GÜNDEM - 07 Şubat 2024 Çarşamba 10:23

Deprem bölgesinden yeni bir hayata

A
A
A

Türkiye’yi derinden yaralayan Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depreme Adıyaman’da ailesiyle yakalanan öğretmen Mehmet Eken, yeniden hayata tutunabilmek için eşi ve çocuklarıyla İzmir’e yerleşti. Yıkımın izlerini silebilmek için çok sevdiği mesleğine sarılan Eken, “Hava aydınlandıkça etraftaki yıkımı görmeye başladık. ilk defa havanın aydınlanmasını istemedim” dedi.

Öğretmen Mehmet Eken (51), tüm ülkeyi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depreme, ailesiyle birlikte yaşadığı Adıyaman’daki evlerinin beşinci katında yakalandı. Yaşadıkları apartman ise depremde ağır hasar aldı. Eken, bu felaketin ardından ailesiyle birlikte 4 gün boyunca arabasında kaldı. Daha sonra Mehmet Eken, kendisi gibi öğretmen olan eşi Figen Eken ile birlikte, ortanca kızının üniversite sınavına hazırlanması sebebiyle İzmir’de yaşayan diğer kızının yanına gitme kararı aldı. Buca ilçesinde ev kiralayan aile, kendilerine yeni bir hayat kurdu. Öğretmen Mehmet Eken, Buca’da bulunan İnci-Özer Tırnaklı Fen Lisesinde, eşi Figen Eken ise Buca 23 Nisan İlkokulunda çok sevdiği mesleklerini sürdürerek ailesiyle beraber yaşama tutundu.

Deprem bölgesinden yeni bir hayata

“Daha önceki depremler gibi geçicidir diye düşündük”

Öğretmen Mehmet Eken, merdivenden inerken ailesiyle el ele tutuştuklarını, depremde birçok meslektaşını ve öğrencisini kaybettiğini söyledi.

Deprem anında yaşadıklarını aktaran Eken, sözlerin şöyle sürdürdü:

“Ben, eşim, iki çocuğum deprem olduğu an uyandık. O süreci daha önce yaşadığımız depremlere benzettik. Biz kendi aramızda ‘deprem olacak ve ardından aşağı ineceğiz, aşağıda biraz muhabbet edip tekrar yukarı çıkacağız’ diye konuştuk; fakat bu seferki de deprem hiç eksilecek gibi değildi. Biz deprem durduğunda aşağı inerken, evimizde her şeyin devrildiğini, sıvaların döküldüğünü gördük. Beşinci katta olmamıza rağmen deprem alt katlarda daha büyük bir etki yapmıştı. Alt katların çok daha kötü olduğunu gördük. İnsan bu durumu kabul etmek istemiyor. Aşağı indiğimizde evimizin çatısının indiğini, büyük çatlamaların olduğunu gördük. Daha sonra hava soğuk olduğu için arabamızın yanına geçtik. Çevremiz aydınlandıkça belki de aydınlanmasını istemeyeceğimiz bir an geldi; çünkü aydınlandıkça etraftaki yıkımı görmeye başladık. İlk defa bir insan ‘ne olur hava aydınlanmasın’ diye bir duygu yaşıyor. Ne yazık ki hava aydınlandıkça etraftaki yıkımı fark ettik.”

“Mahalledeki okulumla, bakkalımla, onlarla olan iletişimimi kaybettim”

Deprem bölgesinden yeni bir hayata

Pandemi döneminde insanların en büyük güvencesinin evleri olduğunu anlatan Eken, şunları kaydetti:

“İnsanların pandemi dönemindeki en büyük güvencesi evleriydi. ‘Evde kalın’ deniyordu; fakat artık kalacak bir evimiz yoktu. Bir arkadaşımın söylediği ‘hayatımızı kaybetmek’ diye bir durum var. Arkadaşım diyor ki; ‘hayatınızı kaybetmek aslında ölmek değilmiş.’ Hayatınızı kaybetmek bizim daha önce sahip olduğumuz; komşuluk ilişkileri, kendi ev yaşantısı gibi şeyleri kaybetmekmiş. Ben öğretmenim. Mahalledeki okulumla, bakkalımla, fırınımla, onlarla olan iletişimimi kaybettim. Ölmek aslında oymuş.”

“İnsan iyileşse de hastalık hala kalıyor”

Yaşadıkları durumu yoğun bakım sürecine benzeten Eken, “Yoğun bakımda olan bir insan tedaviye alınır. Belki de İzmir bizim için o yoğun bakım ünitesi oldu. Burada bulunan okulumda göreve başladım. O benim için bir yoğun bakım oldu. Ben sınıfa girdiğimde hala kaybettiğim okul düzenimin, öğretmen arkadaşlarımın bir şekilde tekrar yerine gelmesiyle yoğun bakımdan çıktım. İnsan iyileşse de hastalık hala kalıyor. Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen o anları tekrar tekrar hatırlayınca duygular artıyor” dedi.

“İzmir bizim için güzel bir anı olarak kalacak”

Mehmet Eken, ilerleyen süreçte ise tekrar memleketi Adıyaman’a dönmeyi düşündüklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Çünkü her ne kadar buraya geldiysek, her ne kadar çevredeki olumlu yaklaşımı görsek de memleketten gittiğiniz zaman kendinize bir nevi oradaki ölenlere ya da kalanlara kısmen ihanet etmiş gibi düşünebiliyorsunuz. Evimiz yakıldı ve en son gördüğümde arsa haline gelmişti. İzmir bizim için güzel bir anı olarak kalacak; ama memleketime de dönmeyi istiyorum. Biz aslında depremden kaçmadık. İzmir’de de depremler olmasına rağmen biz o ‘hayatı kaybetmek’ denilen durumu yaşamak istemedik. Bir şekilde hayat düzenimizi kurmak istedik. Kaçarak kurtulmak değil de, bir şekilde üst düşünceyle hareket etmenin gerekliliğini düşünerek İzmir’e geldim.”

Deprem bölgesinden yeni bir hayata

“Beni en çok öğrencilerim aradı”

Öğretmenlerin yaşadığı duygulardan bir tanesinin de öğrencileriyle yakınlık kurulması olduğunu söyleyen Eken, “Ben depremden önce bu yakınlığın ne kadar sağlıklı olduğunu sorgulamaya başlamıştım. Depremden sonraki süreçte arabada kalırken, aklınıza gelen şey yakınlarınıza haber vermek ve yakınlarınızdan haber almak. Ben bu süreçte şunu gördüm; beni en çok arayan öğrencilerim oldu. Farklı illerde ve durumlarda olsalar da geri dönüş yaptılar. Ben ondan sonra bu sorguyu bıraktım. Bu da toplumsal dayanışmanın bir göstergesi oluyor. İnşallah bir daha hiç kimse depremi yaşamaz” ifadelerini kullandı.

Mehmet Pamuk - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı’da kar ve tipi nedeniyle kapanan 354 köy yolu ulaşıma açıldı Ağrı’da yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle kapanan 423 köy yolundan 354’ü, İl Özel İdaresi ekiplerinin yoğun çalışmasıyla yeniden ulaşıma açıldı. Yoğun kar yağışıyla birlikte bazı bölgelerde kar kalınlığı yer yer bir metreyi aşarken, yüksek rakımlı ve merkeze uzak köylerde ulaşım tamamen durma noktasına geldi. Tipinin zaman zaman şiddetlenmesi görüş mesafesini düşürdü. İl Özel İdaresi’nin 115 personel, 95 iş makinesi ve 8 mobil ekip ile yürüttüğü çalışmalar büyük bir özveriyle sürdürüldü. Kapanan yolların açılmasıyla birlikte köylerde yaşayan vatandaşlar il ve ilçe merkezlerine yeniden ulaşım imkânı buldu. Özellikle sağlık, gıda ve temel ihtiyaçlara erişim açısından hayati önem taşıyan köy yollarının açılması, kırsalda yaşayan vatandaşlara rahat nefes aldırdı. Bazı güzergahlarda yoğun rüzgar ve tipi nedeniyle açılan yolların tekrar kapanması üzerine ekiplerin aynı noktalara yeniden müdahale ettiği öğrenildi. Buna rağmen çalışmalar aralıksız devam etti ve birçok yerleşim yerinde günlük hayat yeniden hareketlenmeye başladı. 354 köy yolu ulaşıma açılırken, ulaşıma kapalı bulunan 69 köy yolunda ise İl Özel İdaresi ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğü, hava şartlarının el verdiği ölçüde yolların açılması için yoğun çaba gösterildiği belirtildi.