POLİTİKA - 18 Haziran 2018 Pazartesi 17:03

İnce: "Erdoğan Tansu Çiller’den medet umuyor"

A
A
A
İnce: "Erdoğan Tansu Çiller’den medet umuyor"

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, "Erdoğan sürekli 90’lardan bahsediyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, "Erdoğan sürekli 90’lardan bahsediyor. Ama Tansu Çiller’den medet umuyor. Zaten başarı olsa partisini kalkındırır" dedi.


İnce, Kahramanmaraş’ta Müftülük Meydanı’nda halka hitap etti. Türkiye’de bu seçimde ilk kez hiç kimsenin kaybetmeyeceğini ifade eden İnce, "Ne CHP’liler ne AK Parti’liler, ne ülkücüler, ne solcular kaybedecek. Herkesin kazanacağı bir seçim olacak. Çünkü 4 Mayıs günü aday olduğumda parti rozetimi çıkardım Türk bayrağı taktım. O günden bugüne 43 gün geçti. Bu 43 günden 98. mitingim bu. Herkesi kucaklayan, hepimizin cumhurbaşkanı diyoruz ya işte Allah’ın izni milletimin isteğiyle cumhurbaşkanı seçildiğimde bakanlar kurulunu göreceksiniz. Sadece CHP’den değil her kesimden insan bakanlar kurulunda olacak. Bir büyük uzlaşma, bir büyük barışma, bir büyük şemsiye, bu büyük şemsiyenin altında bütün milletimizi buluşturacağız" dedi.


Cumhurbaşkanı olduktan 48 saat içinde olağanüstü hali kaldıracaklarını, ekonomiyi ayağa kaldıracaklarını söyleyen İnce, "Bakın doları durduramıyor. Dolarla kavga etti. Dolar yükseliyor. euro ile kavga etti euro yükseliyor. Faizle kavga etti faiz yükseliyor. İnce ile kavga etti İnce yükseliyor" diye konuştu.


Öğrencilerle canlı yayına çıkıp onlarla gelecek konuşan bir cumhurbaşkanı olacağını ifade eden İnce şöyle devam etti:


"AK Parti’liler size sesleniyorum fizik öğretmeni Muharrem İnce cumhurbaşkanlığında çocuklarınız daha iyi eğitim alacak. Alman-Fransız gençleri nasıl olacaksa bizim memleketimizin gençleri de aynı olacak. Refah içinde olacaklar, gençlerimiz de olimpiyatlarda madalya alacak. Huzur içinde bir Türkiye olacak. Tarımı ve sanayiyi geliştireceğiz. Sanayimizi devreye sokacağız. Meralarımızı, tarım alanlarımızı atıl olmaktan çıkaracağız. İnsan gücümüzü atıl olmaktan çıkaracağız. Gençlerimiz geleceğe umutla bakacak. Fabrikalarımız çalışacak topraklarımızdan bereket fışkıracak. Bunları bir yorgun adam yapamaz. 16 yıl önce yönetmiş, doları yükselten biri yapamaz. Kavga eden biri yapamaz. Türkiye’ye taze kan lazım yeni bir kan yeni bir isim lazım. Size, meydanlarda kavga değil üretim diyorum, geleceği anlatıyorum. 2020 yılında kullandığınız telefonları kullanamayacaksınız, artık uzay döneminden bahsediliyor. Artık Mars’ta maden çıkartılmasından söz ediliyor. Sürücüsüz araçlardan söz ediliyor. Tıpta büyük değişimler oluyor. Eğer bu değişimleri yakalayamazsak sokaklarda kağıtlardan haberleşeceksiniz. Muharrem İnce Kahramanmaraş’ta miting yaparken, onu Ankara’da 3 boyutlu olarak izleyebileceksiniz. Dünya değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak lazım, eğer bu değişimi yakalamaz isek 100 yıl fakir kalacağız."


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yöneltilen eleştirilerini partililerine izleten İnce, “Yuhalama yok” diye uyardı. İnce konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Dün İstanbul mitinginde ’seçim yaklaştı Muharrem İnce camilerden çıkmıyor’ diyor. Senin diyor seçimden önce camide bir fotoğrafın var mı diyor. Biz camiye fotoğraf çektirmeye değil ibadet için gidiyoruz. Camiye gitmemden neden rahatsız oluyorsun. Ben kimseye yalan söylemem diyor. 15 yaşından beri Cuma namazı kılıyorum. 5 vakit de namaz kılmıyorum. Camiye gittiğim için neden rahatsız oluyorsun. Camiden elini çek. Sen Allah’ın tahsildarı mısın? Kimsin sen? Bir Müslüman’ın başka bir Müslüman’ın camiye gitmesine sevinmesi gerek. O üzülüyor yahu niye gidiyor ki diyor. Orası meydanlarda konuşulacak şey değil. Kimseden izin alacak da değilim. Bir de kibir var. ’Yeryüzünde kibirlenerek yürüme çünkü sen yeri asla yaramazsın’ ayetini hatırlatırım. Erdoğan bu kibri bırak karşıma çık. Erdoğan şunu bil ben garibanların temsilcisiyim sen saraylıların temsilcisisin. Halk çocuğu benim, milletin evladı benim. Sen zengin sofralarında ben fakir fukaralarla geziyorum. Ben gönül kapıları kuruyorum. Bu memleketi daha fazla soydurmayacağız. Pasaportumuz Kapıkule’den dışarıda işe yarayacak. Marmaris’teki o sarayı engellilere vereceğiz. Yine benim dönemimde yurtlarda büyüyen kimsesi çocukların bu çocukların 18 yaşında devlet gözetiminde. 18 yaşından sonra sokağa atılıyor. Bizim dönemimizde 18 yaşını dolduran çocuklarımızı hemen kadroya alacağız. Eğer 81 milyonluk bir devlet çocuklarına bakamıyorsa yazıklar olsun. Hiçbir ayırımcılık olmayacak. Benim iktidarımda 81 milyon makbul insan olacak. Kadınlarımızı çalışma yaşamına katacağız. Ev hanımlarının emekli primleri konusunda çalışma yapacağız. Çalışma konusuna girmemiz için çocuk bakımını çözmemiz lazım. O yüzden her mahalleye kıraathane değil kreş açacağız. O kreşlerde de sadece kadınları çalıştıracağız. Gençlerimize bayramlarda 500 lira destek sağlayacağız. Bu parayı ben değil Türkiye Cumhuriyeti verecek. Bugün devletten yardım alan vatandaşlarımız var. Bu parayı Tayyip Erdoğan mı veriyor? Devlet veriyor. Benim dönemimde bu yardımları artıracağız. Çünkü benim dönemimde hırsızlık olmayacak devletin çok parası olacak. Özel bir uçak kiralayıp geldim sizin paranızla. Dün Erdoğan İstanbul’a üzerinde T.C. yazan uçakla geldi. Yani devletin uçağı. Ben sizin paralarla çalışmalarımızı yapıyorum. Erdoğan devletin ekipmanını kullanıyor. Son 10 günde hiçbir aday bunları yapamaz. Benim dönemimde ben dahil herkes kanunlara uyacak. Ona serbest ben de sizin bağışlarınızı harcıyorum helal ediyor musunuz?"


Eski başbakanlardan Tansu Çiller’in de Yenikapı’ya gittiğini hatırlatan İnce, "Erdoğan sürekli 90’lardan bahsediyor. Ama Tansu Çiller’den medet umuyor. Zaten başarı olsa partisini kalkındırır. Özeti Tarzan zorda. Ama sakın ha şımarıklık yok. Allah’ın izniyle bu iş olacak. AK Parti’liler de mutlu olacak. Bu yorgun adam herkesin sorunlarını çözemez” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yaşlı Destek Programı’na başvurular başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak projelerin değerlendirileceği Yaşlı Destek Programı’na (YADES 2024) başvuruların başladığını belirterek, bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdıklarını bildirdi. Göktaş, yaşlı nüfus oranının yüzde 10,2’ye yükseldiği Türkiye’de, bakanlığının yaşlılara sunulan hizmetlerin sayısının artırılması ve ihtiyaçlara göre çeşitlendirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Göktaş, “Bu kapsamda bakanlığımızca aile temelli aktif ve sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesi politikasını YADES programıyla sürdürüyoruz. Yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin sunumunda kurum bakımı hizmetleri yanında, evde bakım, gündüz bakım gibi koruyucu önleyici alternatif hizmet modellerini de yaygınlaştırıyoruz. Ayrıca yaşlılar ve yakınlarının öncelikli tercihi olan gündüz bakım ve evde bakım destek hizmetlerinin geliştirilmesi için projeler yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu yıl 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık” Bakan Göktaş, 2016’da uygulanmaya başlanan ve genel bütçeden aktarılan kaynakla sürdürülen YADES ile yerel dinamikleri harekete geçirerek, yaşlılık alanında farkındalık oluşturmayı, yaşlıların ev ortamlarında ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesini amaçladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “65 yaş üstü vatandaşlarımızın korunması ve desteklenmesiyle bakım desteği ve psikososyal desteğe ihtiyacı olanların yaşadıkları mekanlarda gerekli bakımlarının yapılarak yaşamlarının kolaylaştırılmasını sağlamak üzere, 8 yılda toplam 45 milyon TL finansman desteği sağladık. Bu kapsamda 8 yılda 42 belediyede yürütülen 74 projeyle 87 bin 987 hanede 128 bin 691 yaşlıya ulaştık. Yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak yeni projelerin değerlendirileceği YADES 2024 başvuruları ise başladı. Bakanlığımızca bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık.” Proje teklifleri 3 Haziran’a kadar valiliklere teslim edilecek YADES 2024 programı kapsamında ayrılan ödeneğin bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslar kapsamında belediyelerin hazırlayacakları ve valiliklerce teklif edilecek projeler için kullandırılacağını kaydeden Göktaş, belediyelerce hazırlanacak projelerin sürelerinin bir yıl olacağını, onaylanan projelerin, belediyeler tarafından uygulanacağını ve denetimlerin ise valilikler aracılığıyla yürütüleceğini ifade etti. Bakan Göktaş, programa başvuracak belediyelerin hazırlayacakları proje tekliflerini, en geç 3 Haziran saat 17.00’ye kadar valiliklere teslim etmesi gerektiğini bildirdi.
Sivas Güneş çarpması olarak düşünülüyor, asıl tehlike fark edilmiyor İlkbahar’ın gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda artış devam ediyor. İnsanların hayatını kaybetmesine sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), İç Anadolu Bölgesi’nde hızla yayılıyor. Kene ısırıklarına ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Numune Hastanesi’nde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, “Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor” dedi. Baharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) virüsüne sebep olan kene ısırığı vakaları görülmeye başlandı. Kırsal kesimlerde daha sık rastlanan ve tedavi olunmadığında ölüme neden olabilen kene ısırığı hakkında uzmanlar sıklıkla uyarılarda bulunuyor. Hastalığın belirtilerini sıralayan uzmanlar, belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneriyor. Sivas Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, KKKA virüsüne ilişkin bilgiler verdi. Virüsü taşıyan kenelere Sivas ve çevresinde çok sık rastlandığını ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Çok çeşitli kene türleri var ama bizim bölgemizde endemi oluşturan Kırım Kongo bulaşına sebep olan Hyalomma burada daha ön planda. Keneler yaklaşık 20 civarında hastalık bulaştırma potansiyeline sahip. Bunun başında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) geliyor. Kırım Kongo bulaşı, kenelerin insanları ısırmasıyla oluşuyor. Hayvanlarda ise belirti vermeden sessiz enfeksiyon şeklinde seyredebiliyor. Kasaplarda da kesim sırasında bulaş söz konusu olabiliyor” dedi. “Temas riskini azaltmak gerekiyor” Vücutta kene görülmesi halinde yapılması gerekenleri anlatan Murtaza Öz, “Keneyi çok ürkütmemek lazım. Üzerine kolonya dökülmesi ve yakma gibi şeyler yapılmamalı. İlk yapılması gerek bir sağlık kuruluşuna gitmek. Çıkarıldıktan sonra o bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı ve alkol ile dezenfekte edilmeli. Özellikle kene teması için risk faktörü taşıyan tarım ile uğraşan insanlar uzun kollu ve açık renkli giyişiler giyebilir. Pantolonu çizmenin veya çorabın içine geçirebilir. Temas riskini azaltmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Güneş çarpması değil kene ısırığı Hastaların bir kısmının kene ısırığını fark etmediğini ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Kene ısırığını fark edenler de genellikle duş aldıklarında fark edebiliyor. Hastalarımız rutin tarama yapmıyor. Bunun dışında hasta bağ, bahçeden geldikten sonra özellikle güneş çarpması olduğunu ifade ediyor. ‘Beni güneş çarptı’ diyor, keneyi fark etmiyor. Bulantı, kusma, baş ağrısı gibi şikâyetler başlıyor. Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor. Bu da sıkıntılı bir durum. Güneş çarpması diyerek hastalığın hem ilerlemesine neden oluyor hem de tedavinin gecikmesine neden oluyor” ifadelerine yer verdi.
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.