GÜNDEM - 13 Haziran 2024 Perşembe 16:08

Başkan Tugay’dan memurların eylemi hakkında önemli açıklama: “Soruşturma olacak”

A
A
A
Başkan Tugay’dan memurların eylemi hakkında önemli açıklama: “Soruşturma olacak”

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasındaki Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde uzlaşmanın sağlanamaması sebebiyle memurlar iş bırakma eylemini sürdürüyor. Kültürpark’ta bulunan meclis salonu önünde toplanan memurlar, ilk olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ofisinin bulunduğu İzmir Sanat’ın, daha sonra da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı binasının önüne yürüdü. Yaşanan gelişmelerin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Sanat Başkanlık Ofisi’nde basın açıklamasında bulundu.


İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin memurlarının sendikasıyla görüş ayrılığı yaşandığını aktaran Tugay, “Bu tamamen sosyal denge tazminatının maddi miktarıyla ilgili. Konu sadece Sosyal Denge Tazminatı’nda (SDT) onların bizden talepleri ve verebileceğimiz söylediğimiz rakamla ilgili uyuşmazlık. Herkes maaşını yan ödemelerini alıyor. Bu eylemin işçilerle ilgisi yok, tamamen memurlarla sosyal denge tazminatlarının miktarındaki uzlaşamamanın getirdiği durum. Bir tarafında insanların talep etmeleri, taleplerinin karşılanmaması durumunda tepki göstermeleri doğaldır. Hepimizin unutmaması gereken şey devlet memurları 657 sayılı kanunla yetkileri belli olan, belediyede yapacakları tanımlanmış olan arkadaşlarımız. Dün maalesef hepimizi üzen bazı durumlar yaşandı. Belediye meclis salonunun önünde arbede yaşandı. Belediye meclis toplantısının düzenini bozmak için hareket içinde olundu. Mesai saatinde belediye hizmet binasında yaşanan boyutuyla olmaması gereken bir şeydi. Bununla ilgili soruşturma olacak” ifadelerine yer verdi.



“Sayıştay raporu var”


Sendikanın talep ettiği SDT’nin, yasanın sınır olarak koyduğu miktarın üzerinde olduğunu kaydeden Başkan Tugay, “Üzerine çıkmayı yapamıyoruz. İzmir dışında hemen hemen hiçbir yerde uygulanmıyor. Diğer şehirlerin belediyelerinde yasal üst sınırı geçen tazminat miktarı yok. Bizde geçen dönem üzerine çıkılmış fakat ben imzalamadım sözleşmeyi. Bu dönem imzalamam için geldiğinde bu konuyla ilgili birkaç aydır araştırma yapıyorum sormadığım kimse kalmadı. Onlara bu konuyu yasal olarak aşıp aşamayacağımızı soruduğumda bana bazı eski kararları gösterdiler ama elimde sayıştay son raporu var İzmir Büyükşehir Belediyesinin denetiminde. Onda Sosyal Denge Tazminatıyla ilgili ‘sayıştayın daha önceki yıllara ilişkin aynı konuda verdiği kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate almaksızın, mevzuata aykırı olarak ödeme yapmada ısrar eden belediye başkanı hakkında gerekli inceleme ve soruşturma yapılması için bakanlığa yazılmasına uygun olacağı’ diye bildirimi var. Başka bir alanda, ‘mevzuata aykırı hükümler içeren sözleşmeyi imzalayan sıfatıyla harcama talimatı veren belediye başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır’ diyor. Kanunda ‘işleyecek faizleriyle birlikte ödettirilmesi’ diyor. Bu ifadeler bize bu artışı yapamaz hale getiriyor” diye konuştu.



“Yasal üst sınırın üzerine çıkamam”


“Konu bütçeden kaynaklanıyor gibi konuşuluyor ama bütçeyle ilgisi yok. Bu bir tasarruf tedbiri değil, Yasaya uyma zorunluluğu” diye konuşan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu artışı yaparsak, hakkımızda suç duyurusunda bulunulacağını, yargılanacağımızı faiziyle birlikte geri ödettirileceğini söyleyen sayıştay raporuna dayanarak yapamadığımızı söylüyorum. Bunun dışında anlaşamadığımız bir konu yok. İnsanların demokratik tepkisine saygı göstermekle beraber, burada İzmir halkı adına bu görevi yerine getiriyorum, yasalarla belirlenmiş sorumluluğum var. Burası benim özel şirketim değil, kafama göre yapamam kurallara uymak zorundayım. Harcanan her türlü para belediye bütçesindendir, halkın parasıdır. Doğruları yapma zorunluluğum var. Yasal üst sınırın üzerine çıkamayacağımı söyleyebilirim.”



“Yasal üst sınırı hükümet belirliyor”


Gazetecilerin yönelttiği soruları da yanıtlayan Tugay, Karşıyaka belediye başkanlığı yaptığı dönemde sendikayla yaşanan sorunların hatırlatılması üzerine, “Karşıyaka belediye başkanı olduğum dönemde, benden önceki dönemde yine burada olduğu gibi önceki dönemde Tüm Yerel Sen’e benden önceki belediye başkanı bu hakları vermişti. Ben göreve yeni başlayan belediye başkanı olarak, o dönemde mevcut memur sayısını da göz önüne alarak, anormal bir artış yapmadan yine yasal üst sınırın bir miktar üzerinde sözleşmeye imza attım. Ama daha sonraki aşamada benden çok yüksek artış istendiğinde bunu yapamayacağımı söylediğim doğrudur. Yasal üst sınırı hükümet belirliyor. Üst sınırla ilgili bu seviyeyi geçen belediyeler sadece İzmir’de var. Başka yerde yok. İstanbul da son bir yılda birkaç belediye geçti ama onlar şu anda ödemiyorlar. Dolayısıyla İzmir’e ait bir davranış olarak burada alışkanlık edinilmiş bir şeydi. Orada 400 civarında memur ilgilendiren bir karardı, burada 6 binden fazla memurla ilgili bir karar. Muhtemel bir kamu zararı ve buradan doğan bir ödeme durumunda göze alamayacağımız suçtur, hatadır. Böyle bir şeyi ne ben ne de başka belediye başkanı yapamaz. Orada da istenilen artışı yapmadığım için bazı eylemler yaşanmıştı. Yine konu aynıydı” cümlelerini aktardı.



‘SDT’nin yasal sınırı 8 bin 700 TL”


SDT’nin yasal olarak üst sınırının ortalama 8 bin 700 TL’nin olarak belirlendiğini söyleyen Tugay, “Buna yol ve yemek parası eklenebiliyor. Onlarla 12 bin TL’ye çıkabiliyor. Sendikanın talep ettiği 22 bin TL. Burada konu para değil, yasaya uyma-uymama halinizde maruz kalacağımız suçlama” ifadelerini aktardı.


Sözlerini sürdüren Tugay, “Her zaman memurların grevli toplu sözleşme haklarını savunduk ve halen de savunmaya devam ediyoruz. Olayın siyasi tarafında hükümetin yasal üst sınırı koymasını doğru bulmuyorum. Ama bu kural şu anda geçerli. Uymadığımız takdirde bizimle ilgili soruşturma ve ceza mekanizması işleyeceği için bu gözle bakılması gerekiyor. Yoksa memurların ne toplu sözleşme hakkına ne de başka türlü taleplerine duyarsız değiliz. Çalışanların haklarının yanındayız” ifadelerinde bulundu.



“Eyleme başka yerlerden başka insanlar davet edildiğini duydum”


Eylemlere yönelik açıklamalarda bulunan Tugay, “Küçük bir grup arkadaşımızın bu konuda gergin ve heyecanlı olduğunu gözlemliyoruz. Bunun öncelikle İzmir’e ve İzmir büyükşehir belediyesi memuruna yakışmayan bir davranış. Dışarda toplanan insanlarının kaç tanesinin bizim memurumuz olduğundan da emin değilim. Başka yerlerden başka insanlar davet edildiğini duydum. Kalabalığın içerisinde kaç tane İzmir Büyükşehir Belediyesi memuru olduğunu bilmiyorum. Ama arkadaşlarımız yerinde bulunmayan memurlarla ilgili tespit yaptılar. Sayıca az olduğunu görüyoruz. Buradaki kalabalığın biraz karışık kalabalık olduğunu görüyorum. Fevri çıkışları olan insanların kimler olduğunu da incelemek gerekiyor. Belediye ile ilgisi olmayan insanların aşağıda kalabalık içerisinde olma ihtimali var” cümlelerini kullandı.



“Fırsatçılık olarak görüyorum”


“Hem yasal sınır kural koyup hem de mecliste ‘niye daha fazla para vermiyorsunuz’ diye eleştirmelerini yanlış buldum” diye aktaran Tugay, “Fırsatçılık olarak görüyorum. Temmuz ayında memur maaş artışı olacak. Diliyorum memurlarımızı ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde maaş artışı yapar hükümet. Bu yasal üst sınırı da daha yukarıya ya da tamamen kaldırılmak yine hükümetin inisiyatifinde, bu sınırı biz koymadık. Memurlar grevli toplu iş sözleşme yapamıyorsa, tamamen mevcut yasaları yapanlar yüzündendir. Yaşadıklarımızla ilgili genel merkezimizi, il başkanımı bilgilendirdim. Siyasi olarak kendi görevimizi yasla olarak sıkıntıyı sokmayacak şekilde yapmak, bu anlamda İzmir halkına yapmamız gereken hizmeti yapmak konusunda sabit durmakta kararlıyız” dedi. Tugay, “Hukuken haklı olduğumu sadece görevimi yapmaya çalıştığımı idrak ettiklerine eminim. Gözünü kapayıp, yıkarız, dağıtırız diye düşünen varsa bunun iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ama ben görevimin başındayım. 5 yıl görevimi yapmaya devam edeceğim. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirlilere layıkıyla hizmet vermeye devam edecek. Yasa dışı davranma eyleminde olan varsa onunla ilgili ne gerekiyorsa yapılır” sözlerini söyledi.



Başkan Tugay’dan memurların eylemi hakkında önemli açıklama: “Soruşturma olacak”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Gül: "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" dedi. TBMM Genel Kurulu, 2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, birleşimi açtıktan sonra bütçenin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Bütçe üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bu bütçe milletimizin AK Parti’ye vermiş olduğu 24’üncü bütçe. Her zaman çıkıp ‘Bu millet sizi gönderecek. İşte bu son bütçeniz, bir daha burada oturamayacaksınız’ diyenleri gördük. Ama milletimiz her şeyi çok iyi görüyor, her şey milletimizin hakemliğinde gidiyor ve milletimiz hamdolsun 24’üncü bütçeyi de AK Parti’ye verdi, Cumhur İttifakı’na verdi. İnanıyorum ki daha nice bütçeyi, 2026’ları, 27’leri, 28’leri ve daha nice bütçeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu milletimiz güçlü desteğiyle inşallah verecek çünkü milletimiz bize güveniyor. Dünya demokrasi tarihinde benzeri az görülmüş bir siyasi süreklilik, siyasi istikrar ve büyük bir toplumsal güven ve mutabakat var. İşte biz de milletimize layık olmak için bütün yürütme olarak, gece gündüz çalışıyoruz ve hedefimiz Türkiye Yüzyılını kurmak" diye konuştu. Konuşmasının devamında milletin çizdiği istikametten yollarına devam edeceklerini dile getiren Gül, "Birçok şey yaptık değerli arkadaşlar; yollar, köprüler, birçok yapılar yaptık. Değerli arkadaşlar, bugün elde ettiğimiz bütün başarıların arkasında devlet ve millet arasındaki bir kaynaşması var. Gazi Meclisimiz, kurucu Meclis olması hasebiyle de dünya parlamentolarında çok önemli bir yere sahip ve Cumhuriyetimizi kurdu. Bu Cumhuriyetimiz ne zaman kök salsa kökü budanmaya çalışıldı, ne zaman demokrasi güçlense hep kesmeye; darbelerle, vesayetlerle, muhtıralarla bu milletin önü kesilmeye çalışıldı, darağacına gönderilen başbakanlar oldu ve bu ülke ne zaman kenetlense hep düşmanlar karşımıza çıkarıldı. Bu düşmanlar, bu ötekileştirilen kesimler kimi zaman dindarlar oldu, kimi zaman Aleviler oldu, kimi zaman Kürtler oldu ve bu kesimler dışlandı, hedef gösterildi. Rövanşist vesayetçi anlayışı, tepeden bakan bir anlayışı, milletin tepesinde boza pişiren zihniyetleri, dönemleri yaşadık" ifadelerini kullandı. "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" Terörsüz Türkiye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Gül, "İç cephemizi ne kadar güçlendirirsek dışarıdaki meydan okumalara karşı daha güçlü olacağız, daha güçlü bir meydan okumalara karşı ülkemizin gücünü daha da güçlendirmiş olacağız. Dolayısıyla terörün sona ermesi, varlığını sona erdirmesi ve Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması bu anlamda çok önemlidir ve Suriye’nin Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Nusayri’siyle, hep birlikte, beraber kardeşçe yaşamasını, demokratik katılım ve istikrarını son derece önemli görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt kardeşlerimizi kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Esad zamanında da oradaki Kürtlerin kimlik problemlerini bire bir sorun eden, onların tanınmasına yönelik her türlü politikalarda Kürt kardeşlerimizin yanında olmuştur. Şimdi de varlıkları ve güçlü temsilleri için her zaman bölgedeki tüm Kürtlerin yanında güçlü bir şekilde olacağız, o kardeşlerimiz her zaman bizleri yanlarında görecekler ve böylece hem ülkemizde hem bölgede huzurlu, kalıcı bir barışı temin ediyoruz" dedi.