaklıç ve Kuş Cenneti’nde alternatif konumlar belirlendi.



Sasalı ve Kaklıç’a müjde


Uzaktan takip su analiz istasyonları ile birlikte Sasalı ve Kaklıç bölgelerine tarım istasyonları da kurulacak. Uzaktan takip tarım istasyonları ile toprak, iklim ve bitki analizleri anlık yapılabilecek. Zararlı kamerası ile bitkilerde oluşabilecek hastalıklar erken tespit edilebilecek. Su ve toprak kirlenmesi eş zamanlı dijital ortamda takip edilebilecek. Sistemlerden alınacak veriler ile bölgede daha verimli tarım yapılmasına imkan sağlanacak.


İzmir Ekolojik Denge Derneği Başkanı Tolga Çalışkanelli, konu hakkında, "Gediz’in döküldüğü yerden başlıyoruz ve inanıyoruz ki projemiz Murat Dağı’na kadar uzanacak” dedi. Dernek olarak yaklaşık bir buçuk yıl önce "Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda" yolculuğuna başladıklarını ifade eden Çalışkanelli, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye projeye verdikleri destek için teşekkür etti.


İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse de projeyle ilgili, "İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak biz, içinde bulunduğumuz şehre, bölgeye, ülkemize ve insanlığa yararlı işler yapmayı ilke edinmiş bir kurumuz. Bu anlayışla hayata geçirilecek her projenin içinde olmaktan, katkı vermekten ve elimizi taşın altına koymaktan her zaman mutluluk duyarız. ’Yaşasın Gediz Temiz Su Temiz Gıda’ projesi de Çiğli Belediyesi ve İzmir Ekolojik Denge Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz teknolojinin kullanımı yoluyla Uzaktan takip sistemleri yardımıyla suyun analiz edilmesi anlayışına dayanıyor. Vodafone Business’in teknoloji destekçisi olduğu bu proje, Gediz Deltası’nda toprak, iklim ve bitki analizlerini anında yapabilecek. Bu yolla Gediz’in temiz gıda üretiminin merkezi haline geleceğini ümit ediyorum. Dünyanın geleceğini ciddi şekilde tehdit eden temiz su ve gıda alanına paydaşlarımızla birlikte katkı vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Ben bu işbirliğinde bizimle aynı kaygıları taşıyan ve bu önemli projeye destek veren Çiğli Belediyesine, İzmir Ekolojik Denge Derneğine ve Vodafone’ye en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Projeye emek veren herkesi kutluyor, hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.



"2 milyon yıllık mirasımızı hep birlikte koruyacağız"


Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesine alınması adına büyük bir özveriyle çalıştıklarını ifade eden Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, “Gediz Deltası 40 bin hektarlık alanıyla Doğu Akdeniz’in en büyük deltalarından biridir. Delta; tatlı su, acı su, kara ve kıyı alanlarının hepsinin bir arada yer aldığı eşine az rastlanır iki milyon yılda oluşmuş bir ekosistemler bütünüdür. Tatlısu gölleri, lagünler, tuzlu çayırlıklar, çamur düzlükleri ve sazlıklar gibi birçok doğal yaşam ortamının bir arada bulunduğu Gediz Deltası, flamingolar başta olmak üzere 300’e yakın kuş, balık ve bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve Önemli Doğa Alanı (ÖDA) statülerine de sahip olan deltanın tüm zenginliklerini korumak adına çalışmalarımızı başlattık. 2 milyon yıllık mirasımızı hep birlikte koruyacağız. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Ekolojik Denge Derneği ile aylardır süren planlamalarımızı bitirdik ve sahaya iniyoruz. Bilimsel ve uzun soluklu çalışmalar sürdüreceğiz. Gediz’i sınırlarımız içerisinde kim ne kadar kirletiyor? Kirlilik nerede yoğunlaşıyor? Sorularının cevabını bulacağız. Gediz kirliyken Çiğli temiz olamaz. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, soframızdaki yiyecek temiz olamaz. Herkes biliyor ki Gediz kirli. Sorunun kaynaklarını bulursak çözmemiz kolay olur. Çalışmalarımız kapsamında Sasalı ve Kaklıç bölgesinde yapılan tarımsal faaliyetlerin kalitesini de artıracağız. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için Gediz Deltası ve diğer doğa değerlerimizi korumak için gerçekleştirilecek her türlü çalışmaya katkı vermeye devam edeceğiz. Toplayacağımız veriler hızlı bir şekilde kullanılabilecek. El birliği ile vatanımızın havasına, suyuna, taşına, toprağına sahip çıkacağız” diye aktardı.



"Vodafone Business olarak bölgeye dijital tarım istasyonları kuruyoruz"


Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu da, konuşmalarında şu ifadelere yer verdi:


"İzmir Ekolojik Denge Derneği, Çiğli Belediyesi ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi iş birliğiyle başlatılan Yaşasın Gediz projesinde, iki farklı noktadaki su kirlilik durumunu takip etmek için Vodafone Business olarak bölgeye dijital tarım istasyonları kuruyoruz. Bu sayede alanda çalışan paydaşların sağlıklı ve anlık veriye erişerek müdahale alanları belirlemelerine ve bu verileri bilimsel çalışmalarında kullanabilmelerine imkan sunuyoruz. İzmir Ekoloji Denge Derneğinin proje yürütme öncülüğünü üstlendiği bu projede, pilot bölgede oluşacak çıktılar ve diğer proje ortaklarının katkıları ile AB Horizon projesine başvurularak Gediz Nehri’ni besleyen 16 kolun ve 17 bin 500 kilometrekarelik alan ile buradan tarımsal sulama kullanan çiftçilerin daha sürdürülebilir bir yaşamda nehir ve çevre ekosistemini koruması adına bilinçlenmesi için teknolojik olarak Vodafone Business Dijital Tarım İstasyonları ile buluşması sağlanıyor; ayrıca programa dahil olacak üniversiteler ile ilgili bölümlerin öğrencilerine, Gediz Deltası ve Gediz Nehir Yatağındaki Ekolojik Dengenin takibi için Vodafone Business Dijital Tarım Sisteminden gelecek verileri nasıl okuyacakları ve yorumlayacakları yönünden dijital okuryazarlık eğitimleri verilmesi hedefleniyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.