GENEL - 29 Eylül 2019 Pazar 13:27

(Özel) Kastamonu’yu ayı korkusu sardı

A
A
A
(Özel) Kastamonu’yu ayı korkusu sardı

Kastamonu’da son 1 haftada ayı saldırıları arttı.

Kastamonu’da son 1 haftada ayı saldırıları arttı. Kış uykusuna yatmaya hazırlanan ayıların saldırıları nedeniyle şehri korku sardı.


Kış uykusuna yatmaya hazırlanan ve kış uykusu öncesi gereken yiyecekleri depolamak için ormanlık alanda yiyecek bulamayan boz ayılar, yerleşim yerlerine kadar indi. Kastamonu genelinde ayıların saldırdığı 17 büyük hayvan telef olurken, hayvan otlattığı sırada ayının saldırdığı 2 kişi de yaralandı. Büyükbaş hayvanların yanı sıra ayrıca 4 köpek, 1 eşek ve 1 koyun da ayının saldırısı sonucunda telef oldu. Vatandaşların evlerine kadar gelen ayılar köylülerin sebze ve meyve bahçelerine de büyük zarar verirken, içerisinde bal var zannettiği arı kovanlarını parçaladı.


Hayvanlarını otlatmaya, hatta evlerinin önüne çıkmaya korkan vatandaşlar, yetkililerden yardım istiyor. Ayı saldırılarının arttığı sadece son 1 haftada Kastamonu’nun Ağlı ilçesinde 3, Araç ilçesinde 2, Azdavay ilçesinde 1, Cide ilçesinde 3, İnebolu ilçesinde 1, Çatalzeytin ilçesinde 3, Küre ilçesinde 1, Şenpazar ilçesinde 1, Doğanyurt ilçesinde 2 olmak üzere 17 büyükbaş hayvan telef oldu. Sahipleri, kaybolan hayvanlarını ayı parçalarken buldu. Araç ilçesinde 1 ve Cide ilçesinde de 1 olmak üzere hayvanlarını otlatmak için meraya giden toplam 2 kişi de ayıların saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan 2 kişi, Kastamonu Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.



Ayı popülasyonunun en fazla olduğu Kastamonu’da 800 boz ayı bulunuyor


Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü verilerine göre, ayı popülasyonunun en fazla görüldüğü Kastamonu’da yaklaşık 800 boz ayının olduğu tahmin ediliyor. Yüzde 67’si ormanlarla kaplı Kastamonu’da boz ayılar, en çok Küre Dağları Milli Parkı sınırları içerisinde yer alan Ağlı, Küre, İnebolu, Doğanyurt, Cide, Şenpazar, Azdavay ve Pınarbaşı ilçelerinde yoğun olarak yaşıyor. Hemen hemen her gün ayıların saldırısına maruz kalan vatandaşlar, geçimlerini tarım ve hayvancılık ile sağladıklarını belirterek yetkililerden yardım istedi.



Vatandaş evinden dışarıya çıkmaya korkuyor


Ağlı ilçesinin geçimini hayvancılıkla sağladığını belirten Ağlı Kabacı Köyü Muhtarı Ramazan Turan, “Bütün köylülerimizin önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Arıcılık, seracılık bunlarla geçimini sağlıyorlar. Son 4-5 seneden beri ayı istilasına uğramış durumdayız. Bu sorunu 4-5 seneden beri çekiyoruz. Ayılar bundan 1-2 sene önce seramızı, bahçemizi, meyve ağaçlarımızı mahvetti. Arılarımızın ballarını yiyor. Bağ ve bahçeyi mahvediyor. En son olayda canlı bir tosunumuzu aldı götürdü. Köpeğimiz tosunumuzu ormanda buluyor. Başında da ayı var, telef etmiş. Biz bunun bir çözümünü istiyoruz. Çok mağduruz. Artık canlı hayvanlara saldırmaya başladı. Artık kapı önlerine gelmeye başladı. Hayvanlarımıza, çoluğumuza çocuğumuza sıkıntı oluşturuyor. Vatandaş evinden dışarı çıkmaya korkuyor. Kapımın önüne kadar geldi. Bir müddet sonra ayılar insanlara saldırmaya başlayacak. Şu an bir canlı hayvana zarar verdiyse 2 gün sonra bu insana da zarar verebilir. İnsanı da parçalayabilir. İnsanı da telef edebilir. O zaman ne olacak? Önceden bunun önlemini alabilirsek sorunu çözeriz. Bir şey yapmamız gerekiyor. Yetkililerin burada bizi duyması gerekiyor” dedi.



Son haftalarda ayıların saldırıları arttı


Son günlerde ayıların saldırılarının arttığını söyleyen Veteriner Hekim Sedat Bal, “Bunun yanında sadece hayvanlara olan saldırı eğiliminin değil ki bundan birkaç ay önce Ağlı ilçemizin Dikmen Mahallesi’nde insanların rehin aldığını izledik. Bunların başlıca nedenleri arasında doğal gıda kaynaklarının azalması yatıyor. Bu yüzden insanların hayvanlarına dahi saldırıyor. Aslında bunların yanı sıra insan olarak bizim de yaptığımız hatalar var. Bunların başlıca nedenleri yol yapım çalışmaları, madencilik çalışmaları, kesim alanlarının genişletilmesi ayıların yaşam alanlarını daraltmıştır. Buna bağlı olarak aç kalan hayvanlar illa ki hayvanlara saldırıyor” diye konuştu.



Aç olan bir ayının önünde ölü taklidi yapmayın, kaçın


Ayıların aromalı yiyeceklerin kokusunu kilometrelerce uzaktan alabildiğini belirten Bal, “Normal şartlar altında ayılar insanlara zarar verecek eğilimde olan hayvanlar değildir. Ancak aç kaldıkları zaman tabii ne yapabileceklerini bilemeyiz. Mümkün mertebe ayılar insana zarar vermez. Ancak karşılaştıkları durumda normal prosedür hareketsiz kalınması ve ölü taklidi yapılmasını söyler. Bu en son noktaya kadar yapılmaması gereken bir şey. Mümkün mertebe kaçsınlar. Bunların önleminin alınması için bakanlığımızın geniş çaplı çalışma yürütmesi gerekiyor. Ayıların saldırılarının son günlerde artmasının nedenleri arasında artık malum önümüz kış, kış aylarına girmeden önce ayılar hiperfaji dediğimiz bir döneme giriyor. Bunların aşırı beslenme eğiliminin artması gerekiyor ki kış uykusuna yatacaklar. Bu aslında ayıların elinde olmayan bir neden. Psikolojilerine baktığımız zaman bu hayvan beslenecek. Neyle beslenecek? En yakın yerle beslenecek. En yakın yer dediğimiz neresi? Bu hayvanların aşırı bir koku alma becerileri var. Bu koku alma becerileri arasında aromalı yiyecekler dediğimiz yiyecekler var. Ve kilometrelerce öteden bu kokuyu alabiliyorlar. Ayılar atılan çöpteki aromanın kokusuna dahi gelebiliyorlar. Bu durum biz insanlarla ayıları karşı karşıya getiriyor. Bunların önlemi alınabilir ama yine insanların yapabileceği bir şey yok. Yine bakanlık tarafından önlem alınabilir” şeklinde konuştu.



"Çok korkuyoruz, can güvenliğimiz yok"


Hayvancılıkla uğraştığını anlatan köy sakinlerinden 67 yaşındaki Mahide Turan, “Çoluğum çocuğum için uğraşıyorum. Benim aylığım yok. Başka çaremiz yok. Bahçeyi boş verelim, hayvanlarımıza ve bizlere de saldırıyor. Çok korkuyoruz, can güvenliğimiz yok. Büyüklerimize sesleniyorum. Bize yardım etsinler. Kovanlarımızı dağıttı. Bahçemizi dağıttı. Şimdi de hayvanlarımıza saldırdı. Korkuyoruz, ne yapacağız bilmiyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu’da 222 kişiye, 33 milyon 300 bin lira evlilik kredisi desteği Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Harun Köksalan, Kastamonu’da bu yıl 222 kişiye toplam 33 milyon 300 bin TL evlilik kredisi verildiğini söyledi. Kastamonu’da Aile Yılı söyleşileri kapsamında "Ailede Üç Değer: Saygı, Sabır, Sevgi" konulu konferans gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Milli Eğitim Bakanlığı Bakanlık danışmanı Yazar Erol Erdoğan konuşmacı olarak katıldı. Konferansa Kastamonu Valisi Meftun Dallı ile davetliler ve öğrenciler katıldı. "222 kişiye, 33 milyon 300 bin Türk Lirası değerinde evlilik kredisi sağlandı" Konferansın açılışında konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Harun Köksalan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edilmesi doğrultusunda, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik faliyetler gerçekleştirdiklerini ifade etti. 2025 yılı içerisinde Aile Yılı kapsamında yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi veren Köksalan, "Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi kapsamında 222 kişiye 33 milyon 300 bin Türk Lirası değerinde evlilik kredisi sağlanmıştır. Aile eğitim programı kapsamında merkez ve ilçe sosyal hizmet merkezlerimiz tarafından toplam 3 bin 600 kişiye eğitim verildi. Merkezde 2 bin 189, ilçelerde ise bin 411 kişiye ulaşıldı. Evlilik öncesi eğitim programı kapsamında toplam 3 bin 186 kişiye eğitim verildi. Doğum yardımı olarak bin 325 hak sahibine toplam 5 milyon 725 bin 354 Türk Lirası ödeme yapıldı" dedi. Daha sonra konuşan Yazar Erol Erdoğan da, "Maalesef bu modern ve dijital dönemde hep sorunları konuşuyoruz. Hep sorunlarla ilgili kafa yoruyoruz ama çözümü konuşmaya mecalimiz kalmamış artık. İnsan iyi bir muhitte olduğu zaman iyi bir arkadaş çevresinde olduğu zaman zaten kötülüğe bir fırsat kalmaz. Onun için siz de lütfen toplumdaki olumsuz meseleleri konuşurken, sadece olumsuz meseleyi konuşmakla kalmayın ondan daha fazla enerjinizi iyi iş nasıl yapılacak, nasıl yaygınlaştırılacak, onu nasıl anlatacağız, onu nasıl toplum yaygınlaştıracağız, nefesimizi bunu harcamamız lazım. 1980’li ve 1990’lı yıllardan bir örnek vereceğim. Maalesef, hiç hayatında bağımlılık maddesini görmemiş çocuklara, gençlere bağımlılıktan kurtulma dersleri verildi. Çocuk zaten bağımlılık maddesini görmemiş. Çocuklar ekranda melankolik fotoğrafları görünce dedi ki ’nedir’ dedi ve onun peşine düştü. Bunlar merakı kamçıladı. Bağımlılıktan kurtulma derslerimiz ne yazık ki bağımlılıkla tanıştırma gibi bir sonuç ortaya çıkardı" dedi.