ASAYİŞ - 23 Temmuz 2025 Çarşamba 22:45

Karabük’te orman yangınları nedeniyle 10 köy boşaltıldı

A
A
A
Karabük’te orman yangınları nedeniyle 10 köy boşaltıldı

Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Safranbolu ve Ovacık’taki orman yangınlarına yürütülen söndürme çalışmaları ile ilgili bilgi vererek, 10 köyün boşaltığını söyledi.


Karabük’ün Safranbolu ve Ovacuma’daki orman yangınları devam edereken her iki bölgedeki yangını kontrol altına alma çalılmaları da sürüyor. Yangın bölgelerindeki inceleme yapan Karabük Valisi Mustafa Yavuz ve Ak Parti Genel Sekreter Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Cem Şahin, yangın ve söndürme çalışmaları hakkında bilgi aldı.


Vali Yavuz, yaptığı açıklamada ise ilk yangının sabah saatlerinde Karabük-Ankara yolunda çıktığını ama alevlerin kısa sürede kontrol altına alındığını kaydetti. Öğleden sonra Safranbolu ve Ovacuma yangınlarına ise devam ettiğini belirten Vali Yavuz, " Bugün öğleden sonra saat 15:00 sıralarında Safranbolu ilçemize bağlı Çavuşlar köyümüzde başlayan yangın, yine saat 16:30 sıralarında Ovacık ilçemize bağlı Kışla köyümüzde başlayan, iki farklı noktadaki yangınla karşılaştık. Arkadaşlarımız ilk andan itibaren olaya müdahale ettiler. Hem Orman İşletme Müdürlüğümüze ait araçlar, hem helikopterlerimiz, hem özel idaremiz, hem belediyelerimiz, hem diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız, hatta sivil toplum kuruluşlarından gönüllülerimizle birlikte harekete geçtik. Fakat bizim işimizi zorlaştıran rüzgar oldu. Özellikle arkadaşlarımız gerçekten canlarını ortaya koyarak, müdahalesini yaparken, rüzgarın da etkisiyle, hızlı bir şekilde bazen yangın 300 500 metre artarak maalesef geniş bir alana yayıldı. Sizlerin de gördüğü gibi alan gerçekten çok engebeli, dağlık ve kayalık. Burada yürüyüş yapmak ve ayakta durmak çok zor. Yol sıkıntısı var.


10 köy boşaltıldı


Vali Yavuz, orman yangınları nedeniyle Karabük ile Safranbolu ve Ovacuma ilçelerine bağlı 10 köyün boşaltıldığını da kaydederek, "Arkadaşlarımız çerçeveleme yaparken, diğer taraftan tabii ki orman içerisindeki yerleşim yerlerimiz vardı. Bu yerleşim yerlerimizdeki şu ana kadar Ovacık’tan Karabük merkezinden aynı zamanda da Safranbolu ilçemizden toplam on köyümüz ve bu on köyümüzün belli mahallelerini tahliye etmek zorunda kaldık. Vatandaşlarımızı Ovacık’ta kamp merkezimiz var. Orada misafir ediyoruz. Karabük merkezde de vatandaşlarımızdan isteyenleri yine Gençlik ve Spor Müdürlüğü’müze bağlı yurtlarda onları misafir edeceğiz. İnşallah tez zamanda bu yangınlarımızı söndürüp, tekrar vatandaşlarımızı yaşadıkları yerlerde daha iyi şartlarda daha iyi koşullarda yaşamasını sağlamak istiyoruz. Devletimiz yanlarında olacaktır. Hükümetimiz yanlarında olacaktır. İnşallah onları da mağdur etmeyeceğiz" şeklinde konuştu


Can kaybı yok


Vali Yavuz, yangın nedneiyle can kaybı olmadığını da vurgulayarak, "Biz aslında 2 Haziran’dan 31 Ekim’e kadar ormanlara giriş ve çıkışları yasaklamıştık. Bugün Türkiye’deki en sıcak günlerden birisi yaşadı. Karabük’te de kırklı dereceleri gördük. Hatta üstünü gördük. Maalesef böyle iki talihsiz yangınla karşı karşıya kaldık. Temennimiz can kaybının olmaması. Temennimiz herhangi vatandaşımızın yaralanmaması. İnşallah gece. Vekillerimizle birlikte, emniyetimizle, jandarmamızla, AFAD’ımıza, özel idaremize, belediyelerimizle ve Orman İşletme Müdürlüklerimizle birlikte bu çalışmayı yürüteceğiz. Yine aynı şekilde de Tarım Orman Bakanımızla, İçişleri Bakanımızla bir şekilde süreci onlara da arz ederek bilgi arz ederek devam ediyoruz. Ben tekrar çok geçmiş olsun diyorum"diye konuştu.


Alevler geniş alana yayıldı


Genel Sekreter Yardımcısı Şahin, alevlerin kısa sürede geniş alana yayıldığını ifade etti. Şahin,


"Çok geniş bir alana yayılmış bir yangın var. Dün zaten ekiplerimizin bir yangınla mücadelesi vardı. Onda mesafe, netice alınmıştı ama orada da halen soğutma çalışmaları devam ediyor. Halen o Burunsuz mevkiinde devam ediyor. Onun için de arkadaşlar önlem almış vaziyette. Arkadaşlarımız da geniş bir alana yayıldı. Yangının geniş alana yayılmasında bir takım sebepleri var. Rüzgar var. Engebeli bir arazi var. Dolayısıyla her türlü tedbiri ve önlemi almak suretiyle ekiplerimiz çalışmalarını yürütüyor"dedi.


Yanan evler var


Şahin, alevlere teslim olan evlerine de olduğunu belirterek, " aalesef bazı köylerimiz ciddi zarar gördü, yandı. Bu süre içerisinde aynı akıbetle karşılaşmasını arzu etmediğimiz köylerimiz için gerekli önlemleri, AFAD’ımız, jandarmamız, ekiplerimiz almış vaziyette. Yani şu an cansiparane bir mücadeleylr yürüyor. İnşallah arkadaşlarımız gerekli mücadeleyi yapacak ve en kısa süre içerisinde bu yangınla alakalı meseleyi ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Çok geçmiş olsun" diye konuştu.


(YE-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.