TEKNOLOJİ - 04 Kasım 2025 Salı 13:43

Endüstri 4.0’ın kör noktası: Veri güvenliği

A
A
A
Endüstri 4.0’ın kör noktası: Veri güvenliği

Sensörlerle yönetilen akıllı hatlar ve bulut tabanlı veri süreçleri fabrikaları verimlilikte öne taşıyor. Ancak internet bağlantılı bu ekosistem, fidye yazılımları ve veri ihlalleriyle üretimi saatlerce hatta günlerce durdurabiliyor. Uzmanlara göre bu tehdit, yalnızca BT ekiplerinin değil, şirket yönetimlerinin doğrudan sorumluluğu hâline geldi.


Akıllı sensörlerle çalışan hatlar, otomasyon düzeyi yüksek karanlık/akıllı fabrikalar ve bulut tabanlı veri akışları, Endüstri 4.0’ın verimlilik avantajını büyütürken siber risklerin ölçeğini de artırıyor. Üretim tesislerinin durma nedeni artık yalnızca mekanik arızalar değil; internet bağlantılı yapılara yönelen sofistike saldırılar, operasyonel sürekliliği ve marka itibarını tehdit ediyor. Bu tablo, siber güvenliği teknik bir BT görevi olmaktan çıkarıp yönetim seviyesinde ele alınması gereken stratejik bir iş riski hâline getiriyor. Fidye yazılımları, tedarik zinciri açıkları ve çalınan kimlik bilgileri; üretim planlarını aksatıyor, teslimat takvimlerini zorluyor ve müşteri güvenini aşındırıyor. Küresel ölçekte bazı üreticilerin yaşadığı veri ihlalleri ve haftalarca süren üretim duruşları, siber dayanıklılığın artık rekabetin ayırt edici unsurlarından biri olduğunu gösteriyor.



Yükselen tehdit: Veri ihlali ve kurumsal casusluk


Saldırganların yöntem seti genişliyor. Kimlik avı, üçüncü taraf yazılım açıkları, yetkisiz erişim için çalınmış kimlik bilgileri ve tedarik zincirine sızma girişimleri öne çıkıyor. Üretimin bir saatlik kesintisi dahi önemli maliyet oluştururken, sözleşme iptalleri ve yasal süreçler toplam faturayı büyütüyor. İş dünyası açısından risk, yalnızca teknik bir açık değil; doğrudan finansal dayanıklılık ve itibar yönetimi meselesi.



"Teknik bir sorun değil, stratejik bir iş riski"


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş. CTO’su Barış Bayram, üretim sektörünün maruz kaldığı siber tehditlerin yalnızca BT departmanlarının sorumluluğunda görülemeyeceğini söyledi. Bayram’a göre modern saldırılar, şirketlerin iş sürekliliğini ve marka itibarını doğrudan etkileyen stratejik bir risk boyutuna ulaştı. Yıllardır kullanılan operasyonel teknoloji (OT) altyapılarının güncel saldırı tekniklerine karşı savunmasız kaldığını belirten Bayram, "güncelleme veya yenileme" kararının çoğu zaman bir maliyet kalemi değil, oluşabilecek zararı azaltan yönetsel bir yatırım olarak düşünülmesi gerektiğini vurguladı.



BT ve OT aynı pencereden izlenmeli


Üretim sistemleri masaüstü bilgisayarlarla sınırlı değil; hat üzerindeki sensörler, PLC’ler, HMI’lar, endüstriyel ağ anahtarları ve SCADA bileşenleri de saldırı yüzeyinin parçası. Bayram, mümkün olduğu ölçüde BT altyapısıyla birlikte OT katmanının da izlenmesini; olay kayıtlarının tek bir platformda ilişkilendirilerek anormalliklerin üretimi durdurmadan önce tespit edilmesini öneriyor.



Riskleri azaltmak için odak başlıklar


Uzmanlara göre üretim şirketlerinin önceliği, eyleme geçirilebilir tehdit istihbaratı, sürekli izleme ve anomali tespiti, ağ segmentasyonu ve erişim kontrolü, otomatik yama ve zafiyet yönetimi ile çevrimdışı yedekleme ve geri yükleme senaryoları olmalı. Bu beşli çerçeve, saldırı yüzeyini küçültmenin yanı sıra kesinti sürelerini de anlamlı biçimde kısaltıyor.



XDR ve MDR ile genişletilmiş savunma


Geleneksel uç nokta koruması tek başına yeterli değil. Genişletilmiş Tespit ve Müdahale (XDR), uç noktalar, sunucular ve bulut sistemlerinden gelen sinyalleri bir araya getirerek saldırı paternlerini bütünsel biçimde ortaya çıkarıyor.



Maliyet yalnızca veri kaybı değil


Endüstriyel bir ihlalin faturası çoğu zaman dosya kurtarma bedelinin ötesinde; üretim kaybı, gecikmiş teslimatlar, ceza şartları ve müşteri sadakati üzerindeki etkilerle büyüyor.



Sonuç: Veriyi koruyabilen kazanır


Endüstri 4.0 yarışında belirleyici olan yalnızca otomasyon seviyesi değil; dijital tehdide karşı dayanıklılık. En akıllı fabrikalar, en çok veri toplayanlar değil; verisini güvenle işleyip sürekliliği koruyanlar olacak.



Yalnızca teknoloji değil, kültür ve yönetişim


Barış Bayram, işletmelerdeki en büyük zafiyetin güncel olmayan yazılımlardan ziyade güvenlik kültürü eksikliği olduğunu belirterek, Fazlanet’in teknik çözümleri yönetişim politikalarıyla birlikte kurguladığını ifade etti. Şirket; kullanıcı erişim yetkilendirmeleri, ağ segmentasyonu, yama süreçleri ve felaket senaryoları gibi başlıkları operasyonel kapasiteyle uyumlu hale getiriyor. Bayram’a göre bu çerçeve, üretim tesislerinde kesinti sürelerini kısaltan ve müşteri güvenini koruyan bir güvenlik omurgası oluşturuyor.


Kurumsal çözüm ortağı olarak Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş., Türkiye’de 7/24 Türkçe destek, üretim hatlarına özel siber güvenlik danışmanlığı ve sektör bazlı risk modellemesi sunan az sayıda firmadan biri. Şirket, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini güvenlik, süreklilik ve maliyet optimizasyonu temelinde yapılandırarak, Endüstri 4.0 yatırımlarının kesintisiz ve sağlıklı ilerlemesini hedefliyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Adli emanetten silahları çalan katibin ifadesi ortaya çıktı İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu’nda yapılan denetimde 9 adet silahı çalan zabıt katibinin ifadesi ortaya çıktı. Tutuklanan katip, "2023 yılının sonbahar aylarında emanet memurluğundan 1 adet silahı gizlice aldım. İlk aldığım silahın markasını ve seri numarasını hatırlamıyorum" dedi. İstanbul Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait Suç Eşyası ve Emanet Deposu’nda yapılan rutin denetimlerde 12 adet silahın kayıp olduğu belirlendi. Eksikliği tespit edilen silahların, İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı’nda incelemede mi olduğuna ilişkin yazı gönderildi. Kayıp silahlardan 3’ünün yeniden incelemeye alındığı ortaya çıktı. Bu silahlardan ikisinin 2 Ekim 2023’te Emanet İşlemleri Bürosunda zabıt katibi olarak görev yapan U.E. isimli kişinin üzerinden temin edildiği, bir diğerinin ise terör ve örgütlü suçlar kapsamında yürütülen bir soruşturma sırasında şüpheli başka bir şahsın ikametinde bulunduğu öğrenildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında 9 silahı sattığı belirlenen ve tutuklanan zabıt katibinin ifadesi ortaya çıktı. "1.5 milyon TL kadar borcum bulunmaktaydı" Zanlı U.E. savcılık ifadesinde, "Emniyette vermiş olduğum ifademi kabul etmiyorum. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum. Ben şu anda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak görev yapmaktayım. Tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2023 yılının Mart ayında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığında zabıt katibi olarak görevlendirildim. Görev yaptığım süre içerisinde eşim ile olan sıkıntılarım nedeniyle zor bir dönemden geçmekteydim. Aynı zamanda yaklaşık 1.5 milyon TL kadar borcum bulunmaktaydı. Adalar Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan iş bölümü doğrultusunda Emanet İşlemleri Bürosu’nda görevlendirildim. 2023 yılının sonbahar aylarında emanet memurluğundan 1 adet silahı gizlice aldım. İlk aldığım silahın markasını ve seri numarasini hatırlamıyorum. Aldığım silah ile Tuzla ilçesinde bulunan ikametime geldim. Amacım bu silahla intihar etmekti. Ancak o gün buna cesaret edemedim. Silahı Tuzla ilçesindeki ikametimde bırakarak ertesi gün Adalar Adliyesi’ndeki görevime devam ettim. Günün sonunda intihar düşüncemin ağır basması nedeniyle emanetten bu kez başka bir silah aldım. Tuzla Aydınlı bölgesindeki ormanlık alana gittim. Ancak yine intihar etmeye cesaret edemedim" şeklinde konuştu. "Görevini yerine getiren polis memurlari tarafından durduruldum" 2 silahı yakalatmasını anlatan U.E., "İlk silah hala uhdemde iken yeniden ikinci bir silahi almamdaki amaç eve uğramak istemememden kaynaklıdır. İlk aldığım silah ikametimde bulunduğundan eşimin olmadığı yerde intihar etmek istedim. Az önce ifade ettiğim gibi intihar etme cesaretini bulamadığımdan amacım iki adet silahı da alıp Adalar Adliyesindeki emanete kimsenin haberi olmadan geri bırakmaktı. 2 ekim 2023 tarihinde sabah saatlerinde Adalar Adliyesine gitmek amacıyla Kartal sahiline gittiğimde devriye görevini yerine getiren polis memurlari tarafından durduruldum. Yapılan aramada elimde poset içerisinde iki adet silahın tespit edilmesi üzerine adli işlemlerin devamı için beni polis merkezi amirligine götürdüler. Ruhsatsız silah bulundurduğum gerekçesiyle hakkımda kamu davası açıldı" dedi. "Üzerime atılı suçlamayı kısmen kabul ederim" Suçlamaları kısmen kabul eden U.E., "Kaybolduğu iddia edilen diğer silahlarla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Herhangi bir maddi menfaat teminim olmamıştır. S.K. ve N.K. isimli şahısları tanımam. Emanette bulunması gereken silahın nasıl bu şahıslardan temin edildiği hususunda bilgi sahibi değilim. Üzerime atılı suçlamayı kısmen kabul ederim. Bunun yanında kolluk görevlilerince el konulan cep telefonumda whatsapp uygulamasını yasa dışı bahis hususunda yazışmalarım bulunması nedeniyle sildim. Temin edilemeyen silahların akibeti ile ilgili herhangi bir yazışma içeriği bulunamamaktadır. Söyleyeceklerim bundan ibarettir" ifadelerini kullandı. "Silahlar yerden aldığım kutudan çıktı" Daha önceden benzer konudan hakkında davası olduğu öğrenilen U.E., "Bu suçlamaları kabul etmiyorum silahlar üzerinde parmak incelemesi yapılabilir. Hakkımda açılmış olan dava konusu olan silahlar içerisinde kitapların olduğunu görerek yerden aldığım karton poşetin içerisinden çıkmıştır. Herhangi bir tasarrufum yoktur suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.